Edebiyat sözlüğü

HASASET
Sözcük anlamı cimrilik. Ahlaka aykırı sayılan sözcükleri edebi eserlerde kullanmaya denir. Ters anlamlısı "asalet"tir.
 
HAŞİYE
Bir metnin altına ya da kenarına konuyla ilgili açıklayıcı bilgiler yazmak. Eskiden yeni kitaplar yazmak yerine mevcuk kitaplar bu notlarla zenginleştirilirdi. Haşiye yazmaya tahşiye
virgul.gif
tahşiye yazan kişiye muhaşşi
virgul.gif
haşiyeli eserlere de muhaşşa ismi verilir.
 
HAŞV ya da HAŞİV
Yazıda gereksiz söz bulunması. Eş anlamlı sözcüğü sık sık kullanmak
virgul.gif
anlam için gerekli olmayan kelimeler bulundurmak
virgul.gif
aynı fikri değişik kelimelerle tekrar etmek
virgul.gif
aynı anlama gelen kelimeleri art arda söylemek
virgul.gif
yazıya yabancı fikir ve hayal karıştırmak haşivdir. Eskiler seci
virgul.gif
söz sanatları ve vezin için yazı veya şiire fazla söz katarlardı. Edebiyatımızda haşiv örnekleri çok fazladır. Ü (ve) edatıyla bağlanan eş anlamlı sözler sık sık kullanılmıştır. Örnek:
Ahd ü peyman
virgul.gif
bey ü füruhi
virgul.gif
ceng ü harb
virgul.gif
etraf ü cevanib
virgul.gif
feth ü küşad
virgul.gif
ferid ü yekta
virgul.gif
ilm ü irfan
virgul.gif
medh ü sitayiş
virgul.gif
sehl ü asan
virgul.gif
vak ü zaman...
Şeyh Galib’in şu beyti haşvin açık bir örneğidir:

Var mı hele söylenmedik söz
Kalmış mı meğer denilmedik söz

Haşv müfsid ve gayr-i müfsid olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Haşv-i müfsid: Anlatımı bozan söz kalabalığı için kullanılır. Yazarın neyi nasıl anlatacağı hakkında kesin fikri olmazsa fikir anlaşılmaz hale gelir
virgul.gif
maksat ifade edilmez.
2. 2. Haşv-i gayr-i müfsid: Fikri anlaşılmaz hâle sokmayan söz kalabalığı için kullanılır. Kabîh
virgul.gif
malih ve mutavassıta olmak üzere üçe ayrılır.
a. Haşv-i kabîh: İfadeye çirkinlik veren fazlalıklar. Söylenmiş bir fikrin eş anlamlı kelimelerle tekrarlanmasında kabîh haşiv görülür.
b. Haşv-i melih: Söze güzellik ve kuvvet kazandırmak için söylenir. Gereksiz gibi görünen bu sözler ikinci derecede anlam ifade ederler.
c. Haşv-i mutavassıta: İfadeye güzellik vermediği gibi çirkinlik de vermeyen fazla söze denir. Pek fark edilmeyen eş anlamlı kelimelerin tekrarıyla meydana gelir.
Bir beytin iki mısrasının baş ve son parçaları arasında bulunan parçalara da haşiv denir.
 
HATIRAT
Bir kimsenin kendi hayatını
virgul.gif
yaşadığı devrede gördüğü veya duyduğu olayları anlattığı yazılardır. Hatıratı
virgul.gif
otobiyografiden ayıran özellik şudur: Otobiyografilerde yazar doğrudan kendi hayatını anlatır
virgul.gif
duygu ve düşünceleri geniş yer tutar. Hatıratta ise
virgul.gif
kendi hayatıyla birlikte dönemini ve çevresini anlatır. Bazen yazarın kendisini geriye çekerek sadece çevresini verdiği de görülür.
 
HAYFA
"Yazık
virgul.gif
eyvah!" anlamlarına gelen bu kelime Arap harfleri ile bir kelime
virgul.gif
noktalı
virgul.gif
bir kelime noktasız düzenlenen yazıların adıdır. Tarih mısralarında keder ifadesi için kullanılır.
 
HÂYÎDE
Ağızdan ağıza dolaşmış
virgul.gif
herkes tarafından kullanılmış
virgul.gif
çok duyulmuş söz. Edebiyatta bu tür sözlerin kullanılması kusurlu sayılır. Örnek:

Hâyîde edâya sanma kim el
Bir kerre daha demişler evvel

Şeyh Galib
 
HAZF
"Giderme
virgul.gif
kaldırma" anlamına gelir. Bir ifadedeki kelimelerin bir veya bir kaçını ya da bazı cümleleri kaldırma suretiyle yapılan söz kısaltmasına denir. Kasdedilen anlamı tek bir kelime ile söylemeye de hazf ü takdir denir. Arap harfi Türçe metinlerde noktasız harflerle meydana getirilen söz için de bu tabir kullanılır. Bî-nukat
virgul.gif
tecrid gibi sözcükler de aynı anlama gelir.
 
HİCVİYE
Kişilerin veya toplumun kötü yönlerini
virgul.gif
kusurlarını
virgul.gif
gülünç durumlarını alaylı bir dille ortaya koyan manzum yazılar. Medhiye’nin tersi kabul edilir. Yergi de denen hicviye halk edebiyatında taşlama adını alır. Hicviyelerde mübalağalı üslûp kullanılır. Hicvedilen kişi şahsiyetinin gerçek yönleriyle ilgisi olmayan yergi ve sövgülerle aşağılanır.
 
HİKMET
Doğadaki nesnelerin mahiyetini
virgul.gif
asıllarını anlatan bilgi
virgul.gif
ahlaki ve öğüt verici sözdür. Edebiyatta
virgul.gif
dini-ahlaki konuları işleyen
virgul.gif
nasihat eden
virgul.gif
atasözleri ve öğütlerle süslü nazma denir. Bu tür şiirler hikemi şiirler diye bilinir.
 
HİLYE
Hz. Muhammed’in iç ve dış vasıflarını anlatan yazılar. Kelime
virgul.gif
"Süs
virgul.gif
ziynet
virgul.gif
cevher
virgul.gif
güzel yüz
virgul.gif
güzellikler" anlamında. Hilyelerde Hz. Muhammed’in göz ve saç rengi
virgul.gif
şekli
virgul.gif
boyunun uzunluğu
virgul.gif
konuşması
virgul.gif
sesinin tonu
virgul.gif
belli başlı tavrı
virgul.gif
bedeni ve diğer maddi özellikleri tanımlanır. Mevlid ve mirâciyeler gibi İslamiyet’in gelişme döneminde ortaya çıktı. Osmanlı döneminde yaygınlaşarak orijinal eserler yazıldı. Hilye ismi de bu dönemde verildi.
 
HİTABET
Söz söyleme sanatı. Bir topluluğa bir fikri
virgul.gif
bir davayı aşılamak
virgul.gif
bilgi vermek için yapılan konuşma.
 
HÜSN-İ TA’LİL
Anlamla ilgili edebi sanat. Divan edebiyatında bir olayın meydana gelişini hayali ve güzel bir nedene bağlama yoluyla yapılır. Bu nedenin gerçekle ilgili olmaması ve kesin bir etkeninin bulunması gerekir. Hüsn-i tevcih diye de anlandırılır. Eğer neden
virgul.gif
güya
virgul.gif
sanki
virgul.gif
acep
virgul.gif
acaba
virgul.gif
meğer gibi sözcüklerle olasılıklara dayandırılırsa şibh-i hüsn-i ta’lil (yani yarım hüsn-i ta’lil) yapılmış olur. Örnek:

Aceb bi bağ kenârında dursa lâle hacil
Ki lâlezâr-ı cemâlinde hûr u zârındır
Ahmet Paşa
(Lale bağ kenarında utungaç dursa şaşılır mı? Çünkü o lale bahçesine benzeyen yüzünün güzelliği yanında senin bir düşkünündür. Yani şair
virgul.gif
sevgiliye
virgul.gif
"senin yanakların o kadar kırmızı ki
virgul.gif
lale bile onun yanında utanır kızarır" diyor. Lalenin kırmızılığı güzel bir nedene bağlanıyor.)
 
İBDA
Yaşanılan dönemin sanat anlayışı içinde olağanüstü bir eser yaratma. Örneğin Fuzûlî’nin Leyla vü Mecnun’u
virgul.gif
Şeyh Galib’in Hüsn-ü Aşk’ı birer ibda kabul edilir. İbda eser verebilenlere mübdi
virgul.gif
ibdakâr
virgul.gif
eserleri de bedia olarak adlandırılır.
 
İBHAM
Bir edebi eserde isteyerek ve bilinçli olarak yapılan kapalılıktır. Sanatçı
virgul.gif
sözün anl***** hemen anlaşılmayacak şekilde kapalı tutarak
virgul.gif
okuyucusunu düşündürmeyi amaçlar. Sanatçının istemeden
virgul.gif
bilinçsiz olarak yaptığı kapalılığa ise "te’kid" adı verilir. Örnek:

Nasıl istersen öyle dinle
virgul.gif
bakın:
Dalların zirvesindeyiz ancak
Yarı yoldan ziyade yerden uzak
Yarı yoldan ziyade mâha yakın

Ahmed Haşim
 
İCAZ
Bir düşünceyi çok az sözcükle özlü bir şekilde anlatmadır. Kısaltmanın anlamı güçleştirmemesine dikkat edilir. Buna icaz-ı muhil denir. Az söz yüklü anlamla ifadeye makbul icaz denir. Atasözleri
virgul.gif
vecizeler
virgul.gif
hikmetli sözler bu gruba girer. Makbul icaz iki türdür: Hafz yoluyla icaz: Anlama zarar vermeyecek şekilde bazı sözcükler atılır. Bu cümle çıkarılarak da yapılabilir. Sözcük çıkarmaya icaz bi’l-harf denir. Örnek:

Bir pâreye bini âferinin
Pâpûşu atıldu Gevherî’nin

Ziya Paşa

Şair burada "papucu dama atıldı’yı "papucu atıldı" diye kısaltmış.
İcaz
virgul.gif
cümle çıkarılarak yapılırsa icaz bi’l cümel adını alır. Örnek:

"Ahmet ders çalışsaydı…" Burada "başarılı olacaktı" cümlesi çıkarılmış.
 
İDGAM
Birbirine yakın iki harfi tek yazarak vurgulu okumak. Örneğin çakal yazıp çakkal okuma gibi.
 
İDMAC
Sözcük anlamı sıkıştırmak. Edebiyatta sözde ve yazıda övgü içinde övgü ya da aşagğılama içinde aşağılama yapmayı tanımlar. Övgü içinde övgü yapmaya istitbâ adı da verilir. Örnek:

Sadrında seni eyleye Hak dâim ü bâki
Hep âlemin etdikleri şimdi bu duâdır

Nedim
Şair sadrazama dua ediyor ama bu duanın herkes tarafından yapıldığını belirterek övgü içinde övgü yapıyor.
 
İFRAT
Bir sıfatı aşırı ölçüde şiddetlendirmektir. Mübalağa (abartma) sanatının bir türüdür.
 
İGARE
Bir şairin şirinin bir başka şair tarafından benimsenmesi anlamındaki sirkat’ın türü. Benimsenin şiirde bazı değişiklikler yapılır veya sadece bazı sözcükler alınırsa sirkat
virgul.gif
igare (nesh olarak da adlandırılır) olur. Şiirin sözcükleri değil anlamı benimsenmişse ilmâd ya da selh adı verilir. Örnek:

Rıza Tevfik’in 1925’te yazdığı Cüniye başlıklı şiirin ilk dörtlüğü:
O gece ne kadar güzeldi kâinat
Havvâda bir safâ cereyânı vardı
Dağlardan taşlardan taşıyordu hayat
Guyibâr-I aşkın fezeyânı vardı

Nihal Atsız’ın 1933’te yazdığı Dün Gece başlıklı şiirin ilk dörtlüğü:
Dün gece ne kadar güzeldi âlem
Göklerin şanlı bir mehtâbı vardı
Sevdânın topraktan taştığı bu dem
Günâh-I aşkın da sevabı vardı
 
İHAM
Anlamla ilgili edebi sanat. İki ya da daha fazla anlamı olan sözcüğün en uzak anlamıyla kullanılması. Eğer sözcügün iki anl*****n da konuyla ilisi olursa "ilham"
virgul.gif
sözcüğün özellikle gerçekten çok mecaz anlamı kastedilirse "kinaye" yapılmış olur. Örnek:

Sahn-ı çemende durma saalınsun sabâ ile
Azâdedir nihâl bugün berg ü bârdan

Bakî
("Fidan bugün yaprak ve bardan kurtulup serbet kaldı
virgul.gif
artık bahçenin ortasında rüzgarla salınsın." Bâr sözcüğü hem meyve hem yük anlamındadır. Bâr’dan kurtulmakla ağaçlar hem meyveden hem de yükten kurtulurlar. Şair burada bâr’ın bu iki anl***** kastederek iham yapıyor.
 
Geri
Üst