Eğer bu maddeler biraz şurada, biraz burada birbirlerine tutunmaya başlamasalarmış, hiçbir şey olacağı yokmuş. Madde biçim almaya başlamış. Önce sadece toprak öbekleri ve parçaları. Sonra taşlar. Sonra taşlar kıvılcım çakıncaya kadar birbirlerine sürtünmüşler ya da su olup akıncaya kadar birbirlerini eritmişler. Ateş ile su karşılaşmış ve buhar olmuş, sis olmuş, pus olmuş, hava olmuş - Ruh bu havayı soluyabiliyormuş. Bunun üzerine Ruh bir araya gelmiş, nefes almış ve konuşmuş. Her şeyin var olmasını söylemiş. Toprağa, ateşe, suya, havaya şarkı söylemiş, şarkısıyla yaratıklara varlık vermiş. Bütün dağlara, nehirlere şekil vermiş, ağaçlara, hayvanlara ve insanlara şekil vermiş. Sadece kendisi bir şekle bürünmemiş, kendine bir isim vermemiş ki her yerde olabilsin, her şeyin içinde, her şeyin arasında olabilsin, her ilişkide, her yönde bulunabilsin. Sonunda her şey bozulduğunda ve Kaos geri geldiğinde Ruh, başta da olduğu gibi o zaman da Kaos içinde olabilecekmiş."
Ursula K. Le Guin, Marifetler(Sf.129)