komik fıkralar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juani-
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Karadenizde köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar. Birincisi demiş ki:
- "Çukurun yanında bir ambulans beklasin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin." İkincisi:
- "Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz" demiş. Sıra Temel'e gelmiş.
- "Kafanız hiç çalışmıyor" demiş."Bunu kapatalım ve
Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım"
 
Karadenizde köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar. Birincisi demiş ki:
- "Çukurun yanında bir ambulans beklasin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin." İkincisi:
- "Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz" demiş. Sıra Temel'e gelmiş.
- "Kafanız hiç çalışmıyor" demiş."Bunu kapatalım ve
Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım
 
TEMEL kahvede işe başlar. Müşterilerden biri seslenir:
- Temel bize üç çay biri açık olsun.
Temel:
- Hangisi?

Aradığım kız
İLK yemeğe çıkışımızda cep telefonu çaldı. Elini çantasına attı. Kurcaladı kurcaladı. Telefon uzun uzun çalmaya devam ediyordu. Bir türlü bulamadı. Sonra o güzel cümle döküldü dudaklarından:
"Evde mi bıraktım acaba?"
Onun tam aradığım kız olduğuna karar verdim -
 
Bir yüzme yarışması düzenleniyor ve yarışmacılar belirlenme aşamasında.
Bir kişi başvuruyor ve jüri şok durumda. Çünkü kişinin bedeni yok sadece kafası var.
Jüridekiler itiraz ediyor falan ama sonra oylama yapıyorlar ve 5 - 4 sonuçla adamın yarışmacı olması kabul ediliyor.
Neyse yarışma günü geliyor yarışmacılar hazır ve düdüğün çalmasıyla yarışma başlıyor.
Bizim kafa sürünerek atlıyor havuza ve direk dibe...
Bir dakika geçiyor yok... Hava kabarcıkları çıkmaya başlıyorr ve hemen atlayıp çıkarıyorlar!
ve çıkar çıkmaz şunu diyor:
- çok iyi yüzerim ama kramp girdi
 
ÇOCUK bahçesinde oynuyorlardı. Küçük Nursel "Bebekler dünyaya nasıl gelir?" sorusunu ortaya attı. Zengin çocuğu olduğu renk renk dantelli giysilerinden anlaşılan Nazlı;
"Annem kardeşlerimi gül bahçemizde bulmuş" dedi.
Giyimi ondan aşağı kalmayan Oya;
"Kardeşlerimi leylek getiriyor" dedi "Annem öyle söyledi."
Yoksul giyimli Ayşe;
"Biz yoksuluz" dedi "Bebekleri annem kendisi yapar
 
TEMEL’le Fadime yeni evliymiş. Temel her sabah dağın eteğindeki kasabaya inip gazete alıyormuş. Birkaç ay sonra bıkmış. Fadime’ye; "Bundan sonra gazetelerimi her gün sen alacaksın Fadime" demiş.
Birkaç ay sonra Fadime de her sabah o kadar yol yürümekten bıkmış ve çözüm yolu olarak bir gidişte 7 tane gazete almaya ve her sabah birini vermeye karar vermiş. İlk altı gün Temel’in hiç tepkisi olmamış. Yedinci gün Temel Fadime’ye dönmüş ve; "Fadime dünyada ne kadar çok salak adam var aynı adam aynı ağaca aynı arabayla 7 gündür çarpayi" demiş...
 
ADAM gece yarısı karısını uyandırır:
- Sevgilim aspirinin...
- Ama başım ağrımıyor ki...
- Harika!.
 
Bir Amerikali bir Ingiliz ve bir Irakli barda oturmus içki içiyorlarmis.
Amerikali içkisini bitirince bardagi havaya firlatmis silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere içki içmeyiz" demis.
Ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parçalamis:
"bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardir ki ayni bardakla iki kere içki içmeyiz" demis.
Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde içkisini bitirmis bardagi havaya firlatmis silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs:
"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki biz ayni adamlarla iki kere içki içmeyiz"
 
evli çift çocukları doğduğu günden beridir beraber olamıyorlarmış her fırsat ta ya çocuklar mani oluyomuş yada bi engel çıkıyomuş bir gün erkeğe tak etmiş bir plan hazırlamış ve karısına iletmiş planı evde planı yürürlüğe koymuşlar kadın ünlü bir yorumcu kocası ise aktör ve evde yorumcu arkadaşları yemekte
- karıcım benim hakkımda yazı yazmıcakmısın
derdemez kavga kopuyo ve kadın yukarı ağlayarak çıkıyor ve adam
-ben bi eşime bakayım diye yukarı çıkıyo ve işe koyuluyolar
aşagıdaki meraklı ve saf arkadaşlarından biri kavga ediyorlarmı bi bakayım diye çıkı yo yukarı ve aşagı gelip
-yarın herkes kemal bey hakkında YORUM yapsın çünkü kemal bey YORUM yapmayanı
 
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş:
-Oğlum Kadeş Savaşını kim yaptı?
Çocuk hemen yanıtlamış:
-Hocam vallahi billahi ben yapmadım.
Hoca sinirinden çıldıracak. O sinirle dışarıya çıkmış koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış:
-Hoca hanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar çıldıracağım...
-Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar hem yaparlar hem de yapmadım derler... Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu Müdür Beyin odasında almış.
-Müdür Bey bu nasıl bir okul ne öğrencisinde hayır var ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum ben yapmadım diyor öğretmene durumu anlatıyorum bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor kafayı yiyeceğim.
Müdür Bey: Siz hiç kendinizi üzmeyin Hocam bunda merak edilecek birşey yok şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş Savaşını kimin yaptığını sorarız... Tarih Öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve Müdürden bir hafta izin almış...
Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı:
Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş Savaşı yapılamayacaktır. Bilgin
 
Öğretmen derste şunları anlatıyordu:
- Düğünlerde gelinler neden beyaz giyer bilir misiniz? Bu onların en mutlu günü olduğu için!
Arka sıralardan bir ses yükselir;
- Damatların neden siyah elbise giydiklerini şimdi anladım
 
Okulda öğretmen küçük çocuklara yenebilecek ve yenmeyecek şeyleri öğretmişti. Daha sonra çocuklara sordu " Şimdi sırayla herkes ağıza alınabilecek bir madde söylesin." Çocuklar sırayla söylüyorlardı.
- "Elma" öğretmenim
- "Ekmek" öğretmenim
- "Şeker" öğretmenim
- "Lamba" öğretmenim
Öğretmen çocukların sözünü kesti.
Selma kızım lamba hiç ağıza alınır mı?
Selma:
- Ama öğretmenim geçen gece annemin sesini duydum. Babama "hadi bey lambayı söndür de ağzıma alayım" diyordu.
 
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına sormuş :
-Ağaçta 5 kuş var. Birini vurdum kaç kaldı?
Ahmet hemen :
-Hiç kalmaz. Çünkü sesten hepsi uçar demiş.
Öğretmeni bunun üzerine :
-Olmaz öyle şey diye cevap vermiş.
Burası matematik dersi. 5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır. Ama düşünüş biçimini beğendim. Ahmet fena halde hırslanmış :
-Bende bir şey sorabilir miyim öğretmenim demiş.
Sor bakalım.
-3 kadın dondurma yiyor biri ısırarak biri yalayarak biri emerek yiyor. Bunlardan hangisi evli. Öğretmen kızarıp bozarmış. Sonunda :
-"Bilemem" demiş. "Emen mi?"
Ahmet cevabi yapıştırmış :
-Yoo parmağında alyansı olan. Ama düşünüş biçiminizi beğendim.
 
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş:
- Temel hepsini yazı tura atıyorsun hala bitiremedin mi?
Temel:
- Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum
 
Diyarbakır'da Şehmus okula gelir tabii bizim Şehmus ilkokul talebesi ama her tarafı yara bere içinde hoca sorar
-"Şehmus oğlum ne oldu sana" Şehmus der
-"Babam dövmiştir". Hoca sorar
-"Niye oğlum"
-"Valla bilmiyom hocam akşam evde yatıyık biraz sonra babamın sesini duyuyom Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy ben de yok buba uyumadım diyrem oda geliy beni doviy." Bunun üzerine hoca
-Bak Şehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazımdır der.
Şehmus kafa sallar eve gider ertesi gün okulda Şehmus daha fena dövülmüş olarak gelir. Bunu gören hoca merakla gider yanına ;
-"Şehmus ne oldi kim yapti" der. Şehmus der ki
-"Bubam yapmıştır."
-"Niye Şehmus ne oldi" Şehmus anlatır.
-"Hocam akşam evde yatıyık biraz sonra yine babam in sesini duyuyom Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e Veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy ben de uyumadım ama hiç ses etmedim. Bunun üzerine anam ile bubam bir gıpraşmaya başladiler anlamadım ne oliy biraz sonra anam dedi ki la ihsan ben geliyom bubam da haticem ben de geliyom dedi ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim... hoca derki;
-Oğlum bunlar anne baba gider gider gelirler. Sen hiç bozuntuya verme. Uyuyo gibi yap. peki demiş Şehmus. Ertesi gün bir bacak kırık.
-" Bu sefer ne oldu? " der hoca. Hocam
-Dediğin gibi yapmişem. Hiç ses çıkarmamişem. En son bubam anamın arkasına geçti "ben çocuk isterem ben çocuk isterem!" diye bağırmaya başlayınca;
-Ben de fırsat bu fırsat demişem. Geçtim bubamın arkas
 
Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel Hanım'a gidip
- "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz benım yerim birinci sınıf değil ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel Öğretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü:
- "Peki" demiş "Bu çocuğu bir imtihan edelim yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve başlamış sorgulamaya
- İki kere iki?
Ali hemen
-"Dört" demiş
-"Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen
-"Yetmiş iki" demiş
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen
-"Dört" demiş.
Bu sirada Aysel Hoca da
-"Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayım" demiş ve sormuş:
-"Söyle bakalım Ali ineklerde dört tane ama bende iki tane var bu nedir?"
Ali hemen
-"Ayak" demiş Aysel Hoca sormuş
-"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan şey nedir?"
Ali hemen yanıtlamış
- Cep.
Bunun üzerine Aysel Hoca dönmüş müdüre
-"Üçe koyalım hocam" diyecekken;
Müdür
-"Hocam bu çocuğu üçe değil beşinci sınıfa koyalım zira son iki
soruya ben doğru cevap veremedim."
 
Adam oğluna teknolojinin nekadar gelişmiş olduğunu anlatıyor. Bir fabrikanın önünde dururlar.
- Bak oğlum buraya öküzü bağlıyorlar öbür taraftan sucuk olarakl çıkıyor.
oğlan biraz düşündükten sonra;
- Baba biz buraya sucuk koysak öbür taraftan öküz olarak çıkarmı?
Adam söyleyecek birşey bulamaz;
- O teknoloji ancak ananda var oğlum!:ka25
 
Delikanlı okuduğu üniversitede paraları har vurup harman savurunca babasından para sızdırmak için bir oyun kurmuş.
"Baba.." diye aramış adamı "Burada eğitimin nasıl ileri olduğunu anlatamam..
Bir kurs var köpeğim Çomar'a konuşmayı öğretiyor.."
"Aman Tanrım!.." demiş adam "Ne kadar bu kurs?.."
"1000 dolar.." Adamcağız hemen parayı göndermiş delikanlı da bir güzel yemiş paraları ve tekrar aramış babasını..
"Çomar müthiş konuşuyor Baba.. İnanamazsın.. Ama bir kurs daha var o da okumayı öğretiyor.. 2500 dolar.. Yarın başlatabilirim..!"
Baba göndermiş o para da bir güzel yenmiş.. Yıl sonunda babasının ziyarete geleceği gün delikanlı köpeği yok etmiş ortadan.
Adamcağız gelir gelmez "Çomar nasıl?.."
diye sormuş "Onu görmek için sabırsızlanıyorum.."
"Baba.." demiş oğlan "Sana kötü haberlerim var.. Dün sabah okula giderken Çomar her günkü gibi sabah gazetelerine göz gezdiriyordu bana dönüp 'Baban hâlâ o kuaför kızla kırıştırıyor mu?' demez mi?.." "Aman yavrum..!" diye heyecandan titreyerek ayağa kalkmış baba "O itoğlu iti *****le konuşmadan yok et!"
"O an hallettim baba.."
"Yaşa!.. Canım oğlum benim!."
 
Malum zamanların birinde KAYSERİ'DE Amerikalıların yardımı ile
karayolu çalışmaları yapılıyormuş.Bölgeye yakın bir köyde de Köylüler bir
patika yolu yapıyorlarmış.Bunun için bir eşeği tepeye doğru
kovalayıp onun geçtiği yeri sertleştirerek yolu tamamlıyorlarmış.
Malum hayvan içgüdüsel olarak hedefe doğru en az yorucu yolu seçer ya!...
Bu köylüler O sırada orada vazifeli olan bir Amerikalı mühendisin dikkatini
çekmiş.Mühendis olanları merak ederek tercümanı -ya da karayolu projesinin bir Türk
Yetkilisi-ile yanlarına gitmiş -"Kolay gelsin ne yapıyorsunuz burada böyle?"
İçlerinden en uyanık olanı;
-"Yol yapıyoz" diye cevap vermiş.
-"E bu eşek ne işe yarıyor?"
Köylü genel işlem sırasını şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nereden
geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Amerikalı mühendis çok ilginç bulduğu bu fikre yerlere yatmış gülmekten:
-"Eee...Eşek bulamayınca neyapıyorsunuz?"
-"O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoruz
 
>>Kadının biri 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve
>>hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken
>>ölüme yakın birden bir hayal görüyor.
>>Azraili görüyor ve soruyor: "Benim saatim geldi mi?"
>>
>>Azrail cevap veriyor: "Hayır senin
>>daha 43 sene 2 ay ve de 8 günün var".
>>Narkozdan uyandığında estetik
>>yaptırmaya karar veriyor
>>
>>Yüzünü gerdirtiyor dudaklarını doldurtturuyor ve de gögüslerini
>>düzelttiriyor. Kısacası: "Yeniden doğmuş gibi" Daha
>>uzun bir süre yaşıyacağını bildiği için şimdi o kadar
>>ameliyatın değdiğini düşünüyor.
>>
>>Son ameliyattan sonra hastaneden
>>tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
>>
>>Ama tam karşıdan karşıya geçerken
>>bir ambülans çarpıyor ve ölüyor.
>>Cenette Azrail'e soruyor:
>>"40 seneden daha fazla yaşayacağımı sanıyordum! Neden
>>o zaman bana o ambülansın çarpmasını saglayıp beni öldürdün?"
>>
>>Azrail cevap veriyor:
>>
 
Geri
Üst