Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

SABAH OLUR KOYUN KUŞLUĞA GELİR

Sabah olur koyun kuşluğa gelir,
Her koyun arar da kuzusun bulur.
Ağca koyun meler arada kalır,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Benim kuzum kuzuların beyidir,
Ağca koyun yüreğimin yağıdır.
Onun gideceği Yıldız Dağı'dır,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Koyun meler, kuzusunun adı yok,
Sıra sıra küleklerin südü yok.
Kuzusuz yaylanın hiçbir tadı yok,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Koyunun başına bodcak takayım,
Yönüm dönüp o koyuna bakayım.
Kuzun nerde ise kuzun bulayım,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Koyun sen şurada kuzlamadın mı?
Sağını solunu gözlemedin mi?
Aç kurt gelir diye gizlemedin mi?
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Dereye aşağı gider kurt izi,
Kurt ağzında gördüm bir körpe kuzu.
Seversen Mevla'yı ağlatma bizi,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Seni yayan çoban bir delikanlı,
İbrişim bıyıklı, hem ince belli.
Sağında solunda püskülü belli,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Seni yayan çoban yetip gitmesin,
Bahçesinde lale sünbül bitmesin.
Seni incitenler Hakk'a yetmesin,
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.

Pir Sultan Abdal'ım, bu kuzu n'oldu?
Koyunun feryadı ciğerim deldi.
Yoksa bir aç kurt mu kuzunu aldı?
Gel koyun meleme, vazgel kuzundan.
 
SABAH SEHERİNDE NİYAZ EDERKEN

Sabah seherinde niyaz ederken,
Pirim Hacı Bektaş Veli'yi gördüm.
Sundu ab-ı kevser mest olmuşum ben,
Kanber'in elinde doluyu gördüm.

Balıklar oynaşır Baki gölünde,
Kumrular söyleşir umran dibinde.
Bağlar meyve vermiş baba yolunda,
Gülü var dikensiz gülünü gördüm.

Pir Sultan'ım eyder: Elinde harfi,
Okur Hak kitabı, bilir Aref'i.
Ben vech-i ademde buldum Mushaf'ı,
Yetmiş iki millet dilini gördüm.
 
SABAHTAN CEMALİN SEYRAN EYLEDİM -1-

Sabahtan cemalin seyran eyledim,
Eyledin gönlümü perişan dilber.
Hayli demdir gezdim gurbeti elleri,
Kimseler halimden sormadı dilber.

Sensiz garip gönlüm karar eylemez,
Eser bad-ı sabah zilfin ırganmaz.
Sen gidersen dertli gönlüm eğlenmez,
Dedim ver belgüzar telinden dilber.

Gamzeyi zilfin mis gibi kokar,
Yarelerim göz göz hışmınan bakar.
Cemalin görenler cenneti neyler,
Sandım güneş doğmuş yüzünden dilber.

Sen irfan kuşusun gider gelmezsin,
Gelir biz de baki mihman kalmazsın.
Seni uçuranlar murat almasın,
Kim seni uçurdu yuvandan dilber.

Abdal Pir Sultan'ım cemalin güzel,
Katipler oturmuş vasfını yazar.
Naibler saf olmuş yolunu gözler,
Benim için kalma yolundan dilber.
 
SABAHTAN CEMALİN SEYRAN EYLEDİM -2-

Sabahtan cemalin seyran eyledim,
Gönüller perişan elinden güzel.
Nice bir gezeyim gurbet elleri,
Hiç mi bilir yoktur halımdan güzel?

Sen seher yelisin gider gelmezsin,
Gelirsen de güzel bakî kalmazsın.
Seni uçuranlar murat almasın,
Seni kim uçurdu yuvandan güzel?

Tığ-i gamzelerin misk ü bu kokar,
Yar ala gözlerin hışm ile bakar.
Cemalin görenler cennete gider,
Sandım güneş doğmuş yüzünden dilber.

Kemhalar giyinip zünnar bağlanır,
Eser bad-ı saba zülfün ırganır.
Sen giden de deli gönül eğlenir,
Bergüzar ver zülfün telinden dilber.

Pir Sultan Abdal'ım, cemalin güzel,
Aradım bulmadım derdimi yazar.
Şimdi benim dostum cennette gezer,
Kalma benim için yolundan güzel.
 
SABAHTAN DERGAHA VARDIM

Sabahtan dergaha vardım,
Dedem uzanmış yatıyor.
İzzet ile selam verdim,
Günbegün derdim artıyor.

Dedem kalkmış yatağından,
Gül ister hüsnün bağından.
Münkir münafık şerrinden,
Müminleri Hak koruyor.

Mümin olan yola yarar,
Münafık dergahta n'arar?
Kem söz sahibine zarar,
Muhabbetten bal akıyor.

Muhabbet nedir Muhammet?
Müminin arzusu Cennet.
Yola giren cana minnet,
Bir has gül olmuş kokuyor.

Pir Sultan'ım, vardır nice,
Kabr evine o girince,
Hak divanına durunca,
Günahlarından korkuyor.
 
SABAHTAN UĞRADIM BEN BİR FİGANA

Sabahtan uğradım ben bir figana,
Bülbül ağlar ağlar güle getirir.
Bakın şu feleğin çürük işine,
Her bir cefasını kula getirir.

Depreştirme benim dertlerim tamam,
Muhabbet şirindir, vermiyor aman.
Üstümüzde dönen çarh ile devran,
Felek bizi halden hale getirir.

Pir Sultan Abdal'ım, sözlerim haktır,
Hak diyen canlardan hiç şüphem yoktur.
Cehennemde ateş olmaz, nar yoktur,
Herkes ateşini bile ***ürür.
 
SABAHTAN UĞRADIM BEN DE ŞAH'IMA

Sabahtan uğradım ben de Şah'ıma,
Dedim Şah'ım gafletlerden uyana.
Eğildim lebine bir buse aldım,
Dedim uyan dedi var git o yana.

İnci, sedef, mercan döken kamildir,
Kamillere hizmet eden kamildir.
Kamil otur, kamil söyle, kamil dur,
Kamil denen cahil söze uyana.

Niçin melil melil baktın bize yar?
İhsan eyle şirin söyle bize yar.
Ben teklif eyledim, sen gel bize yar,
Sakın ikrarından dönme o yana.

Bak şu kamet, şu gerdan ne şuhane,
Arz edeyim şu sultana, şu hana.
Bizi bu aşkın oduna yakana,
Umarım ki bizden beter o yana.

Pir Sultan Abdal'ım, gönlüm harabat,
Aşık isen bir gül için hare bat.
Menzil almaz bu meydanda harab at,
Çevir başın dizginini o yana.
 
SABAHTAN UĞRADIM DEDEM GÖÇÜNE

Sabahtan uğradım dedem göçüne,
Dedem beni talip alsan olmaz mı?
İbrişim uydurmuş siyah saçına,
Dedem beni talip alsan olmaz mı?

Var git yezit var git, takılma bize,
Bizden binbir lanet okunur size.
Sen aşık olmuşsun geline kıza,
Var git yezit var git talip olmazsın.

Dedem bu sözlerin her demler olsun,
Önümüzde dönen boz atlar olsun,
Gelin kız seversem gözüm kör olsun,
Dedem beni talip etsen olmaz mı?

Bir söz söyleyim de sen olma hatır,
Edebi havayı bilemez katır.
Sof'oğluyum dersem git bacın getir,
Var git yezit var git talip olmazsın.

Pir Sultan Abdal'ım, bu sırra erdik,
Özümüz sözümüz bu yola verdik.
Yezit sofu olmaz biz sizde gördük,
Gel git sofu kardaş yolu bilmezsin.
 
SABIR KILA KILA CANIMA YETTİ

Sabır kıla kıla canıma yetti,
Hasmını ararsan bundadır aşık.
Kamil oldum deyü dava edersin,
Hamakat nişanı kimdedir aşık?

Ehl-i dil olmadan söyleme hemen,
Senin mücadelen benimle neden?
Muhammet Mustafa göçtü dünyadan,
Muhammed'in nuru kimdedir aşık?

Ben de bilemedim nasıl sevdadır?
Heman çekticeğim kuru kavgadır.
Nebi Medine'de, Musa Tur'dadır,
Muhammed'in nuru kimdedir aşık?

Gözle erkanını, dönme yolundan,
Dererler de goncasını gülünden.
Pir Sultan'ım hü der almam elinden,
Senin sende benim bendedir aşık.
 
SEFASINA CEFASINA DAYANDIM

Sefasına cefasına dayandım,
Bu cefaya dayanmayan gelmesin.
Rengine hem boyasına boyandım,
Bu boyaya boyanmayan gelmesin.

Rengine boyandım, meyinden içtim,
Nice canlar ile didar görüştüm.
Muhabbet eyleyip candan seviştim,
Muhabbeti küfür sayan gelmesin.

Muhabbet eyleyip yokla pirini,
Yusun senin namus ile arını.
Var bir gerçek ile kıl pazarını,
Kıldığın pazardan ziyan gelmesin.

Kırklar bu meydanda gezer dediler,
Evliyayı yola dizer dediler,
Destini destinden üzer dediler,
Nefsaniyetine uyan gelmesin.

Pir Sultan'ım eydür: Dünya fanidir,
Kırkların sohbeti aşk mekânıdır.
Kusura kalmayan kerem kanıdır,
Gönülde karası olan gelmesin.
 
SEHER VAKTİ KALKAN KERVAN

Seher vakti kalkan kervan,
İniler de zarilenir.
Bir güzele düşen gönül,
Çiçeklenir, korulanır.

Bahçenizde güller biter,
Dalında bülbüller öter.
Engel gelir bir kal katar,
Olan işler gerilenir.

Bülbül geldi kondu dala,
Bülbülden hata yok güle.
Engel bir taş atar göle,
Yüzen ördek yaralanır.

Pir sultan abdal göçelim,
Pir elinden bade içelim.
İnkar olandan kaçalım,
İnkar bir gün parelenir.
 
SERSERİ GİRME MEYDANA

Serseri girme meydana,
Aşık senden hal isterler.
Kallaşlıkla urma demi,
Tastik ehli kal isterler.

Uyan bu gaflet habından,
İsbat isterler batından.
Her aşıkın sohbetinden,
Erkan ile yol isterler.

Erenler oynar utulmaz,
Bu yola hile katılmaz.
Bunda har mihre satılmaz,
Ya gevher, ya la'l isterler.

Bir kılı kırk pay ederler,
Birin yol tutup giderler.
Dile n'itibar edenler,
Hal içinde hal üsterler.

Pir Sultan Abdal n'eylersin?
Müşkül halledip söylersin.
Arısın çiçek yaylarsın,
Yarın senden bal isterler.
 
SEVDA ÇEKMEK ŞANLARIDIR

Sevda çekmek şanlarıdır,
Gizlice erkanlarıdır.
Hak yoluna canlarıdır,
Kurbanı Bektaşilerin.

Onlar Horasan'ı gezer,
Demkeş olur, bade süzer.
Seyyah olup daim gezer,
Sultanı Bektaşilerin.

Sırlarına güç erilir,
Remizleri geç bilinir.
Üstat olan pir seçilir,
Hünkarı Bektaşilerin.

Arifler arifi gelir,
Arife tarif vız gelir.
Uzak yakın hep bir gelir,
Hassına Bektaşilerin.

Pir Sultan'ım, bu ne demek?
Yerde insan, gökte melek.
Hiç cahile çekme emek,
Devranı Bektaşilerin.
 
SEYRAN EDİP ŞU ALEMDE GEZERKEN

Seyran edip şu alemde gezerken,
Ah bana bir kanlı zalimden oldu.
Yine dilim ile düştüm belaya,
Sabır edemeyip dilimden oldu.

Dedem bahçesinin meyvesin dermiş,
Rehbere mürşide kalesin vermiş.
Arıya bal vermiş belasın vermiş,
Arı ağlar bana balımdan oldu.

Alabilsem şu Yezit'ten ahdımı,
Koç yiğit ellere vermez bahtını.
Yaz gününün boz bulanık vaktını,
Ördek ağlar bana gölümden oldu.

Hep güzeller kaşı yayını yazmış,
Kişi sevdiğinden yârinden azmış.
Kılcı var diye yol sözü kesmiş,
Yolsuz ağlar bana yolumdan oldu.

Pir Sultan'ım eydür: Bu işi n'ider?
Kişi ne ederse kendine eder.
Çağrışıp bağrışıp turnalar gider,
Turna ağlar bana telimden oldu.
 
SEYRAN ETTİM ERENLERİN DEMİNİ

Seyran ettim erenlerin demini,
Kudret kandilini yanarken gördüm.
Burak olup içtim ab-ı hayattan,
Hazret Peygamber'i kanarken gördüm.

Günde bin kez Hakk'a şükür ederken,
Erenler katarın Veysel yederken.
Musa Hakk'ın didarına giderken,
Hızır müşkülünü anarken gördüm.

Halil Kabe yaptı insan gelmeğe,
Şüphesiz günahlar kabul olmağa.
İsmail uğruna kurban kılmağa,
Bir melek bir koyun yederken gördüm.

Nerden düşman gelir ise duyardı,
Dost uğruna can-ü başı koyardı.
Her gün Hamza aşikare gezerdi,
Ali'yi Düldül'e binerken gördüm.

Vefası yok imiş şunda fenanın,
Hisabı yok imiş mülke konanın.
Yavrusun aldırmış garip ******,
Parlayı parlayı yanarken gördüm.

Pir Sultan'ım eydür: Şunda gelmişler,
Dizilmişler duasını almışlar.
Bir birinin eteğini tutmuşlar,
Müşkülün mürşide tınarken gördüm.
 
SEYREDELİM HORASAN'IN İLİNİ

Seyredelim Horasan'ın ilini,
Gördüm iki turna güzel turnalar.
Tavaf ettim imamların yerini,
Gördüm iki turna güzel turnalar.

Muhammet bizimdir, Ali bizimdir,
Erkanı bizimdir, yolu bizimdir.
Değmesin yad avcı teli bizimdir,
Gördüm iki turna güzel turnalar.

Muhammet Ali'den parıldar damlar,
Elinde doğar ol şems ile kamer.
Yaylağı Yıldız'dır, gözleği Kemer,
Gördüm iki turna güzel turnalar.

Şu gelen avcıdan hazerim deyu,
Ezel ki ikrarı bozarım deyu,
Çığrışır Tebriz'de öterim deyu,
Gördüm iki turna güzel turnalar.

Pir Sultan Abdal'ım kendi halinde,
Kalmadılar evliyanın yolunda.
Kalkıştı da gitti Ali gölünde,
Gördüm iki turna güzel turnalar.
 
SEYYAH OLUP AYRI DÜŞTÜM ELİMDEN

Seyyah olup ayrı düştüm elimden,
Bana da bir kanlı zalimden oldu.
Kişi benlik ile düşer belaya,
Bela çekmek bana dilimden oldu.

Her ağacın kurdu özünden olur,
Kişinin kemliği sözünden olur.
El için ağlıyan gözünden olur,
Ağlayan gözlerim selinden oldu.

Pir Sultan Pirinin damenin tutar,
Koç yiğit menzile gün olur yeter.
Havada durnalar çığrışır öter,
Öten telli durnam telinden oldu.
 
SEYYAH OLUP ŞU ALEMİ GEZERKEN

Seyyah olup şu alemi gezerken,
Bulmadım hakkına kail olucu.
Muhammet Ali'den kuruldu pazar,
O da bize lütf-ü kerem kılıcı.

Gelmiş geçmiş işimizi bitiren,
Odur bizim eksiğimiz yetiren.
Dilerim onmasın Hakk'ı yitiren,
Yolsuza hasımdır yolun kılıcı.

Yola hor bakanın yamandır hali,
Kaldırın aradan kıl ile kali.
Evvel ebet pirim Muhammet Ali,
Böyle günde olur imdat edici.

Bekleyelim mülkün sahibi gele,
Mümin kullarına tecelli kıla.
Muhammet Ali'nin kurduğu yola,
Kalmamış sıkile nazar kılıcı.

Pir Sultan'ım, hiç doğruya gelen yok,
Ol mümin kulların işin alan yok.
Şu alemde halimden bir bilen yok,
Herkes kendi sevdasına bakıcı.
 
SEYYAH OLUP ŞU ÂLEMİ GEZERİM

Seyyah olup şu âlemi gezerim,
Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.
Kendi efkârımca okur yazarım,
Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.

İki elim kalkmaz oldu dizimden,
Bilmem amelimden, bilmem özümden.
Akıttım kanlı yaş iki gözümden,
Bir dost bulamadım gün akşam oldu.

Yine boralandı dağların başı,
Akıttım gözümden kan ile yaşı.
Emaneti alır ol veren kişi,
Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.

Bozuk şu cihanın pergeri bozuk,
Yazıktır şu geçen ömrüme yazık.
Tükendi daneler, kalmadı azık,
Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.

Pir Sultan'ım eydür: Ummana dalam,
Gidenler gelmedi, haberin alam.
Abdal oldum, çullar giydim bir zaman,
Bir dost bulamadım, gün akşam oldu.
 
SIDK İLE ALİ'Yİ SEVERİM DEDİ

Sıdk ile Ali'yi severim dedi,
İtikadı beklenmiyor n'eyleyim?
Güzel Şah yoluna iverim dedi,
İkrara da bağlanmıyor n'eyleyim?

Arz edip lokmayı yiyemiyorlar,
Günahlı günahın diyemiyorlar,
Yuyucular meyti yuyamıyorlar,
Söz çok amma söylemiyor n'eyleyim?

Hak ile tercüman lokma yenmiyor,
Her günah sorulup derman olmuyor,
Onun çün nüfuzlar yerin almıyor,
Söylesem de dinlenmiyor n'eyleyim?

Şab ile şekeri seçemiyorlar,
Hak edip dünyadan göçemiyorlar,
Günahlı günahın açamıyorlar,
Şimdi haber anlanmıyor n'eyleyim?

Pir Sultan Abdal'ım özün yoklamaz,
Kulum der de pir eşiğin beklemez,
Ben sofuyum diye nefes saklamaz,
Şimdi nefes saklanmıyor n'eyleyim?
 
Geri
Üst