Gidenlerin ardından kalanlar

Bir şey var aramızda..

Senin bakışından belli..

Benim yanan yüzümden..

Dalıveriyoruz arada bir..

İkimiz aynı şeyi düşünüyoruz belki..

Gülüşerek başlıyoruz söze..

Bir şey var aramızda..

Onu buldukça kaybediyoruzisteyerek..

Fakat ne kadar saklasak nafile..

Bir şey var aramızda..

Senin gözlerinde ışıldıyor..

Benim dilimin ucunda..
 
Güya yaşıorum yada yaşadığımı sanıp kendimi kandırıyorum
İçimdeki Fırtınaları gülücüklerimin arkasına sakladım..
kimse görmesin diye..
görselerde bilemezler

Hüzün var bakışlarımda ama coşkun bir çağlayan sınırımda..
Yalnızlık zor..
yanında insan varkende yalnızdır insan..

Hemde hiç olmadığı kadar..

Zaman kıskansa da beni..
Çağlayanlar alsa ***ürse de beni..
Silinse gözlerimdeki acı..


Bir tutsam elini..Ağlasam kana kana omuzlarında acım biter belki..


Öylesine ihitiyacım var ki..

Kalbim yanıyor..
Can çekişmekte..
Gören yok..
Görselerde çok geç..


Bedenim burda..
Ruhum çoktan ölmüş..
 
Diyebilir misin bana?...
"Sen beni hiç sevmedin ki" diye
Avuçlarımda dünyayı sana sunmuşken
İtmişken elimin tersiyle senden başka herşeyi;
Gözlerime baka baka inanır mısın kendine.
 
Anlatır mısın bana?...
Mutluluk nasıl bir şey!?
Saydın mı kalp atışlarımı her boynumu büküşümde?
Zavallılığımla mağrurlanman eriştirdi mi başını göğe
Aynalara değil; bir kere de bana anlat kendini.
 
İzah edebilir misin bana?...
Duygularımla oynarken zevkle
Çektiğim ızdırabın boyutunu.
Sana olan sevdamla ruhumu kırbaçlamanın anlamını
Söyler misin bana aşk iki kişilikse sen neredesin?
Bari beni dinlemiyorsun hiç olmazsa vicdanını dinler misin?
 
Sadece Kendini Getir Bana

Gelirsen pırıl pırıl bakışlarınla gelmelisin ve mutlulugu asmalısın sol
omzuna. Bakıslarına kan dökmemelisin kinden nefretten her tür
tuzaktan arinarak çıkmalısın yola. Hayatı taşıyacak kadar yürekli
olmalı küçük parmaklarin avuçlarının içiyse her dem ıslak olmalı.

Gelirsen gözlerini getirmelisin içlerinde bakmaya doyamayacagım umut
dolu gözbebeklerini de almalısın yanına. Bir ceylanı bile kıskandıracak
o nefis yürüyüşünle gelmelisin bana. Yürek titreten gülüslerini de
almalisin yanina ve akmalısın yüregime daha ilk merhaba demek için
hazırlık yaptıgım anda.

Ardında bıraktıgın sözcüklerin tümünü silerek hafizandan o öpmeye
kıyamadıgım dudaklarınla gelmelisin. Günesi getirmelisin gelirken
karanlıkların üzerine çullanmalıyız seninle ve içimize gömmeliyiz
karanligi.

Hayatla basa çıkabılecek kadar sert en küçük kırılmada parçalanacak
kadar yumusak bir yürekle gelmelisin bana gelirsen.

Minicik öykülerinle gelmelisin bir kedi kadar sessiz bir kaplan kadar
yırtıcı olmalısın yola çıktıgın andan itibaren. Seni dinleme zevkini de
getirmelisin bana dudaklarindan dökülen her sözcügü içmeliyim kana
kana.

Feslegen kokulu saçlarınla gel gelirsen ve içinden topladigin
çiçeklerini ver bana. Yüreginden sessizce süzülen nehirlerini getir
bana utangaçlıklarını sokulganlıklarını çılgınlıklarını da yanına yoldas
yaparak.

Ama neyse sen bana aldirma. Unut yukarida istediklerimin tümünü.

"Gelirsen Sadece Kendini Getir Bana ."
 
[İyi] demek adettendir ya !
[İyiyim] dedim…
Değilim.


Anlatılması zor bir duygu içimde ki.
Her harf
Her kelime
Ve her cümle, olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi.


Birgün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum.
Birgün susmayı unutmak, olur olmaz konuşmak istiyorum.
‘Kime, neye konuşursan konuş’ diyorum…
Yeter ki [sus]ma!


Hiçbir söz yetmiyor, beni 'bana' anlatmama…
Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim…


Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça…


Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik.
Acısı çıkıyor sustuklarımın.
Oysa ben iyiyim görünürde !


Anlamını içime çeke çeke mutluluğa erişemiyorum...
Ya hep ben fazla geldim ya da hep bir şeyler eksik kaldı…
Şimdi iyi olan ne varsa, üzerine çizgi çekemediğim kırgınlıklar sarıyor dört yanını.
Ve ben,
İyi olmanın eşiğinde, korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde…
Sebebim yok.
Belki de çok…


Biliyorum;
Ben bile kendimi anlayamıyorken anlaşılmayı beklemek, hayalden de öte .


Ben kendimi,
Görmüyorum
Duymuyorum
Ve bilmiyorum…


Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
 
izin vermiyor yüreğim
sen gibi
ikide bir çekip gitmelere

bu aşkın yaramaz çocuğusun sever
oynar
kırar
dönüp sırtını
ayırdığın parçalara bakmadan
gidebilirsin

can-ın ister de
dönersen
ben kırıldığım noktadayım
sarmalarım geriye yaralarımı

çünkü sen
bu aşkın haylaz çocuğu
su almaz gemisi
yara almaz yanısın

hep bir diken bulunur sende
büyük bir iştahla
kanatmak icin düşlerimi

dedim ya
sen bu aşkta gül-en yansın

gül yapraklarım hırpalanmış
ellerinde
buz gibi
zalim bir mevsime savrulurken
sürgün edersin aglayan yanı

sen ben de kabuk bağlamaz yara
dur
incitme daha fazla
düşerim uçurumlara
yüreğimde sen..!
 
Beni bu halde bırakıp gidiyorsun
Korktun mu aşkımdan
Bana yazık ediyorsun
Kalbimden silinmez o bakışların
İz bırakmış yüreğimde
Ama hepsi yalan hepsi sahte imiş
Seviyorum demen bile yalanmış

Dostlarım bile çekip gitmiş
Kime anlatayım derdimi
Beni mutsuzluğumla başbaşa bıraktılar
Hangisini unutayım
Kalbimden silinmez o bakışların
İz bırakmış yüreğimde
Ama hepsi yalan hepsi sahte imiş
Seviyorum demen bile yalanmış.
 
Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum elini tutmayı sesini duymayı
Boynuna sarılıp omuzun da ağlamayı
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu sımsıcak düşlerimi Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmıştım
Girmez sanmıştım hayalin beynime
Geceleri düşlerimde
Gündüz baktığım her yerde seni Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kırmızı kırmızılığını unuttu
Mavi maviliğinin farkın da değil
Beyaz yalnız sen giydiğinde güzelliğini haykırıyormuş
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyiş hiç bitmeyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler solmayacak
Olmasan da sensiz sensizliği yaşatacağım
Sensiz seninle olmayı başaracağım
Sonun yaklaştığını hissettiğim gün
Beyazbembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yaşamın kahrediciliğine veda ederek
Seninle sonsuzluğa kavuşacağım
 
Dışarıda uluyan rüzgar
İçimde sana birikmiş özlemler..
Dilimde Şehrayin türküleri
Elimde vuslatların taze gülleri
Sana geliyorum hasret dağlarını aşarak.
Arala perdelerini güneşe artık
Vakit kavuşma zamanı...

Sana geliyorum mürekkebimi yakarak.
İsmini andıkça gönlümde
Al al gelincikler acıyor yüzümün bozkırlarında
Gülüşlerini içime çektikçe
Ak güvercinler kanatlanıyor dualarımdan.
Sana geliyorken yanık türkülerle
Dudaklarıma baharları yapıştırıyorum.
Saçlarından öptüğümde
Saçların bir ömür boyu umut koksun diye..

Sana geliyorum
Güneşi hasretinle ağlatarak.
Ayrılıkları yüreğinde hançerleyip
Vuslatları yazıyorum gözlerine.
Ve kavuşma anında
Bulutlardan umut tanelerini avuçlayıp
Alnının üzerine usulca düşüyorum.
Ve dudaklarını inince yüreğim
Haykırıyorum vuslatın baharlarına.
Seni seviyorum gülüm...
 
Eger

O kadar da önemli degildir birakip gitmeler
arkalarinda doldurulmasi
mümkün olmayan bosluklar birakilmasaydi eger.

Dayanilmasi o kadar da zor degildir büyük ayriliklar bile
en güzel yerde baslatilsaydi eger.

Utanilacak bir sey degildir aglamak
yürekten süzülüp geliyorsa gözyasi eger

Yüz kizartici bir suç degildir hirsizlik
çalinan birinin kalbiyse eger.

Korkulacak bir yani yoktur asklarin
insan bütün derilerden soyunabilseydi eger.

O kadar da yürek burkmazdi alisilmis bir ses
hiçbir zaman duyulmasaydi eger.

Daha çabuk unuturdu belki su sizdirmayan sarilmalar
kara sevdayla sarip sarmalanmasalardi eger.

Belirsizlige yelken açardi iri ela gözler zamanla
öylesine delice bakmasalardi eger.

Çabuk unutulurdu islak bir öpücügün yakici tadi belki de
kalp gögüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eger.

Yerini baska seyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin
son sigara yudum yudum paylasilmasaydi eger.

Düslere bile kar yagmazdi hiçbir zaman
meydan savaslarinda korkular aski agir yaralamasaydi eger.

Su gibi akip geçerdi hiç geçmeyecekmis gibi duran zaman
beklemeye degecek olan gelecekse sonunda eger.

Rengi bile solardi düslerdeki saçlarin zamanla
tanimsiz kokulari yastiklara yapisip kalmasaydi eger.

O büyük o görkemli son ölüm bile anlamini yitirirdi
yasanilasi her sey yasanmis olsaydi eger.

O kadar da çekilmez olmazdi yalnizliklar
son umut isigi da sönmemis olsaydi eger.

Bu kadar da isitmazdi belki de bahar günesleri
her kaybedisin ardindan hayat yeniden baslamasaydi eger.

Kahvaltidan da önce sigaraya sarilmak sart olmazdi belki de
dev bir özlem dalgasi meydan okumasaydi eger.

Anilarda kalirdi belki de zamanla ince bel
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eger.

Uykusuzluklar yikip geçmezdi kisacik kestirmelerin ardindan
dokunulasi ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydi eger.

Issiz bir yuva bile cennete dönüsebilirdi belki de
sicak bir gülüsle isitilsaydi eger.

Yoksul düsmezdi yillanmis sarap tadindaki siirler böylesine
kulagina okunacak biri olsaydi eger.

Inanmak mümkün olmazdi her askin bagrinda bir ayrilik gizlendigine belki de
kartvizitinde 'onca ayriligin birinci dereceden failidir' denmeseydi eger.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar
ihanetinden onlar da payini almasaydi eger.

Issizliga teslim olmazdi sahiller
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsiz gezintilerle avunmaya kalkmamis olsaydin eger.

Sen gittikten sonra yalniz kalacagim.
Yalniz kalmaktan korkmuyorum da
ya canim ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu
kim uzanmak isterdi ince parmaklarina
mazilerinde görkemli bir yasanmisliga taniklik etmis olmasalardi eger!
 
Seni Düşünüyorum...


Gizlice buluşan
İki sevgilinin fısıltısı gibi
Yağmur yağıyor dışarıda.
Ben / seni düşünüyorum...

Camda
Billur damlalarıyla
Dansediyor yağmur.
Diniyor toprağın suya hasreti
Kucaklaşıyor gibi
Gökyüzüyle toprak.
Ben / seni düşünüyorum.

İnsanlar
Yine bir koşturmaca içinde.
Herkes bir umudun peşinden gidiyor.
Kimi / umutla
Bekliyor ağır bir hastanın başında
Dinliyor nefesini
Korkarak ölümünden sevdiğinin
Ağlıyor.
Ben / seni düşünüyorum.

Herkes bir uğraşı
Herkes bir telâş
Herkes bir umut peşinde.
Ben
Sadece seni düşünüyorum.
Bilmiyorum / dünyada
Seni düşünmekten başka bir şey
Çabam da yok zaten bu konuda.
Senden başka hiçbir şeyi
Umursamıyorum.
Seni düşünüyorum
Seni düşünmeye
Devam ediyorum......
 
İnsan sevdiğine zarar verir

Ama sana zarar veremem
Verecek kadar kalbim yok
Senin bir parçana kıyamam
Canımı alsalar dokunmam
Dokunmak ne kelime
Yanına yaklaşmam beni öldürür
Çünkü o güzelliğin yakıyor zaten
Ölen bir insanın son dileği gibi
Senden seni seven insan olarak
Bir dileğim var
Ne olur çekip giderken unutma küçüğüm
Biraz olsun sevgilim
O güzel kalbinde bana da yer ayır
Yer ayır ki seni gördüğümde
Ölme duygusu içimde olmasın
Sana tek sözüm
Yok olsa şu ruhum
Hep seni seveceğim
 
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra biliyorsun
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun bebu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun ~
 
Yağmurlar öperdi yanaklarımdan
Sen yoksun diye
Kimler bırakıp gitti
Martılar bile ağladı arkandan
Seneler okşadı saçlarımdan
Kıskanırdın sigaramı
Hiç düşmezdi diye dudaklarımdan
Saklardın her seferinde
O iki kelimeyi
Belki şımarırım diye kulaklarımdan
Sana koşmak istedim
Prangalar tuttu ayaklarımdan
Sen yoksun yine
Elimde bir kadeh şarap
Aklımda son sözlerin
Kadehler değil beni sarhoş eden
 
Uçurum dibinde nasıl göründüğümü
Merak ederim hep
Yüzümün aynadaki boşluğuna hep bakmak isterdim
İnançlarımın kırık döküldüğü yeri anlamak için
kalabalıklar içindeki yalnızlığıma dokunmak isterdim
Aşktı adın uçurumda yanı başımda
aynadaki suretimdi yüzüm
aykırı kanardı bana
İnançlarımın çoğu yalanmış
alay ederdi benimle
Çok geç anladım kalabalıklar arasındaki
senmişsin dokunamadığım
Yalnızlıgım diye küçümsediğim senin sevginmiş
Geceleri ansızın uyanıp
inciltip durduğum senin yokluğunmuş
Onca sevişmeden sonra değişememişsem
sihirli bir aydınlıkta
içimde bir yer sonsuz hasret kaldığı içinmiş
İşte onca yalan geçen hayatımda
buymuş tek gerçeğim ~
 
Terkedilmişsindir yine günler geçmek bilmez
Geceler gündüzlerden hep daha uzun olur
Yatağında uyuyamazsın
O aklına gelir
Gözlerin dolar ve kapadığın zaman yaşlar akar
Açtığın zaman yine
Ayrılığın ertesi günü en kötü zamandır
Kalkarsın yataktan gözlerin nasılda acır
Uyuyalı birkaç saat olmuştur ve deli gibi ağlamışsındır
Radyo hala açık
Sonra telefonuna gider elin
Hatırlarsın ve aynı hızla çekersin elini
Yaşlar yine boşalır gözünden
Onsuzsun
Artık ona ait değilsin!!!
Onsuzluğun ilk günü hiç geçmek bilmez
Gözün bir yandan hep telefonda
Ama hiçbirşey yok
Kafanıdağıtmak için çıkarsın dışarı
Belki hatırlamam diye
İyi gibisindir
Sonra bir şarkı çalar
Allah kahretsin nereden çıktı şimdi bu dersin
Odana gelirsin
Sanki acı çekmek hoşuna gidercesine
Açarsın ikinizin şarkısını dinlersin
Teker teker düşünürsün onunla olduğun zamanları
İşte günler böyle geçip gider
Birkaç ay olmuştur
Sabahları ağlamıyorsun artık
Sadece geceleri resimlerle yetinirsin
Sonra birkaç hafta daha
Geceleri hala ağlıyorsun
Radyo hala çalıyor
O mesajları silebilecek gücü buldun kendinde
Ve resimlerde
Birkaç hafta daha
Ağlamıyorsun artık
Radyoda kapalı
İyisin galiba
Gözlerin doluyor sadece
Sabahları kalkarken gözlerin acımıyor artık
Mutlusun bile denilebilir
Seni bekleyen bir çocuk vardı arkadaşın adı neydi?
Onunla konuşabilirsin aslında
Yavaş yavaş kendine bakmaya başlıyorsun
Yine kuaföre gidiyorsun
Saçları kestirme zamanı
O kadar uzun zaman olmuşki
Bir gece içini çekerek yatıyorsun
Ertesi gün kalktın
Yüzünde garip bir gülümseme
Banyoya gidiyorsun
Suyu açıyorsun
Başını kladırıp aynaya bakıyorsun
Onu gördün rüyanda
Evet onu gördün
"HERŞEYİN"i gördün
Elini tuttun
Sarıldın
Öptün
Saçlarını okşadı senin
Eskisi gibiydi
Gözyaşların aktı
Odana gittin radyonun düğmesine bastın
Ve yine o acıklı kanal
Acımasız şarkılar
İşte o geceler yine başladı
Geçmeyen uzun geceler
Bir resmini arıyorsun
Bulamıyorsun
Bir tane varnıydı acaba?
Evet vardı bilgisayarında
Sadece bir tane
Açıp bakıyorsun
Aslında sen onu hiç unutmadın
Aşıksan yok edemezsin
Yangın söner külleri kalır
İçin acımaya devam eder
Onun için
Gözlerinden akıttığın her damlaya değer diye düşünürsün
Onun için
Ağladığın hiçbir şeye
Hiçbir güne
Hiçbir saate
Pişman olmadın ki sen
Yine ağlamayabilirsin
O hissetmesede
O genç yıllarının
En taze aşkı olarak kalacaktır
Hep onunda seni öyle hatırlamasını umarsın
Ve kalbine
Onu hatırladığın en güzel haliyla gömersin
Sen onu hala sevıorsun hep seveceksın
SaDece Hep KaLbinDe KaLacak ~
 
Rüzgar üstüne estiğinde duyarsın belki
Fırtınaya savurduğum sözcüklerimi
Bir gölün kenarında görürsün belki
Suda çözülmüş hayat resmimi
Güneşten ruhuma sinen gölgeler
Konuşuyor yerlere benim yerime
Yokluğun varlığımda ve neyleyim;
Varlığım yokluğunda yaşıyorum öylesine
Öylesine dalıp dalıp gidiyorum ki;
Ben bile tanımakta zorlanıyorum kendimi
Seni ezberlemekten kendimden az hatırlıyorum
Sen de unutmuşsan beni eğer
Bil ki sen dolusu bir ben batacak
Hüzün dağlarının arkasından
Seni beraber ***ürmüş olacağım
Artık olmayan benle olan hayalin;
Artık yalnız böyle ikimiz
Artık bu türden bir benle sen kalırız
Sonsuzluğun ulu orta yerinde
Bir benle sen kalırız ;
Bir ben
Bir sen
Unutuluşta unutma o halde
Bir sen hatırlasa yeter ben için ~
 
Ben seni; adını bilmeden sevdim Ve “var”lığınla gülüşünü
Ben seni yaşını bilmeden gözünü-kaşını bilmeden sevdim
Ve “yar”lığa süzülüşünü

Ben seni sesini duymadan sevdim
Ve duymadan nefesini
Ben seni adını bilmeden sevdim
Ama; sevdim!
 
Geri
Üst