komik fıkralar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juani-
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Evli bir çift cadılar partisine davetliydi.Dışarıya çıkmak için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu evde kalmak zorundaydı.Kocasına partiye yalnız gitmesini onun eğlencesini bozmak istemediğini söyledi.Biraz tartıştıktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti kadın da birkaç aspirin alıp yattı. Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi. Tam hazırlanırken "acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor" diye düşündü ve kocasının kendisini tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti. Oraya vardığında bir kenarda onu izlemeye başladı. Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla çok yakınlaşarak dansediyordu nereye kadar gidebileceğini görmeye karar verdi.Kocasına yaklaştı Onunla çok samimi bir şekilde dansetmeye başladıkulağına dışarıya çıkabileceklerini fısıldadı. Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan kadın eve gitti kocasının dönüşünü beklemeye başladı. Adam sabaha karşı 01.00 sularında döndü ve doğru yatağa gitti. Kadin : "Parti nasıldı kocacığım" diye sordu Adam da: "Sensiz hiç eğlenemedim tatlım" diye yanıtladı. Kadın "inanmıyorum" diye cevapladı "Bahse girerim çok eğlenmişsindir" Adam "Gerçekten hayatım. Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat kostümümü ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş bir eğlenmiş anlata anlata bitiremedi....
 
Köyün birine genç bir imamın tayini çıkar.Ve bu köyde bir kızla tanışır aşık olur.Durumu cemaateki bir kaç kişiye açar ve ne yapması gerektiğini sorar.Onlarda kızın babası aşırı solcudur.imama asla kız vermez derler.Ama imam dinlemez.alır eline çikolatasını kızın kapısına gider.ve haliyle babası imamı evden kovar.İmamdaçaresiz evine gelir sabah ezan okumak için camiye gider ve derki;
Şimdi bu ezanı sevipte kavuşamayanlar için okuyorum.
 
Temel Ehlİyet Kursuna YazilmiŞ Kurs GÖrevlİsİ Temele Sadece Bİr Soruya DoĞru Cevap Verebİlİrse Ehlİyet AlabİleceĞİnİ SÖylemİŞ. Kurs GÖrevlİsİ:gece Yolda Arabanla Gİdİyorsun. Yol Karanlik KarŞidan Bİr IŞik Gelİyor Bu Nedİr?
Temel:bİr Motorsİklettİr. DemİŞ Ve Ehlİyetİ Almaya Hak KazanmiŞ. Bİr İkİ Ay Sonra Temel Kaza YapmiŞ Ve Hastaneye KaldirilmiŞ. Temelİn Ehlİyetİ BaŞariyla AldiĞina İnanan Kurs GÖrevlİsİ Temele SormuŞ "senden BÖyle Bİrkaza Beklemİyordum Olay Nasil Oldu Anlatirmisin" Temel:gece Yolda Gİdİyordum Yol Karanlikti KarŞidan İkİ Tane Motorsİklet Gelİyordu Bende İkİsİnİn Arasindan GeÇmek İstedİm MeĞer O Gelen İkİ Motorsİklet DeĞİl Bİr ArabaymiŞ
 
Ameliyat
İki sevgili bir ağacın gölgesinde oturuyorlarmış. Kız birden sevgilisine sana ameliyat olduğum yeri gösteriyim mi der. Adamın ağzından salyalar akarak göster der. Kız :
- Şu karşıki bina..
 
Köyün birinde Ahmet isimli herkes tarafından sevilen biri varmış. Birgün kahvede otururken televizyonda Süleyman Demirel'i görmüş sesli bir şekilde bu eskiden bana abi derdi demiş. Köylüler yapma Ahmet abi onu nerden tanıyorsun demişler. Ahmet abi ispatlamak için hadi o zaman Ankaraya gidelim demiş. Dedikleri gibi Süleyman Demirel Ahmet abiyi görmüş ve eline sarılıp abi hoşgeldin demiş. Köylüler şaşkın bir şekilde köyüne dönmüş aradan bir kaç gün sonra Ecevit'i televizyonda görmüş köylülere her gördügü yerde elimi öper demiş ve köylüler hadi anladık Süleyman'ı da bunu tanıyor olamazsın demişler girmişler iddaya ve başbakanlığa gitmişler. Herşey Ahmet abinin dedigi gibi olmuş. Köylüler çok şaşırmışlar ve köylerine dönmüşler. Birgün televizyonda Bush'u görmüşler ve Ahmet abi benden çok çekinirdi Bush demiş. Köylüler hadi Ahmet abi onları anladıkta bu Amerikada demişler olmaz öyle şey... Amerikaya gitmişler Ahmet abi Beyaz Saraya girmiş diğer köylüler dışarda bekliyormuş uzun bi süre Ahmet abi çıkmayınca meraklanmışlar ve yanlarından Micheal Jordan geçiyormuş. Kardeş senin boyun uzun şurdan bi zıplada içerde kimler var diye sormuşlar. Adam sıçramış ve demişki valla biri Ahmet abi diğerlerini tanımıyorum...
 
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan doğudaki bütün okullara bir bildiri yayımlanmış: "Bu kış soğuk geçecektir. Lütfen kullandığınız yakıtın cinsini kod numarasını ve stok durumunuzu bildirin."
Bunun üzerine Erzurumdan bir okul müdürü cevap yazmış:
"Yakıtımız pohtur kod numarası yohtur stokumuz ise çohtur."
 
Yaşlı adam torununu karşısına alarak:
- Bak torunum biraz sonra gideceğimiz yer sosyetik yer eğer orda çişin gelise dede kulağına üfliyim mi? de ben anlarım. demiş. Neyse akşam olmuş misafirliğe gitmişler ordakiler:
- Nolur burda kalınnolur diye ısrar etmişler. Adam onları kırmamak için evet demiş. Gece yatarlarken çocuğun çişi gelmiş. Hemen dedesinin sözü aklına gelmiş.
- Dede kulağına üfliyim mi? demiş. Dede de:
- Üfle torunum demiş.
Çocukta hemen dedenin kulağına işemiş...
 
Üç ülke başkanları Amerikan İngiltere ve Türkiye başkanları bir basın açıklamsı yaparlar konu ekonomik açlık sınırıdır.
İlk önce Amerikan konuşur; bizde 4 kişilik bir aileye aylık 5000 USD gelir düşer biz onlara 6500 USD veriyoruz 1500 USD' yi ne yapıyorlar bilmiyoruz.
Sıra İngilize gelir bizde 4 kişilik bir aileye aylık gelir 5000 Sterlin düşüyor. Biz onlara 7500 Sterlin veriyoruz 2500 Sterlini ne yapıyorlar bizde bilmiyoruz.
Sıra Türk'e gelir valla bizde dört kişinin açlık sınırı 800 000 000 TL gelir düşüyor. Biz onlara 300 000 000 TL veriyoruz onlar 500 000 000 TL'yi nerden buluyorlar bizde anlamış değiliz
 
Bir gün çocuk eve gelir ve babasına
- Bize politika nedir diye ödev veriler der. Baba yanıt verir:
- Bak oğlum ben kapitalizm hizmetçimiz işçi sınıfı annen devlet sen halk kardeşin ise gelecek.
Gece oluyor ve kardeşi ağlıyor. Bakıyor ki kardeşi altına doldurmuş. Babasının odasına gidiyor babası hizmetçiyle yatıyor annesinin odasına gidiyor ve annesi uyuyor. Çocuk gidip yatıyor sabah kalkıyor ve babasına diyor ki; baba ben politikanın ne olduğunu öğrendim. Kapitalizm işçi sınıfını kullanıyor devlet uyuyor halk kimsenin umrunda değil ve gelecek bok içinde
 
Bir adam varmış. Adı Tali. Çalıştığı iş yerinde şefmiş. Herkes Şef Tali olarak sesleniyormuş mecburen. Karısı da varmış bu Şef Tali'nin. Karısı biraz “r”' özürlüymüş. Bir gün evini aramışlar. Karısı cevap vermiş:
- Buyurun kimi aradınız?
- Şef Tali yok muydu hanımefendi?
 
Adamın biri trende giderken çok sıkışmış. Trenin tuvaletine gitmiş çok kalabalık olduğunu görüp tekrar kompartımanına dönmüş. Ne yapsam ne yapsam diye düşünmüş ve aklına bir fikir gelmiş. Poposunu trenin camında çıkarmış ve büyük abdestini yapmaya başlamış. Bu sırada orda bir polis bekliyormuş ve telsize eğilerek:
- Komiserim trende şüpheli bir şahıs var demiş
Komiser : Tarif et.
- Polis : Ablak suratlı bir adam trenden kafasını uzatmış komiserim. Gözleri şişman olduğundan gözükmüyorburnu içine gömülmüşağzında da purosu var
 
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e ***ürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum. Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İçeride sesler yükselmiştir. Adam :
- 1 milyar dolar.
Papa :
- Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral kaç kilise yapılır dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik?
 
Bir mahkeme salonu düşünün... Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır...
- Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz? Yaşlı teyze cevap verir :
- Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız...
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar :
- Peki Bayan Williams ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz? Kadın yine cevaplar :
- Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.. Tembel ödlek ve alkolik adamın tekidir.. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor..
Yine herkes şokta.. Bütün salonu bir uğultu kaplar.. Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar...
- Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım
 
Bir yıldır hiç konuşmadığı karısından ayrılmak isteyen adama hakim sorar :
- Neden bu bir yıl boyunca karına hiçbir şey söylemedin?
Adam ezik cevap verir :
- Sözünü kesmek istemedim hakim bey
 
Bir tavsan ormanda koşarken esrar saran bir zürafa görür. Ona :
- Dostum Zürafa içme bunu sağlığına zararlı koşalım form tutalım der ve başlar bunlar koşmaya...
Biraz sonra kokain çekmeye hazırlanan bir fil görürler ve “fil arkadaşım kokaini bırak gel bizimle koş beraber form tutalım.” diyerek ikna eder.
Biraz koştuktan sonra kendine eroin enjekte etmeye hazırlanan aslanı görürler.
- Sevgili aslan kardeş batırma kendine bunu gel bizimle koş sana da iyi gelir der ve aslan yaklaşır tavsana ve yumruğunu indirir tavşanın suratına..
Diğerleri şaşkın :
- Niye yaptın bunu o iyiliğimizi istiyordu.
Aslan cevap verir :
- Bu ***** her extacy aldığında ormanda deli gibi koşturuyor bizi
 
Adamın birisi Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp kelebekleri kovalar çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan leopar geliyor belli ki günlük yiyeceğini arıyor. "Şimdi başım dertte" diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye başlamış bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş; "Ne kadar lezzetli bir leoparmış acaba bundan bir tane daha var mı?" Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakandaki ağaca tırmanmış. "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye düşünmüş. Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan nasıl kurtulacağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış leopar çok sinirlenmiş ve maymuna "atla sırtıma gidip şunu yakalayalım" demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla beraber hızla kendine geldiğini fark etmiş "şimdi ne yapacağım" diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş bunun yerine arkasını yine leopara dönerek kemikleri kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş; "bu aptal maymun nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim hala haber yok”
 
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Pederin karşısında cennetin kapısında dururken arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş ve sormuş :
- Bu saatler ne böyle?
Aziz Peder cevap vermiş :
- Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder..
Ramsfeld :
- OO peki bu kimin saati?
- Bu Azize Teresa'nın saati.. İbre hiçbir zaman oynamadı yani hiç yalan söylememiş..
- İnanılmaz demiş Ramsfeld. Peki bu kimin saati? Aziz Peder cevap vermiş :
- Bu Abraham Lincoln'ün saati. İbre iki kez hareket etti yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş :
- Peki Bush'un saati nerede?
- Bush'un saati İsa'nın ofisinde İsa onu vantilatör olarak kullanıyor..
 
Florida Miami modası var ya sanatçılarımızda... Banu Alkan da atlamış gitmiş Miami'ye. Türkiye'de iken demişler ki "Florida timsah cennetidir. Timsah orda çok ucuzdur." Hemen bir timsah derisi ayakkabı almak için dalmış ilk dükkana Banu... Seçmiş fiyat?.. Ateş pahası.. Tepesi atmış Banu'nun.. Tezgahtara bağırmış... "Şimdi gider kendime bir timsah avlarım. O zaman daha uygun bir fiyatla timsah ayakkabım olur. "Hemen" demiş tezgahtar... "Hemen gidin.. Bir tane yakalayın ama.."
Banu dalmış Florida'nın uçsuz bucaksız bataklıklarına... Akşam tezgahtar evine dönerken bir bakmış ki Banu... Elinde bir tüfek... Sulara dalmış.. 5 metre boyunda bir timsah da ona doğru yüzüyor. Kıyıda da 10 12 timsah sırtüstü çevrilmiş yan yana yatıyor. Çekmis tetiği Banu. Tam açık ağzından vurmuş hayvanı.. Sürükleyerek kıyıya çekmiş. Bin güçlükle sırtüstü çevirmiş ve öfkeyle bağırmış :
- Hay Allah kahretsin.. Bunun da ayakkabısı yok!..
 
Trafik polisi arabayı durdurmuş ve eğilip “ehliyet ruhsat lütfen” demiş. Şoför “Tabi buyurun” demiş ve ehliyet ve ruhsatını polise uzatmış. Polis bakmış bir problem yok.
- Peki demiş polis çevre vergisi pulunu sormuş.
- Burada buyurun demiş adam.
- İlk yardım çantanız var mı? demiş polis.
- Tabi deyip bagajı açmış adam. Polis bakmış içinde eksik yok.
- Yangın söndürücü?
- Burada buyurun.
- Zincir?
- Derhal çıkarayım buyurun.
Polis daha sonra tekrar sormuş :
- Mezdeke kaseti var mı?
Şoför çok şaşırmış.
- Evet var buyurun demiş.
Polis : Tamam siz onu takın teybe sesini de açın demiş ve başlamış oynamaya.
Şoförün şaşkınlığı daha da artmış ve dayanamamış sormuş.
- Hayrola memur bey?
Polis cevap vermiş :
- Ee eşek değilsin ya artık takarsın bir 20 milyon...
 
Oymak beyi izci adaylarını karşısına toplamış onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu:
- Bakın çocuklar dedi. Bir izci her gün hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara yaşlılara muhtaçlara... Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı ?
Ertesi sabah Oymak beyi çocukları toplayıp sordu:
- Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız ?
Bütün çocuklar hep bir ağızdan:
- Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı:
- Hepiniz mi?
- Evet efendim hepimiz birden.
- Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi:
- Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu ondan efendim!
 
Geri
Üst