Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sustukça her dem taze kalmalı bu sarı sonbahar. Eylül de bitiyormuş meğer yerini bulamayınca yürekte. Kapıları çalıp kaçan bir çocuk gibi saklandım bıraktığın karanlıklara. Sobele beni aşka hadi bıraktığın gibiyim. Başka gölge düşürmedim dokunmadığın sevdama. Gel hadi bul beni gözlerimin içine gir kaybol hatta… Yüreğinle sarsarmala…
Eylüle saklandı umutlarım yüreğinin aralığında sobele beni sevdim seni yar. Gece saçlarıma dokun hadi çoğalt sevinçleri. Gözlerimin mehtabında lal dudaklarımı kucakla azalt hüzünleri. Cümle alem bilmeli; sevdam istila ederken gönlünü günah defterinden silinmeli her bir satır. Bu sevdanın sevinci en büyük sevaptır yar. Sen de bil…
Uzaktaki yakınım
Yangınım
Tutuştuğum bir başınalığım..
yeni yetme umutlar firar ederse
dili çözülür elbet haykırışların
oysa karanlığın en bela saatinde
rüzgarla müptela gibi sevişirken
bana sarıl diyebilmektir aşk
beni incitme’lerin de ötesinde
korkulara demir atmış çelimsiz bir yüreği
hesapsızca sunabiliyorsan
ve ellerinde küçülen hasreti
sulayabiliyorsan yine ellerinle
nedendir bu ürkekliğin çocuğum../..çocukluğum
her defasında ispatlanan bir asalettir aslında ağlamak
gözyaşlarının üstüne giydirilen
rengarenk bir tebessüm olabiliyorsa palyaço
utanmıyorum çıplaklığından kahkahaların
ve ısrar edilmesin bir daha tütün koktuğundan parmaklarımın
parmaklarım şiir kokuyor
dönüp dolaşıp yine de hüzne bulaşıyorsam
bu bir alışkanlık değil gözlerimde beslediğim
nereye kadar duyulabilir uzaklaşan ayak sesleri..?
küçük bir yürek dayanabilir mi
duyarsızlığın bıçak saplanmış sarhoşluğuna..?
hangi el toparlayabilir
dağılan hasretleri bir sevişmenin içinde..?
ki farkında olmadan
"nerdeydin"? diyebilmektir aşk beklenene..
...korkuyorum
ve tüm kalabalıklığına rağmen
yalnızım saatlerin içinde
sevgi bir eylemdir derken aslında
bana cesur olmayı öğretiyordun anne
cesur olmak yetmiyor
yetemiyor yüreğimdeki cesaret sevgileri kazanmaya
bugün elimde üç asım var
ve yetmiyor oyunu kazanmaya
bir kardelen olduğumu fark ettiğimde kaybetmiştim belki
hala çocuk olduğumu
büyümemek için direndiğimi anlayabilir misin..?
yeniden doğurabilir misin beni aynı istekle..?
söylediğim şarkı sözlerilarda hissediyorum yabancılığımı
bilinmeyen bir denklem olmamak için verdiğim bu savaş
üşüyorum
kanım yetmiyor bedenimi ısıtmaya
kurutulmaya bırakılmış bir çiçek gibi
unutulduğumu düşünüyorum bir defter sayfasında
ismim ağıza alınmıyordur belki
çınlamıyor kulaklarım ne zamandır..
oysa
oysa yürekten hissederken
telefona ulaşabilmesidir aşk parmakların
beni anla’ların da ötesinde
dalabiliyorsan gözlerin çenesi düşük derinliğine
ve diyebiliyorsan sevişmelerin en duyarlı çıkışlarında
beni bırakma diye
nedendir bu endişe
bu sitem
bu bekleyiş çocuğum../..çocukluğum..?
ki aslında
kimliğini kaybetmeden sevebilmektir aşk
kendini eksiltmeden
kendine yabancılaşmadan
kendini unutmadan...
"Seni seviyorum" ağır cümledir.
Herkese söylenmez.
Bazen yıllarca aranır
Bazen yıllarca beklenir o bir çift söz için.
Dili yakar
Dudağı yakar
Bedeni kavurur lime lime eder.
Velhasıl yürekli işidir.
Bir ömür pahasına
Bir defa söylenir
Keşke bana günde bin defa söylemeseydin
Ve sonra
Her bedene uygun bir hırka gibi
Önüne gelene
Giydirmeseydin…
öyle bi ölesim varki apansız
gözlerinden atlayıp boğaza nazır bi denize
karanlık sulara gömülüp
galata da bi balıkçı oltasına takılasım varki bu gece sormaa
gidip görmediğim onca yer varken
bir gözlerinin ferinde
ışıl ışıl
sönmeden
öyle bir ölesim varki...
şimdi beni ayıplar cümle alem
seve seve bunu mu sevdin diye
varsın ayıplasınlar...
o gide gide benden gitmiş
ben gözlerinden denize düşmüşüm
bi meyhane de rakı yanı meze misali..
varsın alayı ayıplasınlar...
öyle bir ölesim varki bu gece
şakağıma dayayıp dudaklarını
beni seviyor musun diye sorup
cevabınla
öyle bir ölesim varki...
failimeçhul cinayet sansınlar ölümümü
bırak...
elbet bir gün dudaklarında parmak izimi
ve otopsimde sözlerini bulurlar...
bırak
o zaman anlasınlar nasıl deli öldüğümü....
Uzun zaman oldu biliyor musun?
Bu kağıtla bu kalem buluşmayalı..
Belki de çok şey daha var içimde buluşmak istediğinle buluşamayan
Çok şey!!
Yine bir durgunluk havası var bende..
Yine duygusallık..
Ve yine bir şeyler çırpınıyor yüreğimde
Yüreğimin de içinde..
Bir kuş saklı sanki göğsümde
Ha uçtu..Ha uçacak..!
Ellerim göğsüme bastırıp..
Avuçlarımın içine alıp onu..
“Uçma..!Gitme uzaklara..!Yanımda kal!” dercesine..
Yalvaran gözlerle bakıyorum gözlerine
..
Şimdi sen ve ben..
Her şey o kadar erken ki..!
O kadar bebek ki hislerimiz..
Bir daha kaybetmek var en kötüsü
Bir daha ve son defa kaybetmek..
Ve büyütmeden öldürmek var o bebeği..
Belki de zamanım yoko zamanı olmayanı beklemeye
Ya gelmezse o beklenen o zaman..!
Ya da gelmeden zaman biterse..!
Apaydınlıkken şimdi her yanım
En aydınlıkta büyütmek istiyorum o bebeği
O zamanı olmayanı bekleyip de boşa geçsin istemiyorum bu aydınlık zamanım
Karanlığı bulmak da var
Ve bir daha aydınlığa dönecek gücü bulamamak da..
Hadi gel!!
Neyse elimizdeki şu an içimizi aydınlatan..
Bittiği yere kadar yaşayalım
Göreceksin!Yaşadıkça bitmeyecek..
Yaşadıkça daha da aydınlanacak içimiz
Mutluluğun En Güzelini Yaşayacak Kadar Özgürsen;
Sevginin En Ağırını Taşıyacak Kadar Güçlüysen;
Hadi Gel!!Bekleme
Ne demeliyim sana...
Nasıl sığdırmalıyım içime
Nasıl yaşamalıyım daha
Söyle nasıl sevmeliyim...
Bilemiyorum !
Durmadan sana geliyor ayaklarım
Engel olamıyorum...
Kapandığında bile seni izliyor
Gözlerim...
Ve senin kalbinle atıyor kalbim
Care bulamıyorum
Sokaklar benim
Bu sevda benim
Kendime yasak koyamıyorum...
Haykırmak istiyorum
Delice çılgınca
Seni seviyorum……
Seni seviyorum……Sensiz nefessiz aç susuz komadayım
Varsın yokluğun bana zehir yaşatsın
Varsın içimdeki çocuk öksüz kalsın
Sensiz aldığım her nefes için
Varsın melekler bin günah yazsın...
Varsın ölüm bile Aşk'ımızı kıskansın...
Ve Aşk'ınla dolacaksa eğer
Varsın içimdeki ate$ Bedenimi Cayır Cayır yaksın...!
Yüregimdeki bu çocuk aglıyor
Batmış eline
Mutsuzluk dikenleri...
Umut çiçekleri
Gönlünü okşuyor...
Kendisini
Bekleyen geleceği
Umut çiçeklerinde
Biliyor...
Ayrılıyoruz
İşte yine geldi ayrılık vakti
Buluşuruz diyerek birbirimize
Yine bırakıyoruz bizi kendi kendimize
Belki ağır ağır belki hızlı
Arkamıza bakmadan
Yaşadıklarımızı düşüne düşüne
Acaba bir daha ne zaman nerede
Buluşuruz fikriyle
Ayrılık karanlığına yürüyoruz
Bir sisli bahar akşamında.
Her sabah hüzünle karışı bir umut var içimde.
Sensizliğin hüznünü yeni bir günün seni getirmesi umuduyla bastırıyorum.
Her doğan gün yeni bir umut yeni bir arayış benim için.
Belki sana kavuşacağım ana bir gün daha yaklaşıyorum bugün değilse yarın...
Kim bilir belki de yanlızca kendimi avutuyorum.
Gittiğinden beri hep yanlızlık şiirlerine takılır gözüm.
Bir başıma değilim sensizlikten yanlızım.
Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insana bir ben bilirim.
Gitmelerin gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri en koyu özlemleri...
Senin gidişin de ateş gibi çöktü yüreğime.
Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşi küllendirmeye.
Hiçbir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeye.
Ben her sabah beni sana ***ürecek yollarda yürüdüm
Senin duyacağın sarkıları söyledim yanlızca.
Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle Beraber ben de battım bir kez daha...
Geceleri hep uyudum uyudum;
Gün boyu hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için.
Her şeye iyi gelen yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar acıtmamıştı yüreğimi.
Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu.
Benim günün de gecem de karanlık şimdi.
Ne ay uğruyor gecelerime ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor.
Elimde kaldı umutlarım...
Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık içimde öyle bir yara açtın ki bir gün Olurda geri dönersen kendi yaptığın boşluğa sende yetmeyeceksin.
Orası hep bomboş paramparça kalacak.
Büsbütün cam kırıklarıyla kaplı kalbim.
Ne zaman seni düşünsem seni hatırlatacak en ufak bir görsem o kıraklarla dolu Yerim batmaya başlıyor yüreğime.
Artık sabahları yanlızca hüzünle uyanıyorum.
Hiçbir şey beklemiyorum günden seni bile...
Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla kırıklarla boş umutlarımla Sensizken alışırım alışmaya çalışırım yokluğuna...
Seneler önce rastladım sana
Hayatımda senle ilk defa
Aşık oldum uçarcasına
Bana söz verdin o akşamın sonunda
Sana inandım bir dua gibi
Sana bağlandım bir çocuk gibi
Nasıl aldandım yalan sözlerine
Sen beni benle tek bıraktın
Bana geri ver
Islanmamış gülen gözlerimi
Bana geri ver
Kararmamış gülen gözlerimi
Bana geri ver
Tükenmemiş büyük sevgimi
Bana geri ver
Herşeyi geri ver
Uçurumlarda bir dal gibiyim
Sokaklarda yalnız biriyim
Nasıl aldandım yalan sözlerine
Sen beni benle tek bıraktın
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para tarifeler beklentiler
randevular taksitler iş anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili.
Zaman ileri doğru değil içeri
yüreklere derinlere doğru işlemeye başlar bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur.
Yükü çok ağırdır kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın hem de ortasında.
Hindistan@da Ganj Nehri@nin kıyısında yakılan
yoksul adamın hissettikleri de onunladır
yitirdikleri de...
Newyork@ta bir sokakta
o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da.
Her şey onunladır ona emanettir sanki
ama o çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili
kanımıza karışan ilkel acı
o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır inan...
Kim demişti hatırlamıyorum
aşk varlığın değil yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde
o yoğun aşık olduğum yıllarda
gözüme uyku girmez
dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri
o karanlık o hüzünlü sokakları dolaşır
insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp içimde derin bir sızıyla uyanan
o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler eksik babalar parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır daha da eskilere gider
hep o ilkel acıya o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini kimselere kendini anlatamaz
evlere kapanır...
Bazen denizler kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz
oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili
ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp
soluğu evlerde alacağız
ya da denizler kıyılar çekecek bizi.
Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak
başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak
yenilgimizi umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak...
Para tarifeler beklentiler randevular
taksitler iş anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili.
Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan.
Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü
sırlarını cesaretini bilgeliğini ve o ilkel
o yaban ağrısını geri alacak.
Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek
sonra geçecek...
Hadi oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili...
Gözlerim gözlerindeyken adının aşk olduğunu anladım.
Hergün seni görmek isteyişlerimin
Bana verdiği o çocukça sevinci hiç unutmadım.
Kalbimde mevsim sonbahardı
Ne zamanki seni buldum o zamandan beri ilkbaharım.
Nasılda sevinirdim ellerini tutunca
Adını bilmediğimçözemediğim duygulara kapılırdım.
Sihirli bakışlarınla bana baktığında
İçime dağılan aşkın o ılık rüzgarını anlatırdım.
Sana perim derdim seni çıkarsızca severdim.
Masum yüzüne doyamazdımseni seyretmeye bile kıyamazdım.
Dokunsam saçlarına küçük bir kız çocuğu gibi naz yapardın
Sonra bana sımsıkı sarılırdın...
Şimdi bir yerlerden şarkı sözlerimızı duysam
Hala çocuklar gibi ağlıyorum.
Artık başka şehirlerdebaşka alemlerde olsanda
Kalplerimiz bir biliyorum...
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkı sözlerilar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum