Namık ( Nam-i ) Kemal Fıkraları

Hizmetçi

Fransa krallığında saraya hizmetçi aranıyormuş. Deneme için baş vuranlar arsından sınavı nam-ı kemal kazanmış ve işe alınmış. Aradan daha bir saat bile geçmeden nam-ı kemal doğruca kralın huzuruna çıkmış ve "efendim beni işe aldınız teşekkür ederim lakin benim bir kusurum var" demiş kıral nedir evladım senın kusurun dıye sorunca nam-ı kemal ismim efendim demiş, kral yenıden pekı nedır oğlum senın ısmın dıyınce nam-ı kemal de sik efendim demiş. Bunun üzerine kral "sorun değil yeterki kraliçe ve prensesin bundan haberi olmasın dıyerek nam-ı kemalı yollamıs. Bu olaydan sonra nam-ı kemal kralıceye isminin am , prensesede köfte oldugunu söyler. Gel zaman gıt zaman bır gun aksam yemegınde köfte cıkar prenseste en sevdiği yemek olan köftelerı yedıkce yer. Kralıçe hernekadar "kızım bukadar çok köfte yeme aksam senı sıkar" desede prenses yemege devam eder. Gece yarısı olup herkez yatmaya cekıldıgınde nam-ı kemal doğruca prensesın odasına gıderek baslar sıkıstırmaya, prenses hemen "anne anneeeeee köfte beni sıkıyor" diye bagırmaya başlar. Kraliçe "kızım ben sana okadar yeme, gece sıkar dıye söylemıstım"der prenses "anne bu hızmetcı köfte" dıye bagırır. Kralıce kızının odasına geldıgınde nam-ı kemalı gorur gormez avazı cıktıgı kadar bagırır "bey beeeeeeeyyyyy yetiş kızımın bacakları arasında am var" kral "saçmalama hanım başka ne olacak" dıye kralıceyı azarlar. Kralıce olayı krala ızah edene kadar nam-ı kemal işini bıtırmıs ve balkondan atlayarak kacmaya baslamıs bunu gören kralda derhal balkona cıkarak bagırmaya baslamıs "ey ahaliiii toplanıııınnn" butun halk toplanmış " siki tutuuuuuuunnnnnn" herkez sıkı tutmus "kafasını kesııııııııınnnnnnn" herkez kafasını kesmıs.
 
Nam-ı Kemalin Boynuzu

Nam-ı Kemal sarayın bahçesinde çobanlık yapıyormuş. Bu ara padişahın kızı ile sevişiyormuş. Bunu duyan padişah sarayın kapılarını Nam-ı Kemale kapatmış. Bizim Nam-ı Kemal sarayın duvarından bir delik açmış ve kızla burada sevişiyormuş. Birgün padişah kızı iş başında görmüş.
-Kızım ne yapıyorsun orada?
Kız:
-Baba ***ümde çıban bitti keçiye yalatıyordum . İyi gelirmiş diyorlar.
Padişah:
-Kızım benimkinde de çıban bitti bende yalattırayım.
Neyse padişah ***ünü deliğe koymuş birden çekmiş. Kızı:
Ne oldu baba?
-Keçi boynuzlarını soktu kızımmmmmm!
 
Al Onu

Bir gün trende Nam-ı Kemal, Çinli ve Japon bir araya gelip hünerlerini ortaya koymaya karar verirler.
Japon
-Ben bu zarfa sevgilimin baş harfini yazdığımda herkes anama gittiğini anlar demiş.
Çinli
-Ben bu zarfa evimin nosunun son rak***** yazsam anama gittiğini anlar demiş.
Bunun üzerine Nam-ı Kemal.
-O bir şey mi ben bu zarfı kime göstersem anama gittiğini anlar demiş.
Herkes şaşırmış ve yapmasını istemiş.
Nam-ı Kemal de zarfı nah işareti yaparak karşı vagondaki birine göstermiş.
Adamda Nam-ı Kemal dönüp;
-Al onu anana gönder...
 
Maymun 2

Bir Fransız Bir İngiliz Birde bizim Nam-ıKemal`i ayrı ayrı adalara atmışlar yanlarına da birer maymun vermişler bunlardan nasıl bir nesil türeyecek diye merak etmişler aradan 5 yıl geçmiş bilim adamları Fransız`ın bulunduğu adaya gitmişler yarı maymun yarı insana tombul bakımlı bir çocuk bulmuşlar sevinmişler oradan, İngiliz`in bulunduğu adaya gitmişler oda aynı birde bizim Nam-ı Kemal`in bulunduğu adaya gitmişler bakmışlar ki bakımsız ,cılız ,kötü bakımlı, ne insana nede maymuna beziyor bilim adamları şaşırmış bizimkine sormuşlar bu ne hal namık İngiliz ve Fıransız`ın çocuklarını anlatmışlar Namık demişki
-Eee banada dişi maymun verseydiz ben daha iyisini yapardım erkek maymundan bukadar oluyor.
 
Mektup Kime

İngiliz Fransız ve Nam-ı Kemal trende yolculuk ederken İngiliz kendi posta sistemlerinin çok hızlı olduğunu söyler buna karşılık Fransız kendi sistemlerinin daha hızlı olduğunu ve 1 günde postanın alıcıya ulaştığını belirtir. Nam-ı Kemal de onlara elindeki mektubu gösterir ve bunu anında köyüne göndereceğini belirtir. İngiliz ve Fransız şaşırarak izlerler Nam-ı Kemal trenden dısarı bakar ve koyun otlatan çobana elini sallar ve "bu kime bu kime?" Çoban da karşılık verir "ananaa ananaa..."
 
Yarışma

Birgün padişah bir yarışma düzenlemiş. Kızını halkın önünde soyunduracak ve dalgası kalkmayana büyük miktarda altın verecekmiş. Ülkenin her yerinden yarışmaya katılanlar olmuş ve tabi bizim Nam-ı Kemal de durur mu o da katılmış ama diğerlerinden daha hazırlıklı gelmiş. Şeyini, kalkmasın diye bacağına dolamış!!
Neyse yarışma başlamış. Padişahın kızıda ne öyle, güzeller güzeli taş gibi bir vücut, dayanılacak gibi değil...
Hal böyle olunca da herkesin şeyi kalkar kurşuna dizilir, bizim Nam-ı Kemal in bacağı kalkar topa tutulur!
 
Sahlep

Başı beladan kurtulmayan Nam-ı Kemal
bu sefer de yeniçerilerden kaçmaktadir! O koştukça yeniçeriler arkasından gelir.
En sonunda köyün meydanına gelen Nam-ı Kemal çareyi çıplak bir heykelin yanına geçip aynı onun gibi çırılçıplak durmakta bulur. Bu heykel de çocuklarin *arragini tutup aşağı doğru hareket ettirdiğinde alttan çikolata veren bir heykeldir...
Tabii cok geçmeden Nam-ı Kemal´i de bu heykel gibi zanneden bir cocugun annesi bizimkinin dalgasını tutar ve asagi dogru indirir. Tık yok! Canı yanar Kemal´in ama yeniçerilerde meydanda onu aradigindan sesini çıkaramaz, kadın bir daha dener bir daha ve bir daha...
Dayanma noktasının sınırına gelen Nam-ı Kemal sessizce kadına;
-"Cikolata bitti, Sahlep var sahlep" der
 
2 Kilo Bebek

Uluslar arası bir yarışma düzenlenmiş. Osmanlıdan Nam-ı Kemal katılmış.
Yarışmanın kuralı çok büyük bir yemek masasının üstündeki envai çeşit yiyeceklerin hepsi ara verilmeksizin silip süpürülecek,
Sonra 100 katlı bir binanın 100. katına çıkılacak ama hiç sıçmadan.
Yarışma başlar ve İngiliz tüm yiyecekleri yiyip başlar merdivenleri tırmanmaya ancak daha fazla tutamayıp kırkıncı katta salıverir.
Alman yarışmacıda çıkmaya başlar oda 51. katta su koyar.
Bizim Nam-ı Kemal masada ne var ne yoksa yalayıp yutar ve başlar merdivenlerden çıkmaya. Bu arada tüm basın mensupları da 100. katta galip gelecek kişiyi merakla bekler.
Nam-ı kemal 56. katta çok sıkışır ama yarışmayı kazanmaya kararlıdır ne yapacağını düşünürken bir bakar ki 56. katta bir doğum hane orda bir sürü yeni doğmuş bebekler kundakta yatmaktadır. Birinin bezini çeker altına bağlar ne kadar varsa boşaltır.bezi tekrar bebeğin altına sarar. Bir hızla çıkar rahatça 100. kata.
Ertesi gün gazetelerde manşeeeeeet:
“Muhteşem Türk 100. Kata kadar çıktı büyük ödülün sahibi oldu tüm dünyaya adını duyurdu.”
En altta ise ufak bir haber:
“2 kilo doğan bebek 10 kilo sıçtı.”
 
Göbekmi Bebekmi

Bir gün Nam-ı Kemal yolda giderken bir bayan görür ve derki:
- Bayan önünüzdeki göbek mi bebek mi?
Kadında "bebek" der.
Nam-ı Kemal de:
- Aletini versem bir tanede bana yapar mısın?
 
Sör Heykeli

Nam-ı kemal Fransiz arkadaşıyla bir gün Fransayi gezerken bakmışlarki bir sör heykelinin altında Türk bir elinde bir parca ekmek sarılmış ekmeği yiyor diger eliylede mikini tutuyor, Fransız hemen atılır ve nam-ı kemale doner
bak ustad sizin Türklerin haline bizim sör heykeli dahi sizin Türklerin rezilliğini gösterir gibi duruyor.
Nam-ı kemal hemen atılır derki,
yok üstad bizim Türk ekmegi yiyor sizin sörde bir parça ekmek istiyor, bizim Türkde alda mikimi ye diyor.
 
Boşalma

Boşalma yarışması yapılır. İngiliz Fransız ve doğal olarak Nam-Kemal. İngiliz gelip çeker. spiker sayar: 1kova, 2 kova, 3 kova tıkandı. Fransız çeker: 5 kova, 6 kova, 7 kova Nam-ı kemal çeker: 10 kova, 11 kova, 12 kova 1.tribün, 2. tribün, 3.tribün, 4. tribün glugluglu.
 
namık kemal

gazeteciye demişler dünyanın en büyük *iklisini yaz bu gazeteci namık kemalin kücük kardesisinin seyini görmüs o ne büyük şey demis oda seyiyle tarlayı suluyormus.sen git benim ortanca abimminkini gör demis oda köprü yapmıs üstünden insanlar geçiyor. sen git bide benim en büyük abimminkini gör demis. nerede
demis gazeteci
dagın en büyük yerinde adam cıkmıs ak şam olmus bi de ne görsün namık kemal sıkılmış şeyiyiyle ayla yıldızun yerini değiştiriyour
 
Kör

Tek gözü kör bir adam varmış gözünün iyileşmesi için herşeyi denemiş bir gün eski bir arkadaşı ile karşılaşmış halini anlatmış arkadaşı da ona Nam-ı Kemal`in ...ktiği körlerin gözünü açtığını söyLemiş. Adam inanmamış kendisi görmek istemiş Nam-ı Kemal`in evine gitmişler Nam-ı KemaL in her ....ktiği
-Oh Nam-ı oh gözlerim ışıdı diyip gözleri açılıyormuş.
Adam ikna olmuş odaya girmiş Nam-ı KemaL`e durumu anlatmış
-Benim tek gözüm kör ona göre muamele yap demiş.
Adamı yüz üstü yatırmış bir itelemiş 2 İtelemiş 3 cüye adam
-Yavaş Nam-ı öbürü de kararıyor, demiş.
 
Cebim Delik

Nam-ı Kemal çok zengin bir dul hanımın davetlisi olarak malikanesine gider. Kapıda onu karşılayan uşağa paltosunu şapkasını verir ve diğer davetlilerle birlikte geniş yuvarlak bir masaya otururlar. Herkes bir soru sorar yanıtlar verilirken sıra Nam-ı Kemale gelir ve sorar:
-Elim pantolonumun cebinde, pantolonumun cebi delik, elimde ne tutuyorum acaba? Herkes utanmış, evin sahibi bayan kızmış ve böyle ayıp sorular soramazsınız deyip uşağa seslenmiş:
-Beyefendinin paltosunu şapkasını ver derhal evi terketsin.
Nam-ı Kemal "durun yahu demiş elim cebimde,cebim delik elimde işte bu var" diye anahtarı gösterince herkes kahkaha ile gülmüş.
aradan uzun bir zaman geçmiş bizimki sıkılmaya başlamış gitmek istiyor.
soru sırası yine ona gelince aynı soruyu sormuş.herkes gülerek "anahtar"demiş. Nam-ı Kemal:
-Bilemediniz deyip,uşağa seslenmiş "oğlum getir benim şapkamı paltomu"
 
kafanı kullanacaksın

Nam-ı Kemal iş için bir şehre gitmiş. Orada kendine 2 arkadaş edinmiş. Biri ingiliz biri Alman. Bakmış bunlar çok ukala davranıyorlar "sizinle bir iddaya girelim"demiş. Diğerleride kabul etmiş. İddaa ise "kadını en çok kim bağırtacak". Doğru bir otele gidip bir kadın bulmuşlar ve başlamışlar işe. İlk önce ingiliz girmiş içerden ses yok. İkinci olarak Alman girmiş onda da ses yok. Son olarak bizim Kemal girmiş ve içerden bağırtılar, inlemeler, çığlıklar gelmeye başlamış. Nam-ı Kemal çıkmış içerden ve hepsi büyük bir şaşkınlıkla sormuş: ya nasıl yaptın bunu. Biz ikimizde kadından ses çıkarmayı beceremedik diye. Nam-ı Kemal hemen cevap vermiş: kafanı kullanacaksın!
 
Alma Yarışması

Günün birinde içine alma yarışması düzenlenir. İngiliz, Alman ve Nam-ı Kemal. İlk önce İngiliz masanın yanına gelir ve büyük bir karpuz koyar ve üstüne oturur karpuz kaybolur herkes alkışlar. Sıra Almana gelir oda masanın üstüne büyük bi kabak koyar oturur ve kabak kaybolur. Alkışlar daha da yükselir ve sıra Nam-ı ktadır oda masanın üstüne bir tane elma koyar herkes yuhalamaya başlar ve Nam-ı Kemal masaya oturur herkesin sesi daha da artmıştır çünkü ne elma ne de masa ortada yoktur.
 
Ta..akco

Bizim Namı-Kemal inek gördüğü zaman dayamazmış hemen üstüne atlar ....ikmeye başalrmış.Gene birgün köyün ineklerine musallat olmuş.Artık ineklerin dayanacak gücü kalmamış ve kendi aralarında toplanıp bu duruma bi çare aramaya başlamışlar.En sonunda bi çare bulmuşlar her tarafı telle dikenle çevrili bir yerde otlamaya karar vermişler ve her tarafı öyle yapmışlar.Tabi bizim Namı-Kemal in lakabıda oralarda taşşakcoyymuş.İnenler gene birgün otlarlarken Namı-Kemal ordan geçer ve inekler hepbir ağızan başlarlar bağırmaya taşşakco bizi ....ikemez diye.Bunu duyan Namı-Kemal bekleyin ulan kaltaklar der ve hızla açılır geri açılıp tellerin üzerinden atlamaya karar verir ve hızlı bi şekide atlar ve tellere takılı kalır.Bunu gören inekler ne oldu taşşakco derler bizim Namık-Kemal de yoo yooo taşşako değil bana bundan sonra sadece co deyin der.İnekler nedenini sorar.Namık-Kemal detaşşaklar telde kaldı der....
 
abuzer

Bilirsiniz adiyamanda abuzer ismi cok yaygin bir dildir. Bir gun Jandarama bir minubusu durdurur ve kimlik kontrolu yapacaktir komutan minibustekilere söyler ismi abuzer olan herkes asagi insin. herkes asagi iner sadece biri kalir. komutan sorar senin ismin nedir. oda Haci Abuzer der komutanim
 
Çizgiyi Geçme!..

10 yaşında olan Nam-ı Kemal birgün evde otururken birden ayağa kalkıp salonun girişine bir çizgi çizmiş. Tam bu sırada Nam-ı Kemal in babaannesi salona yaklaşmış ve Nam-ı Kemal bağırmış. - "Babaanne sakın çizgiyi geçme yoksa seni **ker*m!!"
Babaannesi de
- "Oğlum git işine ben zaten çok yoruldum"
demiş. Nam-ı Kemal çizgiyi geçen babaannesini bi güzel **km*ş. Akşam Nam-ı Kemal in babası olayı öğrenince Nam-ı Kemal e sormuş.
- "Oğlum niye anamı **kt*n?"
Nam-ı Kemal
- "Sen benim anamı yıllardır **kiyon ben bişey diyo muyum?" Demiş...
 
Allahım Günah Yazma

Nam-ı Kemal köy kahvesinde oturmuş arkadaşlarıyla muhabbet etmektedir. Yanında oturan arkadaşlarına demiş: Şu karşıdaki köprüyü görüyor musunuz? Evet demişler görüyoruz. İyi, o köprüden ilk geçeni s*kicem. Arkadaşları "hadi ordan canım olur mu öyle şey, hayatta yapamazsın" demişler. Bekleyinde görün demiş. Bir kaç dakika sonra köprüden bir hatun geçer. Namı-Kemal birde bakar, geçen hatun kendi kızı.. Arkadaşları "hadi sözünde dur" demişler.
Çaresiz gider Nam-ı Kemal, çaktırmadan bişeyler yaparmış gibi takılırım der. Köprüde kızına der: Kızım ben büyük bir iş yaptım... Durumu anlatır. "Sen şimdi bana arkanı dön altını indir, ben sadece değdiricem, merak etme der. Kızı çaresiz kabul eder.
Namı-kemal değdirmeye başlar, bir yandan da mırıldanır, "Allahım günah yazma" derken değdirmekle zevke gelmeye başlar, yarısına kadar sokar, kızı; "napıyosun baba?" , "sus kızım, biraz daha inandırıcı olsun." bu arada mırıldanır, "Allahım biraz yaz, biraz yazma".. Nam-ı Kemal iyice zevke gelir ve kendini tutamaz.
"İster yaaaz ister yazma, ister yaaaz ister yazma!"
 
Geri
Üst