∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

^^^^^^SEVGİN^^^^^^

solgun düşlerime ,
yine yeniden,
hayat veren,
ruhumu fethedip,
damarlarımda dolaşan,
yüreğimde ki sessizliğe,
haydi uyan diyen,
o tarifsiz sevgin.

dipsiz karanlıklarımı,
ışığa veren,
yangınlara mahkum,
bedenime,
yudum yudum su veren,
yüzümde taşıdığım,
aşkın yara izini,
bir gülüşle silen,
o beyaz sevgin.

fırtınalı geçen aşklardan,
yaralı geçmişten,
savruk benliğimin,
devasa dalgalarından,
beni alıp çıkaran,
yalnızlık rüzgarının,
esintilerinde,
darmadağın olan,
parçalanmış düşlerimi,
biraraya toplayan,
o; kol kanat sevgin.

içimde kanayan,
pıhtılaşmaz yarayı,
sarıp sarmaladığım,
korkulardan kurtulup,
kaçıp gelip,
huzuruna sığındığım,
bebek kundağıdır sevgin.


gözlerinde erirken,
yorgun bakışlarım,
sukunetinde ,
hayat bulduğum,
o,yeniden doğuşuma,
güç veren,
ıstıp dirilten,
yaşama tutunmaya,
köprü olan,
yaşam giden yoldur,
bende sevgin...
 
YALNIZLIĞI BANA SORMA

Sen yalnızlığı bana sorma,
Anlatsam da bilemezsin ki Gülüm.

Okyanus ortasında,
Çöl susuzluğunu yaşamak.

Ekvator ormanlarında,
Gölgelenecek bir yaprak altı aramak.

Ölüm uykusunda
Uykusuz kalmak.

Senle varım derken bile,
Sensiz olmak.

İşte Gülüm, yalnızlık,
Yalnız olmadan bile,
 
GÖzyaŞi

AyriliĞin Acisi ÇÖktÜ İÇİme
İkİ Damla YaŞ Akti GÖzlerİmden Senİn İÇİn
HİÇ BÖyle AĞlamamiŞtim,
Hasretİne DayanamayacaĞim,

O İkİ Damla GÖz YaŞinin Kiymetİnİ Bİl
Bu GÖzyaŞlari Senİn İÇİn Akti,
Bundan Sonrada Akacak
Ama Ne Olur Benİ Çok Sev,

SensİzlİĞe Dayanamam, Yikilirim
AŞki TatmiŞken YaŞarken ÖlÜrÜm
Ne Olur Benİ Çok Sev, Helal Etmem
Senİn İÇİn DÖktÜĞÜm İkİ Damla YaŞi,
 
Şimdi ;
Bir hastane odasında ,
Duygularım yasta ...
İki elimde siyah güller,
Kolumda serumlarla
Yolunu gözlüyorum ...
Belki kapıdan görünecek
Bana merhaba diyecek,
Getirdiğin beyaz gülleri
Üzerime sereceksin diye
Bekliyorum sevda yüreklim ...

Doktorlar söylerken duydum,
Bir şey duymadığımı ve görmediğimi
Sanıyorlar ...

“Neyi , kimi bekliyor bilenmez
Sadece sol yanı işliyor
Sanki başka bedende yaşıyor ...”
Diyorlar...

Ama bilmiyorlar ki ben seninle
Can bulmuşum ...
Senin dalında yeşermişim...
Yüreğimi yüreğine mühürlemişim ...
Şimdi ;
Seni görmeden ,sesini duymadan
Verdiğim son nefeste sen olmadan
Gidilmiyor sevda gözlüm...

Sahi ;
Neydi bizi bizden ayıramayan ...?
Neydi sevdamızı çınar gövdesinde saklayan ...?
Neydi yollara set vuramayan...?
Neydi yılları eskitemeyen...?
Neydi hasreti sol yanımıza diken
Vuslatı mezar taşına işleyen ...?
Neydi sevdamıza sonsuzluk damgasını vuran ...?

Sende biliyorsun
Ne verilen sözler di,
Ne edilen yeminler,
Ne atılan imzalar,
Ne de bir ömür ,
Birlikte baş koyamadığımız yastığımızdı...
Sadece birbirine kenetlenmiş
İki ayrı beden de çırpınan ,
İki başka baharda yeşeren ,
Aynı kanatta uçan
Duygulara yağmur olup yağan
Yüreğimizdi ...

Şimdi sen sevda bakışlım,
Hasretin kefene sarılmadan
Gözlerine toprak ekilmeden
Gelip de türkü gözlünü uğurlamayacak mısın... ?
Gelip de hasreti vuslata erdirmeyecek misin... ?
Son nefeste yanında olamayacak mısın ...?

Gel sevda gözlüm ,
Gel ki çınarlar ağlasın ...
Gel ki yollar karalar bağlasın ...
Gel ki yıllar ardına gizlediği sözlerden utansın ...
Gel ki hasret kefene darılmasın ...
Gel ki ölüm meleği ağlamasın...
Gel ki sevdamız sonsuzluk merdiveninden tırmansın...


Sen gelemezsen ben beklerim,
Ben sensiz nereye gittim ki,
Gidilmiyor mühür yüreklim gidilemiyor ...
 
Sana bakmak, kısması aydınlığa çıkan mahkumun, gözlerini.
Sana bakmak, beklediği sanması insanın, köşeyi her döneni.
Sana bakmak, incelemesi savaşçının, düşmanın ayak izlerini.
Sana bakmak, hatırlamaya çalışması kaybolmuş bir çocuğun, evini.
Sana bakmak, seçmeye çalışmak bir koruda, piknik yerini.
Sana bakmak, yatağın sakız gibi olmuş yününü çırpan bir kadın gibi
-hani, kaç kez sıkıntıdan sabaha kadar üzerinde dönüp durmuş,
kaç kez süpürgeyle kovalamış üzerinde zıplayan çocukları,
kaç kez sevişmiş üzerinde, kaç kez sırtını dönüp naz yapmış
ve kaç kez idare etsin diye elleriyle köpürtmüş bir kadın gibi-
bakışlarını boşaltmak; yumuşatmaya çalışmak.



Sana sarılmak, tırmanmaya çalışması kiraz ağacına, çocuğun.
Sana sarılmak, yapışması kökleriyle toprağa, tohumun.
Sana sarılmak, tutunması bir kütüğe, gemisi batmış yolcunun.
Sana sarılmak, yönelmesi iki derenin, çağrısına okyanusun.
Sana sarılmak, ölçmek karışla, yüzölçümünü yurdunun.
Sana sarılmak, tek bacağı felçli bir adam gibi
-hani, her dalıp gitmesi iki bacaklı bir karabasan,
her konuşması koltuk değnekli bir susuş taşıyan
ve bir içki masası kurup o bacağın üzerinde
top oynayan bir şarkı mırıldanan bir adam gibi-
sağlam bacağını uzatmak; sıvazlamak.



Seni öpmek, gövdeni yeşil bir dal gibi dişler arasına almak.
Seni öpmek, bir gölden su içmesi geyiğin, çevresini kollayarak.
Seni öpmek, dolaşması işgalci askerlerin boş yollarda, kasılarak.
Seni öpmek, alfabesini okuması körün, kabartılara dokunarak.
Seni öpmek, ağzının çağlayanından dökülmek; terine karışmak.
Seni öpmek, evi deprem görmüş birinin çatlakları sıvaması gibi
-hani, bütün ömrünü verdiği başını sokacak bu yerden
bir gece, yeryüzünün bağrı iç geçirince sokağa fırlayan
ve kolonlar, kirişler sağlam olsa da, çatlakları derin olan
ve her görüşte dehşeti ve çaresizliği hatırlayan biri gibi-
dil malasını sürmek; gözden uzaklaştırmak.


BekLe dur da sabah oLa gün doga..
Ezan sesi beyaz bayrak cekerim..
Mecnun bana ahbab oLa dost oLa..
Dert kimdeymish inan görsün isterim..
 
Ama tüm bunların sonunda aşk benim icin umutlarıma hayallerime ve sana kavusmak demekti.
Belkide yaşamımdaki tek emelime, tek sevdigime ulaşmak demekti.
Bazen göz yaşları döktüm ben bu ugurda
Bazen acılar cektim yinede yılmadım
Cok nadir ufak tebessümler gülücükler oldu yüzümde
Ama hic bir sey bendeki aşkı azaltamadı hic bir şey sana olan kavusma arzumu durduramadı
 
Aklıma Senden Başka Bir Şey Gelmiyor...




Kelimeler eskiyor neyi ne zaman söylesem,
hepsi sensin
aklıma senden başka bir şey gelmiyor,
desem ki gurbetteyim
türküler uzun, gurbet sensin türküler sen,
desem ki yalnızım dağlarda
günler bitmiyor, yalnızlık sen,
dağlar sen, günler sensiz.Aklıma senden başka bir şey gelmiyor.
Aklım sende, sen yüreğimde,
yüreğim temaşada gözlerini,
gözlerin üzüm bağlarında temmuz ayında
bağbozumuna zaman var.

Gözyaşlarımı topluyorum şimdi, üzümler toplanırken şaraba katacağım, en tatlı şaraba senin adını koyacağım ve sarhoş olacağım daha içmeden bir yudum.

Ben böyle bir sevdayı binlerce yıl önce bir kitapta okumuştum, lakin unutmuştum, yaşarken aklıma geldi, oysa yaşanılması mümkünsüz bir masal demiştim okurken o destanı,
yaşamayan bilemez bu yaşananı, aklıma senden başka bir şey gelmiyor.

Güzellik için sözler arıyorum, aklıma senden başka bir şey gelmiyor, konuşacak konular şuradan buradan geçmiş ve gelecekten, aklıma senden başka bir şey gelmiyor.Şiir yazmak için oturuyorum,
içimde coşkular taşıyor,
kağıtlara dökeceğim duygularımı kalemim hazır yazacağım ne yazacağım,
aklıma senden başka bir şey gelmiyor.

Bayram yaklaşıyor şehir cıvıl cıvıl,
kalabalıklar sevinçli, hediyeler alacağım bu bayram sevdalarımı giydireceğim,
aklımda kalanlara kartlar göndereceğim
aklıma senden başka kimse gelmiyor.

Bir şarkı dinlerken hayal kuruyorum, sigaramı çekiyorum derinden, gözlerim dalıyor, ufukta gün batıyor, biriyle gidip konuşsam diyorum
aklıma senden başka kimse gelmiyor.

Canım sıkıldığında, efkar bastığında beni, yapayalnız yürümek istemiyorum, birini arıyorum yanımda,
aklıma senden başka kimse gelmiyor.
Ve yüreğinde papatyalar açan kız yaşamamın sebebini arıyorum
aklıma senden başka bir şey gelmiyor. Bu Şiiri E-Kart Yap

Büyülü Anlar
Sen ve Ben

Gül
Anılar

Dostluk
Sevgi Kokteyli

Sevgi Melodisi
Gül

Sana Yazıyorum
Bir Dilek Tut...
 
Oynak Yürek Delidir



Gözlerinin renginde boyalarla boyuyorum gökyüzünü
Kahverengiden yeşile kadar
Her renk var
Her güzellikte sabahlayan ****** kalbim
Yalnızlığını anlamakta zorlanmadı sevgilim

Bir bıçak gibi saplanıp kalabilen
Söküp atamadığım cinsinden ne varsa hayallerimin sahnesinde raks ediyor
Kime dokunsam bir tomar anı bırakıp gidiyor

Doğru, gerçek, hakikat
Lafta kalan anlamsız kelimelerde sadakat ne arar
Can terk edip gidecek bedeni

Budur belki de çiçeklerde beklemeyen arıların nedeni
Balın doyumsuz lezzeti

Hayat adına sunulmuş serveti ***üreceğin yer yok
Ve harcayacağın yollar o kadar çok ki
Sevdanın şaşkın gezmesine şaşırmamak lazım
Yüreğin ****** olmasına
Gökleri boyayacağım gözlerin her rengi temsil etmesi
Kimine göre gök kuşağının çevrelemesi rengarenk
Kimine göre bir rezillik bir ihanet

Gel aklın yetiyorsa bu ruhu sen idare et…
 
Utandım, sıkıldım, nefret ettim görüpte görmezlikten gelmelerime...
Neden insanlar bu kadar sahte, neden insanlar bu kadar çıkarcı?
Ey evreni kusursuzca yaratan Rabbim! Neden insanların yüreğini de kusursuz kılmadın?

Boğuluyorum yine, yine üzerime geliyor her şey...
Usandım, gözümde kıvılcımlar hiç dinmezken gülüyormuş gibi davranmaktan...
Benim sahteliğimde bu mu? Mutluymuş gibi davranmak mı? Off!

Karanlıkların kadını gibiyim, yarasalarla sohbet eder oldum...
Uyku yine terk etti beni! Hiçbir sabah aydınlık gelmiyor bana.
Neden insanların gözlerinin kamaştıkları yerlerde ben hala fenerle yürüyorum?
Neden insanların aydınlık dedikleri, bende hala karanlık?
Nedir bu üzerimde ki kara büyü?
Neden hiçbir rüzgar dağıtmıyor hüzün bulutlarını?
Neden ben de sıradan insanlar gibi değilim?
Neden her ayrıntı canımı acıtıyor?
Neden kimsenin göremediğini ben görüp kahroluyorum?
Neden bu kadar soruyla boğuşmak zorundayım?

Hayat; ne olur ver benden aldıklarını, ver dünyamı bana!
Söz!
Bir daha dalga geçmeyeceğim seninle....
 
Hoşçakal ben...
çöpe yolculuğun...
ve lütfen dönme geri...
artık ne seni ne sesini nede o çok değer verdiğin yüreğini............

sabaha karşı sersemliği uykudan mı yoksa uyanmaktan mı belli olmayan kör ve dilsiz bir saatte bensiz kalacaksın.
üzülme fazla birgün sende yaşarsın...
mutlak değil ama belki bir gün.... ,
sende kazanırsın..
ne bileyim makyajsız güler,
korkmadan ağlar üzülmeden ve üzmeden sever,
hoş sohbetlerde boş vakitler geçirir,
birgün bile olsa güneşin sana doğduğuna
ve sende battığına inanır....yaşarsın..

ama şimdi gitmek zorundasın...
dur dur hemen ağlama hem ne varki bunda
sonsuza kadar beraber mi olacaktık yani ..
dur bi dakka!!!seni gerçekten sevdiğimi mi zannettin yoksa......
hem senin için harcanırmı gerçekten aşk diye birşey olsa..
israftan kaçınmalı konu duygular olunca..
görmüyormusun sırtında bıçakla dolaşan insanları.
mutlaka birkaçında parmak izin var sütten çıkma ak bıçak olsanda..
yağmurlu ıslak akşamlarda sokaklarda bıraktığmız izler hatıra kalsın sana..
beni her sabah aynada gördüğün halimle hatırla.....
ne ilki nede sonuncusu bu yarım kalmış hikayelerin inan bana....
alışırsın herşeye
adı yalnızlık
sonu karanlık da kalmak olsada..

ve ne olur artık ağlama
birtek seni değil herkesi boyadı kana
aşk denen çaresiz yara
bir arının çiçeğe muhtaç olması gibiydi
toprağın suya olan özlemiydi çöllerde serap bile olsa
yani güzeldi o hergece hayalini tuttuğun yıldızın birgün gelipte kalbini aydınlatması ,
elini tutması ,
gözlerini kamaştırıp,
yanağında yıkanmaması gerek izler bırakması.
hadi dur artık ,yapma .
gitmen gerek işte anlasana
inanmaz mıydı zaten sözler anlamlı olsa
yalan dermiydi yüzüne bağıra bağıra
bırakırmıydı seni kendinle başbaşa
akıtmazdı o yaşları geceler boyunca
ısıtmazmıydı ellerini gerçekten sevmiş olsa.
hadi git artık hadi.
benide ağlatma.
ve sakın sırtımdaki izine dokunma,
bırak kanasın .
bırak o da benim olsun senden kalan tek hatıra....
 
Bir gün geldin, belki de ben hiç gitmeyeceksin sandım?
Seni hiç bilmediğim kadar sevdim, sevmişim...
Hiç farkında olmadım,hiç düşünmedim gidebileceğini yada seni kırabileceğimi..
Bana kıyabileceğini... Evet, hiç düşünmedim bana kıyabileceğini...
Bunu sana sormayı çok isterdim ama, buna dahi izin vermeden gittin..
Şimdi duymayan kulaklarına,duymadığın çığlıklarımla sesleniyorum sana..
"Bana neden, bana nasıl kıydın? "


Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri
Böyle çekip gitmek var mıydı ?
Var mıydı böyle bitirmek ?
Hani söz vermiştik birbirimize ?
Kaç zaman geçti aradan
Sen yoksun !
Sana sığındığım geceler
Alevleri gökyüzünde
Bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız .
Ve kan rengi şarapla yıkanmış
Bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız .
Bilirim dönmeyeceksin artık !
Uzun zaman oldu
Belki çoktan unuttun .
Adın kaldı soğuk duvarlarında odamın
Sigara paketlerinde şiirlerin
Resimlerin bana gülen ,
Cüzdanımda saç telin .
Bir veda o geceden aklımda kalan
Kekremsi bir tat
Bir med cezir yüreğimde
Ben vurgun yemiş bir yaralı
Gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını
Sen yoksun ...
Hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni
Yasak umutlara ve acılara inat
Buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız
Yıllandıkça güzelleşen
Ve sen şiirler okusaydın geceleri
Saçlarımı okşarken .
Ellerimi tutsaydın ansızın
Yüreğim eriseydi gözlerinde
Yansaydım ateşinden .
Sen ağlasaydın mutluluktan
Ben ölseydim
Yalnızca beni sevdiğini bilseydim .
Seviyorum deseydin
Bi kere söyleseydin
Yanmazdım
Yanmazdım böyle çekip gitmeseydin ...
Bir veda o geceden aklımda kalan
Bir günah, belki yasak
Yanımda olsan şimdi, hiç konuşmasak
Ağlasak bin kere pişman olsak
Sonra yine bozsak yeminleri
Sarılsak sımsıkı
Öylece kalsak ...
Gittin ...
Kimbilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
Körkütük aşkların ortasına düştün
Yalanların pençesine .
Belki birgün, bir gece
Dar bir vakitte belki
Hiç beklemezken seni gelirsin diye
Ben hâlâ burdayım
Sen yoksun !
Lanet olsun ...
 
AYRILIĞIN İLANI



Gidiyor musun diye sorma bana.
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim ben de.
Senin kadar endişeli...

Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana
Ama inandıramadım seni.
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla.
Bir tek sözün bağlardı beni sana,
Oysa sen hep susmanın koynunda.

Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku,
Teslim alır bedenleri de.
Sütten çıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
O dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi.
Nasıl da güzeldi...
Zaten varsın diye her şey güzeldi ama
Sen buna inanmadın. Ah bu sorular...

Yaşamak varken sevdayı delice,
Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin.
Ben, seninleyim dedikçe
Sen, hayır dedin.
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Bulup çıkardın ortaya.
Bense hiç bir şey diyemedim.

Ne kadar zarar vermişim sana meğer.
Nasıl değiştirmişim seni.
Oysa hiç böyle düşünmemiştim.
Kimseye zarar vermek istemem ben.
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem.
Ama öyle oldu işte.
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi.

Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı.
Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz.
Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık.
Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı.
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.

Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.
Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım.
Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri
yalancı yüzlerde ararım.
Seni de ***ürürüm yüreğimde.
Her zaman yokluğunu taşırım.

Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim.
Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını.
Ne yazık ki, kalamadın bana.
Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde.
Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.
 
Her kelimede mazideki suskunluğumadır isyanım, her salisesede senden önceki geçen zamana kahrederim,şimdi mazimin karanlıkları seninle ışık buluyor yavaş yavaş.

Her yeni günde güneş gibi doğuyorsun yüreğime, ben ise hergün yüreklerimizin sevişmesini izliyorum geçen boşa zamanlarıma inat edercesine...

Seninle güzellikleri, dostluğu, sevgiyi,aşkı, huzuru ve daha nice imkansızlıkları imkanlı kılmaya and içtik hüzünlü hayalim.

Dilimizle zikretmesekte gönüllerimiz tasdik eyledi bu duyguyu,
ve bizim gönüllerimiz inanıyorumki ettiği yemine sadık kalacaktır.
 
MASAL AŞK

Var mısın...
Masal gibi bir aşk yaşayalım seninle
Bir sen bir ben bilelim yaşananları
Sonra denizden bir boş sayfa açıp

Var mısın...

Sulara yazalım masal aşkımızı
Varsın yaşanmamış olsun
Dalgalar kayalarda söylesin şarkımızı
Aşkımız kıyı kıyı, liman liman dolaşsın

Var mısın...

Bir düş olup düşelim sulara
Bedenlerimiz arzulara teslim
Aşk selinde yıkanalım sırılsıklam
Dev dalgalarda bir bedende sarsılalım

Var mısın...

Koskoca bir ummanda kaybolalım
Aşkımızı anlatalım uçan kuşa
Dolaşıp liman liman cümle alemi
Fırtınada aynı limana sığınalım

Var mısın...

Yazalım yaşanmış gibi yaşanmamışları
Öpüşmelerimizi boş kumsalda
Hayal sevişmelerimizi bulutlar altında
İster adı masal olsun aşkımızın

Var mısın...

Bir gecede bin defa ölelim
İçimizde masalsı ürpermeler
Kah ağlayalım kah gülelim
Sulara aşkımızı yazıp acıları silelim

Var mısın...

Bir masal yazalım sulara
Yaşanmamış aşkımızın masalını
Sonra ölelim hiç yaşamamış gibi yarın
Masal aşkımız sularda yaşasın...
 
~* SeNSiZLiGe GöMüLeN ECeL*~.


İşte yine amaçsız bir gece daha.
Ben yine yaşlı gözlerimi silecek,
Sıcak bir el arıyorum karanlıkta.
Bir sessizlik kaplıyor sensizlikle etrafımı,
Odam bir sen doluyor,
Birde sensizlik,
Yatağım bir sen kokuyor,
Birde yanlızlık.
Derken hayalin geliyor karşıma,
Odama bir ışık doluyor gideceği kesin.
Sezsizlik çığlık oluyor susacağı kesin,
Bir düş başlıyor karanlıkta biteceği kesin,
Elimi hayalindeki ellerine uzatıyorum yavaşça. !
Kal diyeceğim bakışların düğümlüyor boğazımı,
Dön diyeceğim, Gidişin susturuyor her lafımı,
Anlatamadığım bir acı kaplıyor kalbimin her yanını...
Ve işte suskunluğu benimsiyorum sen gibi.
Hayalini uğurluyorum sonsuza her geceki gibi.
Sevgimi haykıran gözyaşlarımla yıkıyor,
Aşkımı haykıran ateşimle yakıyorum bedenimi.
Ve işte sensizlikle başlayan sessizliğe gömülüyorum,
Sevgi nedir bilmeyen;
Adı ölümle gezen,
ECEL gibi...
 
.~* HiC KaLBiN AGRIDI MI SeBePSiZCe *~.

Hiç kalbin ağrıdı mı sebepsizce,
Hiç için titredi mi sıcak yaz geceleri,
Dolunaya baktığında hissettin mi hiç
Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu,
Ve acı bir şekilde farkına vardın mı,
Kalabalık içinde sessizce dolaştığını&

Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin;
Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki,
Tuttuğun el sana huzur verir de;
Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın&
Boğazında kelimeler düğümlenir, yutkunursun;
Bakışların buğulanır, gözlerini kısarsın,
Tek damla düşmesin diye çabalarsın;
Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların,
Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların,
Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda&
Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları,
Yaşadıkça yaşar sevdalar kalbinde,
Büyüdükçe büyür kalbin, her sevdayı saklar içinde,
Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne,
Taşıyamaz olur bedenini, artık yorulur&
Duyguların ağır gelir; ezilirsin
Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende,
Teslim olursun ölüme,
 
hep böylemi bakar gözlerinin içi senin?
hep böyle mi sevdiğini söylersin bana?
içinde biryerlerde uçan martılar
gözlerinde bilmediğim pırıltılarla,
“seni seviyorum” deme bana!
içim bi tuhaf oluyor
dokunmak istiyorum ellerine sonra,
büyüttüğün kuşlara ekmek atmak birde
güle-oynaya...

“seni seviyorum” deme işte bana...
alıp başımı gitmek istiyorum, çok uzaklara
ya da senin yanına!..
gelsene hadi,
al beni buralardan...
bırakma bir başına....
acıyor biryerlerim sen olmayınca
“seni seviyorum” deme bana...
unutuyorum kanatsız olduğumu,
melekler gibi uçmak istiyorum sonra...

tarifsiz boşluklar var, tarifsiz korkular
sen yine sevdiğini söyleme bana...
sarılma öyle hemen ...
ellerim üşüyormuş - “ kaç yazar?”
Ödünç istemem ellerini...
Sıcak elleri bırakmak zordur bilirim.....
En iyisi al bendeki emaneti
Gökkuşağının 8.rengi olma hayallerini
“seni seviyorum” deme bana
gitmek istemiyorum sonra...
oysa biliyorsun
gitmem gerektiğini
ilk ben söylemiştim.......
gözyaşlarım burnumda
“seni seviyorum” deme bana..
 
Yapma Dur Gitme
Beni Terk ETme

Ziyan Olur sonra
Aşkıma bana sana

Gidiyorum artık
Peşimden gelme
İstememiştim bende
Ah üzülme

Son defa ellerim eline kaçtı
Bu sen defa gözlerim gözlerine baktı
Ah bittim ben tanrım
Yüreğim yandı
Kalbime hançer vurup gitti.

Sus konuşma dinlemem artık
Ben sevgimi yitirdim artık
Kıydılar bize bizim sevgimize
Ağlama ne olur yanlız sen artık
 
Sen yokken ben ,sözlerini okuyorum başka şairlerin
Seni buluyorum satırlarında.

Biz henüz bir olmamışken,
Ben hep senin rüyanda.

Nasılsa doğacak gün gibisin,
Sabahın vuslatına,

O halde bekliyorum seni, sesini.
Kalbim kıyamet yeri.



Duyuyor musun birtanem? ?
Dün gece yine sendin aklımda
Bir hüznün çıkmaz sokalarında
Gözyaşı oldu hasretin
Ilık bir buse gibi süzüldü yanaklarımda
Yanaklarım kırmızıydı, küskündü aynalara
Ne zaman karşılaşsak sen bakardın onlardan
Başıboş hoyrat aynalardan
Önce ilk sarıldığımız yere gitti duygularım
Bu gün gibiydi yaşadığımız küllenmemişti
O bir ömürdü sanki, ölmeye değerdi
Sonra gözlerin geldi aklıma, güzelliğin
Başımı döndüren mey gibiydin sen
Şelaleler akardı içime gözlerinden
Ardından öksüz kalırdım sanki giderken
Yinede yorulmazdım sensizliğe
Sensizlik ki darağacım, sensizlik ki paramparçayım
Ellerim seni arıyor bu gece, gözlerim gözlerini
Şarkılar hüzünlü, şarkılar buruk
Yoksun ya bu şehir yorgun, bu şehir vuruk
Seni arıyorum inadına gecelerde
Karanlıklar üstüne yemin ederim
Işığım sensin! !
Seni seviyorum birtanem diyorum söyletensin
Basit bir aşk öyküsü değil ki bu
Saman alevi değil ki
Cehennem alevi sanki susuzum
Sensiz mutsuzum
Artık sabah olmayacak uykusuzum
Artık sensiz yaşanmayacak
Yaşıyor sanma beni sadece varsayımım
Sana bağımlı varlığım
Yokluğun ise tükenişimdir
Bir umudu katleder bin umudun olurum
Senin gibi ulaşılmazdır benimde gururum

Duyuyor musun birtanem? ?
Dün gece yine sendin aklımda
Aldın aklımı başımdan gittin
Canımı da aldın yüreğimden
Canımdın sen! !
Vazgeçilmezim, tartışılmazım
Yalnızlığımın sebebi, acılarımın denizi
Esirinim işte bu gece vakitleri
Kollarımda sensizliğin kelepçeleri
Yüreğimde sevdanın zincirleri
Bağlanmışım sana ayrılamam
Görmeden yaşayamam o gözleri

, Bir gemi kalkıyor rıhtımdan
Dinle bak sesini, bu son seferi
Veda türküsüne benzer düdük sesi
Ardından mendil sallayanlar
Boşuna aslında boşuna ağlayanalar
Dönüşü olmayacak bu yolculuğun
Bende gidiyorum birtanem, umutlarım yanımda
Geriye bıraktığım limandaki ayak izleri
Ve haykırışım enginlere
Sen; dalgalardan dinle artık sesimi
Sahilde bekle beni
Bir garip martı görürsen gözleri yaşlı! !
Randevusu varmış gibi ecelle telaşlı! !
Bil ki; bir tutam sevgi yolluyorum sana
Bil ki; ağlıyorum uğruna
O zaman son kez de olsa hatırla beni
Cansız bedenime can istiyorum
Canımsın sen, SENİ SEVİYORUM.
 
HİÇ KİMSEYİ SENİN KADAR SEVMEDİM


Seni gördüm,
toy bir çocuktu yüreğim
henüz yağmur yağmamış buluttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...
Tutsaktım,
Yok pahasına bir gemiye satıldım
sonra gözlerimi sattım,
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Yalnızlığıma
nice zaman
silah çektim, süngü tuttum...
Dağların zirvesinde destan,
çöllerin ortasında ağıttım...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Yakacak diye gözlerin, kalbimi
ellerinin nârına
kendim attım.
Senden duydum en güzelini sözlerin
en tatlı aaaaaaarı
senden yuttum
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Sevdan için
her gül mevsiminde
arzu arzu,
umut umuttum....
Gördüğüm her renkte rengini gördüm
Duyduğum her seste adına
türküler tuttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim....





Akrep düştü gecelerime
Gelirsin tutkusuyla
yıldızlarını göğün
birer birer uyuttum...
Adından başka
isimleri
kelimeleri
harfleri
Adından başka
Bütün bildiklerimi unuttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Ben,
hiç kimseyi
senin kadar sevmedim...
 
Geri
Üst