∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

Gitgide alışıyorum sana....
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...
Fakat şimdi sana alışıyorum...
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
daha değerlisini verememekten korkuyorum...
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla
yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...

Oysaki her zaman ve günün her saatinde
yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan
pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı...
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni...
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim...
"Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün...
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,
o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla,
sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!

İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle
mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum...
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.

Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim
senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor...
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
seni görecekler içimde...
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
bir bütün haline geliyoruz durmadan...

Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni...
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden...
Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor...
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri...
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum...
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık...

Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz....
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum...
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde...
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
seninle vardığım yüksekliğe erişemez...

Açılmış bütün kuyuların derinliği
içimde seni bulduğum yer kadar derin değil...
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız...
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık...
 
Benİ Aramaya Çikarsa DÜŞlerİn
HÜznÜn Ruhuna ÇİzdİĞİ Resİmlerdeyİm
Cansiz Bİr Gecenİn KaranliĞinda DeĞİl
YÜreĞİnde Kanayan Kesİmlerdeyİm

Aklina DÜŞerİm Hanİ Olurda
GÜzellİklerİn GÖrÜnmeyen YÜzÜnde Ara
Sevgİnİn Menfaate DÖnmedİĞİ Yer
Bİr GÖnÜl Yarasinin İzİnde Ara

YikilmiŞ Umutlarin Enkazindan GeÇ
ÖksÜz Bİr ÇocuĞun GÖzÜnde Ara
AĞitlarin TÜttÜĞÜ Evlere UĞra
Bİr Ananin BoŞ KalmiŞ Dİzİnde Ara

Benİ Yildizlarda Arama BoŞa
YÜreĞİnİ Yasa BoĞan Sizilardayim
Dertlerİmle Bulursun Benİ BaŞbaŞa
Senİn Gİbİ Karayazilardayim

Sahte Sevgİlerİ Tanimaz Kalbİm
Benİ Seven GÖnÜllerİn OcaĞinda Ara
Menfaatle Bakmasini Bİlmez GÖzlerİm
Benİ GerÇek Dostluklarin KucaĞinda Ara
 
Küfrüm Edebimi Asti Bu Gece
.
Sen benim gözümde bir hiçsin artik,
Nefretim askimi asti bu gece
Bugün ki sözlerin söz müydü artik
Son sözün sabrimi asti bu gece

Kolayca bitsin bu diyemedin de
Salladin savurdun basiretsizce
Hiç mi ders almadin onca gezdik de
Yagmurun rahmeti asti bu gece

Yürümeyen neydi,iliskimzi mi?
Günüm bombos deyisimiz mi?
Sensiz yasayamam çeliskimiz mi?
Yalanin dogrunu asti bu gece

Evlenmek hayali kapimda idi
Giris kat evimin boyasi yeni
Mobilyan,takimin, alinmis idi
Vuslatim tadini asti bu gece

Yemedim yedirdim ne avrsa sana
Üç kurusum olsa verirdim daha
Memurdum yoksuldum hatirlasana
Hafizam haddini asti bu gece

Ayaklarin donmus,üsümüstün de
Gece yatamamis üzülmüstüm de
Bir ay oruç tutup yememistim de
O çizmen boyunu asti bu gece

Yapilan söylenmez, gelmezmis dile
Allahtan beklenir kul bilmese de
Kizginligim buna, sebep ise de
Sabrim miadini asti bu geceü

Onca gez toz benle,seviyorum de
Sonra git nisanlan bir de ona de
Serefsizlik degil, nedir bu söyle
Küfrüm edebimi asti bu gece

Sana son bir sözüm, nasihatim var
Aldigim ahlakla bir terbiyem var
Senin doguran ana deyip geçmek var
Saygim adabimi tuttu bu gece
Gönlümün romani bitti bu gece
Hangisine yansam simdi gün gece
Ömrümden bes yil gitti bu gece
 
Isim Acele
.
Gökte zamansizlik hangi noktada?
Elindeyse yildiz yildiz hecele!
Hüküm yaziliyken kara tahtada
Insan yine çare arar ecele!

Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü;
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
Eser darmadagin, emek yüzüstü;
Toplayin esyami, isim acele!
 
Gel
.
Gam elinden benim zülfü siyahim
Peykan degdi sinem yaralandi gel
Suna basin için aglatma beni
Bugün sevda candan aralandi gel

Gamdan hisar oldum mekanim yurdum
Isitmez avazim dinlemez virdim
Bir degil bes degil on degil derdim
Dügümler bas verdi siralandi gel

Hasretine vasil olam mi böyle
Mecnun'a da baki kalir mi Leyla
Ölümlü dünyadir gel helal eyle
Yüklendi barhanem kiralandi gel

Ne çekerse dertli sinem dag olmaz
Günler gelir geçer ömür çogalmaz
Nesterlidir yaralarim unulmaz
Gögerdi çevresi karalandi gel

Pir Sultan Abdal'im haftada ayda
Günler gelir geçer bulunmaz fayda
Gönül Hak arzular canim hayhayda
Topragim üstüme kürelendi gel
 
Seninle Olmak Vardi...
.
Simdi Seninle Olmak Vardi Gülüm
Seninle Demlemek Zamani,
Geçen Günlerin Inadina
Seninle Yasamak Bugünü, Yarini...
Baskaldirmak Bakislarimla Kör Bir Vakit,
Bin Hinç Ile Sarilmak Bogazina Çaresizligin
Bogmak,
Parçalamak
'Cizz' Etmeden Yüregim...
Ve Bütün Engellere Ragmen
Döküp Ortaya Ne Varsa,
Ne Varsa Yakmak Sensizlige Ait...

Çekip Aralamak Zaman Perdesini
Umutlarin Gözlerinden Yol Geçirmek,
Bir Adima Indirmek Mesafeleri
Son Bir Sansimi Denemek
Önümde Atesten Barikat,
Arkamda Kulak Asmadigim 'Dur' Ihtari.
Soluk Soluga Kosmak Sana
Beni Sana Getirmek...
Simdi Seninle Olmak Vardi Gülüm.
 
Ayrılırken

Dinle sevdiğim bu ayrılık saatidir
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk
Ergeç içeceğimiz bir ilaç gibi
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk

Bu saatte gözyaşları, yeminler
Boş bir tesellidir inandığımız
Perde kapanıyor, film bitiyor işte
O hiç bitmeyecek sandığımız

Görüyorsun konuşacak bir şeyimiz kalmadı
Sadece bakışlarımızda hüzün
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz
O ikiz kardeşi ölümün

Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlıyacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.

Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.

Sigaranı söndür, kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı
 
Ask Mönüsü


Sen sabahlar ve safaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atli kapini çaldiginda
beni unutma
ah! sakli gülüm
sen hem zor hem güzelsin
siirlerimin ilikliginda açilmalisin
sana burada veriyorum hayata ayrilan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal
 
Hos Geldin Kadinim


Hos geldin kadinim benim hos geldin
yorulmussundur;
nasil etsemde yikasam ayaciklarini
ne gül suyum ne gümüs legenim var,
susamissindir;
buzlu serbetim yok ki ikram edeyim
acikmissindir;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hos geldin kadinim benim hos geldin
ayagini basdin odama
kirk yillik beton, çayir çimen simdi
güldün,
güller açildi penceremin demirlerinde
agladin,
avuçlarima döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydinlik oldu odam...

Hos geldin kadinim benim hos geldin.
 
Seviyorum Seni


Seviyorum seni
ekmegi tuza banip yer gibi
Geceleyin atesler içinde uyanarak
agzimi dayayip musluga su içer gibi
Agir posta paketini
neyin nesi belirsiz
telasli, sevinçli, kuskulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
Istanbul'da yumusacik kararirken ortalik
içimde kimildayan birseyler gibi
Seviyorum seni
Yasiyoruz çok sükür der gibi.
 
Sehir Aksam Ve Sen


Koynumda çirilçiplaksiniz
Sehir, aksam ve sen
Aydinliginiz yüzüme vuruyor
Bir de saçlarinizin kokusu.
Bu çarpan yürek kimin
Sesleri soluklarimizin üstünde küt küt atan
Senin mi sehrin mi aksamin mi yoksa benimkisi mi?
Aksam nerde bitiyor nerde basliyor sehir
Sehir nerde bitiyor sen nerde basliyorsun
Ben nerde bitip nerde basliyorum?
 
GÖLGESİ

Hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim
Kimi mutluluktan derdi kimi umutsuzluktan
Bense bilirdim senin gibi, yıllar öncesi
Alnımda seken bir kurşunun parlamasından
Alnımda seken o kurşunun
Beni hayata bağışlamasından

( Durur izi sol üst köşesinde alnımın
Yaşama atılmış bir çentik gibi )

Hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim
Güneş doğudan doğardı sırtımı ona verirdim
Güneş batıdan batardı sırtımı ona verirdim
Tepede yükselirdi güneş her öğle vakti
Bir saçak altı bulur beklerdim
Uzasın diye gölgem - uzardı gölgem
Uzasın diye gölgem - uzardı gölgem

( Gölgem uzundur günahlarım gibi
gölgem uzundur günahlarım gibi )

Öyle de denir ki doğrudur :
Gölgesi uzun olur hayata kısa gelenlerin gövdesi .

İstemekle,
İnsanın başına gelmesi arasındaki fark! işte bu :
Hayata kısa kalan bir adamın uzun gölgesi ...
 
Seni Yağmurdan Sonra Seveceğim
Şimdi git..
Say ki, seninle içinden sevda geçen bir türkü söylemedik..
Say ki, gece mektuplarını, en güzel aşk şiirlerini beraber ezberlemedik..
Say ki, sevda trenini kaçırdığım durakta bir süre beraber beklemedik..
Sen git..
Ben gelemem bu yürekle..
Ya da kal..
Eylül yağmurlarını bekle..

Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Saçlarıma ak düşmemiş halimle..
Sen yaşlardayken..
Onsekizimde, yirmimde..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle..
Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Aşksız geçen onca yılı yakacağım..
Sevda alevinde kendi ellerimle...

Şimdi git..
Say ki, seninle sahildeki çardakta hiç dondurma yemedik..
Say ki, oturup konuştuğun yaşlı ve yabancı bir adamdı..
Ve sevdadan hiç söz etmedik..
Say ki, hiç gülmedik..
Aynı şeyleri sevmedik..
Ve yağmurdan sonra beraber yürümedik..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kimse bilmeyecek, herkesten gizleyeceğim..
Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada..
Seninle gökkuşağının altından geçeceğim..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve seni sevdiğimi kimseye söylemeyeceğim..
Belki bu dünya gözüyle gördüğüm son yağmur olacak..
Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüyeceğim..
Ben seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve bir gün ölürsem yeşil gözlerinde öleceğim.....
 
YAŞIYORUZ

Bir çığlığın izdüşümündeyiz sarmaş dolaş
( o çığlıkla adımlamıştık sokakları )
- Her şeyi karartabilirler ama güneşi asla ,
diyor bir arkadaş kaç gündür
dünyayla tek bağımız güneşin ışıkları

bir çığlığın izdüşümündeyiz sarmaş dolaş
( o çığlıktı ürküten karanlığı, yıkacak )
dilsiz acılarla eriyor yüreğimiz
bulutların gölgesi en son
ne zaman düşmüştü gözlerimize
- Yağmur yağacak, diyor bir arkadaş
hangi yağmur silebilir acılarımızı

bir çığlığın izdüşümündeyiz sarmaş dolaş
( o çığlıktı soluk soluğa yaşanan )
bütün inançlarımız çürütülmek isteniyor
bütün duygularımız
dilsiz acılar büyüyen yüreğimiz
bulutların gölgesi yağacak yağmur
güneşin ışıklarıyla soluk alıyoruz kaç gündür

bir çığlığın izdüşümündeyiz sarmaş dolaş
( o çığlık çınlar şimdi yüreklerimizde )
- yenilmeyenler savaşmayanlardır ,
diyor bir arkadaş , insanca yaşamanın onuru için
kaç gündür aç ve susuz: - yaşıyoruz ! yaşıyoruz !
 
Gitme!
Figan düşer denizlere sular çekilir
yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime
bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır
boynunu büker sabah kervanları, kelebekler ölür.

Gitme!
Bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk
şaşırır yönünü rüzgarlar
bütün pınarların suyu çekilir
solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm.

Gitme!
Öksüz kalır içimdeki imge dağları
saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı
bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez
çiçekler açmaz bahçemde ah, gülüm!

Gitme!
Acılara mahkum olur yüreğim
ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar
boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar
alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm.

Gitme!
İçimdeki bütün vagonlar devrilir
bir kar yağar istasyonlara, üşürüm.

Gitme!
Kal, menevşeler açsın dağlarda
sevince dönüşsün gökyüzü
iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm
yokluğuna alışamam, yokluğun ölüm.

Gitme!
Bütün ormanlar ateşe verilir
kuşlar da gider, bu kent de
ölürüm.
 
VEFASIZA

Elveda demek sana
Dilim varmasada elveda demek
Gözlerim gözlerine,
Ellerim ellerine,
Yüreğim sevgine muhtaçken
Kurumuşken dudaklarım
Toprağın suya hasreti gibi
Sana hasretken bedenim
Bütün hasretimi sele vermek
Çaresizliğimi anlatmak dağlara
Kuşlara vefasızlığını
Sevgimi rüzgara salmak
Elveda demek sana
Elveda (VEFASIZA)
 
Zaman bir çesmedir; bahar
Süzülür, kışta kalırsın
Karanlıktır sağın, solun
Zayıfsan, bükülür kolun
Bazen düze çıkar yolun
Bazen yokuşta kalırsın
Gülersin mutluymuş gibi
Hakikati bulmuş gibi
Hep zavallı bir kuş gibi
Büzülür, taşta kalırsın
Aldanırsın insanlara
Dalarsın derin sulara
Yenilirsin korkulara
Siste, ateşte kalırsın
Ömrün düzeni bozulur
Dostların hepsi kaybolur
Aynalara düşman olur
Devr-i geçmis'te kalırsın
Hiç eksilmez âh ü zârin
Seninledir intizârın
Serüven biter, mezarın
Kazılır; düşte kalırsın
Kaderin önünde değil
Doğmamak elinde değil
Gözlerinin yaşını sil
Hayattan zevk de alırsın
 
Mevsimleri mi kaçırdım ben
Yoksa mevsimler mi kaçtı benden
Ben mi yabancıyım
Sen mi tanıdık değilsin
Üşüyorum
İçimde
Bir buz mevsimi boy veriyor


Son şarkı susuyor birden
Gece yırtılıyor
Sen değilsin gelen
Biliyorum
Orda duruyorsun
Harflerini çalmışlar sözcüklerden
Klavyeden tuşlarını
Susuyorsun
Yüreğimi tutuyorsun ellerinde
Durmadan sıkıyorsun
Uzak bir yıldızdan
Soğuk bir alev yükseliyor
Gelip bedenimi vuruyor birden
Gece yırtılıyor aniden
Gelen sen değilsin
Biliyorum
Bir aysberk yükseliyor
Yüreğimden
Tepeden tırnağa
Buz kesiyorum
Sana gözlerimi veriyorum
Almıyorsun
Bir yağmur yağıyor
Denize
Güller soluyor
Görmüyorsun
Gölgeni bulup bulup kaybediyorum
Yeniden
Uzansam tutacağım ellerinden
Biliyorum
Son mısralar savruluyor şiirlerimden
Tüm düşlerimi terkediyorum
Birden sabah geliyor
Sen gidiyorsun
Hiç gelmeden
 
Kaç gece yatağımda uykusuz,
Bir oyana bir bu yana dönüp durdum.
Görmek için düşümde hayalimde,
Duymak için sesini.
Kaç kere ellerim uzandı telefona.
Aşkı oyun bilirdin sen,aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Gezip durdum perişan halde,
Kah sahillerde,kah cadde boylarında.
Hayal kurup sen diye,
Ağaçlara dağlara taşlara sarıldım.
Elleri güldürecektim halime,
İhanetin aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin,
Acılardan zevk alır hale getirmiştin.
Yine de görmek için seni,
Şeytana uyup,bir daha bozacaktım yeminimi.
Vedalaşmadan gidişin aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Açıp ellerimi yalvardım Tanrıya,
Bir defacık tutmak için ellerini,
Koklamak için saçlarını.
Adaklar adayacaktım evliyalara,
Umursuzluğun aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Paylaştığımızı sandığım güzel günlerin hatrına,
Suçlu benmiş gibi,
Af dileyecektim gözlerine bakıp.
Her türlü cezana razı olacaktım.
Boynumu büküp,bi daha gelecektim kapına.
Başkasını sevdiğin aklıma geldi.
VAZGEÇTİM
 
Sen Gelince Aklıma
Unutmadım sevgilim,ne yaptıysam unutamadım
Yalanım yok sevemedim senden sonra kimseyi
Vermedim yüreğimi,aldanmadım
Ağlamadım her gidenin ardından,
Gözlerimi yatırıp da uzaklara beklemedim
Tutkuyu bilmedim,kapılmayı
Özlemlerim oldu,yenilmedim.
O hain sancı hiç kıvrandırmadı
Senden sonra sevdiğimi söylemedim kimseye ve sevilmedim
Şimdi eskilerden kalma bir şarkısını dilime doladım
Hüzün çiçeğimizi soldurandı unutamadığımız,unutamadığımız...

Sen gelince aklıma ağlamak varya
Yaz günü Şubatı yaşamak varya
Aktıkça biriktin,duygularımda
Aktıkça biriktin,yanaklarımda
Sen gelince aklıma gizli gizli ağlarım
Şarkılara dert yanarım
Sen gelince aklıma içlenir kahrederim,
Vurulurum kanarım
Dedimya,yalanım yok
Sevemedim senden sonra
Düşünmedim senden başka kimseyi
Dizlerinde uyumadım,sığınmadım çocuk gibi
Göğsünde ağlamadım
Aşk'a aşık olmadım yeniden
Aynalarda düzeltmedim saçlarımı
Dudaklarımı boyamadım
O kırmızı elbisemi hiç giymedim senden sonra
Ve hiç güzel bulmadım kendimi
Hatırlarmısın en çok gülüşümü severdin
Ne çok güldürürdün beni
Senden sonra hiç gülmedim
Senden sonra sofralar hazırlamadım mum çiçekli
Sahanda yumurtayı ağzıma bile sürmedim
Önlü arkalı bir kasete çektiğimiz o şarkıyı
Hiç dinlemedim,dinleyemdim
Sakladım mektuplarını ve resimlerini yakmadım
ve kaçkereler kaçkereler çevirip de konuşmaya cesaret edemediğim
o telefon numarasını hiç unutmadım...
İlk vurgunum,son göz ağrım
Dinmedi içimde sızım,bu kaçıncı gece yanlızım
Şimdi kim şiirler okur sabahlara dek
Ellerim hangi elleri tutar riyasız
Kime baksam seni görüyorum
Sen gelince aklıma ağlamak var ya
Aktıkça biriktin duygularımda
Yıllarca gelişini bekledim,bana dönüşünü
Hiçbirşey dindirmedi hasretini
Yoluğunu silmedi en acı ölümler bile
Ben hep seni hatırladım
Yeni doğmuş bir bebeğin ilk çığlığında
Geç kalınmış sevdaların akşamlarında
ve sen vardın bir zamanlar ölesiye sevenlerin ayrılığında
Sen gelince aklıma ağlamak varya
Beklemek,can çekişen bir türküdür artık dilimde yürekler parçalayan
Umut,soğuk duvarların ardında kaldı
Sen gelmez oldun,sen gelince aklıma ağlamak varya
Böyle sevmek olmaz olsun,olmaz olsun...
 
Geri
Üst