Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

ELİF'TİR DOKSAN BİN KELAMIN BAŞI

Elif'tir doksan bin kelamın başı,
Var Hakk'a şükreyle be'yi n'eylersin?
Arıtırsan kalbin evini arıt,
Yüzünü yumaya suyu n'eylersin?

Yalan söyleyip de geçme sıraya,
Evliya nefesi verme araya.
Var bir amel kazan, Hakk'a yaraya,
Hakk'a yaramayan huyu n'eylersin?

Şeytan benlik ile yolundan azdı,
Âşık maşukunu aradı gezdi.
İki cihan Fahri bir engür ezdi,
Fakr ile fahr olmaz, bayı n'eylersin?

Varın görün irakipler kandedir,
Hak ehli kardaşlar yolda demdedir.
Bilin ayn el yakin Ali cemdedir,
Cemiyet olmayan köyü n'eylersin?

Pir Sultan'ım der ki: Okur yazarım,
Türap oldum, ayaklarda tozarım.
Yâr elinden içtim, sermest gezerim,
Erden içilmeyen meyi n'eylersin?
 
EMANET ALEMDE ADEM BİR GÜLDÜR

Emanet âlemde adem bir güldür,
Geldi dost kokusu ol güle düştü.
Adem'e âşıklar beli dediler,
Feryat ile figan bülbüle düştü.

İblis anlamadı Adem'de sırrı,
Açıldı vechinde Hakk'ın menşuru,
Geldi zuhur etti Muhammet nuru,
Yayıldı âleme gulgula düştü.

Hak deyip de âlemden tutmuşuz eli,
Sıdk ile ederiz Adem'e beli.
Pirimizdir bizim Muhammet Ali,
El ele, el Hakk'a silsile düştü.

Azrail eder mi Adem'e ikrar?
Secde et diye Hak emretti tekrar.
Boyun eğmez gider Adem'e her bar,
Kendini bilenler bu yola düştü.

Pir Sultan'ım, İblis kendini gördü,
Hak lanet eyledi, dergâhtan sürdü.
Adem aslı yüzün toprağa sürdü,
Allemal'esma'sı her dile düştü.
 
EMEK ÇEKTİM BİR EV YAPTIM ERENLER

Emek çektim bir ev yaptım erenler,
Yine bu güzele bildiremedim.
Bahar geldi çiçek bitti, ot bitti,
Toprak güldü, taşı güldüremedim.

Önüne irehber almış kadıyı,
Gelir kitabın okuyu okuyu.
Bürhan ile buldum yetmiş ikiyi,
İkisin bir kaba sığdıramadım.

Yüreğimde belli belli yaralar,
Şeytan kalbin almış, gözün köreler.
Hakk'a niyaz eylemeye âr eyler,
Eğilip bir secde kıldıramadım.

Hû demine bir ikrarı güdenin,
Tu yüzüne ikrarından dönenin.
Pîr Sultan'ım, münafığın, nâdanın,
Gönül aynasını sildiremedim.
 
ENEL HAK DEDİK DE ÇEKİLDİK DARA

"Enel Hak" dedik de çekildik dara,
Edep erkan bize doğru yol oldu.
Sorgucular geldi sual sormaya,
Yardımcımız Şah-ı Merdan Al'oldu.

Kıldan köprü kurmuş, gel de geç deyi,
Pirim bana dolu verdi iç deyi.
Arkamdan bir el vurdu uç deyi,
Üstüne uğradım tozlu yol oldu.

Bir kapı açıldı, içeri girdim,
Bir ayak üstünde bin saat durdum.
Mizan terazisin ben orda gördüm,
Eridi kemiğim, ilik hall'oldu.

Dara durdu meleklerin hepisi,
Ona secde kıldı mümin tapusu.
Karşımda açıldı cennet kapısı,
Hakk'ın emri ile bize gel oldu.

Pir Sultan'ım der ki: Şahların şahı,
Yüzüne nur doğmuş Ali'nin mahı.
Ben pirimi gördüm, dönmem bir dahi,
Durağımız ab-ı Kevser göl oldu.
 
ERENLER KAHRETTİ SALDI İŞKİLE

Erenler kahretti saldı işkile,
Gönlüm şifalandı gümana geldim.
Ali oğlu çare eyle müşküle,
Sana mürvet ile amana geldim.

Can evinde muhabbetim azaldı,
Gönül aşkın deryasında yüzerdi,
Yarelerim sağalmışken tazeldi,
Gaziler derdime dermana geldim.

Hak'tan kula her ne gelir ise haktır,
Erkansız işlere ırızam yoktur,
Erenlerin lutfu keremi çoktur,
Yarem sızıladı imana geldim.

Himmet edin erler bir dahi yetem,
Kalbimden şekk ile şüphemi atam,
Zat-ı sıfat olam bir dilden ötem,
Bir desti tutmaya damana geldim.

Pir Sultan Abdal'ım gör bize n'oldu,
Ali'nin gülbengi bize zulm oldu,
Muhabbet yurduna vesvese doldu,
Sen bir padişahsın demana geldim.
 
ERENLER SULTANI BAĞDAT ŞEHRİNİN

Erenler sultanı Bağdat şehrinin,
İptida binasın kuran kim idi?
On'ki imam koymuş mihrap taşını,
Onun duasını eden kim idi?

Doksan üstad gelmiş onu yapmağa,
Yapıp temel taşların berkitmeğe.
Bağdat içinden teferrüç itmeğe,
Gökten kandil ile inen kim idi?

Uçurdum ben kuşum uçan kuş ile,
Dolduysa gözlerim kanlı yaş ile.
Üçyüz altmış baş'açık derviş ile,
Bağdad'a şeydallah iden kim idi?

Bağdad'ın yaylağın bile yayladı,
İndi aşkın deryasını boyladı.
İki cihan fahri dua eyledi,
El kaldırıp amin diyen kim idi?

Pir Sultan Abdal'ım, zaman farıdı,
Ahımdan dağların karı eridi.
Bağdat'tan çıkıp da bir tuğ bürüdü,
Askerini çekip gelen kim idi?
 
ERENLERE EŞ OLAYIM

Erenlere eş olayım,
Bu yola yoldaş olayım.
İçeyim sarhoş olayım,
Aymak elimden gelir mi?

Alna yazılmış yazıyı,
Besili körpe kuzuyu,
Hakk'ın yazdığı yazıyı,
Bozmak elimden gelir mi?

Dere, tepe düdüz olur,
Gece geçip gündüz olur.
Gökte kaç bin yıldız olur?
Saymak elimden gelir mi?

Pir Sultan'ım der Hatâyî,
Dilimiz söyler hatayı.
Pişmedik çiğ yumurtayı,
Soymak elimden gelir mi?
 
ERENLERİN ERKANINA YOLUNA

Erenlerin erkanına yoluna,
Ta ezelden aşık oldum erenler.
Canı gönülden soruştum dolaştım,
Şükür mürşidimi buldum erenler.

Can ile gönülden gezdim aradım,
Didar ile muhabbettir muradım,
Kestim kurbanımı, gördüm didarım,
Mürüvvet kapına geldim erenler.

Vermişim canımı, korkmam ölümden,
Zahit bilmez gerçeklerin yolundan,
Yezit oğlu yezitlerin elinden,
Çok demdir didardan kaldım erenler.

Sen Hakk'ı yabanda arama sakın,
Kalbini pak eyle, Hak sana yakın,
Ademe hor bakma gözünü sakın,
Cümlesin ademde buldum erenler.

Pir Sultan’ım, arzedeyim halimi,
Sarfedeyim elimdeki varımı.
Şükür gördüm erkanını yolunu,
Ya bugün, ya yarın öldüm erenler.
 
ERENLERİN GÜLÜ CANLARIN CANI

Erenlerin gülü canların canı,
Ben seni defter-i Rahman'a yazdım.
Hoş safa geldiniz Şah’ın mihmanı,
Ben seni defter-i Rahman’a yazdım.

Mihmandan Ali'nin kokusu gelir,
Mihman gelse gönül şadıman olur.
Küçük küçük cümle kadrini bilir,
Ben seni defter-i Rahman’a yazdım.

Mihmanı sevmezin yanına varma,
Hasta dahi olsa hatırın sorma,
Muhabbete gelse bile oturma,
Ben seni defter-i Rahman'a yazdım.

Erenler mihmana olayım kurban,
Mihmanı görünce olurum handan.
Pir Sultan'ım, hoş tut daima mihman,
Ben seni defter-i Rahman'a yazdım.
 
ERLER HİMMET EYLEN NİYAZ EYLEYİM

Erler himmet eylen, niyaz eyleyim,
Zakir oldum zikrederim Ali'yi.
Fürkan’ın okurum, medhin eylerim,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

Vardım gördüm ötesi yok faniyi,
Can arzular kerem ıssı Veli'yi,
Düldül'ü, Kanber'i, Fatma Ana'yı,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

Medet senden İki Cihan Serveri,
Şefaat umarım her dem yalvarı.
Hasan Hüseyin'in bunca yârları,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

İmam Zeynel yardım eyle, fakirim,
Şefaat umarım, her dem Bakır'ım.
İmam Cafer kitabını okurum,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

Kazım, Musa, Rıza ol benim derdim,
Ali- el Rıza'dır dilimde virdim.
Taki, Naki Asker, gerçeğe vardım,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

Yolundan azmışlar imana gelin,
Gelin bu mekândan bir haber alın.
Mehdi alçaktadır, birlikte kalın,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

Yezitlere lanet edin gaziler,
Zira can iverken ceset sızılar.
Pir Sultan’ım Şah Meyit’i arzular,
Zakir oldum zikrederim Ali’yi.
 
ERLER PİRLER ERKAN ALDI İZİNDEN

Erler pirler erkan aldı izinden,
Yüz dört kitap sükut eder sözünden.
Ay gün şule verir onun yüzünden,
Seversen de böyle güzel sevmeli.

Ziya verir gözü ile kaşları,
İmam yatağıdır gerdan döşleri.
Güzelin yüzünden kan bağışları,
Seversen de böyle güzel sevmeli.

Güzel güzel deyu aklım doğrandı,
Güzel güzelden çok nazlar öğrendi.
Çirkinin huyundan Allah yerindi,
Seversen de böyle güzel sevmeli.

Güzel güzel deyu yandım alıştım,
Kınaman dostlar aşk elinden şaştım.
Bölüşükte gine güzele düştüm,
Seversen de böyle güzel sevmeli.

Güzel güzel gördüm güzel överim,
Nerde güzel görsem boynum eğerim.
Şöyle hub cemali güzel severim,
Seversen de böyle güzel sevmeli.

Pir Sultan Abdal'ım, eylemez fendi,
Yad ele çözdürmez ak göğsün bendi.
Ezelden sevdiğim Muhammet Ali,
Seversen de böyle güzel sevmeli.
 
EVVEL BAŞTAN BU DÜNYAYA

Evvel baştan bu dünyaya,
Tanrı'nın Aslanı geldi.
Yüz döndürmez yüz bin erden,
Kuşağına dolu geldi.

Ali'dir gazilerin başı,
Hızır Nebi'dir yoldaşı.
Ali manendi bir kişi,
Sultan Seyyit Veli geldi.

Yusuf'u kuyuy'attılar,
Hem aldılar hem sattılar.
Kurtlara bühtan ettiler,
Mısır'ın sultanı geldi.

Halil Kabeyi yapınca,
İslam dinine tapınca.
Gökten Muhammet kopunca,
Nur aleme dolu geldi.

Aşk elinden oldum hasta,
Var derdine derman iste.
Dahi küçücek nevreste,
İsmail kurbanı geldi.

Pir Sultan'ım nesne bilmez,
Ab-ı Hayat için ölmez.
Kafir müslümanı yenmez,
Ezelden basılı geldi.
 
EVVEL BU DERGAHTAN KISMET

Evvel bu dergahtan kısmet,
Alır da var, almaz da var.
Tarikate kadem basıp,
Gelir de var, gelmez de var.

Bazını almış destine,
Hizmet ederdi dostuna.
Ahd ile ikrar üstüne,
Durur da var, durmaz da var.

Olayım der isen Hızır,
İrfan defterine yazıl.
Hak her yerde hazır nazır,
Görür de var görmez de var.

İçin bizim dolumuzdan,
Çıkman sakın yolumuzdan.
Pir Sultan'ım halimizden,
Bilir de var, bilmez de var.
 
EVVEL İKRAR VERİP BELİ DİYENLER

Evvel ikrar verip beli diyenler,
İkrarı üstünde kaim dursunlar.
Erenler yoluna talip olanlar,
Mihmanın sözünde daim dursunlar.

Akıl başta olur gerçek er ise,
Yorulmaya eğer hali var ise.
Günleyin evinde mihman görürse,
Hak olan lokmayı ona versinler.

Mihman üçtür görmek yerli yerince,
Gerçek talip bilir hemen görünce.
Kondurup mihmanı yerli yerince,
Yarasına göre merhem sarsınlar.

Mest olmuştur aşk şarabın içenler,
Nefsine uymuştur serden geçenler.
Sohbet edip mihmanından kaçanlar,
Erkandan cüdadır onu sürsünler.

Pir Sultan'ım der ki: Yola bendeyim,
İki ¤¤¤¤en üç evvelin ceddiyim.
Ayn-el-yakin Hak olan mihman benim,
Beni eşya Hak mihmanda görsünler.
 
EVVELİN EVVELİ MUHAMMET ALİ

Evvelin evveli Muhammed Ali,
Zâhir batın kerem Şah-ı Merdan’ın.
Tenimiz Muhammet, canımız Ali,
Cümle şad ü hurrem Şah-ı Merdan'ın

Vücudun feridir zuhura gelen,
Muhammet'tir Şah'ın kudretin bilen.
Ademe tecelli eyleyip gelen,
Adı İsm-i Azam Şah-ı Merdan'ın.

İbrahim varından geçti Halil'dir,
Ateşi gülistan eden Celil'dir.
Rehber Muhammet'tir, mürşit Ali'dir,
Al'aba ayn-ı cem Şah-ı Merdan'ın.

Âşıklar, erenler yolun izledi,
Gönül hanesine Şah'ı gizledi.
Hem Muhammet Şah Ali'yi gözledi,
Celalli mükerrem Şah-ı Medan'ın.

Pir Sultan'ım, bu vücudun sultanı,
Bir katrede sır eylemiş ummanı.
Hakikat sultanı ol kerem kanı,
Hep insana mahrem Şah-ı Merdan'ın.
 
EY BENİM DİVANE GÖNLÜM

Ey benim divane gönlüm,
Dağlara düştüm yalınız.
Bu cefayı kendi özüm,
Pek mail gördüm yalınız.

Dağlar var dağlardan yüce,
Dağ mı dayanır bu güce?
Derdimi üç gün, üç gece,
Söylerim bitmez yalınız.

Şah'ın ayağına varsam,
Hayırlı gülbengin alsam.
Kızılırmağa gark olsam,
Çağlasam aksam yalınız.

Şah'ımız ırmağı aktır,
Lezzeti şekerden çoktur.
Bir Allah'tan büyük yoktur,
Hak dedim durdum yalınız.

Pir Sultanım, ey erenler,
Erine niyaz edenler.
Üçler, kırklar ve yediler,
Mürvete geldim yalınız.
 
EY BENİM SARI TANBURAM

Ey benim sarı tanburam,
Sen için böyle ağlarsın?
Derdim büyük, içim oyuk,
Ben Şah'ım deyü ağlarım.

Göğsüme tahta döşerler,
Çaldıkça bağrım deşerler,
Durmayıp beni okşarlar,
Ben Şah'ım deyü ağlarım.

Koluma taktılar perde,
Uğrattılar beni derde,
Kim konar, kim göçer yurda,
Ben Şah'ım deyü ağlarım.

Koluma takdılar teli,
Söylettiler bin bir dili,
Oldum aynı cem bülbülü,
Ben Şah'ım deyü ağlarım.

Bağlamadır benim adım,
Arşa dayanır feryadım,
Pîr Sultan Abdal üstadım,
Ben Şah'ım deyü ağlarım.
 
EY ERENLER ÇÜN BU SIRRI DİNLEDİM

Ey erenler çün bu sırrı dinledim,
Huzur-ı mürşide vardım bu gece.
Hakikat sırrını andan anladım,
Evliya merdanın gördüm bu gece.

Mürşidim Muhammet buldum yolumu,
Rehberim Ali'dir verdim elimi,
Tiğbend ile bağladılar belimi,
Erenler sırrına erdim bu gece.

Erenler rahına eyledim iman,
Kalmadı gönlümde şek ile güman.
Ne bilir bu sırrı Yezid'le Mervan,
Küll-i varım Hakk'a verdim bu gece.

Andelip misali avaz ederek,
Kati sema üzre pervaz ederek,
Yedi aza ile niyaz ederek,
Ayn-ı cem güllerin derdim bu gece.

Pir Sultan'ım Hakk'a niyaz ederim,
Erenler rahına doğru giderim,
Küll-i varım Hakk'a teslim ederim,
Hakk'ın cemalini gördüm bu gece.
 
EY GÖNÜL BÜLBÜLLERİ

Ey gönül bülbülleri,
Mihmanlar hoş geldiniz.
Hak zikr eden dilleri,
Mihmanlar hoş geldiniz.

Şen olsun otağınız,
Sürülsün devranınız,
Ol bizim sultanımız,
Mihmanlar hoş geldiniz.

Aşk pazarına gelen,
Sırr-ı hakikat bilen,
Derya-yı umman olan,
Mihmanlar hoş geldiniz.

Aşıklar serden geçer,
Sırat-ı bunda seçer.
Sakiden kevser içer,
Mihmanlar hoş geldiniz.

Aşık oldum erenler,
Aşk halinden bilenler,
Dost cemalin görenler,
Mihmanlar hoş geldiniz.

Pir Sultan'ım aşıklar,
Budur kalbi sadıklar,
Uyuman uyanıklar,
Mihmanlar hoş geldiniz.
 
EY SOFİ ÖZÜNE BİR MURADIM VAR

Ey sofi özüne bir muradım var,
Elin günahını sen mi görürsün?
Yüzün kara, bir külhanda yerin var,
Ali divanına nasıl varırsın?

Rehberin kim olduğunu bilmezsin,
Kov ile gıybeti elden koymazsın,
Ahrette yatacak yer de bulmazsın
Toprak kabul etmez, nerde kalırsın?

Lokman sofusunu eli tutarsın,
Hakk'ın döşeğine yere yatarsın,
Bilmem yetmiş iki dilden ötersin,
Sen bu dilin kangısını bilirsin?

Pir Sultan Abdal'ım, böyle olunca,
İhlas talip muradını alınca,
Devir dönüp halin ile gelince,
Sen de bu huy ile murdar olursun.
 
Geri
Üst