Gidenlerin ardından kalanlar

varlığında
\'koş\' diyorum içimdeki çocuğa
durma!..
topla çiçekleriçayırlarım yok ama
yeter dağımda yaban güller...
sende kalsın istersen
tak saçlarına...

tokluğunda
\'gül\' diyorum içimdeki çocuğa
kendini tutma!..
söyle türkülerinisesim yok ama
al oyalı yazmamı!..
sende kalsın istersen
dola boynuna...

açlığında
\'ye\' diyorum içimdeki çocuğa
acıkma!...
aç avuçlarınıekmeğim yok ama
doldur içine sevdamı!..
sende kalsın istersen
ekmek yap katığına...

yokluğunda
\'sus\' diyorum içimdeki çocuğa
ağlama!...
sil gözlerini mendilim yok ama
tut elimin tersini!..
sende kalsın istersen
sakla koynuna...
 
İçinde fırtınalar kopuyordu göremediğim
Sakin sulardan geliyordun
Çığlıklarını gözlerinden duyuyordum
Bana bakarken gözlerin doluyordu
Ellerin..
Ellerin düşmüyordu yüzünden
Gitmek istemeyen duruşunla kaçıyordun
Anlamlaştıramadığımız dünlerimizden
Saklıyordun gerçekleri
Seni ele veriyordu her bir zerren



Aşk saçlarından damlıyordu
Sen susarken bile hüzün kokuyordun..
 
uzak diyarlarda bekledim seni
özledim sesini hissettiklerimi
unuttum yüzünü tenin rengini
ellerini tutmak istedim olmadı
uzaktasın diye tuttum sıcak değildi
içimdeki ateşler söndü gözlerine bakınca
bakınca yanardı içim cehennem gibi
ama o ateş sönmüştü artık silüet gibiydn gözlerimde
sesini duymak istedim konuş nolur son kez seviyorum de dedim
sustun başladım ağlamaya silmeye çalıştın göz yaşlarımı silemedin
pınar olmuştu gözlerim ağlıyordum
hala ellerin soğuk tutuyorum ama uzaktasın
ellerini koydum kalbime bak atmıyor eskisi gibi dedim
sustun sen sus dedim her şey yakışıo sana
ama beyazlar korkutuyo beni yakışmamıştı bu sefer
yakışmamıştı söyleyemedim daha fazla üzülürsün diye
gene söyleyemedim seni sevdiğimi
ama bilidiğini biliyorum biraz olsun rahatlatıyor bu beni
böyle diyordum beyazları giymeden önce
tekrar uzattım ellerine ellerimi belki diyerek
belkide son uzatışımdı öyleydi biliyorum ama bildiklerimi unutmak istiyorum
son olmaz bu geliceksin gene dimi açıcaksın bana gözlerini
savvunmasızdım o an çocuk gibiydim
bekle beni gittiğin yerde unutamam seni
dedim ve uyandım telefon çalıyordu sen arıyosun şaşırdım bi an
nerdeyim ne oluyo sersemlemiştim
bi an kalbim eskisi gibi atmaya başladı ama hala ağlıyordum
sanki hissetmiştim olacaklarıı
ayrılmak değilde snnle arkadaş klamak korkutuyordu beni
gidiyorum artık buralardan
görmemeliyim seni dayanamam
affet beni sevdiğim
seninle arkadaş kalamam
 
Bazen geçmişe doğru yelken açarım
Geçmişten bana kalan hayallere kapılır yelkenim
Her gittiğimde yine bir hüzün kaplar içimi
Bir anda gözümün önüne gelir hayeller....

Bazen geleceğe doğru yelken açarım
Gelecekten gelecek rüzgarlara kapılır yelkenim
Her bir hayalle ışıldar gözlerim biranda
Yelkenlerim rüzgara kapılır çoşar...

Bazen uykuya dalınca düşlerime girer
İlişkilerim ve sevgililerim...
Her ilişkiden kazandıklarım ve görmek istediklerim...
Birde yitirdiklerim...
 
Şimdi git..
Say ki seninle içinden sevda geçen
bir türkü söylemedik..
Say ki gece mektuplarını en güzel aşk ini
beraber ezberlemedik..
Say ki sevda trenini kaçırdığım durakta
bir süre beraber beklemedik..
Sen git..
Ben gelemem bu yürekle..
Ya da kal..
Eylül yağmurlarını bekle..

Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Saçlarıma ak düşmemiş halimle..
Sen yaşlardayken..
Onsekizimde yirmimde..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle..
Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Aşksız geçen onca yılı yakacağım..
Sevda alevinde kendi ellerimle...
 
Şimdi git..
Say ki seninle sahildeki çardakta
hiç dondurma yemedik..
Say ki oturup konuştuğun
yaşlı ve yabancı bir adamdı..
Ve sevdadan hiç söz etmedik..
Say ki hiç gülmedik..
Aynı şeyleri sevmedik..
Ve yağmurdan sonra beraber yürümedik..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kimse bilmeyecek herkesten gizleyeceğim..
Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada..
Seninle gökkuşağının altından geçeceğim..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve seni sevdiğimi kimseye söylemeyeceğim..
Belki bu dünya gözüyle gördüğüm son yağmur olacak..
Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüyeceğim..
Ben seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve bir gün ölürsem yeşil gözlerinde öleceğim
 
Bir/az Aşk


Yüreğinin göz bebeklerinden vuruldu;
AŞK
Kör oldu
Kor oldu
Telafisi zor oldu.



Karabasan bir gecede yar'a yara oldu;
AŞK
Çok yandı/yaktı
Çok kanadı
Durdurması zor oldu.



En çok hüznün ellerinden tuttu;
AŞK
Çok ağlattı
Çok sızlattı
Gözde kurumaz oldu oldu yaş.



Şaire neler neler yazdırdı;
AŞK
Sözsüz bir sanat
Sessiz bir savaş
Bir hayat-ı lâl oldu.




Ey AŞK!

Canım sana/senle yandı.
Girdin yüreğime yüreğim darlarda.
Öne yürüsem uçurum gerimse bir d/ipsiz kuyum.
Ya şimdi git yüreğimden toplayıp pılını pırtını
Ya s/onsuz uykulara dal.



Ey yüzsüzüm
AŞK
Bir/az
Ama yine de biraz
Yaşamak imkansız ya senle
Yaşat beni / Yaşa benle / bir/az...
 
Hemen gitme..
Unutmuşum aşkta söylenenleri.
Nasılsın'ı bile bir başkaydı.
Hemen gitme.
Böyle tenhalaşmışım ya.
Durup halini hatrını soruyorum gölgemin.
Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle.
Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor.
Kovamıyorumda.
Hemen gitme.
Sana bir yaprak kadar solgunum desem rüzgar çeler aklımı.
Dallanıp budaklanır içimdeki boşluk.
Bahara karın tokluğuna gelen ağaçlar gibi olurum.
Hemen gitme
bu kente bir sokak daha gelse.
Söyle kim arar seni.
Kırılır gülümsemelerin bir bir içime düşer ve
Bir gülü uyandırıp uygarlığından kırmızlığı ne kadar
Kim ***ürür seni.
Ahh neydiki suçum. Gençliğimi ve terketmelerini kayırmaktan başka.
Alıp başını gidiyorsun benden.
Hemen gitme.
Sana diyorum bi ağlasam üşüsem derin bir kuyu gibi.
Omuzlarından başlayıp yıkılsam önüne.
Utanır sevinçlerim insan içine çıkamayan toprak gibi olur.
Hemen gitme.
Anla beni ben bu yalnızlıkla geçinemem.
Geçinemem terkedilmiş bir yürekle.
Ama yinede sen sen herşeysin işte.
Hayata açılan pencerem.
Sevinçlerimi büyüten odalarım.
Hemen gitme.
Terkedilmiş evler gibi olurum.
Hemen gitme
 
MUTLU AŞK YOKTUR


İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman

Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini

Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi

Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi

Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an

Mutlu aşk yoktur



Hayatı Bu silahsız askerlere benzer

Bir başka kader için giyinip kuşanan

Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan

Onlar ki akşamları aylak kararsız insan

Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter

Mutlu aşk yoktur



Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim

İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi

Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri

Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri

Ve hemen can verdiler iri gözlerin için

Mutlu aşk yoktur



Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye

Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek

En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek

Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek

Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine

Mutlu aşk yoktur



Bir tek aşk yoktur acıya gark etmesin

Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara

Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda

Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin

Mutlu aşk yoktur ama

Böyledir ikimizin aşkı da
 
Yağmurun bile tat vermediğini günler yaşıyorum…
Penceremin kenarında MERSİN e usul usul yağan yağmuru izliyorum..
Bir elimde sigaram bir elimde kalp kırıklıklarım…
Beklide bu yüzden toprak kokusunu duyamıyorum
Derin derin çeksem de içime
O sevdiğim koku nerede…
 
Bu yüzden yağmuru anlayamıyorum bi çare köşemde
Sert bir rüzgâr esiyor uzaklardan
Pencerem açık rüzgâra inat ama üşümüyorum…
Çok kara ayazlarda kaldım çok fırtınalara yakalandım
Beklide bundan tepkisizim olabildiğice sakin umursamaz…
Üstelik sensizim ya alışkınım bu sert soğuğa…
Sitem dolu bi yağmur yağıyor görüyor musun?
 
Caddeme sokağa kaldırımlara MERSİN e
Aklımda bin bir endişe bin bir soru var ölesiye cevaplamaktan korktuğum
Kimseler bilemesin diye kıyıda köşede unuttuğum
Kaçtığım saklandığım…
 
Bu yüzden kendimden uzaklaştım
Yasaklara bu sitemim gamım
Ağlamak mı çaresiz kaldım
Susmak mı susuz yaşadım
Nefretimi bile kenara attım yoruldum çok yorgunum….
Yağmur yağdı bi kenara bıraktığım çayım soğudu…



Ben ağladım…
Ben anladım…
 
Seni bu gün hiç yaşamamış saydım bir kez daha yok saydım
Ben bunca zaman hep kendimi kandırdım
Varlığın mı bir göz aldatmacasıymış
Bir var bir yoksan bu kadar olmamışsan
Yüreğimi kimler kanattı söyle
Beni senden beni benden kimler aldı öyleyse..
 
Olsun ama olsun
Her şeye rağmen...
Aç pencereni dışarıya bak...
Gökyüzü bana ben sana ağlıyorum...
Ama kimseye söyleme…
Saklamaya çalıştığım yağmur değil sevdiğim...
MERSİN yağan benim gözyaşım…
 
Sevmek böyle özdeşleşmemeliydi isminle. Ve sen bunca yoğunluklar içinde sıyrılıp sonsuzlaşmamalıydın içimde. Kaçsam bu duygudan kurtulabilir miyim(?) bilmiyorum. Kurtulmaya çalışsam pesimden gelir mi bu sevgi? Bilmiyorum. Sen bir bilinmez olarak devam edip gidecek... Ne yazık çok yazık! Ben seni insanlarla paylaşmak istiyorum. Oysa insanlar seni kendilerine ait kılmak istiyorlar. İnsanlar seni benimle paylaşmak istemiyorlar. Korkuyorlar benden. Evet içimdeki yüceliğini içimdeki sonsuzluğunu biliyorlar da korkuyorlar benden. Seni benimle paylaştıkları zaman seni çekip alacağımı ve hatta senin kendiliğinden bana geleceğinden korkuyorlar. Ve susmadığım zaman biliyorlar ki sen büyüyeceksin içimde. Benim sözcüklerimle yüz yüze gelmek istemiyorlar onlar. Biliyorlar ki sözcüklerle gelsem sığdıramayacağım seni hiçbir şeye. Ve onlar bütün bütün bunlara rağmen seni küçük sevgileriyle anlatmakla yetiniyorlar. Seni büyülten ve yücelten bir duyguya bir sevgiye karşı durup onu sindirme cesareti bulamıyorlar kendilerinde ... Ve sen tüm bu insanlar içinde evet sen bile o küçük hisciklerle yetinmek istiyorsun. istiyorsun çünkü o hisçikleri görüyor kabulleniyor ama beni farketmiyorsun bile. Düşüncelere sürüklüyor bu beni. İnsanlar evet korkuyorlar ama ya sen? Sende öyle olacaktın? Sende mi onlar gibi olacaksın? Anlamıyorum ya senin korkun nedir! O küçük göllerde yüzmekle yetinip bu koca deryadan neden kaçarsın bilmem? Enginliği ve sonsuzluğu mu seni korkutan limansızlığı geriye dönüsü olmamasından mi? Evet bu yola girersen geriye dönemeyeceğinin korkusunu yaşıyorsun. Oysa ben seni yüreğimin bir yerlerine hapsedecek değilim. Sevgi tutsaklık değildir hiçbir zaman. Sevgi hapsetmez seni yaşatır. Sevgi salar sevgi özgür kılar sevgi özgür kılar. Aslında sen o küçük hisçik göllerinin içine hapsolmuşsun da haberin yok be sevgili! Bana gelsen tutsaklıktan çıkacaksın oysa. Oysa! Biliyorsun iste! Bilsen! Bilsen! Bilsen benimle yeni bir doğuşa varabilirdin. Sevmeden de sevilebileceğini görürdün. Ben seni insanların yasadığı bir yerde bekliyordum... Belki de biliyorsun. Nedir sendeki olup bittiler bilmiyorum ki bir kerecik olsun bile onlardan sıyrılıp da "SEN DE BENİMSİN" demedin ki bana. Nerden bileyim. Sen benimdin ama ben senin değildim. Sen sana ait olmayanlara sahiplendin bense yaşadıklarıma. Sen ah sen! öyle uzaksın ki... Öyle uzaksın ki ey sevgili
 
Bir mevsimlik sevgimiydi beyin hücrelerimi kemiren...
Mantığımın üstünü örten...
Yoksa bir inatmıydı gözbebeklerimi hırsa büren...
Ya da bir aşktı gerçek bir aşk kelimeleri yitiren...

Nerden başlasam toplasam çıkarasam olmuyor. İzlerin kalıyor sadece gerçeğin kimbilir nerde? Yaramda kanamıyor artık kabuk bağlamış; ama çok acıyor. Senli kavramlar arasında gidip geliyorum. Kah arkadaş kah sevgili... Bazen umrumda değilsin bazen sen soluyorum.

Kapıyorsun gözünü yokum kimleyim nerdeyim...
Açıyorsun gözünü varım senleyim istediğim yerdeyim...

Böyle büyüyorumbüyüdüğümü anlıyorum gel-gitlerimden. Yoruluyorum ama yaşlanıyorum galiba. Bu ikilem kemiklerimdeki bir sızı.
Yağmur yalnızlık. Sen benim yalnızlığım. Şimdi içimde selden kaynaklı su baskınları... O yüzden belki de gözlerimdeki ışık kepenk vurmuş. Sorma artık bana neden mutsuzsun diye. Denklem kurdum kendime olgunlaşma sürecimde.

Sen yoksun artık koparıp attın kendini bile bile...
Bir parçanı saklıyorum bana ait olan kalbimin en ücra köşesinde...
 
Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi
Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün
Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin
Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan
Bir eski büyük şairmiş gibi
Aşk bir erken didişme bir sorgu sualmiş de
Mezbele ve yaralıymtş eski yaraların yeniden kanamasından.
Hiçbir yerde yok asaletin ibresi
Bir adamın yüzünde ya da yalana çok benzeyen bir doğru
sözünde belki.....
Saçlarının çevriminde ıslak bir beyaz kadının
Yüksek rakımlı göllerin buzul saflığında
Ve kokusunda çiçeklerinin Kanireşin
Elbet şiir olacak şairin tesellisi
Ve en kötüsü bile işe yarayacak aşkiaşmaiarın
Yazana değilse biie okuyana faydalı
Bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen
O da üzülmüş aynı benim gibi ....
benimki daha acıklı değil
onunkinden fiyakalı değil onun acısı benimkinden
Sade güzel olan kelimeler..
sade kelime!er...
kelimeler....
Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya
Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık
Bîr elim sana uzanır öteki berikinin zaten elinde
Bırak yoluma gideyim bildiğimce
Yabancısı olduğum bir şey değil yabancılar
Saktım yerlisi yabancısı aşağı yukarı hepsi benzer erkekler....
Eğer bir söz bir ses bekliyorsan bu adamdan
İçinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git
Lazımsa eğer...
işte orada duruyor...
ağzımın bir yerinde...
Almak ister misin dilini sokup aklıma
Sana ait olan herşeyi bir nefeste
Bir göz yumma anında
Bîr soğuk telefon konuşmasında
Geri alabilir misin ?
Seni benden geri alabilir misin?
Kovabilir misin beni senden?
Sevgilim
Yoksa sen
Sevgilim olmayabilir misin?
 
ANLAYANA ATFEN...
Olmasın; ne gururumne beratım ne pâyem
Olmasın; ne nişânım ne harcım ne de sâyem
Olmasın yığınla baş bir Allah kulu gâyem
Anlayan bir can yeter anda otağ kurulsun.

Göklerden zifir yağsın cüce kahramanlara
Özden içre girmeyen nice kahramanlara(!)
Boynumuz kıldan ince yüce kahramanlara
Deruna ermeyen söz prangaya vurulsun.

Basiret ağacında kendi ipini çeksin
Körlük saf dimağlara baldıranını eksin
Heyulâ sancağını aşk surlarına diksin
Kalpler satha kitlensinkabuklara sarılsın.

Gözlere mil çekilsinharamîce dağlansın
Doğmayacak şafaklar umulsun bel bağlansın
İçlerde sahte keder yalnız gözde ağlansın
Maksut diye çıkılsın ve kâbusa varılsın.

Akla sükut uğrasın halis yürek çatlasın
Erdem erdiği yerden intihara atlasın
Cürüm dizgini kırıphürriyeti kutlasın
Vicdanlar mahpus olsun hummalarda kavrulsun.

Artık yazmasın kalemdili içine aksın
Sözü bitirsin şairbaşı önüne baksın
Ve kelam tekmilini kor ateşlerde yaksın
Bîçare umut bitsin külü yele savrulsun…
 
Seninle Yaşlanmak İstiyorum...

Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin sen beni bil ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım

Yaşayalım kı öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip içip arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.

Yaşayalım ki paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi evimizde bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.

Sonra çocuğumuz olmalı düşünsene senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.

Zaman su gibi akıp giderken herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa kötü de olsa yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.



Kavgasız her sabah gürültüyle uyanılmayan sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...

Öyle sevmelisin ki beni bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken sadece mutluluk olmalı yüzümüzde birbirimizi sevmenin gururu olmalı "herşeyde".

Can Yücel
 
Geri
Üst