Tümüyle Deyimler ;)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan By.BuRkay
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Ayak üstü (üzeri): 1. Kısa süre içinde, acele olarak. 2. Ayakta durarak, ayakta dikilerek."Gel de şu büfede ayak üstü atıştıralım biraz."
 
Ayasofya`da dilenip Sultanahmet`te sadaka (zekât) vermek: Kendisi başkasının yardımı ile geçinirken, gösteriş için elindekini başkalarına yardım amacıyla dağıtmak.
 
Ayıkla pirincin taşını: Bir işin oldukça karışık, dolaşık, içinden çıkılması güç olduğunu anlatmak için kullanılır."Durup dururken adama olmadık sözler söylemiş, şimdi ayıkla pirincin taşını!"
 
Ayılıp bayılmak: 1. Sinir krizi geçirmek, bunalıma düşmek. 2. Birini kendinden geçercesine sevmek, beğenmek."Her kan görüşünde ayılıp bayılıyor."
 
Ayranı kabarmak: Öfkelenmek, kızıp bağırmak; coşmak."O konuştukça adamın elleri titriyor, ayranı kabardıkça kabarıyordu."
 
Ayvaz kasap hep bir hesap: "Ha öyle ha böyle, ikisi de bir; hangi yolu seçersek seçelim aynı sonuca varır" anlamında kullanılır.
 
Ayyuka çıkmak: 1. Pek yükselmek (ses için). 2. Herkesçe duyulmak, yayılmak (dedikodu için)."Öyle kızgındı ki sesi ayyuka çıkıyordu."
 
Aza çoğa bakmamak: Eline geçenle yetinmek, tok gözlü olmak.
 
Azizlik etmek: Şaka ile takılmak, muziplik etmek, şaka ile aldatmak."Osman azizlik etmeye bayılır."
 
Baba adam: Ağır başlı, iyi yürekli, olgun, hoşgörülü, yaşlıca adam."Ne baba adammış meğer, ailesinden değil, komşularından bile kimseyi ihmal etmedi."
 
Babası tutmak (veya babaları üstünde olmak): Çok fazla öfkelenmek, kızgınlığı her hâliyle belli olmak."İş meselesini konuşamadım, çünkü babaları üstündeydi odasına girdiğimde."
 
Babana rahmet: "Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde; Allah senden razı olsun" anlamında hoşnutluk, memnunluk bildirmek için kullanılır.
 
Baba ocağı (evi veya yurdu): Dededen, babadan kalma ev; toprak, yurt."Borçları yüzünden baba evini satmak zorunda kaldı."
 
Babasının hayrına (mı?): Hiçbir çıkar gözetmeksizin."Babasının hayrına mı yaptı sanıyorsun senin işini?"
 
Bağ bozmak (bağbozumu): 1. Bağda son kalan ürünün toplanması. 2. Bu işlerin yapıldığı mevsim (güz), gün."Bağbozumu besmele ile başlarsa bereketli olur
 
Bağrına basmak: 1. Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak. 2. Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek."Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi."
 
Bağrına taş basmak: Uğradığı zarara, felakate sesini çıkarmadan katlanmak."Evi yıkılan Hasan bağrına taş basmaktan başka bir yol bulamadı."
 
Bağrını delmek: İçine işlemek, pek dokunmak, dertli olmasına yol açmak."Yurdundan kovulması, şairin bağrını deldi."
 
Bağrı yanık: Çok acı çekmiş; dert, sıkıntı, darlık, kahır görmüş; yaslı."Nice bağrı yanık insanlar yaşamış bu topraklarda."
 
Bahse girmek: Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma yapmak."Erken kalkmak konusunda onunla bahse girdik."
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst