Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

BİR NEFESCİK SÖYLEYEYİM

Bir nefesçik söyleyeyim,
Dinlemezsen n'eyleyeyim?
Aşk deryasın boylayayım,
Ummana dalmağa geldim.

Ben Hak'la oldum aşina,
Kalmadı gönlümde nesne.
Pervaneyim ateşine,
Oduna yanmağa geldim.

Aşk harmanında savruldum,
Hem elendim hem yuğruldum.
Kazana girdim kavruldum,
Meydana yenmeğe geldim.

Ben Hakk'ın edna kuluyum,
Kem damarlardan beriyim.
Ayn-ı cemin bülbülüyüm,
Meydana ötmeye geldim.

Pir Sultan'ım der: Gözümde,
Hiç hata yoktur sözümde.
Eksiklik kendi özümde,
Darına durmağa geldim.
 
BİR SABAH VAKTİNDE YERİNİ GÖRSEN

Bir sabah vaktinde yerini görsem,
Belirsiz vatanı ili var koçun.
Ancak sen bilirsin hey kadir Allah,
İbrişimden ala teli var koçun.

Koç kuzu kurbandır Hak der atamaz,
Sakın inanmayın yemez satamaz.
Deryanın yüzünde kırklar tutamaz,
Çekilip gitmeğe yolu var koçun.

Arif olsam koçun yerini görsem,
Mübarek yüzünü yüzüme sürsem.
Yaylımı Cennet'tir sulağın görsem,
Ab-ı Zemzem suyu gölü var koçun.

Akını boyamış türlü donlara,
Öyl'olunca dilek geçmez onlara.
Teslim tastik olan safi canlara,
Yüzünü sürmeğe kali var koçun.

Pir Sultan Abdal'ım düşürme harzı,
Beraber kılalım sünneti farzı.
Dünyada bulunmaz o koçun tarzı,
Daha türlü türlü hali var koçun.
 
BİR SEFERİM VARDIR URUM ÜSTÜNE

Bir seferim vardır Urum üstüne,
Yüce dağ başında eri gözlerim.
Al elimi kaldır Kırklar, Yediler,
Bir himmeti keskin piri gözlerim.

Bismillah dedim de girdim helale,
Gözüm açıp baktım bir hub cemale.
Sıdk ile çağırdım ceddim celale,
Eriş Hızır Nebi carı gözlerim.

Kuduretten yanar şem'a ışığı,
Mevla'm Hak diyenin üğrür beşiği.
Din serveri Muhammed'in eşiği,
Halil'e yapılan şarı gözlerim.

Keskin Zülfikar'la Ali gazada,
Umarım inayet ede bize de.
Bağdat'ta Mansur'un canı cezada,
Kemendim boynumda darı gözlerim.

Pir Sultan Abdal'ım, sır Ali sırrı,
Sırat'ı geçenin Cennet'tir yeri.
Veyselkara Hint'ten Yemen'den beri,
Muhammet Ali'de nuru gözlerim.
 
BİR SERVİ DALINDA KALDI NAZARIM

Bir servi dalında kıldım nazarım,
Cennet’de Tûba’yı görmezden evvel,
Kaşların mihrâbın tavâf eyledim,
Kâbe-i ulyâyı görmezden evvel.

Aşkı olmayanı insân sanırdım,
Gördüğüm boncuğu mercân sanırdım,
Bu aşkı bilmezdim, âsân sanırdım,
Başımda sevdâyı görmezden evvel.

Hüda halkeyledi can il teni,
Ya nice beslemez gidince beni.
Ta ezelden verdi kısmetim Gani,
Bu fani dünyayı görmezden evvel.

Cümlenin kısmetin Gani vermiştir,
Muhammet bir ikrar üzre durmuştur.
Bu fani dünyada neler görmüştür,
Adem'i, Havva'yı görmezden evvel.

Pir Sultan'ım diler vasl-ı cananı,
Hayaldir demişler geri kalanı.
İstemem cennet, huri, gılmanı,
Hazret-i Mevlâ'yı görmezden evvel.
 
BİR SU BİR GÖLDE ÇOK DURURSA KOKAR

Bir su bir gölde çok durursa kokar,
Azar azar çağla ak deli gönül.
Bulanık akma ki içmezler seni,
Çeşmenin gözünden çık deli gönül.

Ateş gibi birden parlayıp yanma,
Yanıp yanıp çevre yanın yandırma.
Kah karanlık kah aydınlık görünme,
Meydanda mum gibi yan deli gönül.

Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma,
Çalıya çırpıya değip ileşme.
Toz toz olup topraklara karışma,
Harman yeli gibi es deli gönül.

Kara toprak gibi sakin ol otur,
Hak'tan ne gelirse kabul et getir.
Bahar aylarının yemişin bitir,
Herkese gönlünce ver deli gönül.

Pir Sultan Abdal'ım, bu sözüm haktır,
Gaziler sözümün hatası yoktur.
Aşıkın maşuktan dönmesi çoktur,
Pirin eşiğine düş deli gönül.
 
BİR TENHADA GÖRDÜM O NAZLI YARİ

Bir tenhada gördüm o nazlı yari,
Böyle uğrun uğrun baktı gidiyor.
Siyah saçlarını dökmüş yüzüne,
Gönlümü ateşe yaktı gidiyor.

Yüzüne baktıkça tutuldu dilim,
Kırıldı kollarım, tutmuyor elim.
Hey dost bu diyarda n'olacak halim?
Gözlerimden kan yaş aktı gidiyor.

Dost dost diye dostu hergün sorarım,
Yitirdim o yari durmaz ararım.
Abdal Pir Sultan'ım, edem kervanım,
Bak işte sel gibi yıktı gidiyor.
 
BİR YAVRU YOLLADIM GURBET ELLERE

Bir yavru yolladım gurbet ellere,
Emaneti sana Boz Atlı Hızır.
Seni bekçi derler de nice ellere,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.

Ah nice günler gördüm aklı karalı,
Nice günler gördüm dertli çareli.
Bir yavru yolladım yürek yaralı,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.

Haktan bize bizden halka zulüm yok,
İmanım var vadesize ölüm yok.
Senden başka kanadım yok kolum yok,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.

Pir Sultan Abdal’ım böyle m'olacak?
Beklerim yollarda yavrum gelecek.
Analı babalı murad alacak,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.
 
BİR ÇOCUK DA ANASINDAN DOĞUNCA

Bir çocuk da anasından doğunca,
Bedenini pişirmeye tuz ister.
Üryan büryan ortalıkta kalınca,
Setirini örtünmeye bez ister.

Konla sudan gelir onun gıdası,
Nasibini veren Barı Huda'sı.
Beşiklere beler onun anası,
Akşam sabah emzirmeye yüz ister.

Bir yaşında ürüm ürüm ürünür,
İkisinde sürüm sürüm sürünür.
Üç yaşında adım adım yürünür,
Dört yaşında söylemeye söz ister.

Beş yaşında dili civan sevişir,
Altısında uşağınan döğüşür.
Yedisinde dişlerini değişir,
Sekizinde her gediğin düz ister.

Dokuzunda olur bir tosun maya,
Onunda da benzer kaşları yaya.
Onbirinde başı girer sevdaya,
Onbeşinde ala gözlü kız ister.

Yirmisinde akıl baştan savrulur,
Otuzunda vursa dağa devrilir.
Kırk yaşında akıl başa çevrilir,
Ellisinde avın olmış baz ister.

Altmışında iner bir merdivenden,
Yetmişinde binse düşer duvardan.
¤¤¤¤eninde su getirmez pınardan,
Doksanında döşeğini düz ister.

Pir Sultan Abdal bu söz hepimize,
Tonus girinceye belki de yaza.
Yüz yaşında ölümünü gözede,
Zemheriyi çıkarmaya yaz ister.
 
BİR ÖĞÜDÜM VARDIR SANA SÖYLEYEM

Bir öğüdüm vardır sana söyleyem,
En iyi dostundan sakın sen seni.
Öğüdüm dinlersen manası budur,
En iyi dostundan sakın sen seni.

Gelir senin ile güler de oynar,
Ardınca önünce ayıbın söyler,
Bir vakit gelince önüne çıkar,
En iyi dostundan sakın sen seni.

Senin ile hüsnün bahçesin gezer,
Gönül aşk elinden satırlar yazar,
Ardınca önünce kuyular kazar,
En iyi dostundan sakın sen seni.

Gelir senden önce yükseğe çıkar,
Gözlerinden kanlı yaşını döker,
Ayağın kayınca urganın çeker,
En iyi dostundan sakın sen seni.

Pir Sultan Abdal'ım böyle söyledi,
İndi aşkın deryasını boyladı,
Bunu işlemeyen kula söyledi,
En iyi dostundan sakın sen seni.
 
BİRLİK MAKAMINDA BİR GÜZEL GÖRDÜM

Birlik makamında bir güzel gördüm,
Leblerinin şekeri var, kandi var.
Âşıkı çok imiş, aradım sordum,
Nice bencileyin derdimendi var.

Cemali geliyor hayalde, düşte,
Canım asumanda, kandilde Arş'ta.
Uzakta yakında yeminde, pişte,
Her nereye baksam Ali'm kendi var.

Gâh bahçeye girer gülden görünür,
Gâh mana söyleşir dilden görünür.
Gâh gönül evinde mihman görünür,
Âşıkına türlü türlü fendi var.

Şükür olsun bu sevdaya ulaştım,
Muhabbet bağını gezdim dolaştım.
On İki İmam'ın cemine düştüm,
Şimdi boynumuzda aşk kemendi var.

Pir Sultan'ım sever böyle dilberi,
Bu cümle Cihanın yekta gevheri.
Kahrın lutfun çeker ise gel beri,
Sevdiğimin nerde bir menendi var.
 
BİZ BURADA BÜLBÜLLÜK EYLEMEYİZ

Biz burada bülbüllük eylemeyiz,
Gülistan kuşuyuz güle gideriz.
Bizim kıymatımız bunda bilinmez,
Muhabbeti candan ile gideriz.

Ne davam var benim şu eller ile,
Benim davam Hak ehli kullar ile.
Kerbela'ya giden abdallar ile,
İmam Hüseyin'e bile gideriz.

Öldürelim nefsi, dinlemez oldu,
Sırr-ı hakikatı söylemez oldu.
Şahinim kolumda eğlemez oldu,
Turnası çok olan göle gideriz.

Cennetin kokusu gelir uçmaktan,
Aşıklar usanmaz yiyip içmekten.
Öyle namert köprüsünü geçmekten,
Akar bozbulanık sele gideriz.

Pir Sultan'ım eyder: Niyazım Hak'tan,
Sensin cümlemizi var eden yoktan.
Aşıklar usanmaz bayırdan sarptan,
Erenler yol kurmuş yola gideriz.
 
BİZDEN SELAM OLSUN SOFU CANLARA

Bizden selam olsun sofu canlara,
Vücudun şehrini yuyanlar gelsin.
Yedi kat göklerin, yedi kat yerin,
Kudret binasını kuranlar gelsin.

Sofu dedikleri bir kolay iştir,
Erenler gördüğü bir engin düstür.
Eti yok, kanı yok, bir uçar kuştur,
O kuşsun adını bilenler gelsın.

Pirim sorarsan Ali'dir Ali,
Altından çakılmış Düldül'ün nalı.
Kim sürdü kuyuda kırk arşın yolu?
Bu yolun erkanın bilenler gelsin.

Pir Sultan`ım eydür: Özüm didarda,
Saklayalım Hak katında nazarda.
Çıkmadık can, kazılmadık mezarda,
O canın namazın kılanlar gelsin.
 
BİZE DE BANAZ'DA PİR SULTAN DERLER

Bize de Banaz'da Pir Sultan derler,
Bizi kem kişi de bellemesinler.
Paşa huddamına tenbih eylesin,
Kolum çekip elim bağlamasınlar.

Hüseyn Gazi binse gelse atına,
Dayanılmaz çerh-i felek zatına.
Benden selam olsun ev külfetine,
Çıkıp ele karşı ağlamasınlar.

Ala gözlüm zülfün kelep eylesin,
Döksün mah yüzüne nikap eylesin.
Ali Baba Hak'tan dilek dilesin,
Bizi dar dibinde eğlemesinler.

Eğer Ali Baba söze uyarsa,
Ferman büyük yerden beyler kıyarsa.
Ala gözlü yavrularım duyarsa,
Al'ım çözüp kara bağlamasınlar.

Surrum işlemedi, kaddim büküldü,
Beyaz vücudumun bendi söküldü.
Önüm sıra kırklar Şah'a çekildi,
Daha beyler bizi dilemesinler.

Pir Sultan Abdal'ım, çoşkun akarım,
Akar akar dost yoluna bakarım.
Pirim aldım seyrangaha çıkarım,
Yıldızdağı seni yaylamasınlar.
 
BİZE MİHMAN GELDİ

Bize mihman geldi, şad oldu gönlüm,
Mihman canlar bize safa geldiniz.
Kasavet kalmadı, bahar yaz oldu,
Mihman canlar bize safa geldiniz.

Dua edin bize misafir gele,
Yavan yahşi yiyip yüzümüz güle.
Büyük küçük anı hep Hızır bile,
Mihman canlar bize safa geldiniz.

Misafir kapının iç kilididir,
Ev sahibi de anların kelbidir.
Misafir mihmandır, mihman Ali'dir,
Mihman canlar bize safa geldiniz.

Kahrettiği yere misafir gelmez,
Çalışır çabalar ektiği bitmez.
Seğirtse de gitse menzile yetmez,
Mihman canlar bize safa geldiniz.

Pir Sultan Abdal'ım kayda verile,
Misafir kısmetin getirir bile.
Misafir mihmandır sen özün dile,
Mihman canlar bize safa geldiniz.
 
BİZİM İÇTİĞİMİZ DOLU

Bizim içtiğimiz dolu,
Doluların dolusudur.
Ummanlara dalıp çıkan,
Erenlerin gemisidir.

Hiç ummana dalmadın mı?
Dalıp gevher bulmadın mı?
Talip yola gelmedin mi?
Yine gönül dolusudur.

Ulaşırlar bedestenler,
Al çiçekli gülistanlar.
Ala gözlü nevrestenler,
Erenlerin korusudur.

Kimdir bunu böyle diyen?
Erenlerden öğüt alan.
Yeşil alem çekip gelen,
Pirim Ali kendisidir.

Pir Sultan'ım didara bak,
Mansur ipin boynuna tak.
Nesimi oldu Hak'la Hak,
Yüzen kendi derisidir.
 
BİZLERE BU DOLU ALİ'DEN GELDİ

Bizlere bu dolu Ali'den geldi,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.
Balım Sultan Kızıl Deli'den geldi,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Payım gelir imamların payından,
On'ki imam nesli Ali soyundan.
Kırkların içtiği üzüm suyundan,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Beline kuşanmış nûrdan bir kemer,
Aşkın dolusunu içenler kanar.
Herkes sevdiğinden bir dolu umar,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Pîr Sultan'ım, hamı, hası seçerim,
Ağ okurdum, aşk kitabın açarım.
Pir elinden ağu gelse içerim,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.
 
BU DÜNYADA BENİM GÖNÜL VERDİĞİM

Bu dünyada benim gönül verdiğim,
Birisi Muhammed, birisi Ali.
Adına şahına kurban olduğum,
Birisi Muhammed, birisi Ali.

Can bülbülü ne gezersin kafeste?
Alinin sırrını söylen nefeste.
Dünya kurulmadan oturan postta,
Birisi Muhammed, birisi Ali.

Hızır Nebi içti ab-ı hayatı,
Yezit'e Zülfikar zehirden katı.
Yine sizden olur er kerameti,
Birisi Muhammed, birisi Ali.

Ab-ı hayat çeşmelerin açtıran,
Dalga vurup deryaları coşturan,
Dolu kevserleri bize içtiren,
Birisi Muhammed, birisi Ali.

Pir Sultan'ım bu nefesi haklayan,
Evliyanın gizli sırrın saklayan,
Sırat köprüsü'nün başın bekleyen,
Birisi Muhammed, birisi Ali.
 
BU DÜNYANIN EVVELİNİ SORARSAN

Bu dünyanın evvelini sorarsan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
Sen bu yolun sahibini ararsan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.

Tahtını terketti İbrahim Edhem,
Süleyman Nebi'ye verildi hatem.
Her kulun alnına yazıldı sitem,
Kişinin çektiği yoludur yolu.

Erenler öldürür yoldan şaşanı,
İhlas ile kaldırırlar düşeni.
Tarikatta her kişinin nişanı,
Erenler katında bellidir belli.

Erenler elinden dolu içildi,
O saatte kıl-ü kalden geçildi.
Firdevs-i Ala'da güller açıldı,
Cennet-i alanın gülüdür gülü.

Pir Sultan Abdal'ım ummana daldı,
Yenemedi kendin engine saldı.
Hak-i payınıza yüz süre geldi,
Erenlerin kemter kuludur kulu.
 
BU YIL BU DAĞLARIN KARI ERİMEZ

Bu yıl bu dağların karı erimez,
Eser bâd-i sabâ yel bozuk bozuk.
Türkmen kalkıp yaylasına yürümez,
Yıkılmış aşiret il bozuk bozuk.

Kızılırmak gibi çağladım aktım,
El vurdum gögsümün bendini yıktım.
Gül yüzlü ceranın bağına çıktım,
Girdim bahçesine gül bozuk bozuk

Elim tutmaz güllerini dermeye,
Dilim tutmaz hasta hâlin sormaya.
Dört cevabın mânasını vermeye,
Sazım düzen tutmaz tel bozuk bozuk.

Pir Sultan'ım yaratıldım kul diye,
Zalim pasa elinden mi öl diye?
Dostum beni ısmarlamış gel diye,
Gideceğim amma yol bozuk bozuk.
 
BU YOLUN İLERSİ HAK'TIR

Bu yolun ilersi Hak'tır,
Mürüvvet kerem erenler.
Bu yoldan özge yol yoktur,
Mürüvvet kerem erenler.

Yolda nefis öldürmezler,
Mürit düşse kaldırmazlar,
Mürvet dese düşürmezler,
Mürüvvet kerem erenler.

Kur'an oldu delilimiz,
Sırr'ı hakikat yolumuz,
İmam Cafer'dir ulumuz,
Mürüvvet kerem erenler.

Pir Sultan'ım hale geldik,
Hal içinde yola geldik,
Mansur gibi dara geldik,
Mürüvvet kerem erenler.
 
Geri
Üst