кaувeттiм вυgüи кєи∂iмi..нüкüмšüz∂üя

Zaman durmuş sanki akmıyor
Ne zamandır bakıyorum saate
Ama hep aynı yerde hiç ilerlemiyor
Bedenim dikenler üstünde
kalbim alevlerde...
Kalbimi birşeyler boğmaya çalışıyor sanki
Dar geliyor bana dünya***ürüyor beni
Koskoca dünya ne de küçülmüş aman Allahım
Barınamıyorum içindeyok olacağım şimdi...
Dudaklarımda üç kelime sabır ver Allahım
Bitirecek bu meçhul sıkıntı beniyardım et Allahım
Duvarlar üstüme üstüme geliyor yalınayak
Sesim çığlklarda yalvarıyorum ağlayarak...
Nefes alamıyorum Allahım yardım et bana
Beyazlara bürünmüş şu koskoca yalan dünya
Saklamış sinesine var olan herşeyi inatla
Bıraktığı tek şey ise
yalnızlık oldu bana...
 
Ey sevgilim nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp benigenç ve tatlı sevgilim
Ömrü pek azdır gençliğin.
 
Seni her özlediğimde sevgilim
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım seni her özlediğimde
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben
Ben seni yaşamak istiyorum
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece
 
Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı
Sen uğrunda en çıldırdığım esmer
Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam
Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Sen beklediğim
Sen özlediğim
Sen gizlediğim...

Güneş doğmayı unutabilir
Sabah olmayı
Yağmur yapmayı
Ama ben seni asla...

Çiçekler açmayı unutabilir
Kuşlar uçmayı
Baharlar gelmeyi
Ama ben seni asla...

Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın
Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın
Sen tanrımın en güzel armağanı
Sen hayatımın en gerçek yalanı
Sen bütün huylarımı ezbere bilen
Sen gözyaşlarımı en iyi silen
Sen dünyanın en güzel kadını

Sen yemeğimin tuzu
Yüreğimin buzu
Anasının en güzel kızı
Sen kalbimde en tatlı sızı
Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı
Sen sevdikçe sevilesi
Övdükçe övülesi
Öptükçe öpülesi aşkım...

Sen beni yokluğuyla delirten
varlığıyla yolumu yolundan çeviren
Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren kadın
Bundan böyle senden sorulsun günahlarım
Sende bütün sorularım
Sende bütün cevaplarım
Adam olmuşsam senden
Katil olursam senden
Ben çoktan vazgeçtim kendimden
Ama senden
Asla kadınım
ASLA! ...
 
DOSTLUKLAR

Sormuslar bir bilgine;

Hayat ne diye
Demis bilgin iki yönlü bir yol
Devam eder bilinmeze
Sen görmemezlikten gelsen de
Vardir bir yoldas her kösesinde
Bazen çikarsin zorlukla dar bir yokustan
Bazen de asarsin dertleri sanki uçuyormus gibi inerek buradan

Peki sevgi nedir demis biri
Kalbine sigmayacak kadar genis
Dedikodusunu yapamayacagin kadar temiz
Kokusunu alamayacagin kadar uzak
Hayal edemeyecegin kadar yakin ....

Ya korku nedir diye atilmis digeri
Bir yagmur damlasindaki barut kokusu
Belki de saklanilan bir hayal yontusu
Ya bir minigin haykirisi
Ya da yüregi yarali bir kusun feryadi....

Peki ya umut nerededir diye atilmis bir umut avcisi
Bilinmezde degildir bilirim demis yerini kaygili ve tasali
Aradin bosuna heryeri ama unuttun en kolay yeri besbelli
Bunu derken isaret etti insanin en derinden yaralanan yerini..

Peki dost kimdir diye sormus bir digeri
Demis paylastin mi sevginikorkunuümidini ve yenilgini
Verdin mi destegini sordun mu haliniyolladin mi yüregini
Söyleagladin mi onun gibi
Hissettin mi
Demis biri”ya digeri”
Bilgin demis
”Karsiligi olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi
Dostluk dedigin tek bir ruhun iki ayri bedende dirilmesi”...
 
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez

Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
 
Sen yokken gittim
Korkularımın üstüne
Hiç ardıma bakmadım
Gümüş şiirler yazdım sen yokken
Çok yangın çıktı yüreğimde
Küllerini bile savurmadım
Irak denizlerin fırtınasıydım
Uzak iklimlerin sert rüzgarları
Kulaçlarken denizinde gurbeti
Kanlı savaşlarım
Belalı sevdalarım olmadı hiç
Ama hep sustum
Hep ağladım hep yandım sen yokken.
Bekliyorum dönüşünü yeniden
Bir gelsen
Hayatın önünden alsan beni
Bir gelsen
Sellerin önünden alsan beni
Bir gelsen
Ölümlü düşlerimden alsan beni.

Çok durdum güneşe karşı bir başıma
Savrulurdum rüzgarlarında sensizlik denizinin
Sen yokken
Az dolaşmadım gönlümün kuytularında
Üşüyen karanfilim şimdi buruşuk parmaklarda
Bir kırağı ayazıydım gecenin kollarında
Zifirlerinde sadece ben üşürdüm.
Hiç aldırmadım esen rüzgara
Hiç dinlenmiş bir yürekle çıkmadım ortaya
Yinede hiç yıkılmadım giden trenlerin ardından
Ama bütün yangınlar beni yaktı önce
Hep ortasında kaldım vurgunların
Vurgun nedir ki? deme
Bir babanın serzenişi nasılsa öyle
Bayrakları indirilmiş
Bozguna uğramış bir hisardım sen yokken
Hep sustum
Hep yandım hep ağladım sen yokken.
Bir gelsen
Yangınlardan alsan beni
Bir gelsen
Dünyalarımdan alsan beni
Bir gelsen
Şafaksız gecelerden alsan beni
Ama ne zaman gelsen
Akşam kızılı gözlerimle bulacaksın beni.
 
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim sevilmişliğim
O heyheyler o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı tenim ol beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel tut ellerimi benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara
 
Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan
Evlenmiş çocukları olmuş
Bir kız bir oğlan.

Seni sordu
Hiç değişmedi dedim
Bildiğin gibi...
Anlıyordu.

Mesutmuş kocasını seviyormuş
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik
Sana selâm söyledi.
 
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
 
Seni dağladılar değil mi kalbim
Her yanın içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval sökük dağarcık.

Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
 
ben bir geceye daha daldim aldim kalemimi elime .....
yaziyorum sadece beni yaziyorum sadece kendimi......
duygularim yine kararmis yazilmayi bekliyor.....
kelimeler dökülüyor beyaz sayfalara.....
dolduruyor beyaz sayfalari .....
kimi zaman sessiz sessiz dökülüyor misralar dilimden......
kimi zaman gözyaslari kelimelere eslik ediyor......
kimi zaman yüregim konusuyor kalemimden önce......
iste yüregimin sesi bana yazdiriyor.....
ona kalem olmak kolay degil.......
kimi zaman sayfalar yetmiyor....kalemler tükeniyor.....
ama iste yine .....öyle bir geceye yelken acmisim.....
yüregime söz gecirmesi mümkün olmuyor.....
yine bu akan yaslar yüregimden akiyor......
yüregim yine bir yara aldi .......
yine hüzünlere daldi.....
yine özlemlere verdi kendini......
hergece oldugu gibi .....
yine eslesti hüzünleriyle yüregim......
yine aldi yildizlarida yanina gizlice yaslarda buldu kendini......
yine beyaz sayfalarda buldu kendini......
yine beyaz sayfalarda kayboldu......
yüregim yaniyor yüregim sizliyor......iste....
sayfalara gelde dök bu aciyi.....
kim anlar yüregimdeki yangindan .....
kim yagmur olup söndürür bu yangini ......
yine kendi gözyaslarim söndürür.....bendeki yangini......
 
Aşk ehliyiz
Ölsek de kaynaşır kanımız
En karanlık gecede
Tutkuyla aydınlanır bir yanımız

Kımıldar
Yüreğimizin karıştığı toprak
Ölüm şaşakalır
Bahçede açan çiçekdir canımız

Bilgeler bilemez
Tabipler anlayamaz
Görünmez olduksa
Sonsuzluktur mekanımız

Aşk ehliyiz
Sevmek dedik bismillah
Dilimizde tesbih bu
Gayrısına kapalı lisanımız
 
I.
Benim sabah keyfim
yeni açmış bir gülü
insanların gülücüklerine yerleştirmektir.
 
II.
Sana karlı bir günde geleyim
saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla
üşüyen dudaklarımı ısıt tenimi kurula
uzun bir şarkı sözlerida susalım farkında olmadan
sobanın çıtırtılarına dalalım
sana küçük törenlerimizde şarkı sözleri söyleyeyim
içki içelim güneşle başbaşa
saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim
gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar
bir gece şelalesi gibi
damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.
 
III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim
parkta ıslanalım birlikte
gürültüller toprağın kokusunda erisin
kentin görüntüsü değişirken bulutlarla
duraksamadan parlayan gözlerin
ve ıslaklığınla sar beni
en koyu kızıllığında dudaklarının
kıralım demir parmaklı pencereleri
önlerine ortanca saksıları yerleştirelim
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.
 
IV.
Sana güneşli bir günde geleyim
ışıklı yollara halılar serelim
birlikte aşkınlığa yükselelim
okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla
mücevher gibi parlayan adada
ben hep iskeleye demir atmış
beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm
tuzlu dudaklarını yakmak için
sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.
 
Kendini yüceltme dev aynasında
Ne kadar cücesin bilirim seni
Bir gün tökezlersin yol ortasında
İşte ben o zaman görürüm seni.

Elma şekeri mi sandın sen aşkı
Ne şiirin şiir ne şarkı sözlerin şarkı sözleri
Hele bir kırılsın feleğin çarkı
İşte ben o zaman görürüm seni.

Ne yürek var sende ne içten bakış
Bütün sermayense bir avuç alkış
Baharın bahar da ya gelecek kış
İşte ben o zaman görürüm seni.

Elbette atarsın böyle kahkaha
Umutların yumruk yememiş daha
Saatin beş kala "Ah"a "Eyvah"a
İşte ben o zaman görürüm seni
Ah benim zavallım öperim seni.
 
Bu ayaklar benden hesap soracak
Bir düşüncenin peşinden dolaştırdım sokak sokak
Bu baş bu eğilmez baş da öyle
Bazı sarhoş bazı yorgun
Her zaman bir yastığa hasret!
Bu ciğer de hesap soracak
Esirgedim güneşini havasını
Bu ağız bu dişler bu mide...
Ne ikram edebilirim ki bol keseden
Bu bilekler de hesap soracak
Göz yumdum çektikleri eziyete.
Bilsem ki kimsenin parmağı yok
Bu sürüp giden işkencede;
Kılım bile kıpırdamadan bir sabah
Çekerdim darağacına çekerdim kendimi
Bilsem ki suç bende!..
 
Güle güle demeğe
Seni uğurlamaya geldim
Fırtınada içime işlemiş ayaz soğukluğuyla
Kutuplardan geldim

Harmanda elleri nasırlı
Dudakları çatlamış
Bir ağustos sıcağında
Afrika’dan geldim.

Yalınayak bir köy kadını olarak geldim
Sarılmak içimden gelmiyor
Sen istedin bu vedayı
Git...

Yolun açık olsun
Unutmak istiyorum sadece
Her şeyi silip süpürüp
Yeniden başlamak istiyorum.

O yaşam denen çukura
Bir kere değil bin kere düşsem de
Sadece kendim olmak istiyorum
Dostça kal..
 
Geri
Üst