Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

BEN DE ŞU DÜNYAYA GELDİM GELELİ -2-

Ben de şu dünyaya geldim geleli,
Kalsın benim davam divana kalsın.
Yaradan Allah'tır benim vekilim,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Yorulan yorulsun, ben yorulmazam,
Derviş makamından ben ayrılmazam,
Dünya kadısından ben sorulmazam,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Ben de vekil ettim Bari Huda'mı,
O da kulu gibi zulüm ede mi?
Orda söyletirler br bir adamı,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Mümin müslim devşirir de cem olur,
Anda sınık yaralara em olur.
Kara taş erir de safi gem olur,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Pir Sultan Abdal'ım dünya kovandır,
Gitti adil beyler kalan avamdır.
Muhammet divanı ulu divandır,
Kalsın benim davam divana kalsın.
 
BEN DE ŞU DÜNYAYA GELDİM GİDERİM

Ben de şu dünyaya geldim giderim,
Kalsın benim davam divana kalsın.
Muhammet Ali'dir benim vekilim,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Yorulan yorulsun, ben yorulmazam,
Derviş makamından ben ayrılmazam.
Dünya kadısından ben sorulmazam,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Ben de vekil ettim bar-i hudamı,
O da kulu gibi zulüm ede mi?
Orda söyletirler bir bir adamı,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Dolanıp çevrilip birgün gelirsin,
Ettiğin işlere pişman olursun.
Orda da mı Hızır Paşa olursun?
Kalsın benim davam divana kalsın.

Mümin müslim döşürür de cem olur,
Anda sınık yaralara em olur.
Kara taş erir de safi mum olur,
Kalsın benim davam divana kalsın.

Pir Sultan Abdalım, dünya fanidir,
Giden adil beyler, gelen ihvandır.
Kırklar'ın divanı ulu divandır,
Kalsın benim davam divana kalsın.
 
BEN DERVİŞİM DİYE DAVA KILARSIN

Ben dervişim dersin dava kılarsın,
Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır?
Kendini gör, elde sen ne ararsın?
Hâlâ hâl etmeğe hâlin var mıdır?

Dertli olmayanlar derde yanar mı?
Sâdık derviş ikrârından döner mi?
Dertsiz bülbül gül dalına konar mı?
Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?

Bir gün balık gibi ağa sararlar,
Mürşitten rehberden haber sorarlar.
Tütsü yakıp köşe köşe ararlar,
Ben arıyım dersin, balın var mıdır?

Mürşit huzurunda dâra durmağa,
Dâra durup Hakk’a boyun vermeğe,
Muhabbetten geçip hırka giymeğe,
Çar pâreden derviş şalın var mıdır?

Pir Sultan'ım senin derdin deşilmez,
Derdi olmayanlar derde düş olmaz.
Mürşitsiz rehbersiz yollar açılmaz,
Mürşit eteğinde elin var mıdır?
 
BEN HOCAMDAN BÖYLE ALDIM DERSİMİ

Ben hocamdan böyle aldım dersimi,
Okur idim elif diye, be diye.
Kimse bilmez şu cihanın harfinden,
Ta ezelden çağırırım Hû diye.

Oğul ıssız iken, üzüm çoğ iken,
Davut sofra iken, bıçak yoğ iken,
İsmal'e inen kurban sağ iken,
Kime dedi şu lokmayı ye diye?

Kimi azarlayıp, kimi kakıdır,
Kimine ders verir, kimin okutur.
Kime dedi meydan kimin hakkıdır?
Kime dedi şu meydanı yu diye?

Fatma Ana Şah Ali'nin gelini,
Miraç'a inerken öptü elini.
Haksızlara koklatmazdı gülünü,
Muhamed'in bergüzarı bu diye.

Pir Sultan'ım şunda bir dolu içti,
İçti o doluyu serinden geçti.
Aşkın ateşine yandı tutuştu,
Kemiğim hâl oldu, ilik su diye.
 
BENDEN SELAM OLSUN GÜL YÜZLÜ ŞAHA

Benden selam olsun gül yüzlü Şah'a,
Verdiği ikrarda durmuyor talip.
Her kişi kendine sürek sürüyor,
Rehberin buyruğun tutmuyor talip.

Avret erin saymaz talip pirini,
Faş ettiler erenlerin sırrını.
Dört kitapta gördünüz mü yerini?
Tarıksız tercuman biliyor talip.

İçeri girince beli Hak derler,
Dışarı çıkınca ikrar yok derler.
Sen olmazsan mürşit olan çok derler,
Verdiği ikrardan dönüyor talip.

Haberini aldım bir nebbaşiden,
Sen hiç korkmaz mısın ulu kişiden?
Yüz katını tutmuş pazarbaşıdan,
Artık alıp eksik satıyor talip.

Pir Sultan Abdal'ım, ben bir fukara,
Talip boynun eğip durmuyor dara.
Sınıklar sarılıp onulmaz yara,
Görün ne dert ile ölüyor talip.
 
BENDEN SELAM SÖYLE O GÜZEL ŞAHA

Benden selam söyle o güzel şaha,
Kurduğu yollara gitmiyor talip.
Herkes kendisine bir yol sürüyor,
Mürşit buyruğunu tutmuyor talip.

İçeri girilen ikrar hak diyor,
Dışarı çıkılan ikrar yok diyor.
Senden gayrı bana mürşit çok diyor,
Verdiği ikrardan dönüyor talip.

Yolum uğrar ise söylerim sözün,
Varsın doğru yola gitmesin talip,
Sen mürşitlik hakkın ifa eylersen,
Günahı boynuna tutmasın talip.

Pir Sultan Abdal'ım, ben bir biçare,
Boynunu de eğip durmuyor dara.
Gönüle de düştü bir sınık yara,
İnliye inliye geliyor talip.
 
BENDEN SELAM SÖYLEN SOFU CANLARA

Benden selam söylen sofu canlara,
Vücudun şehrini yuyanlar gelsin.
Yedi kat göklerin yedi kat yerin,
Kudret binasını kuranlar gelsin.

Pirimi sorarsan Ali'dir Ali,
Altından çakılmış Düldül'ün nalı.
Kim sürdü kuyuda kırk arşın yolu?
O yolun süreğin sürenler gelsin.

Sofuluk dediğin bir kolay iştir,
Pirimin gördüğü mübarek düştür.
Eti yok, kanı yok bir uçar kuştur,
O kuşun dilini bilenler gelsin.

Sofuluk eyleyen arıtır özün,
Kimse yok anlaya şu benim sözüm.
Demirin yüzünde karınca izin,
Karanlık gecede bulanlar gelsin.

Pir Sultan Abdal'ım, özüm didarda,
Saklayalım Hak katında nazarda.
Çıkmadık can, kazılmadık mezarda,
O canın namazın kılanlar gelsin.
 
BENİ GÖRÜP YÖNÜN ÖTE DÖNDÜRME

Beni görüp yönün öte döndürme,
Yine gitmez meylim sendedir sende.
Hilâl kaşlarını yere indirme,
Günah sende değil bendedir bende.

Seker vardır dudağında, dilinde,
Arzumanım kaldı gonca gülünde.
Sen bir padişahsın, hükmün elinde,
Senin ile davam sendedir sende.

Sensiz çıkıp yaylaları yaylamam,
Engeller içinde sırrın söylemem.
Çok günah işledim, inkar eylemem,
İk'ellerim kızıl kandadır kanda.

Nice beyler ile gezdim yoruldum,
Bulanık kan gibi aktım duruldum.
Sencileyin çok güzele sarıldım,
Dahi senin sevgin candadır canda.

Pîr Sultan Abdal'ım böyle deyiptir,
Âşıklar güzeli sevegeliptir.
Bir güzel sevmeyle kanlı m'oluptur?
Kellem terkidedir yandadır yanda.
 
BENİM ASLIM HORASAN'DAN HOY'DANDIR

Beni aslım Horasan'dan Hoy'dandır,
Kırklar olduğun Kanber de yandadır,
Tanrı'nın arslanı Ali nurdandır.

Kırklara serçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.

Kırklara Rum eline sökün eyledi,
Döndü geri cümle kırklara söyledi,
Bir etek kun ilen derya bağladı.

Kırklara seçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.

Kırklar Urum'a geçti, sen duydun mu?
Tanrı'nın arslanı geldi, bildin mi?
Pınar yanında kendini buldun mu?

Kırklara seçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.

Kırklar bir bir arda sökün eyledi,
Domuz kafirlerin yolun bağlandı,
Tanrı'nın arslanı imdat eyledi.

Kırklara seçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.

Geldi Kazova'sın duman bürüdü,
Kara kafirlerin yağı eridi,
Allah Allah deyüp Kırklar yürüdü.

Kırklara serçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.

Kırklar Rum elinde mekân tuttular,
Makamlar açtılar, çırağ yaktılar,
Bütün kafirleri dine çektiler.

Kırklara serçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.

Pir Sultan'ım bu sözleri söyledi,
Kafirlerin, Yezitlerin ağladı,
İlk selamı esselâda söyledi.

Kırklara serçeşmesin pirim Ali,
Cümlemizden ulusun Kızıl Deli.
 
BENİM HAKK'A MÜNACATIM

Benim Hakk'a münacatım,
Şah'a Padişah'a değil.
Ali Hasan'a minnetim,
Şah'a Padişah'a değil.

Hak dergâhına varırım,
Hub didarını görürüm.
Bir Allah'a yalvarırım,
Şah'a padişah'a değil.

Pir sultan'ım der: Şah'ım var,
Hızır paşa'dan ahım var.
Benim bir tek Allah'ım var,
Şah'a Padişah'a değil.
 
BERİ GEL BERİ GEL HEY İMAN KULU

Beri gel beri gel hey iman kulu,
Bek kapış koyverme tuttuğun eli.
Eğer kibir ile sürersen yolu,
Vebali boynuna ilazım değil.

Ele aldın aşk kitabın okursun,
Güle muhabbetin yine şakırsın,
Üstaz oldum deyü eksük dokursun,
Vebali boynuna ilazım değil.

Rehberin kapısı bin bir kapıdır,
Hak rehberler talibini okudur.
Yola doğru gitmek mümin hakkıdır,
Vebali boynuna ilazım değil.

Çıkar yüce tepelere konarsın,
Ziyan gördüm diye aşağ'inersin,
Verdiğin ikrardan geri dönersin,
Vebali boynuna ilazım değil.

Pir Sultan Abdal'ım, haktır bu emek,
Rızasız lokmalar haramdır yemek.
Benim borcum sana bir kezdir demek,
Vebali boynuna ilazım değil.
 
BİN CEFALAR ETSEN ALMAM ÜSTÜME (DOSTUM)

Bin cefalar etsen almam üstüme,
Gayet şirin geldi dillerin dostum.
Varıp yad ellere meyil verirsen,
Kış ola bağlana yolların dostum.

İlâhi onmaya yardan ayıran,
Bahçede bülbüller ötüyor uyan.
Kula gölge olsa Allah’a ayan,
Senden ayrılalı gülmedim dostum.

Pir Sultan Abdal'ım, gülüm dermişler,
Bu şirin canıma nasıl kıymışlar?
İster isem dünya malın vermişler,
Sensiz dünya malın n'eylerim dostum?
 
BİR AŞKIN DERYASIN BOYLA

Bir aşkın deryasın boyla,
Kıyısı öte mi dersin?
Bir gerçeğe hizmet eyle,
Emeğin yite mi dersin?

Nadanı kondurma bağa,
Düşürür seni tuzağa.
Şekerler yedirsen zağa,
Tut olup öte mi dersin?

Arifler yola giderler,
İrfanda sohbet ederler.
Nişansız yari n'iderler?
Can gönül kata mı dersin?

Bellidir kalbi boş olan,
İkrar verendir hoş olan.
Hercaiye yoldaş olan,
Menzile yete mi dersin?

Pir Sultan Abdal coşmayan,
Aşk küresinde pişmeyen.
İlkin Hakk'a ulaşmayan,
Sonradan yete mi dersin?
 
BİR BÜLBÜLCÜK KONMUŞ DAĞLAR BAŞINA

Bir bülbülcük konmuş dağlar başına,
Sal Allah'ım, sal sılama varayım.
Şahin yuva yapar kendi başına,
Sal Allah'ım, sal sılama varayım.

Bizim evlerimiz dağdan ötedir,
Hısım kavim bize ana atadır.
Yad ellerde kalmak kula hatadır,
Sal Allah'ım, sal sılama varayım.

Ekili tarlalar nasıl basayım,
Üzerine birkaç kurban keseyim.
Bu iş Hak'tan geldi kime küseyim?
Sal Allah'ım, sal sılama varayım.

Atlarımız yemin yedi silindi,
İki kardeş karşı karşı salındı.
Ciğerciğim delik delik delindi,
Sal Allah'ım, sal sılama varayım.

Pir Sultan Abdal'ım saki değildir,
Tuz ekmek her aşık hakkı değildir.
Bu dünyada kimse baki değildir,
Sal Allah'ım, sal sılama varayım.
 
BİR DOSTUN PEŞİNE DÜŞTÜM EZELDEN

Bir dostun peşine düştüm ezelden,
Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim.
Bilmem benim çilem ne zaman biter,
Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim.

Ben bir hayal kurdum kendi kendime,
Aklım ermez bu dünyanın fendine.
Gitmek istiyorum kendi dengime,
Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim.

Şah'ım arşa çıkmış, yeri zordadır,
Her zaman bakarım gönlüm yardadır.
Kul hakkın'yemişler emek zaydadır,
Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim.

Garez etti bana içimde atiş,
Sordum sual ettim bu nasıl gidiş.
Yüze gülüp geçti dedi uç yetiş,
Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim.

Pir Sultan'ım içerimde köz yanar,
Ancak dost eliyle bu ateş söner.
Şerbet ver sevdiğim, içerim yanar,
Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim.
 
BİR GECE MUHAMMED EVDE YATARKEN

Bir gece Muhammet evde yatarken,
Üç melek geldi de nida getirdi.
Selman'ın şeklinde bir oğlan girdi,
Ne güzel izzetle sala getirdi.

Muhammet oğlana yerini verdi,
Geçti oğlan seccadeye oturdu.
Cebrail oğlandan nişan istedi,
Zühre yıldızını alna getirdi.

Bu oğlanın Ali olduğun bildiler,
Aman mürvet deyi dara durdular.
Özlerinden hayli sitem sordular,
Cebrail Cennet'ten elma getirdi.

Getirip elmayı terceman verdi,
Şah eline alıp dört pare kıldı.
Bir paresin Şah'ım nuş edip kandı,
Üçünü melekler Hakk'a ***ürdü.

Bak Bari Taala hoş nazar kıldı,
Yed'iklim çar köşe Ali'ye verdi.
Biri Düldül, biri Zülfikar oldu,
Fatma da Kanber'i ana ***ürdü.

Pir Sultan'ım eydür: Gitti gelenler,
Arayıp özünde gevher bulanlar.
Muhammet Ali'yle arşa duranlar,
Cümle melekleri ceme ***ürdü.
 
BİR GÜL İLE GÜLİSTANI SEYRETTİM

Bir gül ile gülistanı seyrettim,
Seher yelleriyle esen Ali'dir.
Muhammed kılavuz Mahşer yerinde,
İslâmın sancağın çeken Ali'dir.

Dayanı gör kardaş gönül gücüne,
Azığın yok mudur ahret göçüne?
On'ki İmam gibi Cennet içine,
Ab-ı Kevser ile akan Ali'dir.

Bindiler Düldül'e Şarka gittiler,
Horasan şehrine akın ettiler.
Müminlerin feryadına yettiler,
Mervan'ı Yezit'i basan Ali'dir.

Münkirin gıdası Hak'tan kesildi,
Nesimî yüzüldü, Mansur asıldı.
Dünya yetmiş kere doldu eksildi,
Dolduran Ali'dir, dolan Ali'dir.

Hakk'ın emri ile Cebrail indi,
İndi de Ali'nin koluna kondu.
Zülfikar kuşanıp Düldül'e bindi,
Yezid'in neslini kıran Ali'dir.

Kim dokudu bin çiçekli halıyı?
Kim diriltti bin yıl yatan ölüyü?
Kırklar meclisine gelen doluyu,
Dolduran Muhammed, içen Ali'dir.

Pir Sultan Abdal'ım ağladı güldü,
Kâbe-i Şeriften bir nida geldi.
Hakk'ın emri ile dört kitap indi,
Okuyan Muhammed, yazan Ali'dir.
 
BİR GÜZELİN AŞIĞIYIM ERENLER

Bir güzelin aşığıyım erenler,
Onun için taşa tutar el beni.
Gündüz hayalimde, gece düşümde,
Kumdan kuma savuruyor yel beni.

Reyhanını devşir devşir desteyle
Ben deliyim ögüt verip pest eyle
Düşmanımı el yanında dost eyle
Bir gececik mihman eyle al beni

Al gül olsam, al gerdana takılsam,
Kemer olsam, ince bele sarılsam,
Köle olsam, pazarlarda satılsam,
Yarim deyi al sinene sar beni.

Abdal Pir Sultan'ım gamzeler oktur,
Hezaran sinemde yaralar çoktur.
Benim senden özge sevdiğim yoktur,
İnanmazsan git Allah'a sor beni.
 
BİR KİŞİ HAKK'IN EMRİNDE OLMASA

Bir kişi Hakk'ın emrinde olmasa,
Ona nesne gelmez, selamın almam.
Dört kapıda bir niyazı yok ise,
Haramdır lokması, el sunup yemem.

İkrarı, imanı bir değil ise,
Gediğin gözetir er değil ise,
Avradı kendine yâr değil ise,
Ondan hayır gelmez, tercüman olmam.

Dokunma yaylasın sahra dağ ise,
Açma kapağını mübah yağ ise,
Mürebbisi, müsahibi yoğ ise,
Ölüsü murdardır, namazın kılmam.

Sakının rakipten nâşiden hazer,
Gönül bir seyyahtır âlemi gezer.
Bağbandı olmayan bahçeyi bozar,
Kader bahçesine hoyratı salmam.

Pir Sulan'ım, ben okuyup yazarım,
Erden ere kimiyadır nazarım.
Muhammed Ali'den açtım pazarım,
İrehberden kaçıp imansız olmam.
 
BİR KİŞİ ÖZÜNDE İKİLİK OLSA

Bir kişi özünde ikilik olsa,
Hakk'ın didarını görmez billahi.
Hor bakarsa evliyanın yoluna,
Eli bir gerçeğe ermez billahi.

Cihanı seyahat edip gezerse,
Doksan bin kelamı okur yazarsa,
Bir mümin yezide kuşak çözerse,
Derdine dermanı bulmaz billahi.

Eli ile komadığın alırsa,
Yalan söyler Hakk'a asi olursa,
Tövbe etmez günah gümrah olursa,
Cehennem oduna yanar billahi.

Bir mümin yezide kızını verse,
Anası babası ilayık görse,
Yüz bin kere başı secdeye varsa,
Hak da günahından geçmez billahi.

Bir mümin yezidin yüzüne baksa,
Gayet gökçek olsa şol meyli aksa,
Ol müslim bacıdan zürriyet doğsa,
Arsız meydanında kalır billahi.

Pir Sultan'ım der ki: Hakk'ın emrini,
Koyuverse bir kişi avradını,
Mümin olan bilir bunun dadını,
Yedi başlı hınzır olur billahi.
 
Geri
Üst