∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

EYLÜLDÜ
gittin
düşlerin sarkıyordu sırt çantamdan
eylüldü ve ağaçlar bir hüzne soyunuyordu
en küçük bir şaşkınlık bile duymadan
çocukluğunda unuttuklarını almak için geri
herhangi bir sokak lambasının
sana yanmayan yüzüne verip yüzümü
ellerime düşürdüm gizemli çiğ damlalarını.

gittin,
düşlerin sarkıyordu sırt çantamdan
eylüldü ve havada kendini asanların çığlıkları asılıydı
siyah bir perde inmişti aramıza, gece
geride denizin bitmez tükenmez çağrısı
ağlayan nergisler, çatırdayan gemici türküleri
suyu yırtan kulaçların bir de
ancak kendine dönen argonatlar.

neydi?
tükendiğini sandığımız, sonralar mı?
gecenin gözlerini bağladığı an duydum
keskin bir jilet ağzında damarlarının sesini
pelte pelte dökülüşünü yosun yapraklara
duydum, avuçlarında çırpınan kalbimin yalanlığını
sahi ben mi "öldüm cesedimi görmedim.

biliyorum,
her gidiş başlangıcıdır geri dönüşlerin, duyuyorum
avuçlarımı yakan sesinin kor yalnızlığını
bir balığın aradığını kovuklarda
-bıçkın bir balıkçı ağında unuttuğu-
ve söylencelerini deniz kızlarının.
 
Ne çok özledim seni bilsen
ne çok arıyorum seni solgun palmiyelerin gölgelerinde
ne çok arıyorum seni ifade yoksunu lal sokaklarından
sağır sultanlardan
acıya hüküm giymiş sevdaların ayak izlerinden
kaldırım taşlarına sinen dolunay sessizliğinden çiçeklerden
her tüyünde alacalı umutlar şavkıyan kuşlardan

ne çok özledim seni bilsen
gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken denizin mavisi
yıkıp yalnızlığın acımasız duvarlarını
tutup sana gelmek isterdim.
henüz uyku sersemiyken yıldızlar
doğmamış başakları okşarken bir rüzgar
ak bir güvercin kanadına salıp yüreğimi
nisan yağmuru gibi yağmak isterdim
teninin karanfile çalan kokusuna
ve bir hançer gibi ansızın girip düşlerine
sesinin aksi sedası olmak isterdim
bir meltem esişinde

ne çok özledim seni bilsen

bir görebilsem yüzünü beklenmedik bir şehirde
ne yaprak düşer sonbaharda inan ne yağmur
ne acı kalır yürekte ne gözyaşı
bir değse gözlerin gözlerime
ne hüzün kalır gecemde ne matem
ne asiliği kalır denizin ne hırçınlığı

ne çok özledim seni bilsen
yitirilmiş sevdaların harman alevi
düşlerinde pusudayım
kulağım kirişte ellerim tetikte
gözlerim ufukta dalgalanacak
o kızıl saçlarında
 
Hepsi Bu
.
Değişen ben değilim
dönüşen savaş
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:

bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlanmak

şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir merhabayı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar

değişen ben değilim
döğişen savaş

artık zaman bile yetmiyor
yaşadığımızı sanmaya

yine de ışıklar bu kenti
güzelmiş gibi gösteriyor
geceleri...

geceler...
yani
Ahmet Haşim in kafiyeleri...

seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın kı
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus

bir aşka yetecek kadar
ve anımsatacak kadar
sebepsiz bir ölümü,
acılarımız
ve kafiyelerimiz var...

işte hepsi bu kadar..
 
SENI ARIYORUM


Bu sehrin bütün sokaklarina sinmis yalnizligim
Sensizligin köse basindayim
Avuçlarimda kirik dökük pismanliklar
Avuntusuz çikmazlara dogru yürüyorum
Bütün umutsuzluguma inat
Yine seni ariyorum...

Dudaklarimda bildigin o islik
Sokak lambalarina siginiyorum
Hafiften bir yagmur agliyor benimle
Bir deli rüzgar saçlarimda
Yalnizliktan üsüyorum
Bulamayacagimi bilebile
Yine seni ariyorum...

Anlatacak nelerim var bir bilsen
içimde ihtilaller kopmus
Kendime sürgüne verdim
Mutlulugum çoktan iflas etmis
itiraza hakkim yok biliyorum
Beni savunmak sana düstü
Seni ariyorum...

Yarim kalmis siirlerim gibisin
Yasanmamis çocuklugumsun anilarimda
Öylesine eksigim sensiz
Öylesine sahipsiz
iste bütün umutlara havlu attim gidiyorum
içinde geç kalmisligin çaresizligi
Çocuklar gibi agliyorum
Ve gel görki her damla gözyasimda
Yine seni ariyorum.
 
Eylül Vurgunu *

*içimde bir sonbahar
savrulan umutlarim dallarindan
yaprak yaprak dökülüyor
içimde sapsari bir sevda
kendi seçmedigi bir kadere boyun egiyor...

bu yorgun argin inen güz aksaminda
beni hüzünlendiren Eylül degil
yollarimizin ayrilmasi bir yerde
simdi gönlümde yorgun bir hazan
ihanetlere kapisini araliyor
ve kalemimin ucunda bir sevda intihar ediyor...

sözlerin beni terkettigi bu saatlerde
ates böcekleri sönerken bir bir gözlerimde
yakamozlarin denizlere yazdigi,
rüzgarin söyledigi bir masal gibi
düslerinden akip gidiyorum sessizce...

dalgalarin kiyiya vurup agladigi yerde
köpükler sahillere çizmeyecek resmimi
sesim çinlamayacak martilarin çigliginda
sarhos hazanin serseri rüzgarlari
adimi fisildamayacak bir daha kulaklarina...

içimde hüzzam bir sevdanin sessizligi
elimde solmus küçük bir resmin
kalbimde durmadan kanayan yara
ve yastigim islanirken gözlerimin yagmuruyla
bir Eylül daha kapaklanip yikiliyor
yüregimin kaldirimlarina...

simdi bagira bagira aglamak yakisir bana... *

**
 
"İhanet Makamında" vedalardan
"Hasret Makamında" sevdalardan
ve "Asi Makamında" isyanlardan süzülen duyguların
Çığlık gibi kanayan şiirleri bunlar...

Bir yerde buz yastıkların
Bir yerde taş duvarların
Bir yerde karanlık gecelerin
Bir yerde sırtımıza saplanan hançerlerin
İpek bir mendil olup
Gizlediği gözyaşlarımızın
En saf sığınağı bu mısralar

Evet herkes bir yerde mutlaka ağlar
Ama unutmayın ki;
"Erkekler hep yalnız ağlar"

Kimi zaman dönüşü olmayan bir meleğin
Kimi zaman zehirli bir çiçeğin
Kimi zaman yasak bir sevdanın
Kimi zaman ulaşılmaz bir kadının
Ardından ağlar...

Ve işte o zaman Ahmet Selçuk İlkan
O ASİ yürek bu yangınları
Sayfa sayfa kitaplara
Satır satır şarkılara
Mısra mısra şiirlere koyar...
İşte o yangınlardan alevler...
İşte o yangınlardan volkanlar...

"Erkekler Hep Yalnız Ağlar"
 
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

işte bu..
 
YÜREĞİM KANIYOR

Sakin göllerin kuğusuyduk,
Salınarak suyun yanağında.
Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin.
Sonumuzun adım-adım
Yaklaştığını görürdük...

Yarılan ekmeğin buğusuyduk;
Paylaşılan zeytin tanesinin,
Yüzümüze saldıran yağmur avanesinin.
Biz hep üşüyen burnumuzu
Avucumuzda hohlayarak yürürdük.

Hiçbir hesabımız yoktu kimseyle.
Hiçbir aykırı yanımız,
Hiçbir yalanımız...
Gözüm yaşarıyor,
Yüreğim kanıyor...
Olmasaydı sonumuz böyle!..

Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
Biri, duvarları yıktı,
Camları kırdı.
Fırtına gelip aramıza serildi.
Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi,
Bizi yaraladı...

Biri şarabımızı döktü,
Soğanımızı çaldı.
Biri, hiç yoktan vurdu,
Kafeste garip kuşumuzu!
Ciğerim yanıyor,
Yüreğim kanıyor...
Solmasaydı gülümüz böyle!.

Dağlarda çoban ateşiydik,
Sarmalayarak acı bir sevda masalını
Ve hıçkırarak
Hırçın rüzgârların kavalını...
Namlunun, bağrımıza
Sinsice sokulduğunu bilirdik...

Ceylanın pınara inişiydik,
Vedalaşan birkaç damla gözyaşının;
Tenine kan bulaşan
O masum çakıl taşının...
Oysa biz dualarımızda hep
Birbirimizden daha önce
Ölmeyi dilerdik...

Bazı sorumluluklarımız vardı,
Hayata ilişkin.
Bazı basit sorularımız,
Anlaşılır bazı sorunlarımız...
Göğsüm daralıyor,
Yüreğim kanıyor...
İncinmeseydi gençliğimiz böyle...

Birer yolcuyduk,
Aynı ormanda kaybolmuş.
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
Hep aynı kaderde buluşurduk
Sevmeye tutuklu gibi...

Birer tomurcuktuk hayatın kollarında.
Birer çiğ damlasıydık,
Bahar sabahında,
Gül yaprağında...
Dedim ya,
Hiç yoktan susturuldu şarkımız!
Yüreğim kanıyor,
Yüreğim kanıyor...
Bitmeseydi öykümüz böyle!
 
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun.Git
Gözlerin durur mu onlarda gidiyorlar.Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
bir sevişmek gelmişti bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki ihç olmamıştı

Oysa kalbim şuracıkta çarpıyordu
Şurada senin gözlerindeki bakımsız mavi,güzel laflı İstanbullular
Şurda etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların

Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydiki sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik


Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük.
 
Ne Olacak Halim
Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini,
Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi
Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala,
Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim,
Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler.
En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin?
Şimdi düşlediklerimin neresindesin...
Dedim ya.
Bu ikimizin hikayesi...
Islandımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı,
Bizi buluşturan kaldırımları,
İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum.
Ben unutmadım diye
Hatırlıyormusun sonunu değiştirmediğimiz filmleri
Hayatın gerceğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği
Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği,
Büyürken vazgectiklerimizi yada vazgeçittirdikleri seyleri,
Ne Olacak Halim...
Çabuk mu büyüdük dersin
Biliyorum..
NE Olacak Halim...
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir.
Neleri bırakmış olacağım birde,
Ne aşkları
Ne başlangıçları
Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi.
Biliyormusun...
Tek sorum var kendimle şimdi

Ahhh
Ne Olacak Şimdi Halim...
 
Kimseye Soramıyorum Seni

kimseye soramıyorum seni!
kirlenme diye hiç öpmedim ya...
belki başkasını seversin diye,
hiç söylemedim sana sevdiğimi.
bilmiyorsun,
boğazımda düğümsün!
yutkunsam gideceksin,
yutkunmasam...
ölürüm...!
 
SEN BENiM HiÇBiR SEYiMSiN

Sen benim hiçbir seyimsin
Yazdiklarimdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir seyimsin
Varligin yoklugun anlasilmaz

Galiba eski liman üzerindesin
Nasil karanligima bir yildiz olmak
Dudaklarinla cama çizdigin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kiz uykusu bulmak
Yalnizligi öldüresiye çirkin
Sabaha karsi öldüresiye korkak
Kulagi çabucak telefon zillerinde

Sen benim hiçbir seyimsin
Hiçbir sevismek yasamisligim
Henüz bos bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çigliklarin silemedigi
Zaten yok bir tren penceresinde

Sen benim hiçbir seyimsin
Yabanci bir sarki gibi yarim
Yagmurlu bir agaç gibi islak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasinda çagirdigim
Çocukluk sesinle aglayarak
Sen benim hiçbir seyimsin
 
UNUTAMIYORUM

Unut demek kolay gel bana sor bir de
Unutamiyorum iste unutamiyorum
Bir sey var suramda beni kahreden
Suramda tam yuregimin ustunde
Cakili duran bir sey var
Elimde degil sokup atamiyorum
Dalip dalip gidiyor gozlerim derinlere
Kimi gorsem biraz sana benziyor
Seni hatirlatiyor su bulut su gokyuzu
Su kayalari doven deniz
Su huzunlu melodi su napoliten sarki
Bir zamanlar beraber dinledigimiz
Boyuna seni dusunuyorum durmadan usanmadan
Simdi diyorum o ne yapiyor acaba
O guzelim gozleri kime bakiyor
O canim elleri nerde
Oysa gunler o gunler degil
Aksamlar o aksamlar degil
Ve kalan simdi sadece ozlemin gecelerde
Durup durup seni buyutuyorum icimde
Seninle acilar buyutuyorum
Yeni yeni kederler buyutuyorum dayanilmaz
Kirli sular yuruyor iliklerime
Bir zehir karisiyor kanima anliyor musun
Bir daha gorsem seni diyorum bir daha gorsem
Bir gun olsun bir dakika olsun
Unut demek kolay, gel bana sor bir de
Hatirladikca gozyaslarimi tutamiyorum
Dilimin ucunda sen
Basimin icinde sen
Kader misin, ecel misin nesin sen
Unutamiyorum iste unutamiyorum
 
Seni Seviyorum Demek Isterdim


seni seviyorum demek isterdim
ölesiye bir duyguyla,
taparcasina dil dökmek
ve saçlarim agarmadan söylemek isterdim

seni sarmak isterdim sonsuzlukla
delicesine sevmek
bir sarhos gibi adini sayiklamak
ve bagirarak kollarinda ölmek isterdim
gülüm ...
 
Sen hiç sabahın altısında sevdin mi?..
Bir kaç saat önce soytarılık yaparken; eğlenceden, neşeden edindiğin masaaai, aylar sonra göz yaşlarınla düşürdün mü?..
Utandın mı kendinden?
Meteoroloji illa ki kar beklerken doğan günde, hiç durmaksızın yağan yağmurdan çekindin mi?..
Ve merak ettin mi, nereye gidiyor bunca göz yaşı, bunca yağmur?..
Yaşanılan ne varsa sıraya giriyordu sanki...
Söküp atsam...
Her neredeyse deşip çıkarsam...
Yoook... Yoook kalsın orda!..
Unutmadan bu telaşı...
Yağan yağmuru...
Birikmiş anıları...
Eve koşmalı...
Sen hiç sabahın altısında kaleme kağıda sarılıp yazdın mı?..
Uykunun en sıcak yerindeyken bir çoğu, belgeledin mi yalnızlığını...
Yürümek geçti mi aklından İstiklal Caddesi boyunca?..
Yağmur olmak istedin mi?..
Kimse duymayacak nasıl olsa...
Bağıra bağıra ağlamak düştü mü usuna?..
Sen hiç sevdandan tiksindin mi?..
Hayasızca umutlandğın için...
Bittiğini kabullenemediğin için...
Ve lanet ettin mi böylesine bir bahta?..
Sen hiç şükretmenin aaafini ıska geçtin mi?..
Uykuların zehir zıkkım oldu mu?..
Sen hiç.............
Hiç!
 
Ihtiyar Âsik


Yillardan beridir agaran teller,
Bu aksam parildar sakaklarinda.
"Bu gece ömrümün en son demi, der,
Büsbütün agarsin varsin yarin da..."

Çirpinir gögsünün içinde kalbi,
Bir yasli agaca sinen kus gibi.
Nedir bu esrarli halin sebebi?
Neden parliyor gözler?...Bir oda:

Yaslanmis, altindan ipek bir sedir,
Bir kiz ki ay ondan beyaz degildir.
Öptükçe agaran bir gül denilir.
Ihtiyar bülbülün dudaklarinda..
 
Agiz Tadi


Ne kadar geçti aradan ?
Bilemiyorum.
Özlemin çig gibi büyüyor
Dayanma gücünü bulamiyorum.

Yalnizca avunuyorum.
Ellerini tutamasamda
Bakislarin hep gözlerimde duruyor
Agiz tadim bozuk dedimsede
Inanma
Dudaklarinin tadini unutamiyorum.

Gögüslerini avuçlamak
bazi bir bir emmek istiyorum
Buz kesildigim oluyor bazen
sana sarilip uyuyorum.

Tüm bunlar yetmiyor ama
Seni ara sira gözlüyorum da
Nasil bir duygu anlamiyorum
Kahroluyorum.

Sana müthis kizdigimda oluyor bazen
Iliklerim sizliyor seni animsadigimda
diri, dip diri oluyorum
Allah belani ver(me)sin
Seni özlüyorum seni istiyorum.
 
Ara


Yorgun bir hasretle dönersen bir gün
Beni burda degil kalbinde ara! ..
Ne kadar yikilmis olsan da o gün
Beni bende degil kendinde ara! ..

Saçinda beyazlar taradigin gün
Maziyi yeniden aradigin gün
Hiçkira hiçkira agladigin gün
Beni gözyasinda gözünde ara
 
Sevgi ekersen yüreklere,
Sevgi biçersin derdim.
Yıllardır sevgi ekmeyi,
Görev edinmiştim.
Ne yazık ki gerçeği,
Kırk yaşımda öğrendim.

Sevgi emek ister,
Sevgi yürek ister,derken ben,
Yüreğin de,emeğin de boşa olduğunu bilememişim.

Yalanmış tüm sevda sözcükleri,
Yalanmış aşk gülücükleri,
Öyle bir an gelir ki,
Bir kalemde silinir,
Atılır çöpe hepsi.

Ne verdiğin emekler,
Ne de kurulan hayaller geleceğe,
Kırkından sonra kendine,
Acısı kalır,geriye kalan yaşamında çekmeye..

Kaldıramıyorum,taşıyamıyorum yaşamın yükünü.
Ayrılık acısıdır,
Yakar yüreğimi,büker boynumu,
İpler senin elinde,kurarsın tekrar yaş*****.

Ne söylesen boş,
Biliyorum artık dibe vurmaya mahkum olduğumu,
Kahretsin unutamıyorum hala sevda sözcüklerini,
Yolun açık olsun,kimse üzmesin seni..
 
Bekle Geliyorum


Daha dün diyorsan geçen yillara
Gözlerinde anilar hala yesilse
Ve hala islaksa kirpiklerin
Bekle geliyorum...

Birakip bütün mutluluklari
Birakip bütün güzellikleri bir yana
Bekledinse yollarimi
Bekle geliyorum...

Isyan edip agladigin mevsimlerde
Askimla silebildinse gözyaslarini
Sevemedinse benden baskasini
Bekle geliyorum...

O bensiz gülüsler avutamadiysa seni
Dindiremediyse hasretini yillar
Ve bir türlü unutamadinsa beni
Bekle geliyorum...
 
Geri
Üst