Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın
Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün
İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum
“Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın” demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda
“Ya öldür beni”dedim
Ya da git benden
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yârini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Gülüşlerim vardı benim senden önce. Maviye boyalı umutlarım beyazlarla süslenmiş rüyalarım pembe hayallerim vardı. Her mevsim açan papatyalarım burcu burcu kokan güllerim vardı. Kimseden gizlemediğim gamzelerim ve kimseden kaçırmak için çaba sarf etmediğim gözlerim.Yüreğim vardı hiç kırılmamış incinmemiş ve hiç acımamış. Her mevsim güneş doğan bir pencerem vardı. Penceremden sızan davetsiz misafirlerim rüzgarlarım vardı. Şarkılar söylerdi bana dertten kederden uzak nameleriyle.
Gülüşlerim vardı benim senden önce. Gecelerimi aydınlatan yıldızlarım vardı. Işıl ışıl doğan bir güneşim. Yağmurlarım vardı benim hüzünleri bile kıskandıran. Kar yağardı bembeyaz kardelenlerim açardı. Fırtınalardan arınmış durgun denizlerim vardı martılarım uçardı hiçbirinin kanatları yaralı değildi ki senden önce…
Gülüşlerim vardı benim senden önce. Hiçbir masalım kötü bitmemişti. Kurt hiç beklememişti kırmızı başlıklı kızın yolunu pamuk prenses yememişti büyülü elmayı… Ağlayan olmamıştı çektiğim filmlerde ya da yazdığım şiirlerim hiç üzmemişti insanları.
Gülüşlerim vardı benim senin için terk etmeden önce. Her şeyden vazgeçecek kadar sevilmiştin bilmesende…
Senin için gülüşlerimden vazgeçen ben bugünde senden vazgeçiyorum sevgili ve uğruna kaybettiğim bütün gülüşlerimi geri istiyorum senden…
YAŞAM NEDİR ?
Gökyüzünde dünyayı yaşarken sonsuz özgürlüğümle birlikte
yaşamı arıyordum ne olduğunu bilemeden... Bir su damlasıydım güneşin ışıklarında renklerle oynayan karanlıklarda
yıldızlarla konuşan... Mutluydum rüzgarla birlikte
maviliğe savrulurken mutluydum kuşlarla kanat çırparken
mutluydum gökkuşağı olup renkleri saçarken...
Takılmışken bir bulutun peşine görürdüm yaşayanları
yeryüzünde... Hepsi zamanla koşar gibi hep bir şeylerin
peşinde... Bazen bir kuşun kanadına karışır
uçardım onunla rüzgâra karşı çığlıklarla birlikte.
aşamı sorardım kuşlara nedir diye? Özgürlük derlerdi bana... Göklerde özgürce kanat çırpabilmek rüzgâra baş kaldırmak. Ama
yağmur yağdığında özgürlükleri elinden alınır ağırlaşan kanatları
daha fazla çırpınamazdı damlalar karşısında... Sığınırken bir kaya
kovuğuna özgürlüklerini teslim ederlerdi yağmura sessizce...
Karıştım bir gün yağmur damlalarının arasına gücü hissedebilmek için...Toprağa karışmak istedim çoğalmak istedim azgın bir nehir olup akmak istedim deniz olmak istedim yaşamı bulmak istedim yaşam olmak istedim... Terk ettim gökyüzünü güneşe veda edemeden... Altımda gittikçe büyüyen yeryüzü beni kendine doğru hızla çekerken daha da büyüdüm çoğaldım. Koşmaya başladım bir an önce toprağa kavuşabilmek için. Yaşamı hissedebilmek için... Yaşam olabilmek için...
Toprağa ilk dokunuş ilk sarılış... Sıcaktı toprak gökyüzünün
olamadığı kadar... Beni sarmaladı şefkatle beni içine aldı sevgiyle...
Sevdim onu... Seviyorum dedim yaşamayı seninle birlikte...Toprağın
derinliklerinde karanlık sıcaklıklarda güveni hissettim... Zaman
geçtikçe büyüdüm çoğaldım... Yerimde duramaz hale geldim...
Aktım gittikçe büyüyerek... Beni sarmalayan toprağa dokunarak
aktım... Nereye gittiğimi bilemeden... Sadece yaşamı ögrenebilmek
için aktım... Benimle çiçekler açtı ağaçlarda topraktan otlar fışkırdı
delicesine... Ben onlara yaşamı sunarken cevap veremediler bana
yaşam nedir diye sorduğumda... Büyümek istedim... Daha hızlı
akmak denize kavuşmak istedim... Aktım gökyüzünün görünmediği
ıssız ormanların arasından yıllardır kımıldamaktan korkan taşları
peşimde sürükleyerek başkaldırırcasına ... Başakların rüzgârla dans
ettiği ovalara geldiğimde duruldum... Onları seyredebilmek için
yavaşladım... Sordum uçuşan kelebeklere yaşamı... Rüzgarla dans
mı diye?.. Cevap vermediler bana... Denizi aradım uzaklarda
görebilmek için köpürdüm taştım ona bir önce dokunabilmek için.
Sonra bir sabah daha güneş ışıklarını serpmeye başlamamışken
dünyaya uzaklarda maviliği gördüm... Gördüm orada canlılığı
başkaldırmışlığı hasreti... Kavuşmak istedim bir an önce sarılmak
istedim... Koynuna girmek istedim bir sevgili gibi... Sevişmek
istedim onunla... Yaşamı istedim ondan... Dokunduğumda denize
balıklar kaçtı benden suyum karıştı denize... Bir oldum onunla...
Ufacık bir damlaydım bulut oldum toprak oldum deniz oldum
okyanus oldum. Kapladım dünyayı canlılığımla. Dalgalarla oynarken derinliklere karıştım... Derinliğin sessizliğinde güzellikleri
buldum... Yaşam gizlenmiş güzellikler midir diye sordum denize?
Cevap alamadım... İnsan olmak istedim... Yaşamın ne olduğunu
öğrenirim diye...Döl oldum genç bir erkeğin ateşli vücudunda...
Yıldızlı bir gecede can oldum bir dişiyle... Büyümeye başladım
içinde olduğum insana fark ettirmeden... Büyüdüm büyüdüm...
Aynı toprak gibi sıcak ve karanlık bu yer bana güven verdi huzur
verdi... Zaman geçtikçe yerime sığamaz hale geldim... Güneşe
sarılmak istedim... Yıldızları görmek denizle konuşmak istedim...
Yaşamı insanlara sormak istedim... Işıkla tekrar kavuştuğumda
özgürlüğümü hissettim yeniden... Küçük bir su damlasıyken
gezdiğim gökyüzünü yeniden görebilmek mutluluk verdi...
Büyüdüm zamanla... Diğer insanlarla birlikte zamanla birlikte...
Sordum insanlara yaşam nedir diye?.. Cevap veremediler...
Bir gün aşık oldum birisine neden diye sormadan kendime...
Bir kuş gibi özgürce bir nehir gibi delicesine akarak
bir deniz gibi sınırsızca sevdim birisini...
O zaman anladım ki; YAŞAM SEVGİDİR...
SADECE SEVGİ.
YAŞAM NEDİR ?
Gökyüzünde dünyayı yaşarken sonsuz özgürlüğümle birlikte
yaşamı arıyordum ne olduğunu bilemeden... Bir su damlasıydım güneşin ışıklarında renklerle oynayan karanlıklarda
yıldızlarla konuşan... Mutluydum rüzgarla birlikte
maviliğe savrulurken mutluydum kuşlarla kanat çırparken
mutluydum gökkuşağı olup renkleri saçarken...
Ufacık bir damlaydım bulut oldum toprak oldum deniz oldum
okyanus oldum. Kapladım dünyayı canlılığımla. Dalgalarla oynarken derinliklere karıştım... Derinliğin sessizliğinde güzellikleri
buldum... Yaşam gizlenmiş güzellikler midir diye sordum denize?
Cevap alamadım... İnsan olmak istedim... Yaşamın ne olduğunu
öğrenirim diye...Döl oldum genç bir erkeğin ateşli vücudunda...
Yıldızlı bir gecede can oldum bir dişiyle... Büyümeye başladım
içinde olduğum insana fark ettirmeden... Büyüdüm büyüdüm...
Aynı toprak gibi sıcak ve karanlık bu yer bana güven verdi huzur
verdi... Zaman geçtikçe yerime sığamaz hale geldim... Güneşe
sarılmak istedim... Yıldızları görmek denizle konuşmak istedim...
Yaşamı insanlara sormak istedim... Işıkla tekrar kavuştuğumda
özgürlüğümü hissettim yeniden... Küçük bir su damlasıyken
gezdiğim gökyüzünü yeniden görebilmek mutluluk verdi...
Kalp Tutsağı
Elimi uzatıp dokunacağım kadar yakınsın bana sesimi duyamayacak kadar uzak.. Ne seni görmeden geçiyor zaman ne de zaman seni görmeye yetiyor.. Bir zaman geliyor görüyorum bakıyorum.. Tam geleceğim an yanına yok oluyorsun.. Ya ben görmüyorum seni ya sen bana gözükmüyorsun. Bir zaman geliyor yanımdasın. Uzatsam elimi dokunabileceğim kadar yakın. Bakıyorum gözlerine. Anlatmak istiyorum sevgimi bakıyorsun bakıyorsun ve gelip geçiyorsun. Ya anlamıyorsun sana olan sevgimi ya da sevgiden kaçıyorsun. Ama sevgiden kaçılmaz ki. Aşk yakaladığı zaman bütün bedenini sarar. Hapseder seni adeta. Hiçbir şey güzel gelmez! Ondan başka hiçbir şey mutlu etmez seni. Bir tek kelime duysan ondan sana ait bulutun üstünde hissedersin kendini. Kilitler seni kalp tutsağında imkansız artık kaçamazsın. Sevdiğinden kaçabilirsin ama onu sevmeden edemezsin. Bir kere kalp tutsak etmiş seni çıkmak için çaba harcama çıkamazsın. Eğer bir gün gelip çıkmak istersen kalp tutsağından o zaman ruhun da bedenden çıkar unutma! Çünkü sevgi o kadar büyüktür ki unutamazsın.. Unutmak için harcanan çabalar boşadır. Seviyorsan inkar etmeyeceksin. Üstüne üstüne gideceksin ki sevginin sen ondan kaçacağına o senden kaçsın bu kadar büyük bir aşk görmediği için korktuğu için kaçsın. Bu kadar büyük bir aşkı ilk sen yaşadığın için mutlu olacaksın. Sevdiğinle olduğun için mutlu olacaksın. Seni sen yapan değerleri bulduğun için mutlu olacaksın
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış
Kendi yolumu çizdiğimde anladım.
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat okuyarak dinleyerek değil
Bildiklerini bana neden anlatmadığını anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.
Sevmek ile sevilmenin yolu önce kendini sevmekten geçermiş
Neden kendine aşık olduğunu anladım.
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden
Neden hiç ağlamadığını anladım.
Ağlayanı güldürebilmek ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.
Ve sevilenle ağlayamıyor kaçıyorsan ondan çaresizliktenmiş
Senin acın için odamda tek başıma hıçkırıklarla ağladığımda anladım.
Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek çok sevdiği acıtabilirmiş
Çok acıttığında anladım.
Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her bir damla gözyaşına
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğin de anladım.
Ìyi niyet tokmakmış sevilenin başına bazen
Başımda şişlikler oluşunca anladım.
Yalan söylememek değil gerçeği gizlememekmiş marifet
Yüreğini elime koyduğunda anladım.
Tek başına ayakta durabilecek kadar güçlüysen yanında tutanlar varmış
Neden hiç yalnız kalmadığını anladım.
Ve Sana ihtiyacım var gel diyebilmekmiş güçlü olmak
Sana git dediğimde anladım.
Biri sana git dediğinde kalmak istiyorum diyebilmekmiş sevmek
Git dediklerinde gittiğimde anladım.
Dostun seni bir kez terk edermiş bin kez değil
Aslında hep yanımda olduğunu anladım.
Ve bir kez terk etti mi seni affetmek çok zormuş
Ben de affedemediğin şeyin ne olduğunu anladım.
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
Özür dilemek değil affet beni diye haykırmak istemekmiş pişman olmak
Gerçekten pişman olduğumda anladım.
Affedemem çok geç demek k.. bir gururdan başka bir şey değilmiş
hala sevgi varsa içinde eğer
Tutsak kalbimin kapılarını kırıp içine baktığımda anladım.
Ve gurur kaybedenlerinacizlerin maskesiymiş
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
Ölürcesine isteyen beklemez sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.
Sevgi emekmiş
Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.
Daha bir çok şey anladım. Ama en önemlisi
Daha yolun çooook başında olduğumu anladım.
Seni sevmek ne güzel...ıslak gözyaşlarım var ve artık korkularım var ürkek ceylanların misali..korkuyorum seni kaybetmekten..farklı şehirlerde nefes alan ama aynı sevgiye kosan iki yürek aynı bedende..
Bu zor zamanımda yanımda oldun..belki de gözbebeklerimden süzülen gözyaşlarını senin için akıttım..mutluluktan güzelim gözyaşlarım..seni seveceğim gözyaşlarımın ıslaklığında..ne edersin ne yaparsın aklımda olacaksın..gece kabuslarda uyandığım zaman seni arayacağım..uykularım tutmadığı zaman senin kollarını sarılacağım..Hayalinde yasamayı dokunmadan sevmeyi bilmeden nefes almayı ve mutluluklarda ağlamayı ve vuslatın hüzünlerinde beklemeyi öğrendim..her zaman seni bekleyeceğim..kalbimde sevgilerin ve avuçlarımda sana hasretinde biriktirdiğim ıslak gözyaşlarım...Artık seni severken dilim susuyor.Konuşan sadece kalbim..Kalbime bazen de gözyaşlarım eşlik ediyor.Sana olan sevdamı gözyaşlarımı süslüyorum:hasretine ise yarınlarda ansızın çıkıp gelecekmişsin gibi beklediğim umutlarımı ekliyorum...Sana gözyaşlarımı hediye ediyorum..Sana hüzünlerimdeki en güzel mutluluklarımı hediye ediyorum..Aç avuçlarını sevdamın ıslak taneleri düşsün.Kitli gönül kapılarını arala yaralı kalbime..Sana ve senin yüreğine sığınıyorum karanlığı emziren gecelerde..Güneşimi kaybettim senin gülüşlerinde ısınabilir miyim? Karnım aç senin mutluluklarınla kalbimi doyursam kızar mısın? Dudaklarımda ismin kalbimde sevgin gözlerimde ise hasretine dökülen sevgi daneleri..Yarın belki de uyanamayacağım yatağımdan..Sana yazdığım son yazıdır belki deelki bugün Azrail bana ölüm davetiyesine sunacak..Ve sakın unutma ismimi cismimi unut ama ne olur gözyaşlarımda büyüttüğüm sevdamı unutma..Gidersem de kalbimi sana emanet ediyorum..Yarın belki de daha güzel olacak..Gözyaşlarımla ıslanan sevgim senin gülüşlerinle ısınacak.Güldüğünde ben senin tatlı tebessümlerindeki en güzel gülüş olacağım..Ağladığında ise toprağa hasret gözyaşın olacağım..Bil ki sabah o saclarını delicesine esen bir rüzgar olursa ; sakın korkma O benim ...Bu gece sana bir sevda kuşu yolluyorum..Seni sevdiğimi kulaklarına fısıldayacaklar...Gözyaşlarımı ise evindeki en güzel çiçeğin bulunduğu saksıya armağan edecekler..Seni seviyorum canım ...Nedensiz sevmelerimdeki en büyük sevdam..kalbim iki kişilik artık...Nefesim ise senin için..
n güzel gülüşünle karşıla beni
İşte geldim yanına yorgun ve yitik
Yılmışım yıkılmışım kahrolmuşum
İçimde tarifsiz bir gariplik
Anlamaya çalış bir şey sormadan
Yaklaş yanıma gözlerime bak
Dağıt saçlarını çocuklar gibi
Sonra başını omuzlarıma bırak
Dertliyim kahırlıyım efkarlıyım
Ağır çaresiz hüzünlerle geldim sana
Birlikte ömür boyu yaşayacağımız
Perişan gecelerle günlerle geldim sana
Paramparça hayallerim umutlarım
Ne kalmışsa içimde kırık dökük
Al yeniden yarat beni ayıkla arıt
Baksana bütün ışıklarım sönük
Ağır ağır karanlığım koyu zifir
Göklerin üstüme abandığı gecelerdeyim
Dinle sana bir şarkı söyleyeceğim özlem dolu
Dinle bütün çalgıların sustuğu yerdeyim
Oysa ki sen aradığım bulduğumsun benim
Oysa ki bu en güzeli kavuşmaların
Bakma şimdi böyle kahırlı olduğuma
En mutlu şiirleri söyleyeceğim sana yarın
Yeter ki mahşere dek beni özle beni sev
Zamanların en ölümsüzünde yaşat beni
İşte geldim yanına alev alev dopdolu
Al dilediğin gibi yeniden yarat beni