Gidenlerin ardından kalanlar

Kibrit yanar tükenir;
Yaktı diye suçlarsın parmağının ucunu!..

Suçlu kim?..
Ve suç ne?..
Saçının bir teline dokunamam..
ve bakamam yüzüne..
ve sokulamam nefesinin yayıldığı havaya...
Ateşin kararttığı bir kibrit çöpü gibi; yandıkça eğilirim kıvrılırım bükülürüm elinde...
..de diyemem;
 
Mühürledin ağzımı!..
Hapsoldu dilim açılmaz artık dudağım!..

Dokunsam tenine; su toplar parmaklarım!..
Sokulsam; kavrulurum!..
Baksam;
Ateş akar içime...
.....

Eğer adını yazsam...
Her harf yakıp kağıdı dökülür tek tek yere!..
 
Dün değildi ki…
Önceki gün
Önceki ay
Önceki yıl da değildi.
Kaç bahar
Kaç hazan eskidi.
Kim bulabilir ki yüzlerce gecenin
Sabah olamayış sancılarının
Ruhumda bıraktığı viran parsellerini.
Kah yağmura
Kah kar fırtınalarına
Kah toza toprağa karıştım.
Kaç hançer yedim
Kaç vurgunla
Derinlik şoklarına girmişim.
Kim anlayacak yıldırımların
Sadece bana düştüğünü…
Belki yüzlerce kez
Ümitsizlik girdaplarında kaybolmuş
Belki binlerce defa
Dönmüşümdür yolların sonundan.
Bunlar;
Bir göz göze gelişin
Kesilmiş karşılıksız çekleri gibi
Hep gölgemdiler.
O göz göze gelişle
Darmadağın olan benliğim
Sevdası uğruna paramparça olsa da
Asla vazgeçmedi
Vazgeçemedi.
Ve gün bugün…
Uğruna çıkmazlara girdiğim
Yoluna bir ömrü hiçe saydığım
O sevdalı gözlerinde kaybolduğum
Aşkımla bu sabah
Eleleyiz...
Dalgalar sahili dövüyor
Bense ölçemediğim
Dalga boyları kadar ağlıyordum.
Ağlıyordum çünkü hak ettim…
 
gel yamacıma
fısıltılarım ulaşmıyor
söyleyeceğim bilindik
bir tarafı hayat diğeri ölüm
önemli olan gidebilmek dimdik

varsın saçlarım koklasın toprağı
sinsin kokusu vicdanına
öyle ki korkarsın kalmaktan
ve kaybetmektir
daldaki son yaprağı

ellerini yıkarsın
ruhundan silinmez
ihtiyaç ağlamaya ana kucağına
yazdığın vakit umudu
gömülür derine
özlemdir sonuçta çoğalır yırta yırta
ve tek sever insan
aşk kimseye bölünmez

çelimsiz düşler gördüğün an
hatırla beni uyanmaya yakın saatte
sayıkla en güçlü duanı
seni de beni de affetsin zaman

eridi sesim
gerisini günlüğümden oku
köşesini kıvırmışım mutluluğun
örnek gösterecek kadar degil
terleyene kadar yazdığım kalemin hatrına
katlandığım bu koku
umuda hoşçakal deyişimdi
 
Ne vakit seni hayal etsem.
Bir güneş doğar kalbimin en güzel köşesine.
Işıl ışıl olur sevdan yüzüme ışıltısı vurur sevdanın.
Bir melek olurum.
Senle bir hayat düşlesem.
Ne vakit gözlerin gelse aklıma.
En güzel şarkıların en güzel nakaratlarını senin için söylerim.
En güzel aşk şiirlerinin en can alıcı mısralarında seni görürüm.
Sana söylerim daha önce gün yüzü görmemiş kelimelerimi.
Aşk bu.
Beni alıp da sana ***ürmez ama .
Seni alıp da hayallerimin en güzel köşesine ***ürür.
Ne vakit sen gülümsesen.
Şehrime mutluluk tozları bulaşır.
Tüm şehir bereket saçar hatta çocuklar bile gülümser deliler bile bana dönüp sen bizden de delisin der.
Olsun .
Varsın desinler .
Ne güzel.
Deliler değilim sorgusuz sualsiz cennetin kapısından geçen.
Ne vakit ellerin elime değse.
Tüm ağaçlar çiçeğe durur mis gibi kiraz kokar ortalık taze ekmeklerin kokusu burnumuza gelir.
Ne vakit ellerin avuç içlerimi terletse aşka ibadet edesim gelir..Aşk bu .
En güzel kokusunu hazırlayıp da bizi baştan çıkarır.
Ne vakit resimde senin o güzel gözlerinle gözlerime baksan.
Benim aklıma mıh gibi çakılır kalırsın.
Seni kazırım alnıma kaderim diye.
Sen yazılırsın alnıma ben yaşarım seni aşk tadında.
Sen gözlerime bakınca şehrime yedi renk gökkuşağı doğar.
Bizde geçeriz gökkuşağının altından.
Belki kabul olur vuslat dileklerimiz.
Aşk bu her süprizi teninde taşır.
Ne vakit kulağıma o sözleri fısıldasan utanır bakışlarım. Baktığımda utanmayan sevgiliden yâr mı olur.
Gözün gözüme değdiğinde bakışların kaçar korkarsın günahtan.
Alna yazılmış yazıda korkarız günahından.
El değmemiş kalmalı aşk bu şehirde.
Kirlenmemeli .
İbadetimiz duamız Allaha bu aşkta.
Biliriz o kavuşturur bizi günü vakti geldiğinde.
Aşk bu.
Kavuşursak bitirir bizi.
Ne vakit ayrılık gelse bu aşka gönlün kıyameti kopar.
Alın yazımızı bozamayız sadece geciktiririz.
Alın yazısına müdahale etmek Günah değilmi yar.
Gidersinde iki ten iki beden ayrı ayrı yerlerde günahkar kalır.
Madem ki ayrıldık mademki alın yazımızı geciktirdik Mademki sen ve Ben günahkarız.
O zaman Cehennemi hak edeniz.
O zaman bırak boylayalım cehennemin dibini.
Ne vakit bir çocuk gülümsese aşk herkese mutluluğunu bulaştırır.
Ne vakit seni düşünsem aşk sebepsiz yere Prangasını kollarıma takar.
Beni sana hapseder.
 
En güzel rüyamdın sen benim
Bak şimdi kabusum oldun
Vazgeçilmezdim benim
Bak şimdi ellerin oldun
Unutamadım ki ben seni
Sen benim sonum oldun
Yüreğimi aldın yerden yere vurdun
Unutamadım ki ben seni
Sen benim son umudumdun
Gözlerine baktım öylece durdum
Elin olduğunu düşündükçe
İçten içe kudurdum
Ne oldu söylemedin bana
Hani sende seviyordun
Adını koydum sonunda
Zaten en başından biliyorum
Adını SON
Sonunu HÜSRAN koydum
 
Seslerin çığlık olduğu
Sevgilerin kısa sürdüğü
Hayatın saçma kuraları olduğu
Gündüzlerin geceden karanlık
Şarkıların ağıt olduğu
Matemlerde gülünüp
Düğünlerde ağlandığı
Paranın dostluk olduğu
En yakın dostun gün gelip düşman olduğu
Kardeş kardeşi vurduğu
Bir dünyamı bırakacağız cocuklarımıza

Ele ele tutuşmasını bilmeyenlerin
Sevgiye saygısı kalmayanların
Yoksulu görmeyip karnını tıka basa doyuranların
Hayatı kumar masasında kaybedenlerin
Elinde oyuncak olmuş
Bir dünyamı bırakacağız çoçuklara


Oynasınlar diye yeşil alanları suni parklara çevirdik
Ormanları kesip taş duvarlar eyledik
Denizleri karaya göğü griye boyadık
Simite pis deyip hamburgerle doyurduk
Bir anneye bir demet papatya vermek varken
Pırlantaları akılaraına soktuk
Onları yarış attı gibi koşdurup durduk
Söyleyin..
Mutluluğun ne olduğunu bilmedikleri
Bir dünyamı bırakacağız onlara


Onlar tarlada uçan kuşu
Havada süzülen uçurtmayı
Piknikte yenilen yumurtayı
Saklambacı .kovalamacayı
Yani çoçuk olduklarını hiç bilmediler
Biz şimdi onlara bilgisayar başında yönetilecek
Bir dünyamı bırakacağız..
 
gözlerinin tuzu yakmaya başlar önce yüzünü
yüzün yanar sanırsın oysa yanan yüreğindir
ızdırabını çektiğin nedir yaşadığın mı yaşayıpta hayatından
atamadığınmı
gene yalnızlığa oynuyorsun zarlarını...
bu kumarı kaybetmek için oynuyorsun
içim acıyor sanki binlerçe bıcak yarası var vucudumda
binlerce acı gücümün yetmediği bir acı
ne çığlık atacak nede ağlayacak gücüm var .......
susmak ........
bütün acıların çığlık çığlığa haykırırken susmak ...........
ellerin soğukmu ......
sesin duyulmaz olur hayatmı hırsız ..
kadermi hırsız ..
senden çaldığı sadece bir sevgimi
gelmişinmi geçmişinmi geleceğinmi ..
rüyalarındaki sıcaklıkmı senden çalınan
seni bu soğukluktan kurtaracak kibrirtlerin yokmu
yokmu herkibrite sakladığın hayallerin
soğukluğa teslim ediyorsun herşeyini
yaraların uyuşuyor acılar hisedilmiyor
dönüp kendine baksan kan revansın
şuursuz bir acısızlık
hisedebilmek .......
senden çaldığı budur hayatın
hisedebilmek......
keşke sengibi unutabilsem herşeyi
 
Ne umutlar ektim gönül bahçemeGÜL sanmıştım DİKENİ bana kaldı!Göz yaşlarım savruldukça içimeKÜL sanmıştım YAKANI bana kaldı!Her bakışım maziden gün aradıGözlerimi al kanlara buladıYüreğime acımadan vuranıEL sanmıştım YAKINI bana kaldı!Dostum dedim dost bağında eğlendimDüşmanlığı ben dostumdan öğrendimSelam versem hep kendimden iğrendimKUL sanmıştım YIKANI bana kaldı!Hayaldi umutlar hayaldi bahçeAklım bende kalmış gönlüm se düşteBastığım yerleri bilseydim keşkeYOL sanmıştım ÇÖKENİ bana kaldı!Sonra :Umutlar ekildikçe bu gönül bahçesineYollarım diken oldudokuzuncu sokakta!Yedi yılda bin hüsran takılınca peşimeYıllarım diken oldudokuzuncu sokakta!Elden bir şey gelmedi dikenlerin içindeHangi yana döndüysemgül yok diken içindeGönlümün ızdırabı tarifsiz bir biçimdeGözlerim hep yaş doldudokuzuncu sokakta!Gözlerdeki bu yaşlar inince yüreğimeGönül çok hesap sorduartık kendi kendine.Vurdular acımadan bükülmez bileğimeUmutlar bir bir soldudokuzuncu sokakta!Maziyi düşünsem boşbu günse dünden sarhoşBir çıkmazın içindeister dolan ister koşYüreğim bundan böyleçok karanlık çok da loşYanlışı doğru bildidokuzuncu sokakta!Yanlışı doğru bildidokuzuncu sokakta..!
 
Bu gece yine sabaha kadar oturdum.Bir elimde sigaram diğer elimde yalnızlığım.Gecenin sessizliği bana sesleniyordu usulcaVe bense umutlarımın yeşermesini bekliyordumHer zamanki dinlediğim şarkılar beni anlatıyordu banaBıkmadanusanmadan!...Ve yine o her zamanki hüzün bastı yüreğimi…Ve beklide eski günlerim özlemiyle yanıyordu yüreğim.Ve beklide beni yakanunutamadığım o dersimliydi.Hayallerimiyalnızlığımı benden çalan çaresizliğimUmutlarımıda peşinden sürüklemişti o karanlığa.Ne zor şeymiş;çaresizlik ve o masum yalnızlıkTüm umutlarımı göğe gelin ediyorum…Ve gün ışırken ben bir sigara daha yakıyorum...Ve bitmek bilmeyen geceye bir ağır söz daha ediyorum!!!
 
başka türlü bir şey benim istediğimne ağaca benzer ne de bulutaburası gibi değil gideceğim memleketdenizi ayrı denizhavası ayrı hava..bir başka yolculuk dalından düşmek yereyaşadığından uzunbir tatlı yolculuk dalından inmek yereağacın yüksekliğincedalın yüksekliğince rüzgardave bir yeni ömürvardığın çimen yeşilliğincenerde gördüklerimnerde o beklediğimrengi başkatadı başka..
 
Sana gelincik tarlalarında ak yeleli atlar bıraktım.
Ve masmavi gözlerine ak kanatlı güvercinler.
Saçlarını eline doladığında rüzgâr
Nemli gözlerimle ağıtlar yaktım.

Çatlatsa da dudaklarımı senelik gülüşler
Her gece adam gibi ağlamayı sana adadım.
Benim hiç öyle masmavi gökyüzüm olmadı
Yemyeşil baharların kokusunu duymadım hiç
Ellerimi kır çiçeklerine sürterek yürümedim hiç.
Şöyle bir nefeslikte olsa doldurmadım ciğerlerimi
Yeşil bir yaprağın çiğ kokusuyla.

Alıp sol yanıma öksüz çocukluğumu
Anne kokusuyla salladım çilenin beşiklerinde.
Ben yalnızlığı böyle zehir bilmezdim
Meğer Boğazını yakarmış aldığın her soluk.
Hani gidenlerin döneceğini bilsen
Yollara yatırırsın gençliğini.
Sonra umudunu kesince gözlerin ufuklardan
Bir türlü tutunamazsın kör olası hayata…

Yani sevdiğim velhasıl kelam
Gündüzleri güneşe sahte tebessümler bıraksa da gözlerim
Geceleri resimlerine bakıp adam gibi ağlamayı öğrendim…
 
Yaktım gemilerimi denzin ortasında
Geriye hiç birşey kalsın istemedim
Yanıp ta kül oldum yokluğunda
Esti de yok oldu küllerim.

Hasret mi hasret demem sevdamdın sen
Arayıp bulamadığım beyaz çiçeğimdin
Ama dalında soldun sen
Senden başkasını görmeyen gözbebeğimdin.

Yıldırım gibi düştün üzerime
Karabasan gibi çöktün gecelerime
Sarılıp uyurdum özlemine
Şimdi ise hala aşığım gözlerine.

Zindan gecelerde bıraktın sevdamı
Yolunu kaybetti sensiz
Kararttın gittin dünyamı
Öyle gamsız öyle sessiz.

Bak yine sana hapisim
Bak bir keman teli gibi hassasım
Akşamlarda yine seninim
Sen hiç bitmeyen yasım
 
kanla irileşmiş
gözlerin öfkeli
ağzın açık
Dur!

ödümü koparma çığlığınla
senin aşka saygın yok
üstelik sevmeyi de bilmezsin
Sen!

çocukların bağırışları arasından
alıp başımı giderken bir bilinmeze
seni nefretine bırakıyorum
çocuklara dokunma!

vakti kendiliğinden geldi
başını alıp gitmenin
bu köhne savaş alanından

eski anıları çaktım duvara
asılı kaladursun
yeni savaşların suçlusu olarak

idam ettim
resimlerde mutluluğu

çekici başımda kırarak
aldım yenilmiş başımı
Gidiyorum!

kavga etme sırası sizde
yine de
hoşça kalın
Anılar...!
 
Gittin de baharım sükuta erdi
Kelime yığıldı dilimin derdi
Kuğular karlarda hep seni sordu
Tanımsız izlerim gelemez misin?





Denizi kuruttun tuz oldu kalan
Fırtına savurdun tuz bile talan
Unuttum desem de kuyruklu yalan
Aşktan öte sevdim kalamaz mısın?





Ellerimi ben bahara bağladım
Yeşil soldu ben her mevsim ağladım
Yosunları incitmeden çağladım
Çiçek sunsam taştan alamaz mısın?





Şehirler büyüdü yollar ağladı
Bu yalnızlık beni herdem dağladı
Yoksun dere bile sessiz çağladı
Şimdi deniz olsam dalamaz mısın?
 
Kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan
Ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında
Erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş)
Ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin.
Bir görüntü anlatır (sanki) bir yolun bir yoğunluğun ortasında bal rengi kanı
Ve ayrılığın ta içinde biriken küllüğüdür özlemin.
Eski hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin.
Kuruyan su.
Kuruyan uykusu.
Ve kan yine de bal rengi derbederliğin.
 
♥söyleyemediğim♥


Biliyor musun?
Kaç kez söylemek isteyipte
Söyleyemediğim
Tek bir cümle var.

Deniz olup yüreğim dalgadalga
Sahillerine vurduğunda.
Gökyüzünden yıldızları
Çiçek çiçek kopardığımda.
Dağlara çıkıp adını yankıladığımda.
Bulutlardan yağmur değil
Gül yaprakları yağdırdığımda.

İşte o gün
Haykıracağım
Hiç çekinmeden
Her kimsen


♥Seni seviyorum♥
♥Seni seviyorumm♥
♥Seni seviyorummmm♥
 
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni ***ürecek yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni ***ürecek yoksa beni
 
Sen istinyede bekle ben burdayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Çünkü ben buradayım karanlıktayım
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hüvviyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa
Hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
 
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı
yürüyüşlerimizi
sevimli haşarılığını
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
 
Geri
Üst