Gidenlerin ardından kalanlar

Aşk İki Kişiliktir

Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaktadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına.
Aşk iki kişiliktir
Avutmaz olur artık
Seni bildiğin şarkı sözlerilar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına.
Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece
Tüketilmiş ve düşmüş gözden;
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.
 
Yüreğimdeki senli izleri siliyorum bir bir..
Bu kez oldubitti derken..
Lekesi Takılıyor gözlerime senden kalanların...

-Senden başka hiç kimseyi...
-Sus..!


Tenini okşayan dudaklarım yanaklarından süzülenlere gebe..
Çatlamış susamışsana aç...
Teninde yeniden can bulmak ister gibi burkulmakta..

-Seni çok özledim desem?
-Deme..! Nolur..

Cama yansıyan yüzümü bir bir dövüyor yağmur damlaları..
Esen fırtına yüzüme çarpıyor tokat gibi..
Tebessümüm öksüz kalıyorcamda asılı..

-Sana bir kez gülümsesem?
-Canım acırdayanamam..!

Soğuğa direnen bir yaprak gibi savrulurdunkırılgandın..
Düş dalındansavrul rüzgarınla bir tarafa..
Bitsin artık..
Ama Sallanıp durmayeter...


-Tüm kırılganlığınla bana gel desem?
-Korkuyorum..!

Geceye eş değer siyah şiirlerim mahzun ..
Sayfalarımın isinde senli Lekeler..
Bu kez oldu diyorumbu kez silmeliyim diyorum..
Ağzı bantlı haykırışlarım isyan ediyor..

"Duymadığın kadar varım..
Görmediğin kadar yakınındayım bu kez..."

-Gitmeliyim artık desem?
-DUR..!

...
Artık çok geç..Gitmeliyim....!



.
.
.

Bu gece;

Dilimin ucunda asılı kalan son çırpınışlarım da heba oldu uğruna..
 
İçimdeki KıpırtıLar ! biLiyorum...
biLiyorum bir yerLerde biri var..
beni bekLeyen beni isteyen..
biLiyorum bir yerLerde biri var..
bir gün benim oLacak oLan..
biLiyorum bir yerLerde biri var..
ben onun oLuncaya kadar beni bekLeyecek oLan..
biLiyorum kaderimde yazıLı oLan biri var..
ama..
henüz onu tanımıyorum..
bir yerde beni bekLeyen birinin oLduğunu biLdiğim gibi biLiyorum ki onu tanımanın da bir zamanı var..
Ve biLiyorum ki o zaman geLene kadar hep böyLe sürüp gidecek hayat.. hep böyLe aŞk isteyecek yürek çıLgıncasına..
BiLiyorum bir çok şey yaşar insan..
Kimi zaman yaLnızLığı kimi zaman umutsuzLuğu..
Ama bunu da biLiyorum ki kimi zamanda yaşamak istedikLerinin en güzeLini yaşar..
herŞeyin bir zamanı oLduğu gibi aŞkında vardır bir zamanı..
o zaman geLene kadar bir çok engeLi aşar yürek..
kimi zaman bu engeLLer canını acıtsa da mecburdur o engeLLeri aşmaya..
biLiyorum; Şimdi bende mecburum yaşamaya..
Bir gün hakettiğimi yaşamak için..
Bir gün beni bekLeyene kavuşmak için..
Ve bir gün biLdiğim herşeyin gerçek oLduğunu görmek için..
Mecburum yaşamaya..
 
Buralar soğuk buralar karanlık sensiz...
Dipsiz bir kuyu belki de
Anlatılmaz yaşanır derler ya hani..
İşte o hesap benimki de...
Hayatın tek gerçeği belki de...
Koskoca bir hüzün...
 
Bazen yıldızları süpürürsün farkında olmadan..
Güneş kucağındadır bilemezsin..
Bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür..
Ciğerinde kuruludur orkestra duymazsın..
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun anlamazsın..

Uçar gider koşsan da tutamazsın.
 
Hayat; Bir Sokak Çocuğunun Cebi Kadar Boş
Öznesiz Bir Cümle Kadar Değersiz ve Senin Bana "Naber" Soruna "İyilik" Dediğim Kadar YALAN !!
 
günlerin demini alamadığı zamanlar vardır.
güneş doğar gece karanlık perdesini çekmeyi unutur şehrin üstünden.
günaydınlar bir başka güne ertelenir.
insanların neşeli sesleri akşama kadar dolduramazlar caddeleri.
böyle günler uygun değildir aslında başlamaya.
ama başlarız.
 
günlerin neredeyse hiç yürümediği zamanlar vardır
bir ağustos sıcağının her yeri kaplayıp kurutması gibi durur hayatın akıntısı.
sadece bir ağustos böceğinin sesini işitiriz uzaktan belli belirsiz.
devranın döndüğünü unutmamak için derin nefesler alırız.
böyle günler uygun değildir aslında sürdürmeye
ama sürdürürüz.
 
günlerin ağırlıkları kaldıramadığı zamanlar vardır.
sözler dibe vurur ; hiçbir maviliğin kaldıramayacağı bir ağırlığa ulaşır.
sessizlik seslerin ötesinde bir hayalet gemi olur.
gider en gidilmez limanlara demirler.
böyle günler uygun değildir aslında konuşmaya.
ama konuşuruz.
 
günlerin surat asmaktan hoşlandığı zamanlar vardır
hüzün düşer yüzümüzden ; parçalanır bin parça sıkıntıya sığınır parçaları.
içimizdeki her şey kendini tene vurmanın bir yolunu arar.
acıyı tırnaklarımızda bile hissederiz.
böyle günler uygun değildir aslında gülümsemeye.
ama gülümseriz.
 
günlerin pembe kıvılcımlar çıkarttığı zamanlar vardır.
içimizde startını vermediğimiz baharla yeşerdiğini görür şaşırırız.
kalbin doğruları aklın yanlışlarına galebe çalar.
bu heyecan bu akıl almaz körlük bir koşuya sürükler bedenimizi.
bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız.
böyle günler uygun değildir aslında sevmeye.
ama severiz.
 
günlerin ince sarsıntılar uydurduğu zamanlar vardır.
neden olduğunu bilmediğimiz kırgınlıklarla açarız gözlerimizi dünyaya.
bütün titreşimler bir yerimizi acıtır mutlaka.
bütün izler bilmediğimiz bir ateş tutuşturur bir köşemizde.
çaresiz teslim oluruz.
böyle günler uygun değildir aslında kırılmaya.
ama kırılırız.
 
günlerin diğer günlere benzemediği zamanlar vardır.
elimize aldığımız her şey pörsüyüp söner.
biriktirdiğimizi sandığımız geçmiş ufalanıp gider avuçlarımızda.
' sonra ' da kaybeder anlamını ' önce ' nin ardından.
bir mum ışığımdan yansıyan gölgeye dönüşürüz.
böyle günler uygun değildir aslında yaşamaya.
ama yaşarız.
 
günlerin sona ermediği zamanlar vardır.
kelebeğin ateşe yakalandığı gibi yakalanırız.
hiçbir şey anlamadan...
akreple yelkovanın bu nedensiz duruşundan hiçbir anlam çıkaramadan...
ipi yeniden bağlayamadan ve çözemeden....
böyle günler uygun değildir aslında ölmeye.
ama ölürüz.
 
Unutamam Seni
Unut beni diyorsun
Unutmak kolay mi seni?
Yüregimden söküp atmak ismini
Hic yasanmamiscasina aramizda ki sevgiyi
Bir mektupla bitirmek istiyorsun iliskimizi.
Yasandi ve bittiunut beni diyorsun
Unutmak kolay mi seni?
Disarda firtina varyagmur yagiyor
Böyle bir günde karsilasmistik seninle
Sanki zaman durmusbaska bir boyuttaydim.
Sadece sen ve bana bakan mavi gözlerin
Icim isindi birdenyüregim kipir kipir oldu.
Yasandi ve bittiunut beni diyorsun
Unutmak kolay mi seni?
Mehtapli bir gecede denizi seyrederken
Actim yüregimisonuna kadar sana
Bütün dünyaya seni sevdigimi haykirarak.
Ilk dansimizi mum isiginda
Sanki yüregim yerinden firliyordu.
Kokun dünyada ki bütün ciceklerden daha güzel
Sicakligin günesden daha sicakyüregim yakiyordu.
Resmine bakip agliyorum simdi
Ben seni yüregime kazidim.
Gökyüzünde ki yildizimgünesimsin.
Yeryüzünde ki en güzel cicek
Soludugum havaictigim su.
Unut beni diyorsun
Unutmak kolay miunutamam seni!
 
Gri bulutlarla örtülü zirveler
Dönülmez yeminler
Kurtulmaz gurur zindanında...

Basıp her tanesine anıların
Koşa koşa gitmişti oysa
Oysa...

Dönmemek gerekir sözlerden.
Aşk olsun
Dönmedin ..
 
Her harf yakıp kâğıdı tek tek dökülür yere;
Eğer adını yazsam!..


Gözüne baksam; ateş akar içime...
Sokulsam; tenim kavrulur nefesinden kururum susamış fidan gibi!..
.....

Aaah dokunsam yârime; su toplar parmaklarım!..
Saçının her bir teli ateşlenmiş fitildir bilirim;
Değdiğinde yüreğime yer(i)yerinden oynatır!..

Eriyen bir kırmızı mumla mühürledin ağzımı;
Hapsoldu dilim!..

.....

Mahpus oldum içinde...
Sordular; kim o?..
Düşündüm;
Ben kimim!..

Kimim ben?..
.....

Kibrit yanar tükenir;
Yaktı diye suçlarsın parmağının ucunu!..

Suçlu kim?..
Ve suç ne?..
Saçının bir teline dokunamam..
ve bakamam yüzüne..
ve sokulamam nefesinin yayıldığı havaya...
Ateşin kararttığı bir kibrit çöpü gibi; yandıkça eğilirim kıvrılırım bükülürüm elinde...
..de diyemem;

Mühürledin ağzımı!..
Hapsoldu dilim açılmaz artık dudağım!..

Dokunsam tenine; su toplar parmaklarım!..
Sokulsam; kavrulurum!..
Baksam;
Ateş akar içime...
.....

Eğer adını yazsam...
Her harf yakıp kağıdı dökülür tek tek yere!..
 
Sabahlara uyanmak
Her gün yeniden doğmak
Büyük dirilişin provası...

Geceleri uyumak
Her gece ölümü tekrar tekrar yaşamak
Ölümsüzlüğün muamması...

Doğmayı unutarak...
Ölmeyi unutarak...
Günler boyu yaşamak hep yaşamak
İşte yaşamın hülâsası...

Ya kaybetmek...
Ya kazanmak...
Bu da yaşamın faturası...
 
Dokun bana / gözlerinde ölsün ölüm…Sar beni / yüreğinde büyüsün gülüm…
Seni tanıdığımdan beri hiçbir zaman yolumu / yüzümü senden başka bir adrese çevirmedim. Adından başka hiçbir cümleye yataklık etmedim ben. Evet kabul ediyorum suskunluğa meyil etmiş yollarım oldu ama asla senden vazgeçmedim. Bir miktar umut bir dirhem mutluluktu istediğim..Ve mavi bilyelerimi gözlerinden Cennete yuvarlamak bezden bir bebeği senin kollarında görme arzusu…Sonra ıslak saçlarını ellerimi bir tarak misali kabul edip delice taramak…Sonra gözlerinden savrulmuş en sıcak gözyaşlarını gırtlağında yakalayabilmek..Seni “ sona “ hazırlamak değil yeni bir umuda koşturmak…Cebinde sakladığın kaybedilişleri reddetmek seni bende yaşatarak..Siyah’a olan sevişlerini sana unutturup sana adın genişliğine denk gelen yedi rengi ispat etmek gözlerimde…
 
Katran karası bir sabaha uyanmış gözlerim
Silik siluetler puslu görüntüler
Dilimin ucunda söz olmayı beklerken harfler
Tuz buz olup dökülmüş heceler
Hayatımın yıkık dökük kareleri
Yapıştırılıp tamir edilse de
Eskisi gibi işlemezki!
Artık saatler yorgun tik takları vurmaktan
Bakma sen zamanın haldır haldır aktığına
O bile bezgin bu koşuşturmacadan
Son kapımı da kapatırken
Çıt çıkarmayın mabedimde
Sesinizi susun ilelebet
Acıtmayın yaşanmışlarımı
Çıkartıp bölüp toplarken
Dağıtmayın aklımı
Ruhumdan el çekmiş benim bu hayat
Görüntü olsun diye yaşıyor gibiyim
Nerden sinişmişse üstüme bu fütursuzluk
Koyverdiğim ipin ardından bile koşturmuyorum!
 
Geri
Üst