Karışık Komik +18 Fıkralar.

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Çin'i kesfe cikan bir seruvenci, ucsuz bucaksiz
bozkirlarda
kaybolmus. Tam uc ay, otlar yiyerek, agaclar altinda
uyuyarak yasamis..
Bir gun bir eski ciftlik evi cikmis karsisina.. Kapiyi
calmis. Bir yasli Çinli acmis..
"Uc aydir sefil haldeyim. Bir kap sicak yemek, bir sicak
yatak..Size hic dert olmam, ne olur" diye yalvarmis adam.. "Peki" demis,
ihtiyar Çinli.. "Bu lafini unutma.. Guzel torunuma askinti olursan, Cin'in
en korkunc uc iskencesini sana uygularim.."
Guzel torun da aksam yemegine katilmis. Dunyalar guzeli
bir kiz. O da dogdugundan beri dedesi ile yalniz. Erkek yuzu gormemis.
Adamin da karni doydukca icinde kipirdanmalar baslamis. Gizli gizli
bakislar,vaatlerle gecmis yemek. Yemekten sonra herkes odasina cekildikten az
sonra, adamin tavan arasindaki odasinin kapisi acilmis, bir Cin ipegi
tul gecelik icinde huri torun adamin once odasina, sonra yatagina
suzulmus.. Adam kiza sarilirken "Boyle bir gece uc degil, bin iskenceye
deger" demis icinden. Muhtesem bir gece gecirmisler birlikte.. Sabaha kadar. Gun
isirken kiz odasina donmus, adam tum yorgunlugu ile derin uykulara
dalmis. Ogleye dogru bir uyanmis ki, gogsunun uzerinde muthis bir
agirlik. Birden fark etmis ki, uzerinde tam 50 kiloluk bir kaya
parcasi var.Kayanin uzerinde de bir yazi:
"Birinci Cin iskencesi.. Gogus uzerinde 50 kiloluk kaya.."
"Bunun nesi iskence" demis adam icinden.. Kayayikucaklamis,pencerenin onune gelmis, asagi firlatmis. Tam o anda da, kayanin dibindeki
ikinci yaziyi okumus:
"Ikinci Cin Iskencesi.. Sag testisin kayaya bagli.."
Asagi ucan kayayi yakalamasina imkan yok ya.. Adam kendisini de
firlatmis kayanin ardindan, hayati pahasina teskilati kurtarmak icin..
Ikinci kattaki ihtiyarin odasinin onunden duserken, camda ucuncu
yaziyi okumus:
"Ucuncu Cin Iskencesi.. Sol testisin karyolaya bagli!.."
 
ÇORAP
Ayakları çok fena kokardı.Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti.
-Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaklarını yıka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini burunlarına ***ürmeye başladı.
-Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
-Vallahi değiştirdim, dedi.İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum.Nah!...
 
ENAYİ DEĞİLİM
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıt vardır.Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle geri vitesi şaşırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördüğünüz gibi büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
 
Kekeme ile bir arkadaşı yolda gidiyorlarmış.Kekeme, birden atılmış :
-Gö...Gö...Gördün mü?
Arkadaşı sormuş :
-Neyi gördün mü?
-Ha...Ha...Harika bir ka...ka...kadın...Bir de mi...mi...mini bir etek giymiş...
-Hani? Nerede?
-Se...Se...Sen ba...ba...bakana ka..ka..kadar ma...ma...mağazaya girdi!
Biraz daha yürümüşler.Kekeme yine atılmış :
-Gö...Gö...Gördün mü?
-Neyi gördün mü?
-Şa...Şa...Şahane bir ara...ara...araba!
-Hani nerede?
-Sen ba...ba...bakana ka...ka...kadar geçti git...git...gitti!
Daha yürümüşler.Kekeme yine atılmış :
-Gö...Gö...Gördün mü?
Ama arkadaşı bu sefer sinirlenmiş:
-Gördüm lan! demiş.Gördüm işte!
Kekeme de öfkeyle çıkışmış :
-Ma... Madem gördün de, ne diye bo...bo...boka bastın!
 
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
 
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra :
-İstersen ayran getireyim, der.
Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten az sonra, çocuk bir çanak ayran getirir.
Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
-İstersen daha getireyim, der.
-Zahmet olur yavrum.
-Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!
Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır :
-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!
 
TEMEL'E ANNESiNDEN MEKTUP

Sevgili oglum Temel,

Senin hIzlI okuyamadIgInI bildigim için bu mektubu yava$ yava$
yazIyorum.

ArtIk, senin büyük $ehre gittigin sIrada ya$adIgImIz evde
ya$amIyoruz. Baban bir gazetede, insanlarIn
ba$Ina genellikle evlerinin 2 km civarIndaki bölgelerde kaza geldigini

okumu$; o yüzden ta$IndIk. Sana yeni adresi
veremiyorum çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hem$ehrilerimiz,
ta$InInca adresleri degi$mesin diye kapI
numarasInI söküp ***ürmü$ler.

Bu evde garip bir çama$Ir makinasI var. Geçen gün içine 4 gömlek
koydum, çalI$tIrmak için duvardaki
zinciri çektigimden beri bir daha o gömlekleri görmedim.

Geçen hafta sadece iki kez yagmur yagdI. ilki 3 gün sürdü; ikincisi
ise
dört gün.

Benden istedigin yelegi postaya verdim, ancak halan, o koca dügmelerle

paketin çok agIr olacagInI söyledi; o
yüzden dügmeleri kopartIp yelegin cebine koyduk. Orada bulabilirsin.
Sevgiler,

Annen
(Safinaz)

NOT : Sana biraz da para gönderecektim ama zarfI bir kere yapI$tIrmI$
bulundum
 
HANGİSİ DAHA AÇIKGÖZ
Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır"yazılı doktora girdi.Gülerek :
-Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni?dedi.
Doktor da güldü :
-Tabii, hatırlamaz olur muyum?
-Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek misiniz?
-Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...
 
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :
-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....
 
Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?
Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse? deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!
 
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!
 
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi.Cojano adı dikkatini çekti.Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.Parmağını basıp, garsona işaret etti.Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirdi.Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı.Bir çeşit etti ana ne?...Garsonu çağırdı ve sordu...Garson anlattı :
-Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım?
-Evet...
-İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından yapıldı.
Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti.Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu bir kez daha istedi.Lezzetle yedi.Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi :
-Nasıl memnun kaldınız mı bayım?
-Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti.Dün yediğim Cojano biraz daha büyüktü gibi geldi bana.
Garson başını iki yana salladı :
-Her zaman boğa kaybetmez bayım...
 
İki Yahudi arkadaş, piyasayı araştırmışlar ve o sene haki renkteki kumaşın moda olacağını öğrenmişlerdi. Bütün varlıklarını paraya çevirdiler.Piyasadaki bütün haki kumaşları satın aldılar. Depoları bu renkteki kumaşlarla doldu ancak kimsenin bu kumaşlara talip olmadığı görüldü. İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdi. Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardı. Artık bıçağın kemiğe dayandığı bir gün kapı çalındı ve içeriye bir albay girdi: "Siz de dedi haki renkte kumaş var mı?" Kulaklarına inanamadılar. Hemen atıldılar: "Evet albayım var, gösterelim" dediler. Albay, dikkatle kumaşları inceledi. "Çok beğendim", dedi. "Bu sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise yaptıracağız. Ancak tabii ki benim tek başıma beğenmem yetmez. Generalimin de oluru lazım. Bana bir parça numune verin. Yarın öğlen 12'ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eğer telgraf gelmezse kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz." O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman "ya iptal olursa" diye düşündüler. Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda, korku ile postacıyı beklediler. Gelmesin diye dua ederek. 12'ye 5 kala postacı sokağın köşesinden gözüktü. "Belki bize gelmiyordur" diye ümitlendiler. Ancak postacı gelip kapılarını çaldı. Moiz, büyük bir kederle koltuğa çöktü. Aron da çaresiz kapıyı açtı. Postacının elinde bir telgraf vardı. Aron titreyen elleri ile telgrafi açtı, okudu ve sevinçle seslendi:
"Müjde Moiz, baban ölmüş!.."
 
İki mühendislik öğrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, "Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun ?" Diğeri cevap verir, "Dün tek başıma dolaşırken bir yandan da okulu bitirince ne iş yapacağımı düşünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kız geldi ve yanımda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine bıraktı ve üzerindeki bütün giysileri çıkarttı. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diğer öğrenci arkadaşını doğrularcasına başını sallayarak, "İyi seçim yapmışsın, elbiseler belki sana uymayabilirdi".
 
Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar. Bizim odadamı yatarsınız, bebeğin odasında mı, yoksa boş bir odada mı? Adam düşünmüş: Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak ben boş odada yatarım demiş, Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor, Adam: - Kızım senin ismin ne?,,,,,diye sormuş. KIZ : - Bebek amcacığım ya sizin isminiz?...
Adam: - Eşşek kızım eşşeeeek.
 
Dort yakisikli, Amerika'da bekar barlarindan birine gitmisler.. Yalniz
insanlar, yalniz gecelerinde bir seyler bulabilmek icin giderler bu
barlara.. Onun icin adi "Bekar Bari"dir zaten..
Masaya oturmuslar ki, yan masada muhtesem bir kadin.. Boyle bir kadin
nasil yalniz kalabilir.. Masalarina davet etmisler.. Ickiler, sohbet
ve
delikanlilarin, iclerinden geceni aynen disa vuran gozleri..
Kadin "Anliyorum, hepiniz geceyi benimle gecirmek icin can
atiyorsunuz,
ama dordunuzle birden olmaz. Icinizden birini secerim, isterseniz"
demis..
"Kabul" demis delikanlilar.. "Nasil sececeksiniz?.."
"Teskilatlarinizi goreyim" demis kadin.. Dordu de teskilatlari masanin
uzerine uzatmislar. Kadin inceleye dursun, barin kapisindan iceri iki
escinsel girmis. Salonun ote yaninda bir masaya oturmuslar. Birisi
"Ben
soyle bir bakayim bakalim etrafa, ne var ne yok" diye dogrulmus..
Dolasirken, uzerinde dort teskilat masayi gormus.. Kosarak arkadasinin
yanina donmus.. "Kalk, cabuk kalk, hemen obur tarafa gidelim.."
"Ne var" demis, oturan escinsel.. "Ne var, bu heyecan ne?.."
"Daha ne olsun" demis, soluk soluga gelen.. "Ote yanda acik bufe
var!.."
 
Sarisin yildiz adayi, ustu acik kirmizi arabasini gecenin bir vakti
iyice
tenhalasmis ve loslasmis Hollywood Bulvari'nda hizla surerken trafik
polisi cevirdi..
"Hanimefendi, ehliyetiniz lutfen.."
"Ehliyet nedir, afedersiniz?."
"Kredi karti buyuklugunde bir karttir, hanimefendi. Uzerinde resminiz
vardir."
Sarisin yildiz adayi cuzdanini cikardi, icinden bir yigin kart
dokuldu.
Uzerinde resmi olani buldu, uzatti.
Polis "Tesekkur ederim" dedi, "Simdi de ruhsatiniz lutfen.."
Sarisin mahcup mahcup sordu gene..
"Ruhsat nedir?.."
"O da deyim yerinde ise arabanizin kimlik kartidir. Genelde torpido
gozunde durur" diye sabirla yanitladi, polis..
Sarisin torpido gozune uzandi. Orada gercekten oyle bir kart vardi.
Onu
da
polise uzatti.
Polis ehliyet ve ruhsati inceledi. Ikisi de mukemmeldi. Gorunurde her
sey
normaldi ama ortada da bir gariplik vardi.
"Bir dakika lutfen" dedi sarisina ve motosikletinin yanina gitti,
telsizle
merkezdeki nobetci arkadasini aradi.. Olanlari anlatti.
Merkezdeki sordu:
"Kadin sarisin mi?.."
"Evet!.."
"Mavi gozlu mu?.."
"Evet!.."
"Super mini mi giyiyor?.."
"Evet.."
"Gogusleri kazagindan firliyor mu?."
"Evet.."
"O zaman hemen arabanin yanina git ve fermuarini indir."
"Ne cildirdin mi sen?.. Ben bunu nasil yaparim" diye bagirdi trafik
polisi.
"Sen git dedigimi yap" dedi, merkezdeki..
Trafik polisi sarisinin yanina geldi, fermuarini indirdi..
"Neee" diye bagirdi, sarisin.. "Gene mi alkol muayenesi.."
 
adamin biri bir gun sehrin, hatta belki de ulkenin en meshur, her
nasilsa, bayan olan, cinsel konularda uzman hekime gitmis muayene
olmaya. Neyse bizimki doktorun karsisina cikmis, utana sikila, ancak
"benim cinsel iliskilerde sorunum var" deyebilmis. Tabii ki bizim
meshur
ve ayni zamanda cok basarili bayan doktor demis " merak etme, ben bu
tur
sorunlari cok gordum, hemen hepsi duzelir vs " daha sonra da bir ilac
vermis 1 hafta kullanip kontrole gelmesini emretmis. Bizim adam, bir
hafta sonra gelmis, demis" doktor hanim benim sorunda hic bir
degisiklik
olmadi" doktor sasirmis, demis baska ilac ekleyelim bakalim, bir hafta
sonra tekrar gel. Adam bir hafta sonra gelmis, demis " hic bir
degisiklik yok". Bizim doktor iyice sasirmis, demis sunu da kullan
bakalim tekrar gel kontrole. Adam yine gelmis haftasina, demis " yok
bir
degisiklik". Bizim doktor iyice sasirmis, kafayi yiyecek, demis " ben
hic boyle vaka gormedim, gel beni yap, gormek istiyorum nasil
beceremiyorsun. Adam acmis takim taklavati, baslamis bizim doktor
hanimin arkasinda gidip gelmeye: bizim doktor iyice saskin, dondurmus
kafasini, demis " hani beceremiyordun, bal gibi yapiyorsun"; adam
demis"
doktor hanim bulamiyorduk ki yapalim"...
 
80 yasinda bir adam doktora gider. Doktor adamin sagligini sordugunda adam "harika, 18 yasinda bir karim var ve benden hamile" der. Doktor birkac dakika dusundukten sonra adama doner ve "sana bir hikaye anlatacagim"der. "Avlanmaktan cok hoslanan bir adam varmis. Her gun tufegini alarak ava gidermis. Fakat bir gun dalginlikla yanina tufek yerine semsiyesini almis. Ormana gitmis. Agaclarin arasinda yururken karsida bir geyik gormus. Hemen semsiyeyi cikarmis nisan almis ve...pat...geyik yere yigilmis."
Ihtiyar sasirmis ve doktora donerek "Olamaz...Baska birisi vurmus olmali demis.
Doktor:
"KESiNLiKLE!
 
Iki velet karar vermisler ki, butun buyuklerin hayatlarinda sakladigi en azindan bir buyuk sir var. Bir tanesi bu varsayimi denemeye kalkmis... - Anne ben her seyi biliyorum. Annesi - Tamam anladim, al su 1 milyonu babana hicbir sey soyleme demis. Ufaklik cok memnun, babasina gitmis... - Baba ben her seyi biliyorum! Babasi, - Sus tamam, al su 5 milyonu, annene hicbir sey soyleme demis. Bizimki zevkten dort kose, butun buyuklere isleyen bir sistemi kesfetmenin keyfiyle... Ertesi sabah kapi calinmis postaci gelmis. Ufaklik acmis kapiyi: - Postaci Amca ben artik her seyi biliyorum. Postaci dizleri uzerine cokup, kollarini iki yana acmis: - Madem oyle gel bakalim Baba sana bir sarilsin!
 
Geri
Üst