Şair ve Yazarlardan, kesitler.

insan, sonunda arzularını sever; arzuladıklarını değil....................nietzsche
 
Eskiden utanınca yüzü kızarırdı tüm ergenlik kızların,
Şimdi yüzü kızarınca utanır oldularsa suçu kimde bunların? (Bedirhan Gökçe/Beyaz Menekşe)
 
Bir insanı unutmak,bir insandan vazgeçmek,bir insanı hayatından sonsuza kadar
çıkartmak zorunda kaldın mı hiç?. Hani ölmüş gibi,hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip,ama aslında hiç gelmeyeceğini de bilmen gibi.Hani ölmüş gibi...
( CAN DÜNDAR)
 
İnsanoğlu hayatta o kadar acı çeker ki,
canlılar arasında yalnız o,
gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.Friedrich Nietzsche
 
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;
Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,
Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,
Gölgemin peşinden yürür giderim…(Necip Fazıl Kısakürek/ Serseri)
 
İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür... tolstoy...
 
Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa
ben koca bir hayat sığdırdım...
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı...
......Hayat bana en acımasız yüzünü
sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi...
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
hayata başladığım yerde,
sendeyim...
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığın yerde ne olduğunu bilmiyorum...cezmi ersöz
 
Düğümlenirken yolların ufukta ucu,
Bugünde gelmedi hasretle beklenen yolcu...

Necip Fazıl Kısakürek
 
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor,olmasaydı sonumuz böyle ! Yusuf Hayaloğlu*
 
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma...
...
Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin.
Nâzım Hikmet
 
Düş bitmeden sen bitme.
Bitmeden sevgi gitme…

Yılmaz Odabaşı
 
Göze alandır kadın. Çekip gitmeyi, sahip olduklarından vazgeçmeyi, karşılık beklememeyi… Mücadele eder, kızar, bağırır ama hep sever.
Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen…"

Ahmet ALTAN
 
Diyemediklerim yoktu benim... İçimdeki sessizlik değil 'sensizlikti'.. İçimdekilerini haykırdım! Bana sadece yankıları kaldı.. Ben yine aşkta sınıfta kaldım...

Küçük İskender
 
"Bütün istediğim şu anda acı çektiğim gibi acı çekebilmek hakkının bana bağışlanmasıdır. Bu mümkün değilse, söyleyin bana kaybolayım ortadan. Beni bir daha görmezsiniz. Ama bizim arkadaş olamayacağımızı, ya insanların en mutluları ya da en bedbahtları olacağımızı düşünüyorum." TOLSTOY- ANNA KARENİNA
 
Romeo ; Ah ,öğret bana nasıl unutulur düşünmek .
Benvolia ; Özgür kılarak gözlerini başka güzellere bak .
Romeo ; O zaman güzelliği daha çok çıkar ortaya ..
 
Aşkıma kapalı bir kapının önüne bırakılmış yaralı bir kuş gibiydim. İnanacak, bir ibadet gibi yaşayacak tek şeyimdi senin aşkın. Karşılıksız, güvensiz, sessizce yaşanan bir aşk... Nasıl da hoyrattın bana karşı... Kalbinde değil miydim gerçekten? Neydik biz söylesene? O yıllarda senin neyindim ben sevgili? Can yoldaşın ...mı? Yol arkadaşın mı? Dostun mu? Sevgilin mi? ..

cezmi ersöz
 
Kim istemez mutlu olmayı...Ama mutsuzluğa da var mısın ? (C. Süreyya)
 
Dondurma kutusu üstünde
Üç kırmızı çiçek
Canımın içi kadar sıcak
Dilediğim kadar kırmızı
Özlediğim kadar gerçek.
...Dondurma kutusu üstünde yaz gelmiş meğer
Neler getirdi kim bilir neler
Neler ***ürecek.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
 
“Ben bir şeye özlem duydum mu, ne yaparım bilir misin? Bir daha hatırlamayacak kadar bıkıp da kurtulmak için yerim, yerim….Ya da tiksinti ile hatırlamak için. Bak bir zamanlar çocukken kirazlara karşı anlatılmaz bir tutkum vardı. Param olmadığı için azar azar alıyor, yiyor yine istiyordum. Gece gündüz kiraz düşünürdüm,salyalarım akardı, işkenceydi bu! Günün birinde, kızdım mı utandım mı bilmiyorum baktım ki kirazlar bana istediklerini yaptırıyorlar ve beni rezil ediyorlarö ne plan kurdum bilir misin? Geceleyin yavaşça kalktım, babamın ceplerini yokladım, gümüş bir mecidiye bulup çaldım. Sabah sabah da kalktım bir bahçeye gidip bir sepet dolusu kiraz aldım. Bir çukurun içine oturup başladım yemeye. Yedim, yedim, şiştim, midem bulandı, kustum. Kustum Patron! O zamandan beri de kirazlardan kurtuldum bir daha da istemedim.Özgür oldum. Artık kirazlara bakıp şöyle diyorum: Size ihtiyacım yok! Şarap için de aynı şeyi yaptım, sigara için de. Yurdum için de...Hasret çektim, bıktım, kustum, kurtuldum.“



Zorba– Nikos Kazancakis
;
 
Geri
Üst