Gidenlerin ardından kalanlar

Olur da bir ilkbahar günü
Senin aşkınla atan şu kalbim
Durursa eğer
Teneşir tahtasındaki çıplak vücuduma
Sıcak ellerinle bir kez dokun
Gelinlikten sonraki ilk bembeyaz giydirilen
Kefene sarılı vücudum
Yatılırsa musalla taşına
Okunursa ardımdan dualar
Sakın ağlama...
Seninle mutlu olduğum günleri düşün.
Benim seni senin beni
Mutlu ettiğimiz günleri...
Ve sakın ağlama.
Bir kez daha kefende sarılı vücuduma dokun
Ve öp beni.
Toprak altına girmeden son kez öp beni.
Ve üstüme toprak atılmadan ilkbaharda açan bir çiçek at
Sonra düşün biran düşün
Beni nasıl mutlu ettiğini
ve bana neler için kızdığını
Sakın ağlama.
Her sene öldüğüm gün bana gel
İnan sana olan SEVGİmle mezarımdaki o çiçek
Hep açacak.
Ve bana sadece
Seni seviyorum de
HALA SENİ SEVİYORUM.
 
Uyandım!
Gene soluk soluğaydım.
Kalbim küt küt atıyordu.
Kaçıncı kezdir artık sayamıyorum.
Rüyalarıma girmiştin yine…
Her zaman belliydi aslında senaryo.
Bana bir şans veriyordun ve çıkıyorduk seninle.
Hani demiştin ya sadece rüyanda görürsün diye
Kıramadım seni her gün görüyorum işte…
Her gün çekiyorum bu acıyı.
5 dakikalığına da olsa her gün seninleyim…
5 dakikalığına da olsa her gün mutluyum…
Geri kalan bütün günüm acıyla geçse de.
Değer mi acaba? Değer bence!
Bir gün gelecek bir daha hiç uyanamayacağım
İşte o zaman en mutlu ben olacağım…
 
öznesi vurulmuş bir cümleyim
devrilmişliğinin kasvetiyle kangren sancılara tüneyen
ve bunca kaçakken diz boyu durağan

seni
ömrümün müflis taciri
zamanın sultasında eskiyen coğrafyamın puslu haritası
yenilgimin kızıl tuğrası
"rotası silikleşmiş tufanıma bir yarayı daha kana"

parçalarken yüreğimi kapanan kapılar ardından
pusuda sağır bir kimsesizlik büyütür ellerini
ertelenmiş bir dirilişi yüklenirken kanatlarım
gözlerinde kör suskunluklar taşıyan bir alfabenin
avuçlarımda eksilen sesiyle
"bir gitmeyi daha kat kendine"

yırtık kefen yetimliğinde talan edilmiş emanetlerim
 
seni
kavgamın tamamlanmış miadı
tenimde neşter yarası
konuşurken felaketine keyıtlı bir lisanı
"bir güneşi daha bat"

düş yorgunu bir kent sabahında
sesinde isimsizliğim
cebinde adressizliğim
avlunda kuraklığım
yüzümde sıtmalı gülüşlerle
ellerim çarmıha mahkum
gözlerinin alazında bir şehrin kuşatılmışlığı
yorgun bir halk isyanı
ve yenilgim
sonu yok mahşerime yol veren kıyametlerin
 
Düştüm bir batağa çıkamıyorum ana
Öldürüyor beyaz zehir diyorlar adına
Biliyorum yandığımı ama sönmüyorum ana
Bir tadan bir daha bırakamıyor ana

Beyaz zehir derlerdi aldırmazdım
Rüya görürsün derlerdi uyanamazdım
Şimdi bir kabustayım Korkmaktayım
Bitirdi beni ana yok olmaktayım
 
Gençtim ana cahildim hiç ölmem derdim
Bu sefer son bir daha kullanmam derdim
Öyle değilmiş ana ben beyaza yenildim
Aynada değişen yüzümdü değişen bendim

Bilseydim düşermiydim bu çıkmaza
Üzermiydim sizi ağlatırmıydım ana
Dost dediklerim itiyor beni uçuruma
Ümidim kalmadı dayanamıyorum ana
 
Kaçmak istiyorum bu dertten bu meletten
Bırakmak istiyorum olmuyor be ana
Affedin beni ana son özrüm sizden
Seni düşünüyorum yaşamak istiyorum ana

Pişmanım ana pişmanım hemde çok pişmanım
Sizi ne kadar üzdüğümün farkındayım
Siz üzülmeyin derdime kendim yanayım
Kavrulayım bu dertle kurtulayım ana
 
Kendimi düşünmüyorum ana yaktım sizi
Çok incittim kırdım tertemiz kalbinizi
Size yakıştıramıyorum şimdi kendimi
Yine de oğlun olarak ölmek isterim ana

Babama söyle ana ne olur beni affetsin
Benimde bir oğlum vardı adı kemaldi desin
Mezarıma gelipte benim için dua etsin
Ne olur ana babam hakkını helal etsin.
 
Yakındır ölüm haberim gelir sana
Gelir tabutun konur musalla taşına
Günahım çok ana çıkamam Allah'ın karşısına
Ana dua et sen yinede biricik yavruna..

Hakkını helal eyle ana yaklaşıyorum sona
Bu son sefer çıkıyorum son yolculuğuma
Genç yaşta kavuşuyorum kara toprağa
İbret olsun kaderim ana ardımda kalanlara..
 
Seni seviyorsam eğersenden vazgeçemem demek değildir.
Sevgiyi seninle en yücesinde
Dostluğu seninle en güzelinde
Acıyı seninle paylaşsakta ölesiye
Biraz da mutlu olmak için çok geç.
Bir gün biter canımbir gün bitecek.
Belki bu gün belki yarın belki daha sonra.
İçimizdeki sevgiyse eğerryakarda geçer.
Aşk olmadıktan sonra.
Unutursununutulur günler geceler.
Tatlı bir anı kalır yüreklerimizde
Buruk bir sarhoşluk gibi
Sonra gelir geçer.
Anılarmı canlanır yüreklerimizde
Damla damla yaşlarmı birikir gözlerimizde
Hiç biri degil
Bir mum alevi gibi yanar sönerde
Kısacık ömrümüzde.
Ben en güzelini yaşadım sende
Bir gün tüm güzellikler sana da gülersakın üzülme.
Büzme dudaklarını ağlamaklı
Ağlama hiç ağlamaya deymez
Islanmasın hiç o küçücük gözlerin gözyaşlarınla
Yanaklarından süzülmesin damla damla yaşlar
Yattığım toprağa.
 
Sol yanina emaneten tutusturdugun askinin
Miknatisini cekip notu silme vaktidir artik
Son kullaniminin üzerinden kac dolunay gecti
Kac vahsi uyanislar gerceklesti gecenin katran karasinda
Tozunu dahi almaya tenezzül etmemissin
Silinmis askin en masum aninda yazilanlar
Bir köseye düstügün notun izi bile kalmamis zamanla
Simdi uyansan uykundan feryad etsen ne fayda
Hükmü kalmadi artik yamali askinin
Son dikisi de sökülüp düstü yere
Hasta bir yürek birakmistin ardinda
Lanetler yagdirmisti sessizce gidisine
Son cirpinislarina bile yetismedin
Akbabalardan önce
Geceyi küle cevirmis sensizligin yanginlari
Ne izi kalmis dudaklarda mührünün
Ne de tutsagi oldugun gizemin
Sen Günes' i balcikla sivadin sevgili
Kararttin sana dogan aydinlik geceleri
Ellerinle topraga verdin düslerini
Kimbilir?
Ya da belki ??
 
Karanlık gecem beyaz düşüm
Ben hep seni sevmişim
Aşka ihanet etmemişim
Karanlık beyaz düşüm


Pek keyifli geçerdi günüm
Aşkla doluydu hep
Sevdinmi unutulmuyordu
Karanlık gecemin beyaz düşümde
 
Sevdiğimin yaşadığı o evde
Taşındığı günün bitiminde
Lamba söndü sonunda
Karanlık gecemde


Lamba yeniden yandığın da
Kalbimde bir ışık paladığın da
Bana döndü dediğimde Beyaz düşümde



Kaybettim seni
Karanlık gecemde
Buldum seni
Beyaz düşümde


Arıyorum seni
Karanlık gecemde
SEVİYORUM SENİ
Beyaz düşümde
 
Yine tuttu dün akşam
Serseri kalbimin kriz nöbeti
Sık sık tutuyor artık bu kriz canım.

Dışarı çıktım biraz hava almaya.
Gülüşümü çaldığın o arka sokaklarda
Benden önce yola inmiş
Yüreğimin ayazı.
Titrek bir sokak lambası gibi gözlerim.
- Her an sönmeye hazır -
Sevinçlerim misket gibi dağılmış
Kaldırım taşları üzerine.
Umutlarım....
Allah’tan onlar hâlâ cebimde.
 
Kızıl-siyah gecelerde
Hep maviydi düşlerim.
Düşlerime konuk olurdun mavi gülüşünle.
Sen maviydin
Bense çözümsüz bir bilmece.

Mavi düşlerim vardı seninle birlikte.
Esmer teninde büyüttüğüm sevinçlerim vardı.
Yüreğinden derlediğim şiirlerim vardı gözlerimde.
Bir bir yenik düştü hepsi
Kalleş bir kurşuna.

Hicran vakti yalnızlığımda
Kör sağır dilsiz
Ve biraz da çaresiz
Sevdanı arar hâlâ asi yüreğim.
Senin için ehemmiyetsiz belki bu şiirim
Ama ben müptelası olmuşum yüreğinin.

Senin kurşunun geç kaldı öldürmeye beni
Ben zehirledim dün gece
Akrep gibi kendimi..
 
Bir çocuk üşüyor içimin soğuğunda.
Şarkılar acımı dindiremese de
Sen sevdirdiğin için dinliyorum.
Kuşlar kayboluyor karanlığımda
Bir gece daha kavuşurken güneşine;
İçinde sen olan her şeyi düşünüyorum..
Seni Seviyorum.
Sana benzeyen herkesi güzel kabul ediyorum.
Senin gibi düşünen herkesi zeki.
Ve seni tanıdığım ilk günden beri
Seni düşünmeden uyuyamıyorum.
Seni düşünmek istemediğim zamanlarda;
Nefes alamıyorum.
Seni Seviyorum.
Her saniyem seninle olsun istiyorum.
Uzaktayken sesini yanındayken nefesini özlüyorum.
Seni Seviyorum.
Seni yaşadıkça kendimi tanıyorum.
Ne zengin olmak ne de meşhur olmak gibi hayallerim kalmadı.
Gözlerinde kaybolmak kadar çok isteyemiyorum hiçbir şeyi…
Senin için olunca dünyanın en güçlü insanıyım.
Ve senin gözünde değerli olmak kadar ilgilendirmiyor diğerleri.
Benim gibi bencil biri...
Seni Seviyorum.
Ruhum bedenimden ayrılıyor yanındayken.
Sen bilmiyorsun ama hep susuyorum.
Çünkü önceden kurduğum cümleleri bile unutuyorum.
Nasıl açıklanır bilmiyorum...
Her şeyin bir anda değişmesi
Güneşin batmak için seni beklemesi...
Seni Seviyorum.
Sadece süslü cümleler kurmak için oynamıyor kalemim;
Anlatamıyorum...
Bir şiir tutup çıkarıyorum bazen içimden;
İki kelimesinden biri sen.
Bir bilsen nasıl...
Seni Seviyorum.
 
Mavi Düşlerim


Saydım şu dünyada renkleri birbir
İçlerinde en çok maviyi sevdim
Buldum yıldızları mavide tekbir
Düşlerimi bile mavide gördüm

Bitsin kabuslarım artık yoruldum
Tüm arabesk şarkılara darıldım
Kuru söğüt dalı gibi kırıldım
Bundan sonra artık mavi düşlerim

Onu gökyüzünden maviden çaldım
İndim yer yüzünde denizden aldım
Siyah dan griden sarıdan caydım
Şimdi artık yalnız mavi düşlerim

Engin denizlerin sevginin rengi
Renklerin içinde bulunmaz dengi
Bıraktım hayatla bitmeyen cengi
Bundan böyle artık mavi düşlerim

Alın tüm rekleri sizlerin olsun
Sormayın maviyio bende kalsın
İsterse gündüzün minesi solsun
Yalnız bana kalsın mavi düşlerim
 
Kırılan bir ses camekanımda
Uzaklarda kalanların feryadı.
Dağlardan esen rüzgârların ninnisi
Yalnızlıklarımda.

Dikenler içinde bir gül gülümseyen umut
Dert ortağımdır kağıt ve kalem.
Hüznün iğneleri batarken yüreğime
Yapraklarını dökerken sonbahar
İçime.

Karın sesidir sessizliği
Sokak lambalarında ölen ışığın
Ayak izlerinde yiten bakışlar
Kan tüküren gecelerin ateşi
Örtünür beyaz bir tül gibi karanlığın büyüsü
Umutlarıma.

Kan kırmızısı şafak doğum sancısı çekerken güne
Uykusuzluğun erdemine sarınmış gözler
Sabahı gözlemezler.

Körükteki közdür gönül
Sabahları içinde taşıyan
Günden parlak umutları toplayan bulut
Gözlerimde yağmur damlası mı olacak?
İçime yağan hüzünler
Sensiz geçen mevsimlerin özlemi.

“Sevmek; özlemektir”
Öyle mi?
Sevgilim..
 
Öylece bakakaldım gözlerine..
Umut dolu yalvaran gözlerimle
Senden bir cevap bekliyordum
Bu zamansız gidişinin.. beni terkedişinin
Bir sebebi olmalıydı elbet....
Ben tüm gücünü toplayıp karşındayken
Suçumun (!) cezasını çekmeye hazırken
Sen tüm sorularımı yanıtsız bırakarak
Sadece susuyordun...

Ne olursa olsun ağlamamalıydım biliyorum
Akan gözyaşlarım ne seni döndürmeye
Ne de yaptıklarını silmeye yetmez
Üstelik sanada söz vermiştim ya..
Bir daha hiç ağlamayacağım diye
En çokta bu yüzden ağlamamalıydım işte..
Kahretsinki ben hala senin için yaşıyorum
Sen istediğin için ağlayamıyor..
Ve yine sen istediğin için gülemiyorum

İçim öylesine.. ölesiye seninle doluki
Ben hergün bu sevginin bedelini ödüyorum
Yıllarca süren bu kabustan uyanamıyorum
Yeter artık! Sevgilim dön de yüzümü güldür..
Geceme güneş ol... Ayazıma ateş...
Ben Seni Seviyorken.....
 
Her yağmur damlası düştüğünde toprağa
Yağmur olup damla damla aktın yüreğime
Kök saldı sevdan büyüdükçe büyüdü yüreğinde
Ben seni...
Bu şehrin denizlerini sevdiğim gibi sevdim
Dalga dalga vurdun gönlümün sahillerine
Maviliklerinde kayboldum benliğimi yitirdim
Ufukta kaldı gözlerim ben hep seni bekledim
Ben seni...
Bu şehrin rüzgarlarını sevdiğim gibi sevdim
Rüzgarlarında estim ulaştım sana
Dokundu ellerim ak düşmüş saçlarına
Rüzgarlarla fısıldadım her defasında
Seni ne çok sevdiğimi kulağına
Ben seni...
Bu şehrin baharlarını sevdiğim gibi sevdim
Her bahar demet demet çiçekler açtı gönlüm
Eridi yüreğimdeki karlar ırmaklara karıştım
Her bahar çağladım sana aktım
Ben seni...
Bu şehrin güzünü sevdiğim gibi sevdim
Yaprak yaprak sarardım hasretinle
Kurudum dalımdan düştüm
Sarardı soldu yokluğunda yüreğim
Sensiz baharlar bitti hazana erdim.
Ben seni...
Bu şehrin güllerini sevdiğim gibi sevdim
Her mevsim rengarenk gül olup açtın gönlümde
Dikenlerine aldırmadan acıyan yüreğimle sevdim
Koparmaya koklamaya kıyamadım seni
Hep uzaktan bakarak sevdim

Ben seni ey sevgili
Gülleri sevdiğim gibi yürekten sevdim
 
Geri
Üst