Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

SİNEM ÜSTÜ ATEŞ OLDU OD OLDU

Sinem üstü ateş oldu od oldu,
Yakar muhannetin acı sözleri.
Hızır Paşa'nın ettiği derd oldu,
Çıkar muhannetin acı sözleri.

Seni şekva edem Urum Beyine,
Bakmıyon mu şu sinemin dağına,
Hançer oldu yüreğimin bağına,
Kakar mahannetin acı sözleri.

Engel geldi aramızda dolaşır,
Yusam çıkmaz kara olmuş bulaşır,
Top top olmuş mah yüzünde dolaşır,
Takar muhannetin acı sözleri.

Muhannet elinden halim pek şaşkın,
Deli gönül gah bulanık gah taşkın,
Gönlümün sarayın kalbimin köşkün,
Yıkar mahannetin acı sözleri.

Pir Sultan Abdal'ım, vadem yeterse,
Şah'ım gelir salacamdan tutarsa,
Karış karış üstümde ot biterse,
Çıkar muhannetin acı sözleri.
 
SOFU MEZHEBİMİ NEDEN SORARSIN

Sofu mezhebimi neden sorarsın?
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.
Gözlüye gizli olmaz ne ararsın?
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.

Eğnimize biz kırmızı giyeriz,
Halimizce biz de mana duyarız.
İmam Cafer mezhebine uyarız,
Biz muhammed Ali diyenlerdeniz.

Her kulun çırağın yaksa Hak yakar,
Mumin olanları katara ceker.
Aslımız On iki İmama çıkar,
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.

Muhammed Ali'dir Kırklar'ın başı,
Anı sevmeyenin nic'olur işi.
Yezit'e lanetle atalım taşı,
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.

Biz tüccar değiliz, alıp satmayız,
Erenler malına hile katmayız.
Gönlümüz geniştir, biz kin tutmayız,
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.

İlkbaharda açılmıştır gülümüz,
Hakk'ın dergâhına gider yolumuz.
On iki İmamı okur dilimiz,
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.

Pir sultan'ım söyler ganidir gani,
Evveli Muhammed, ahırı Ali.
Anlardan ögrendik erkanı, yolu,
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz.
 
SORDUM SARI ÇİĞDEME

Sordum sarı çiğdeme,
Sen nerede kışlarsın?
Ne sorarsın hey derviş,
Yer altında kışlarım.

Sordum sarı çiğdeme,
Yer altında ne yersin?
Ne sorarsın hey derviş,
Kudret lokmasın yerim.

Sordum sarı çiğdeme,
Benzin neden sararmış?
Ne sorarsın hey derviş,
Hak korkusun çekerim.

Sordum sarı çiğdeme,
Anan baban var mıdır?
Ne sorarsın hey derviş,
Anam yer, babam yağmur.

Sordum sarı çiğdeme,
Sende kardeşlik var mı?
Ne sorarsın hey derviş,
Ben erlerle kardeşim.

Pir Sultan'ım erlere,
Yüzü dolu nurlara.
Ak sakallı pirlere,
Çiğdemde kardeşlik vardır
 
SULTAN ALİ'M BİR İŞ GELDİ BAŞIMA

Sultan Ali'm bir iş geldi başıma,
Yana yana ağlanacak iş oldu.
Malûm olsun yârenime, eşime,
Ferman geldi serim yere düş oldu.

Yetiş imdadıma Celli Celal'im,
Hünkar Hacı Bektaş Şah Sultan Balım.
Efendime malum benim de halim,
Benim derdim cümle derde baş oldu.

Derviş olan şükür edip oturdu,
Herkes kendi kısmetini ***ürdü.
Namaredin lokmasın cömert yetirdi,
Münkirin torbası şükür boş oldu.

Pir Sultan kaildir Hak'tan gelene,
Şükür olsun damenimi salana.
Akrancığın kendisinden bulana,
Derdim deva buldu, gönlüm hoş oldu.
 
SULTAN NEVRUZ GÜNÜ CEMDİR ERENLER

Sultan Nevruz günü cemdir erenler,
Gönüller şad oldu ehli imanın.
Cemal yâri görüp doğru bilenler,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.

Cümle eşya bugün destur aldılar,
Aşk ile didara karşı yandılar,
Erenler ceminde bade sundular,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.

Erenler dergâhı ruşen bu günde,
Doldurmuş badeyi sunar elinde,
Susuz olan kanar kendi gönlünde,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.

Sultan Nevruz günü canlar uyanır,
Hal ehli olanlar nura boyanır.
Muhip olan bugün ceme dolanır,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.

Pir himmet eyledi bugün kuluna,
Cümle muhip bugün cemde buluna.
Cümle eşya konar kudret balına,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.

Aşık olan canlar bugün gelirler,
Sultan Nevruz günü birlik olurlar.
Hallak-ı cihandan ziya alırlar,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.

Pir Sultan’ın eydür: Erenler cemde,
Akar çeşnim yaşı her dem bu demde.
Muhabbet ateşi yanar sinemde,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.
 
SULTAN SUYU GİBİ ÇAĞLAYIP AKMA

Sultan suyu gibi çağlayıp akma,
Durulur gam yeme divane gönül.
Dam başında duman, dağ başında kış
Görülür gam yeme divane gönül

Bizden selam söylen dosta gidene
Yuf yalancıya da lanet nadana
Bunca düşman ardımızdan yetene
Yorulur gam yeme divane gönül

Şah-ı Merdan önümüzde kılavuz.
Yıkılır mı hakk'ın yaptığı havuz?
Üç günlük dünyada, bir yahşi yavuz,
Dirilir gam yeme divane gönül.

Pir Sultan Abdal'ım, sırdan sırada,
Bu iş böyle oldu, kalsın burada.
Cümlemizin yeltendiği murada,
Erilir gam yeme divane gönül.
 
ŞAH-I MERDAN ALİ KURDU BU YOLU

Şah-ı Merdan Ali kurdu bu yolu,
Hazret-i Fatıma cihanın gülü.
Evvel Seyyit Ali aldı yürüdü,
Kırkların serdarıdır Kızıl Deli.

Tanrıdağ koruna çökmüş oturur,
Yıldızları ayağına getirir,
Bir avuç toprakla hudut geçirir,
Kırkların serdarıdır Kızıl Deli.

Pirim etini kendi defn eyledi,
Çaldı taşı pare pare eyledi,
Pirim Ali bu kelamı söyledi,
Kırkların serdarıdır Kızıl Deli.

Gör pirim küffara n'etti, n'eyledi?
Şehir horozuna dua eyledi.
Sarı Kız'ı iki pare eyledi,
Kırkların serdarıdır Kızıl Deli.

Pir Sultan'ım Haydar sancak getirir,
Zemheride gonca güller bitirir.
Kalenin altını üstüne getirir,
Urum'u feth eden Şah Kızıl Deli.
 
ŞAH-I MERDAN KULLARIYIZ

Şah-ı Merdan kullarıyız,
Mevla'dan gayri değiliz.
Kanaat ile yürürüz,
İlla tokuz, aç değiliz.

Evliya gönlümüz aldı,
Kalbimiz nur ile doldu,
Gözlerimiz cemal gördü,
Cennete muhtaç değiliz.

Evvel biziz, ahir biziz,
Heman leyl-ü nehar biziz.
Gül açılmış bahar biziz,
Biz yaz olduk, kış değiliz.

Yüzlerden kırklara erdik,
Tarikat ehlini bulduk.
Yedilerden haber sorduk,
Üçlerdeniz, hiç değiliz.

Pir Sultan'ım, göçün göçün,
Sızdık eridik Hak içün.
Dünyayı terk etmek içün,
Altun olduk, tunç değiliz.
 
ŞAHA GİDEN BEN BİR BEZİRGAN GÖRDÜM

Şaha giden ben bir bezirgan gördüm,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.
Hemen tutmuş hakikatın yolunu,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.

Bezirgan yükünü nereden tutmuş,
Ona hizmet eden dergaha yetmiş.
Sevdiğim sılada bir oda tutmuş,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.

Bezirganın yükü lal ile gevher,
Ana kar mı kılar harami dafer.
Bezirganlar başı ol İmam Cafer,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.

Bezirganın yükü nereye gider?
Uğramaz Sırat'a, Mirac'a gider.
Bezirgan başıdır Şah Gani Haydar,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.

Bezirganın yükü ilm-i hamail,
Doğru işleyene Hak ola kail.
Bezirgan başıdır ahir Cebrail,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.

Deryalar bekçisi dağlara nazır,
Her nerde çağırsan orada hazır.
Bezirgan başıdır Boz Atlı Hızır,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.

Pir Sultan Abdal'ım aşıkı çoklar,
Hiç kardaş bulmamış kend'özün yoklar.
Korktuğumuz yerden Yaradan saklar,
Ayrılmam katardan ben şimden geri.
 
ŞAHIN İLLERİNDEN GELEN TURNALAR

Şahın illerinden gelen turnalar,
Çağrışıp karışıp konar şah deyü.
Talip olan mürşidini arzular,
Destine el salıp sunar Şah deyü.

İki kuş bir yavru besler yuvada,
Ona mürşit gerek yuya arıda.
İki yüce şahin döner havada,
İmam evlerine konar Şah deyü.

Aramıza düştü ayrılık tozu,
Buymuş başımıza yazılan yazı.
Bağrımızı deldi turna avazı,
Sivas göllerine iner Şah deyü.

Hak'tan nida geldi garip bülbüle,
Bülbül aşık oldu bahçede güle.
Ali niyet etti bindi Düldül'e,
Sultan evlerine gider Şah deyü.

Pir Sultan'ım eydür: Gözümün yaşı,
Delik deşik oldu bağrımın başı.
Kalktı havalandı gönlümün kuşu,
Şah'ın dergâhına konar Şah deyü.
 
ŞAH'IN NURU MUSUN EY CANLAR CANI

Şah'ın nuru musun ey canlar canı?
Varın layık olun hallerinize.
Mürüvvet Erenler darına durdum,
Canım kurban olsun yollarınıza.

Erenlerin altın akçası mısın?
Mümin kardaşların goncası mısın?
Şah'ı Merdan Ali bahçesi misin?
Gelir bülbül konar dallarınıza.

Rehberin payını yemen, ayırın,
Mürşidin payını candan kayırın.
Dudaktan emzirin, lebten doyurun,
Hak mihman gelince evlerinize.

Lanet ile Yezitleri taradım,
Hakk'ın kitabını açtım aradım.
Kırklar ile cem olmaktı muradım,
İmam Cafer çıkar yollarınıza.

Pir Sultan'ım eydür: Yezitler gamda,
Horasan erleri Urum'da, Şam'da.
Biz de mihman olduk bir ayn-i cemde,
Doyup usanmadık hallerinize.
 
ŞECAATİN VARSA KALBİNDE SAKLA

Şecaatin varsa kalbinde sakla,
Nasihatim dinle, sakın gururdan,
Bir işin önünden sonunu yokla,
Nasihatim dinle, sakın gururdan.

Hünerin var ise kendini devşir,
Söyleyecek sözü kalbinde pişir.
Ululuk büyüklük Hakk'a yaraşır,
Nasihatim dinle, sakın gururdan.

Hatırın yıkarlar hatır yıkınca,
Gözyaşı yeğlenmez taşıp akınca.
El elden üstündür arşa erince,
Nasihatim dinle, sakın gururdan.

Oku asılanın yayı yasılır,
Gaziler kılıcı Arş'a asılır.
Gurur ile kahramanlar basılır,
Nasihatim dinle, sakın gururdan.

Pir Sultan'ım, ulular izin izle,
Kemliği terkeyle, iyliği gözle.
Hasmın karıncaysa merdane gözle,
Nasihatim dinle, sakın gururdan.
 
ŞİMDİ BİZİM ARAMIZA

Şimdi bizim aramıza,
Yola boyun veren gelsin.
Şeriatı, tarikatı,
Hakikatı bilen gelsin.

Kişi halden anlayınca,
Hakikatı dinleyince,
Üstüne yol uğrayınca,
Ayrılmayıp duran gelsin.

Talib olunca bir talib,
İşini Mevla'ya salıp,
İzzet ile selam verip,
Gönüllere giren gelsin.

Koyup dünya davasını,
Hakk'a verip sevdasını,
Doğrulayup öz nefsini,
Şeytanı öldüren gelsin.

Pir Sultan'ım, çelebiye,
Eyvallahım var veliye.
Muhiddin'e hal diliyle,
Yolum sırrın soran gelsin.
 
ŞU KANLI ZALİMİN ETTİĞİ İŞLER

Şu kanlı zalimin ettiği işler,
Garip bülbül gibi zar eyler beni.
Yağmur gibi yağar başıma taşlar,
Dostun bir fiskesi yaralar beni.

Dar günümde dost düşmanım bell'oldu,
On derdim var ise şimdi ell'oldu.
Ecel fermanı boynuma takıldı,
Gerek asa gerek vuralar beni.

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz,
Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz.
Şu illerin taşı hiç bana değmez,
İlle dostun gülü yaralar beni.
 
ŞU KARŞI YAYLADA BİR KEKLİK ÖTER

Şu karşı yaylada bir keklik öter,
Pirimin sevdası burnumda tüter.
Bir ayrılık vardır ölümden beter,
Gelin rıza ile gönderin bizi.

Benim pirim yücelerde oturur,
Bu muhabbet tez ayrılık getirir.
Her gördükçe benim aklım yitirir,
Gelin rıza ile gönderin bizi.

Ben gidersem yaşın yaşın ağlama,
Ciğerciğin aşk oduna dağlama.
Kalktı nasibimiz bizi eğleme,
Gelin rıza ile gönderin bizi.

Gidersem bu yerler size yurd olsun,
Ara yerin münafıkı kurt olsun.
Ben gidiyom yüreğine dert olsun,
Gelin rıza ile gönderin bizi.

Pir Sultan Abdal'ım, nerden aşalım?
Aşalım da dost köyüne düşelim.
Çok tuz etmek yedik, helallaşalım,
Gelin rıza ile gönderin bizi.
 
ŞU KARŞI YAYLADA GÖÇ KATAR KATAR

Şu karşı yaylada göç katar katar,
Bir güzel sevdası serimde tüter,
Bu ayrılık bana ölümden beter,
Geçti dost kervanı eyleme beni.

Şu benim sevdiğim başta oturur,
Bir güzelin derdi beni bitirir,
Bu ayrılık bize zulüm getirir,
Geçti dost kervanı eyleme beni.

Ben gidersem sunam bana ağlama,
Ciğerimi aşk oduna dağlama,
Benden başkasına meyil bağlama,
Geçti dost kervanı eyleme beni.

Gider isem bu il sana yurt olsun,
Münafıklar aramızda kurt olsun,
Ben ölürsem yüreğine dert olsun,
Geçti dost kervanı eyleme beni.

Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım,
Aşalım da dost iline düşelim,
Çok nimetin yedim helallaşalım,
Geçti dost kervanı eyleme beni.
 
ŞU KARŞIKİ KARLI DAĞI GÖRDÜN MÜ?

Şu karşıki karlı dağı gördün mü?
Rüzgârını bulmuş eriyip gider.
Akan sularıdan ibret aldın mı?
Yüzünü yerlere sürüyüp gider.

Sürünün önünde giden avcılar,
Sıcak sıcak günde yakar güneşler.
Evvel zaman yemiş veren ağaçlar,
Onlar da kalmamış kuruyup gider.

Kadirsin Allah'ım sen de kadirsin,
Üstümüze dört direkli çadırsın.
Çağırdığımız yerde hazır nazırsın,
Cümlemiz üstüne yürüyüp gider.

Bizim deryamız derindir boylanmaz,
Bin nasihat etsen biri dinlenmez.
Gidi merkep hiçbir yere bağlanmaz,
Başında yuların sürüyüp gider.

Pir Sultan'ım söyler sözü özünden,
Aşıksın sakınır iki gözünden.
Olur olmaz münkirlerin sözünden,
Eksilmez gölümüz kuruyup gider.
 
ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ -1-

Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Gönül senden özge yar bulamadım.
Yaralandım al kanlara bulandım,
Elimin kanını yur bulamadım.

Güzel olan n'eyler altın akçayı,
Arif olan düzer türlü bohçayı.
Vücudumda seyreyledim bahçeyi,
Dosta el değmedik nar bulamadım.

Güzellerin zülfü destedir deste,
Erenler Hak için oturmuş posta.
Bir zaman sağ gezdim bir zaman hasta,
Hasta halin nedir der bulamadım.

Felek kırdı benim kolum kanadım,
Baykuş gibi viranlara tünedim.
Bugün üç güzelin nabzın sınadım,
Can feda yoluna der bulamadım.

Ey felek kurulu yayımı basdın,
Her köşe başında yolumu kesdin.
Keskin kadeh ile dolumdan içtin,
Yandı yüreciğim kar bulamadım.

Pir Sultan Abdal'ım dağlar ben olsam,
Dağlarda biten laleler ben olsam.
Alem çiçek olsa ballar ben olsam,
Dost dilinden tatlı bal bulamadım.
 
ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ -2-

Şu yalan dünyaya geldim geleli,
Şu gönlümün gamı gitmez dahi ne?
Sevgili canandan ayrı düşeli,
Şu ceşmimin yaşı dinmez dahi ne?

N'eylersin sen anın çırağın yakıp,
Olur olmazların kahrını çekip,
Dört yanımız aldı engelli rakip,
Vadesi yetmeden ölmez dahi ne?

Gel dediğim yerde gelir isterim,
Dur dediğim yerde durur isterim.
Cananı halimden bilir isterim,
Gönül sahibini bulmaz dahi ne?

Pir Sultan Abdal der: Girdik bu yola,
Dost odur ki dostun yolunda ola.
Tedbirin üstüne takdir havale,
Kulun her dediği olmaz dahi ne?
 
ŞÜKÜR BİZİ BU MEYDANA

Şükür bizi bu meydana,
Getirenin demine Hu.
Ceset içinde bu canı,
Bitirenin demine Hu.

Güzeldir Ali'min sesi,
Silelim gönülden pası.
Aynı cemde bu nefesi,
Okuyanın demine Hu.

Tutalım Ali izini,
Uyaralım can gözünü.
Kırklar ile bir üzümü,
İçirenin demine Hu.

Pir Sultan'ım bu ne demek?
Hiç cahile çekme emek.
Hazır pişmiş nan u nemek,
Yedirenin demine Hu.
 
Geri
Üst