Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Üşüyüşünü sevdim
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
“Gel ısıt” deyişini!
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde bilerek gelmeyeceğimi
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim
Ve kıpırtısız karanlığa gömülüşünü sevdim
Bir de;
“Gel ışıt” deyişini!
Ben seni adını bilmeden sevdim
İhtiyacım Cevabım
İsimler koydum sana; bahar yelim çiçek tarlam Gökkuşağım ışığım Kuşkanadım pembe rüyam çiy tanem
Seni adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem
Sevdim işte!
Ben seni; yaşını bilmeden sevdim Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım torununla akran mı!
Ben seni gözünü-kaşını bilmeden sevdim
Ben seni sesini duymadan sevdim
Ve hatta öğrenmeye korkarken bilmeye kıyamazken seni
seni sevdim
Seni sevdim
İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle
Oturdun sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım
Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına
Ve hâlâ bilmiyorum gözlerin ne renk? Hangi yıldızlar mahpus içinde?
Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!
Ama ben seni; adını bilmeden yaşını bilmeden Yüzünü bilmeden sesini bilmeden
seni bilmeden sevdim
Seni “bilmeden” sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!
senden başkasını anlayamıyorum
gönlüme anlatamıyorum
ama seni kimseyle karşılaştıramıyorum
aynı kefeye koyamıyorum
seni kıskanıyorum
seni çok ama çok seviyorum
sığmıyor senin sevgin dağlara
taşlara ve de dünyalara
ufukta güneşi semada ayı görsem seni sanıyorum
sen diye bakıyorum
dedim ya seni çok ama çok seviyorum
ve de kıskanıyorum
tutuşuyor sinemin en değerli düşleri
niçin diye sorsam yüreğime
seni söylüyor seni mırıldanıyor ve de seni kıskanıyor
sönmez bir elevi kim söndürebilir ki kim su serpebilir ki
seni söylüyor yüreğim seni tarif ediyor ve de seni gösteriyor
taş yüreği kim ufalayabilir ki kim savurabilirki
seni söylüyor yüreğim seni ama seni söylüyor
sunsada efkarlı düşlerim senin engüzel anılarını
fayda etmiyor gönlüm seni ama seni istiyor
sinem seni saklamak
senin le avunmak sana aşık olmak
seni kıskanmak istiyor
en güzel en değerli en yaşatılır
sevgi ve de mutluluk olsa gerek
seni tablo gibi yaşatmak sanal olsada
sen olmayınca teselliye çare belki
ama seni sevmek sevginle avunmak yanında olmak
sonsuz zamanla seninle olmak
en güzel en kayda değer en muht
Saatim saatlerdir aynı saatte
Kulağım telefon zilinde
Ellerim bırakmadığı sigaranın esiri
Gözlerim karanlıkta beli olmayan yolun bitiminde
Her gölgede ayaklanan ayaklarım beni yönetmekte
Su sesi rüzgarın ıslığı beni ürkütmekte
Yalnızlığın resmi hep beynimde
Ya gelmezsen diye süre gelen umutsuzluğumu
Gelirsen umudu yenmekte
Sevdiğim yağmur yağmasın diye dualar dilimde
Sebep olursa gelmemene sevmem desem de
Ne senden ne yağmurdan vazgeçerim
Bir seni bir de yağmuru bilirsin çok severim
Ha geldi gelecek zaman hiç gelmedi
Yolun sonundaki karanlık sabaha yenildi
En sonunda sigaramda bitti
Su sesini bastıran serçe sesleri uyandırdı beni
Rüzgarın savurduğu dallar teslim artık çiğlere
Yalnızlığın resminide astım arık baş köşeme
Girme istemem artık düşüme
Gelme artık beklemem seni yıkılan ümidim ile
Sebep oldu bu gelmeyisin
Dünüme bugünüme sana son verişime
Gelme istemem senden sonra inan bana kimseyi bir daha böyle beklemem ~
Bu şehri ağlatacak kadar ağırdı gidişin
Şimdi yokluğunu koynuma aldım
Karanlığın bile hüznümü kaybedemediği bir gecede
Hesap soruyorum yüreğime boyundan büyük sevmek sana mı düştü diye
Her yer sen kokuyor işte
Her şeyde senden bir parça
Böyle çaresiz böyle yarım kaldım işte
Sol yanım acıyor
Her atışı yokluğunun isyanı şimdi
Yanmaktayım işte
Alev alev yanmaktayım gözyaşlarıma inat daha bir kor olmaktayım
Nasıl sevmişim oysa seni
Ne kadar sen olmuşum
Ne kadar çok ben olmuşsun
Nasıl mecburmuşum
Nasıl tutulmuşum
Sensizlik ölümmüş oysa
Oysa ne zormuş ölüm
Hasretinle yanıyor şimdi her yanım
Bir damla sen diye yalvarıyorum
Bir damla kan ilişiyor gözlerime
Bir damla sen diyorum
Bin damla kan düşüyor yüreğime
Yoksun işte
Ben deli divane olsam da yoksun
Sensizlik baş köşeye oturmuş dalga geçiyor şimdi
Aynalar hesap soruyor
Duvarlar gizliden ağlıyor
Bir bilsen
Ah! bir bilsen hasretimi
Sanki her ayak sesi seni getiriyor ~
Her şey öyle anlamsız geliyorki bazen
Sensizlikten çok daha iyidir ölüm
Odamdaki fosforlu yıldızlar ışıldamıyor
Gece her zamankin den daha karanlık
Yağmur acımasızca kırarcasına vuruyor camlarıma
Yaşlanıyor bedenim
Saçlarım tel tel beyazlıyor
Zaman öyle akıp geçiyorki
Ne sana nede zamana yetişemiyorum
Şimdi nerdesin
Bildiğim yerlerdemisin?
Yoksa bilmediğim uzaklarda mısın?
Yetişemediğim zamanda boğulmaktayım
Özlediklerim senin hayallerin
Çok çabuk yaşlandıryor yürek acıları
Kaldırılması zor günler işte
Bir ayrılığın ayrılmış zaman dilimleri
Acılar hüsranlar ve sonsuz bekleyişler
Ve gelmeyişlerin saçlarımın bedenimin yaşlanması
Sadece şarkılar seni söyler
Dilimse sadece tutuklu ~ [19]
Kapat perdeleri !
Kapat ki yalnızlığın başlasın
Ürkme !
İyidir insanın kendi kendine kalması
Alışmalısın
Mevsime pek gitmiyor
Şimdi o şarkıyı sustur !
Dinleme artık
Sanma ki aylardan ağustostur
Duvarlarına yüzümün gölgesi düşerse
Şaşırma !
Bazı geceler ruhum göç edecektir evine
Bu akşam tek kişilik yap kahveyi
Masaya bir tabak eksk koy
Şimdi rahatça seyret istediğin filmi
Vaktinde yatıp
Vaktinde günaydın diyeceksin
Kurtuldun dırdırımdan
Bundan sonra akşamları tek başına içeceksin
Kitaplarım sana emanet
Canın sıkıldığında okursun
Baktın ki işe yaramıyor
Sen de yırtıp atarsın
Unutuyordum az daha
Silme camdan o dörtlüğü olur mu?
Nasıl olsa kaybolur kendiliğinden
Bırak ne olacak?
Hüznüm bir süre asılı kalsın
Sen şimdi kapat perdeleri !
Kapat ki yalnızlığın başlasın ~a
Gecenin karanlığında sana uyuyorum özlemle
Yalnız bir okadar ürkek…
Gece henüz kendindeyken kokuna uyanıyorum usulca…
Hissediyorum !
Yağmalanmış benliğimde suretin
Susuyorum çığlık çığlığa…
Anlıyorum !
Sen yüreğimde ince sızı…
Unut…
Dön yalnızlığına…
Yorgun düşlerine…
Olmuyor…Olamıyor
Nefesi yarım uykularımın nicedir
Sen hayatıma girmeden önce ben vardım
Sen hayatıma girdiğinde ise ben yine vardım
Ancak birbirinden farklı iki varlık
İki kişilik iki ruh iki beden olarak
Yokluğunda ben;
Geceleri oturur; Radyo dinlerdim
Aşıkların birbirine arğaman ettiği şarkıları
Ben de yalnızlığıma armağan ederdim
Herşey anlamsızlaşırdı çoğu kez
Ve çoğu zaman anlamsızlıklarda kaybolur giderdim
Yaşamak mı daha acı veriyor yoksa ölmek mi? gibi
Acımasız sorularla kendimi irdelerdim
Varlığında ise herşey bambaşkaydı
Ben bir başkaydım
Gecelere seninle beraber veda eder
Günün ilk ışıklarına seninle Merhaba derdim
Ve anlamlı gelirdi herşey
Anlam karmaşaları bir bir terkedi beni
Sen de var olmayı seninle birlikte yaşamayı
Ve herşeyi seninle paylaşmayı severdim
Seni her geçen gün daha da çok severdim
Ancak nerden bilebilirdim ki masalın sona ereceğini
Nerden bilebilirdim habersiz çekip gideceğini
Dün vardın bende vardım
Bugün yoksun; Bense varmıyım yokmuyum bilmiyorum
Dolmayacak cinsten bir boşluksun şimdi
Ne sana benzeyen biri bu boşluğu doldurabilir
Ne de yeniden çıkıp gelsen SEN doldurabilirsin
Öyle bir boşluk ki sorma gitsin
Boşver ve sevgili
Alıştım ben yalnızlığa ayrılıklara
Bırak artık böyle sürüp gitsin ~
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı
Aşk diyorsunuz
Limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadımhayır
Yüzüme nur inmedi yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım
Saydım insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başınıevcimen telaşlarla okşadım bayım
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayımuzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım
Aşk diyorsunuz ya
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucundaöyle ıslak
Öyle kötü kokan
Yırtık ve perişan
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız ~
Gözlerimin içine bakıp da seni seviyorum derken
Çekip gitmek yakıştı mı sana
Eline yüreğine koy hiç bir şey fark etmez
İstersen sev istersen sevmeumurum da değil artık
Sen giderken bana hesap verdin mi?
Tamda gözlerimin içine bakıp seni seviyorum derken
Çekip gittin hiç bir şey söylemeden
Seni seviyorum demekten başka
Şimdi mutlu musun?
Arkanda kırık bir kalp daha bıraktın
Gelecekten umutlu musun?
Bunca kırık kalp bırakmışken
Bunları geçtim de nasıl çekip gitin
Hiç düşünmedin mi sensiz ne yaparım?
Sende hiç vicdan yok muydu?
Gözlerimin içine bakıp seni seviyorum derken nasıl gittin…
Elveda demek bu kadar zor muydu?
Usulca baktığın her zerrede
Bir kir bırakıyorsun farkında olmadan
Sen ki günahlarınla bir bütünsün
Temizlen artık vakit dolmadan
Ah gözlerim
Neden bu kadar uzaktasın
Kalbinde duyduğun bir pişmanlık
İçindekileri silecek bilmektesin
Süzül damla damla yüzümden
Yorgunum taşıyamaz dizlerim
Ne olur sen de titre derinden
Ağla gözlerim
Bir kar erir yüreğimde
Sesler kesilir gece vakti
Kükreme zamanıdır oysa
Uyku kendini hatırlatsa da
Şaha yürümektir gecenin rengi
Hadi şimdi sende sıra
Yüzümde saklayayım utanç resmini
Islansın şimdi avuçlarım ellerim
Ağla gözlerim
Zor değildir ağlamak
Bir duygu yığınıdır sadece
Bir arınmadır ama aynı zamanda
Islanmak ve belki de yeşermektir
Kimse duymadan kimse bilmeden
Büyümektir sessizce
Sen de bu yükün altındasın
İstemese de yorgun bileklerim
Büyük bir suçun acımasız adısın
Ağla gözlerim ~
Her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
Ve kim neye erse bu geçişte
Bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
Her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
Aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon
seslerinde
Ya yine boş koridor islaklığıysa ve beton efesi
Bütün fakir çocukluklarda
Ama herşey sırasını beklerken
Mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
Herhangi bir anne kadar kanguru
İşte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
Ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında
Hep iyinin aşkın tarafında
ve
Değmediğim yerin kalmayıncaya
Bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
Ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır
Hazır vazgeçmeye
adının bile baş harflerinden
Kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oiuşı
Her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
Şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve
bahanesi bir yürek bir et
bir bedenin içine girmek!
Hazır bu bahar
Akılsız! bir yeşermenin şahane hasadına
Hazır Nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya
Unutma baharda çiçek olan
Meyvedir yaza
Bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
Her dem taze kalsa ~
Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim
Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor
Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan
işte öyle ıslattı beni aşkın
Seni bekledim ben
Yüreğimdeki heyecanı gözlerimdeki yeşili
dudaklarımdaki ateşi ellerimdeki titremeyi
küçük dokunuşları sana sakladım
Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin
Ve bir gün çıktın karşıma
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti
Çocuk oldum yeniden
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin
Bilirim bu şarkı korkutur bazen insanı
Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendini bırak ki aşkın büyüsü sarsın seni
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım
Kaygısızca yaşayalım aşkı eriyelim birbirimizde
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın
soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi
Gidersen Gözümdeki son parıltıyı da alır ***ürürsün
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni
Ama merak etme ayakta kalırım ben
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım
Aşkım da benden yadigar kalır sana ~