Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Öğretmen derste şunları anlatıyordu:
- Düğünlerde gelinler neden beyaz giyer bilir misiniz? Bu onların en mutlu günü olduğu için!
Arka sıralardan bir ses yükselir;
- Damatların neden siyah elbise giydiklerini şimdi anladım
Okulda öğretmen küçük çocuklara yenebilecek ve yenmeyecek şeyleri öğretmişti. Daha sonra çocuklara sordu " Şimdi sırayla herkes ağıza alınabilecek bir madde söylesin." Çocuklar sırayla söylüyorlardı.
- "Elma" öğretmenim
- "Ekmek" öğretmenim
- "Şeker" öğretmenim
- "Lamba" öğretmenim
Öğretmen çocukların sözünü kesti.
Selma kızım lamba hiç ağıza alınır mı?
Selma:
- Ama öğretmenim geçen gece annemin sesini duydum. Babama "hadi bey lambayı söndür de ağzıma alayım" diyordu.
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına sormuş :
-Ağaçta 5 kuş var. Birini vurdum kaç kaldı?
Ahmet hemen :
-Hiç kalmaz. Çünkü sesten hepsi uçar demiş.
Öğretmeni bunun üzerine :
-Olmaz öyle şey diye cevap vermiş.
Burası matematik dersi. 5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır. Ama düşünüş biçimini beğendim. Ahmet fena halde hırslanmış :
-Bende bir şey sorabilir miyim öğretmenim demiş.
Sor bakalım.
-3 kadın dondurma yiyor biri ısırarak biri yalayarak biri emerek yiyor. Bunlardan hangisi evli. Öğretmen kızarıp bozarmış. Sonunda :
-"Bilemem" demiş. "Emen mi?"
Ahmet cevabi yapıştırmış :
-Yoo parmağında alyansı olan. Ama düşünüş biçiminizi beğendim.
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş:
- Temel hepsini yazı tura atıyorsun hala bitiremedin mi?
Temel:
- Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum
Diyarbakır'da Şehmus okula gelir tabii bizim Şehmus ilkokul talebesi ama her tarafı yara bere içinde hoca sorar
-"Şehmus oğlum ne oldu sana" Şehmus der
-"Babam dövmiştir". Hoca sorar
-"Niye oğlum"
-"Valla bilmiyom hocam akşam evde yatıyık biraz sonra babamın sesini duyuyom Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy ben de yok buba uyumadım diyrem oda geliy beni doviy." Bunun üzerine hoca
-Bak Şehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazımdır der.
Şehmus kafa sallar eve gider ertesi gün okulda Şehmus daha fena dövülmüş olarak gelir. Bunu gören hoca merakla gider yanına ;
-"Şehmus ne oldi kim yapti" der. Şehmus der ki
-"Bubam yapmıştır."
-"Niye Şehmus ne oldi" Şehmus anlatır.
-"Hocam akşam evde yatıyık biraz sonra yine babam in sesini duyuyom Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e Veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy ben de uyumadım ama hiç ses etmedim. Bunun üzerine anam ile bubam bir gıpraşmaya başladiler anlamadım ne oliy biraz sonra anam dedi ki la ihsan ben geliyom bubam da haticem ben de geliyom dedi ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim... hoca derki;
-Oğlum bunlar anne baba gider gider gelirler. Sen hiç bozuntuya verme. Uyuyo gibi yap. peki demiş Şehmus. Ertesi gün bir bacak kırık.
-" Bu sefer ne oldu? " der hoca. Hocam
-Dediğin gibi yapmişem. Hiç ses çıkarmamişem. En son bubam anamın arkasına geçti "ben çocuk isterem ben çocuk isterem!" diye bağırmaya başlayınca;
-Ben de fırsat bu fırsat demişem. Geçtim bubamın arkas
Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel Hanım'a gidip
- "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz benım yerim birinci sınıf değil ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel Öğretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü:
- "Peki" demiş "Bu çocuğu bir imtihan edelim yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve başlamış sorgulamaya
- İki kere iki?
Ali hemen
-"Dört" demiş
-"Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen
-"Yetmiş iki" demiş
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen
-"Dört" demiş.
Bu sirada Aysel Hoca da
-"Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayım" demiş ve sormuş:
-"Söyle bakalım Ali ineklerde dört tane ama bende iki tane var bu nedir?"
Ali hemen
-"Ayak" demiş Aysel Hoca sormuş
-"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan şey nedir?"
Ali hemen yanıtlamış
- Cep.
Bunun üzerine Aysel Hoca dönmüş müdüre
-"Üçe koyalım hocam" diyecekken;
Müdür
-"Hocam bu çocuğu üçe değil beşinci sınıfa koyalım zira son iki
soruya ben doğru cevap veremedim."
Adam oğluna teknolojinin nekadar gelişmiş olduğunu anlatıyor. Bir fabrikanın önünde dururlar.
- Bak oğlum buraya öküzü bağlıyorlar öbür taraftan sucuk olarakl çıkıyor.
oğlan biraz düşündükten sonra;
- Baba biz buraya sucuk koysak öbür taraftan öküz olarak çıkarmı?
Adam söyleyecek birşey bulamaz;
- O teknoloji ancak ananda var oğlum!:ka25
Delikanlı okuduğu üniversitede paraları har vurup harman savurunca babasından para sızdırmak için bir oyun kurmuş.
"Baba.." diye aramış adamı "Burada eğitimin nasıl ileri olduğunu anlatamam..
Bir kurs var köpeğim Çomar'a konuşmayı öğretiyor.."
"Aman Tanrım!.." demiş adam "Ne kadar bu kurs?.."
"1000 dolar.." Adamcağız hemen parayı göndermiş delikanlı da bir güzel yemiş paraları ve tekrar aramış babasını..
"Çomar müthiş konuşuyor Baba.. İnanamazsın.. Ama bir kurs daha var o da okumayı öğretiyor.. 2500 dolar.. Yarın başlatabilirim..!"
Baba göndermiş o para da bir güzel yenmiş.. Yıl sonunda babasının ziyarete geleceği gün delikanlı köpeği yok etmiş ortadan.
Adamcağız gelir gelmez "Çomar nasıl?.."
diye sormuş "Onu görmek için sabırsızlanıyorum.."
"Baba.." demiş oğlan "Sana kötü haberlerim var.. Dün sabah okula giderken Çomar her günkü gibi sabah gazetelerine göz gezdiriyordu bana dönüp 'Baban hâlâ o kuaför kızla kırıştırıyor mu?' demez mi?.." "Aman yavrum..!" diye heyecandan titreyerek ayağa kalkmış baba "O itoğlu iti *****le konuşmadan yok et!"
"O an hallettim baba.."
"Yaşa!.. Canım oğlum benim!."
Malum zamanların birinde KAYSERİ'DE Amerikalıların yardımı ile
karayolu çalışmaları yapılıyormuş.Bölgeye yakın bir köyde de Köylüler bir
patika yolu yapıyorlarmış.Bunun için bir eşeği tepeye doğru
kovalayıp onun geçtiği yeri sertleştirerek yolu tamamlıyorlarmış.
Malum hayvan içgüdüsel olarak hedefe doğru en az yorucu yolu seçer ya!...
Bu köylüler O sırada orada vazifeli olan bir Amerikalı mühendisin dikkatini
çekmiş.Mühendis olanları merak ederek tercümanı -ya da karayolu projesinin bir Türk
Yetkilisi-ile yanlarına gitmiş -"Kolay gelsin ne yapıyorsunuz burada böyle?"
İçlerinden en uyanık olanı;
-"Yol yapıyoz" diye cevap vermiş.
-"E bu eşek ne işe yarıyor?"
Köylü genel işlem sırasını şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nereden
geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Amerikalı mühendis çok ilginç bulduğu bu fikre yerlere yatmış gülmekten:
-"Eee...Eşek bulamayınca neyapıyorsunuz?"
-"O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoruz
>>Kadının biri 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve
>>hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken
>>ölüme yakın birden bir hayal görüyor.
>>Azraili görüyor ve soruyor: "Benim saatim geldi mi?"
>>
>>Azrail cevap veriyor: "Hayır senin
>>daha 43 sene 2 ay ve de 8 günün var".
>>Narkozdan uyandığında estetik
>>yaptırmaya karar veriyor
>>
>>Yüzünü gerdirtiyor dudaklarını doldurtturuyor ve de gögüslerini
>>düzelttiriyor. Kısacası: "Yeniden doğmuş gibi" Daha
>>uzun bir süre yaşıyacağını bildiği için şimdi o kadar
>>ameliyatın değdiğini düşünüyor.
>>
>>Son ameliyattan sonra hastaneden
>>tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
>>
>>Ama tam karşıdan karşıya geçerken
>>bir ambülans çarpıyor ve ölüyor.
>>Cenette Azrail'e soruyor:
>>"40 seneden daha fazla yaşayacağımı sanıyordum! Neden
>>o zaman bana o ambülansın çarpmasını saglayıp beni öldürdün?"
>>
>>Azrail cevap veriyor:
>>
albay askerlerin sigara içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.yazıda:-sigara öldürürdiye yazıyormuş. ertesi gün oradan geçenalbay yazının altındaki cevabı görmüş türk askeri ölümden korkmaz
1. -houston ahmet kalemimi aldı vermiyor.
2. -houston abi uykum kaçtı ordaysanız muhabbet edelim.
3. -houston..
-evet?
-deniyorum abi orda mısınız diye. yok bi şey.
4. - hüsto abi ruslarla kenetlenme olayı vardı ya.
- evet canım vardı burda yazıyo raporda.
- hah işte mehmet ruslara nah yaptı camdan herifler kenetlenmeyiz diyo.
- aferin canım.. ben arıyorum konsolosu.
5. -houston amirim diyo ki bi kişi daha yollıcakmışsınız. böyle okey oynayamıyomusuz.
-tamam raporunuzda belirtin siz.
6. -deneme 1..2.. deneme.. puff pufffff
-yuzbaşı volkan napıyorsunuz?
-bi karışma be güzelim. benim dayıoğlu tesisatcıda çalışıyo. biliyoruz da yapıyoruz.
7. -hüstiiiinn lan biz hakkaten uzayda mıyız şimdi?
-apollo 31 onaylandı.
-ba......... teknolojiye bak bee.
8. -houston we have a problem
-nası guzelim? neyini kurcaladınız yine aletin? ellemeyin arkadaşım her yerine. bana zimmetli alet ben ugraşıcam sonra.
9. -houston gemi kontolden çıktı. ne yapmam gerekiyor şimdi.
-orda ana panelde kırmızı bir düğme var görüyor musun?
-evet gorüyorum.
-o düğme sana girsin. ah
10. -houston fener maçı kaç kaç
11. - hauston
- yine ne var
- ne güzel ismin varmış senin be. hey allahım be..
12. - hauston kına gecesi ne zamandı
13. -apollo 31 napıyosunuz orda bu duman da ne?
-mangal yakıyoruz güzel kardeşim. hapla olmaz ki bu beslenme işı bilememişsiniz siz.
-karbonmonoksitten zehirlenme ihtimaliniz var derhal söndürün.
-$$. delikanli adama bi şey olmaz
14. - hauston çekirdekleri nereye atayım
- sağda bi boşluk var
- oeaehae yok oldu bu hauston. david copperfield gibi it oğlu it.
15. - huston..abi oyun yok bu alette ?!?
- anlaşılmadı kaşif 12..
- yok abi haşim diil.. şevki ben.. hani tanışmiıştık kokteylde..
- ne diyosun kardeşim ?
- oyun diyorum abi.. en yayık telefonlarda bile snake var raket var.. ayıp valla.
- çıkıp istop oynayın siz anca keser.. hadi bakim..
16. -houston sanırım koaksiyel ateşleme sisteminin duplikasyon bölümünde yakıt sıkışmasından kaynaklanan bir hata var.
-gemi gidiyor mu genç?
-onaylandı houston.
-devam et o zaman devaaam.
17. -houston üşüdüm olm ben güneşe y
Hz.Isa bir gun yolda perisan bir adama rastlamis..
Derdini anlamak icin yaklasip sormus neyin var diye..
adam:
-" aman sorma" demis... "oglumu kaybettim onu ariyorum..."
Isa:
-" peki oglunu bir anlat bakayim
adam: -"ellerinde ve ayaklarinda civi delikleri vardi demis..
Isa sok olmus ve adama sarilip haykirmis: -" baba...!"
adam da sasirmis ve o da Isa'ya sarilmis: -" pinokyo...!"
Karadenizli Istanbul'a gelmis otele inmis bakmis barda herkes cin-tonik iciyor. O'da icecek ama garsona soylemeye utaniyor ya yanlis soylersem diye. Bir hafta aynanin karsisina gecip calismis:
- Garson bey lutfen bir cintonik!
Sonunda tamam becerdigine inanmis gitmis butun ciddiyetiyle:
- Garson bey lutfen bir cintonik!
Ses yok!
Bir daha soylemis:
- Garson bey lutfen bir cintonik!
- Sen karadenizli misin?
- Eyvahhh demis icinden demek yine dogru durust soyleyemedim dilimden anladi..
Sormus:
- Nereden anladin?
- Burasi otel bari degil banka subesi………
İlkokulda derste küçük Mary elini kaldırıp "İncil'e göre Adem Havva'dan önce dünyaya gelmiş değil mi öğretmenim"
diye sormuş..
"Evet kızım doğru" diye cevap vermiş öğretmeni..
"Ama babam der ki 'Toplumda her zaman kadın erkekten önce gelir'.. Bu bir çelişki yaratmıyor mu?."
Öğretmenin yüzünde muzip bir gülümseme belirerek "Mary.."
demiş "Adem Havva'dan önce geldi.. İnan bana.. Ondan sonraki tüm erkekler de bu kuralı kesinlikle bozamadı!.."
Bir erkek magazininin yaptığı 'kızların bacakları' ile ilgili ankete göre erkeklerin yüzde 19'u tombul bacaklılardan yüzde 27'si zayıf bacaklılardan geri kalanlar ise ikisinin arasındaki bir şeyden hoşlandıklarını söylemişler..
Doktor bey.." demiş hasta "İnanın artık ¤¤¤¤ten soğudum.. Çok çabuk geliyorum.."
"İşiniz etkiliyor olabilir.." diye cevap vermiş doktor "Ne iş yapıyorsunuz?.."
"Ambulans şöförüyüm..!"
New York'ta lüks restoranda garson kız masada oturan üç Japon işadamının deli gibi mastürbasyon yaptıklarını görünce "Heyy..!" demiş kızarak "Ne yapıyorsunuz?.."
" Ç..çok açız..!" demiş adamlardan birisi dikkatini dağıtmamaya çalışıp yaptığı rezilliğe devam ederek
"Eeee?.. Ama yaptığınız şey?.."
"Menünüzün başında 'Önce gelene önce servis' diye yazıyor ya!.."
Bir Çiftçi Üç Nokta Motor şirketinden yeni bir E sınıfı Mersedes alır. Standart ekipman olmayan ekstraların fiyatından rahatsız olmuştur.
Bir süre sonra Üç Nokta Motor un yöneticisi kendi hobi çiftliği için çiftçiden bir inek alır. .
Çiftçi aşağıdaki faturayı düzenler:
Fatura:
1 inek (standard versiyon) taban fiyat $ 2.400
2 renkli (Black/White) ekstra $ 150
Deri kaplama $ 100
Yaz kış kullanım için süt depolama $ 50
4 tane süt musluğuher biri $1250 dan $ 50
2 tampon boynuzda bitertanesi $ 1750 $ 35
Sinek vurucu yarı otomatik $ 30
Doğayla dost ekzos katalizörü $ 60
Her türlü hava ve arazi koşulu için botlar $ 100
2 devre fren sistemi (ön ve arka bacaklar) $ 400
Çeşitli korna melodileri $ 135
Gözler HALOJEN $ 150
Farklı yakıt kullanabilme imkanı $ 1.250
Toplam $ 4.950
Adam lüks erkek kuaföründe oturmus bir yandan sakal tirasi yapilirken bir yandan da elleri manikürlenmektedir.
Manikürü yapan sarisin fistik adamin ilgisini çekmekte gecikmez "Güzelim bu gece benimle çikmaya ne dersin??"
Kiz gülümser "Özür dilerim ama ben evliyim."
"Bosversene" der adam "Seninkine telefon et bu gece isin çiktigini eve gelemeyecegini söyle!"
"Istersen sen söyle su anda seni tiras ediyor..."
Bir adamin çok büyük bir tarlasy varmistarlasyyla övünür hava atarmis.Ancak bir gün tarlasyna geldiginde onu çok kizdiran birsey görmüs kiTarlasynyn ortasyna birisi bir yol yapmy?oturup beklemeye baslamis ve ilk geleni iyi bir dövecegim demis.Biraz sonra esegin üzerinde bir adam çika gekmismal sahibi adamy e?ekten indirip dövmeye baslamisesek bayilana kadar dövmüsdaha sonrada adamy ayni sekilde bayilana kadar dövmüs.Olayi uzaktan seyreden üçüncü bir sahis sormus ; neden ilk önce esegi dövdün ? adam cevap vermis "ilk önce adamy dövseydim esek kaçardi"
Temel Amerikanin durduk yerde Irak'a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush'a telefon eder:
"Alooo! Ben Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!"
Bush gülerek yanitlar:
"He...kac kisilik bir ordun var ki?"
Temel düsünür:
"Hmmm...kayinpirader Idrus halaogli Tursun kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!"
Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak:
"Temel bey sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der.
"Hmmm..." der Temel:
"Sizu pir süre sonra arayacagum."
Aradan birkac gün gecer ve Temel Bush'u yeniden arar:
"Baskan savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!"
Bush ilgiyle sorar:
"Neymis bunlar?" "Hacan bizim Tursun'un tiraktörü benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..."
Bush güler:
"Iyi ama benim tam 150 bin tankim 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!"
Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir:
"Tamam bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum."
Birkac hafta sonra Temel Bush'u yeniden arar:
"Baskan savas ilanumuzu ceri alayrum."
Bush merakla sorar:
"Neden?"
Temel moralsiz bicimde yanitlar:
-"Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur!"
Çocukla annesi birgün plaja gitmişler. Annesi güneşlenirken çocuk sürekli annesini üzerine kum serpiyormuş. Annesi
çocuğa ne kadar kızsa da çocuk devam ediyormuş. Bu sırada yanlarına bir Kıro gelmiş. Kıro'nun geldiğini duyan kadın
kıroya:
-Amcası bu çocuk yaramazlık yaparsa döversin değil mi?
Adam pala bıyıklarını sıvazlayarak "Anasını bile ....kerim'' demiş...
Adam New York'ta luks bir randevu evinin kapisini calar:
Merhaba Samantha ile gorusmek istiyorum.
Bir dakika efendim.
Adami iceri alirlar.Bir sure sonra cok guzel bir kadin merdivenlerden iner:
Beni aramissiniz.
Evet. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
Tamam ama benim tarifem biraz pahalidir. Geceligi bin dolar.
Parasi onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
Beraberce yukari cikarlar. Geceyi birlikte gecirirler. Ertesi gun adam yine randevuevine gelir.
Samantha ile gorusmek istiyorum.
Beyefendi baska kizlarimiz da var.
Umurumda degil Samantha ile gorusecegim.
Samantha gelir :Yine mi sen!
Evet.Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
Yalniz fiyatimi hatirliyorsun degil mi? Bin dolar.
Hic onemli degil. Ben geceyi seninle gecirecegim.
Birlikte yukari cikarlaro geceyi de beraber gecirirler.Ertesi gunayni adam ayni randevuevi:
Merhaba Samantha ile gorusmek istiyorum.
Samantha asagi iner:
Tanrim yine mi! Bak devamli musterilere indirim falan yapmiyorum. Fiyatim ayni bin dolar.
Onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
Yine yukari cikarlar. Islerini bitirdikten sonra:
Benden bu kadar hoslanman cok guzel ama anlayamiyorum. Uc gece ustuste bana bin dolar odedin. Nerelisin sen?
-"Tel Aviv."
Tel Aviv mi? Benim kizkardesim de Tel Aviv'de yasiyor.
-"Biliyorum sana getirmem icin bana üçbin dolar verdi.."
Yolcu gemisi okyanusta issiz bir adanin yanindan geçerken yolcular uzun sakalli üstü basi yirtik siska bir adami farketmisler.. Adamcagiz sahilde oradan oraya kosuyor çilgin gibi ellerini salliyor zipliyor bagirip çagiriyormus.. Yolculardan biri
"- Kim bu kaptan?" diye sormus..
"- Bilmem.." demis Kaptan
"- Her sene buradan geçeriz her seferinde de bu manyak böyle kafayi üsütür.."