Karışık Komik +18 Fıkralar.

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Damızlık Bektaşi
Ikinci Mahmut, yeniçeri ocagini kaldirdiktan sonra, Alevi-Bektasi kesimi üzerinde terör estirmis, kimilerini öldürmüs, kimilerini ise sürdürmüstü.Istanbulda hiçbir Bektasi ortaya çikamaz olmustu.Padisah bir gün Bahçekapidan geçerken korkmadan, gögsünü gere gere dolasan bir Bektasi babasi görmüs. Adamin rahat tavirlari padisahi etkilemis. Çagirtilmasini buyurmus. Baba gelince söyle demis:
-sizinkilerin tümü bir kiyiya kaçti, gizlendi.sen burada yalniz basina ne dolasiyorsun?
Baba çekinmeden yanitlamis:
-Sultanim, onlar gitti, beni damızlık biraktilar!
 
Bitsin Bu Dava
Bektaşinin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudinin bir sürü keçisi varmış...onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşinin nesi var ki, ondan alıp bana versin... biz artık Allahın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allahın huzurunda davacı oluyor, Bektaşiden... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşiye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi..
-Allahım, diyor Bektaşi... bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah ben her şeyi görürüm. ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...aynı mahkemede, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...ver onu o zaman bu Yahudiye...Bitsin bu dava..
 
Ahrette De...
Bektasi, vaaz dinlemeye gitmis. Hoca vaazinda icki icmenin bütün kötülüklerini, zararlarini sayip dökmüs, hatta icki icenlerin sirat köprüsünden boyunlarinda dünyada ictikleri bütün icki siseleri asili oldugu halde gececeklerini anlatmis. Bektasi sormus:
"Hocam, boyna asilan siseler bos mu olacak dolumu?"
Hooca, incecik köprüden dolu siselerle gecilirken dengenin kolay saglanamiyacagini düsünerek:
"Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermis.
"Hay agzini öpeyim Hocam, desene ahrette de yasadik!" demis.
 
Yaratıcı Avukat

Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben;
- "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç icin niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der...
Yargıç , gülümseyerek;
- "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir." der...
Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler...
 
60 Puanlık Soru

4 üniversite öğrencisi, uyanamadıkları icin matematik finaline geç kalırlar. Okula gidince de hocaya arabalarının lastiğinin patladığını, bu yüzden geciktiklerini sınava girmek istediklerini söylerler..

Hoca önce bunlara inanmaz ama, öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.

Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur.

Sınav geçme sistemi şöyledir:
100 üzerinden 50 puan alan herkes
sınavı geçebilir..

Hocanın hazırladığı sınavda kağıdın ön sayfasında da 10'ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır.
Bunları kolayca çözerler.

Arka sayfada ise 60 puanlık 1 tek soru vardır: "Hangi lastik patladı?"
 
Nerden Çıktım

Belli bir yaştan sonra Afacan merağından sormaya başlamış:
- Anne, ben nerden çıktım?

Anne bakmış olacak gibi değil, duvarda ki soba deliğini gösterip, işte ordan demiş. Artık bizim afacan öğrendi ya, eve her gelip gidene, duvardaki soba deliğini gösterip ben ordan çıktım, ben o deliktem çıktım, demeye.

Anne, baba bakmış olacak gibi değil. Şuna bir care bulalım, çok ayıp oluyor elaleme demişler. Baba:
- Merak etme hanım, hafta sonu ben orasını alçı ile bir güzel kapatırım. Böylece oğlanda unutur gider.

Dedikleri gibi bunlar hafta sonu alçıyı hazırlayıp kolları sıvamışlar. Kadın daha iriyarı olduğundan kocasını omuzlarına alıp işe koyulmuşlar. tam o esnada kapının zili çalmış. Afacan koşup açmış kapıyı ve gelen misafirlere şöyle bir bakmış:

- Oğlum baban ve annen neredeler? diye sormuş misafir.
- Amca, demiş afacan. Babam, annemin üstüne çıkıp şu an benim çıktığım deliği kapatıyor.
 
Eşeğin Direnci

Köylü Ahmet Ağa, eşeğini satmaya karar vermiş.
Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira etmeyen eşek icin pazarlık payı da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş.

Komşu köyden acilen eşşeğe ihtiyacı olan Mehmet ağa 100 milyon ödeyip eşşeği pazarlıksız satın almış.

Köylü Ahmet eşşeğini satmış ama akşam da gözüne bir türlü uyku girmemiş...
Gece boyunca düşünüp, durmuş.

"Mehmet ağa 50 milyon liralık eşeğe niye 100 milyon lira verdi?"!!!!!... diye.
İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş.

Pazara gitmiş Mehmet ağayı bulmaya ama, bir de ne görsün eşşek 200 milyon liradan satışa çıkarılmış...
İyice sıkıntı basmış ve kesin karar vermiş, geri alacak eşeğini...

200 milyon lira pazarlıksız ödeyip geri almış (.).

aynı olay bu defa Mehmet ağa'nın başına gelmiş, o da uyuyamamış.
"Allah Allah... Ahmet niye 100 milyona sattığı eşşeği 200 milyona geri aldı???Var bu işin icinde bir iş..." diye gece boyunca düşünüp, durmuş.

O da ertesi gün eşşeği geri almaya karar vermiş Ahmet Ağa ile anlaşıp 400 milyon lira vererek geri almış eşeği...

Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş...

bir kaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş.
Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün ;

"al, al, al, sat, sat, sat" bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek
ve bu eşeğin tam 1.000.000.000 TL satış fıyatı!!!...

Yanındakine sormuş, "Hemşehrim, nedir bu iş???? Bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu??!!"

Adam hemen yanıtlamış;

"Valla grafikler ortada, bu eşeğin fiyatı bir haftada 50 milyon
liradan başladı, 950 milyon liraya geldi.
Şöyle bir teknik analizine bakarsan görürsün.
Eşşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini bi kırarsa, 1.5 milyara kadar yolu var.."
 
85 Yaşın Mutluluğu

85 yaşında bir adam doğumhanenin
kapısında beklemektedir. Doğum haneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
D-"içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
A-"Evet, eşim."
D-"ama bayan 25 yaşlarında..."
A-"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız,
baba olamaz mıyım yani?"
D-"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
A-"Nesi varmış dedenizin?"
D-"kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. ancak yaşlanınca
zorlanmaya başladı. bir gün ava
çıkacakken kendisini uyardık, aman
yapma dedecim,
sen yaşlandın, ava
gidemezsin diye. kendisi Israr etti ve
hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken
tüfek yerine baston aldı eline.
ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı
yol yürüdükten sonra bir geyik
gördük.Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu
omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe
bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
A-"Olur mu, başkası vurmuştur onu."
D-"ben de onu demeye çalışıyorum..!
 
Buradan Duyulmuyor

Papaz ,iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş .
- ''Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?'' Zangoçta derin bir sessizlik...İyice köpürmüş
- Papaz: ''Sana soruyorum be adam!Duymuyormusun beni?
-''Hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim''
- "Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun ..'' Zangoç bıyık altından gülmüş,
- '' İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız...'' Yer değiştirmişler.Bu kez zangoç seslenmiş
-''Kilise icin toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?' Papaz kendi kendine söylenmiş.
-''Hakikaten yahu! Buradan hiç bir şey duyulmuyor.''
 
Fenerli Alfabesi

Günün birinde okula milli eğitimden müfettiş gelmiş sınıflarda denetim yapıyor sınıfın arka sıralarında süklüm püklüm oturan bir öğrenciyi kaldırmış
-söyle bakalım evladım alfabede kaç harf var
-25 öğretmenim demiş öğrenci
-müfettiş ; evladım yanlışın olmasın say bakalım
-öğrenci başlamış saymaya gerçekten de 25 çıkarmış
-müfettiş; evladım birdaha say bakalım
-yine saymış öğrenci ama nafile yine 25
ön sırada oturan bir öğrenci parmak kaldırmış
-öğretmenim o arkadaş fenerli u-e-f-a harflerini bilmiyor demiş.
 
Yeni Taksi Şöförü


Taksicilikte ilk günü olan şoförün taksisine binen müşteri şoföre bir şey sormak icin hafifçe omzuna dokunur. Şoför bir çığlık atıp, direksiyonun kontrolünü kaybeder ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur ve arkaya dönüp müşteriye:
"bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!" diye bağırır.

Müşteri;
“Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim” der.

kendini toparlamış olan şoför, müşteriye dönüp:
"Haklısınız, sizin kabahatiniz yok, bugün benim ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şofördüm de"
 
3 Damat

bir kadinin 3 tane kiz cocugu vardir. Tesadufen ucune de ayni

zamanda talip cikar. tek bir dugunle ucu de evlenir ve yuvadan ucarlar...

Kizlarin hepsi farkli sehirlere gitmislerdir. Anneleri el bebek gul bebek buyuttugu

kizlarinin evlilik yasamlarini; ancak ozellikle ask hayatlarini merak

etmektedir. fakat kizlari yatak olaylarini acik acik anlatmaktan

cekindikleri icin bir yontem gelistirirler. Kizlar annelerini o gunku

Hurriyet gazetesinde cikan gazete ilanlarina atifta bulunarak, ask

hayatlari hakkinda, e-mail yoluyla bilgi vereceklerdir.

Evliligin birinci haftasinda buyuk kizdan mesaj gelir; Mesajda

RUFFLES yazmaktadir. Kadin merakla hurriyet gazetesini alir ve ilana bakar

"RUFFLES, HEM EGLENCELI, HEM DOYURUCU"

Kadin cok mutlu olur ve yeniden mesaj beklemeye baslar.

bir sure sonra ikinci kizindan mesaj gelir. Mesaj da "MAXWELL COFFEE" yazmaktadir.

Hemen gazeteyi alir ve ilana bakar.

"MAXWELL... HER DAMLADA BUYUK ZEVK"

Kadin yine cok mutlu olur.Bu kez kucuk kizindan mesaj

beklemeye baslar. Uzun sure mesaj gelmez kadin tedirgin olur ama yine de

bekler. En sonunda kucuk kizindan da mesaj gelir. "TURKISH AIRLINES"

Kadin merak ve heyecanla gazeteyi eline alir ve ilani okuduktan sonra dusup

bayilir.

"TURKISH AIRLINES, hafta DA YEDI GUN, GUNDE 3 sefer... USTELIK HER TARAFA"
 
Fred'in Vasiyeti

Yaşlı Fred, hastaneye kaldırılmış.Yoğun bakımda. Ailesi, aile papazını da kendilerine eşlik etmesi ve gereği halinde görevini yapması icin çağırmış. Papaz ve aile efradı yatağın etrafında beklerken, Fred'in durumu aniden kötüleşmiş. Yatağından yarı doğrularak, el işaretleri ile yazacak bir şeyler istemiş. Papaz, anlayışlı bir şekilde, Fred'e bir kağıt ve bir kalem uzatmış. Titreyen ellerle hızlı hızlı kağıda bir şeyler yazıp kağıdı papaza uzatmış ve aniden ölmüş. Papaz, böyle acılı bir anda kağıttakileri okumanın doğru olmayacağını düşünerek kağıdı cebine sokmuş. birkaç gün sonra, Fred'in cenazesi sırasında, Fred'in verdiği kağıdın cebinde olduğunu hatırlamış. Cenazenin gömülmesinden hemen önce, Papaz ileri çıkarak: "Sevgili Fred, ölmeden hemen önce benden kağıt isteyerek bir şeyler yazdı. Zamanı uygun olmadığı icin o anda bakmadım fakat şimdi, hepinizin önünde bu notu okumak istiyorum" demiş ve cebinden kağıdı çıkararak yüksek sesle okumuş: "Lütfen bir adım sola çekil. Oksijen hortumuma basıyorsun!"
 
kolay Ingilizce

Adamin biri bir gun Ingiltere'ye gezmege gitmek istemis. Tabii Ingilizce bilmediginden arkadasina sormus :

-Yav ben Ingiltere'ye gidince onlarla nasil anlasacagim? , demis. Arkadasida :

-Bak konustugun her cumlenin sonuna 'ing' koy. onlar senin ne demek istedigini anlarlar, demis. ve adam Ingiltere'ye gitmis ve solugu bir cafede almis. Arkadasinin taktigini uygulamaya baslamis ve garsonu cagirmis :

-sen bana bir cay getirebiling? demis ve garson saskin saskin cay getirmeye gitmis. Garson cayi hemen getirmis. Adam demiski :

-Bak, ben ne guzel Ingilizce konusuyoring degiling? demis. Garson lafi yapistirmis :

-ben Türk olmaying , sen nah icerdin çaying!
 
Yeni Evli Çift

yeni evli bir cift vardi.Evliliklerinin daha ilk

aylarinda,bu isin hic de hayal ettikleri gibi

olmadigini anlayivermislerdi.Aslinda

birbirlerini sevmiyor degillerdi.Son zamanlarda o

kadar sik olmasada evlenmeden once sik sik

birbirlerini cok sevdiklerine dair ne kadar da dil

dokmuslerdi.ama simdilerde kucuk bir soz,ufak

bir hadise aralarinda orta capli bir kavganin

cikmasina yetiyordu.

bir aksam oturup iliskilerini gozden gecirmeye

karar verdiler.Her ikisi de bosanmayi istemekle

beraber,islerin boyle gitmeyeceginin

farkindaydilar.

Erkek,'Aklima bir fikir geldi'dedi.'Bahceye bir

agac dikelim ve eger bu agac 3 ay icinde kurursa

bosanalim.Kurumaz da buyurse bunu bir daha

aklimizdan gecirmeyelim.Bu sure icinde de ayri

ayri odalarda kalalim.'

Bu ilginc fikir haniminin da hosuna gitti.Ertesi

gun gidip bir meyve fidani aldilar ve birlikte

bahceye diktiler.

ARADAN bir ay GECTI..

bir GECE BAHCEDE KARSILASTILAR..

ve HER IKISININ DE ELINDE ICI SU DOLU birER

BIDON VARDI... :)))
 
Çinli Ile Steven Spielberg

Çinli bir bara girer ve orada Steven Spielberg'i görür onun bir hayranı olduğu icin yanına koşar ve imzalı bir fotograf ister Spielberg beklenmedik bir sekilde Çinli'yi tokatlar şaşkın Çin'li sorar:
- "Neden böyle yaptınız?"
- Spielberg "siz II. Dünya Savaşında bizim Pearl Harbour limanını bombaladınız" Çin'li daha da şaşkın:
- "ama onlar Japonlardı, ben ise Çin'liyim.!.." Spielberg: " Çin'li, Japon, Koreli, Vietnamlı, hepsi aynı bok" bunun üzerine Çin'li de Spielberg'e bir tokat atar. Bu defa şaşkın
-Spielberg sorar: "Peki sen beni niye tokatladın?"
- Çin'li: "siz de Titanic'i batırdınız, Titanik'deki yolcular arasında benim atalarım vardı"
-Spielberg: "Manyak mısın, Titanik'i batıran bir 'aysberg'di"
-Çin'li: "aysberg, Spielberg, Carlsberg, hepsi aynı bok"
 
Atmaması Lazım

Adam doktora gidiyor.

-"Dr. bey karnim atiyor."

Nasil yani diyor Dr.

-"hani diyor adam kalbim nasıl atiyorsa karnim da iste öyle atiyor."

Dr. iyice sasiriyor.

-"Allah Allah "atmamasi!" lazim."

Sagolun diyor ve gidiyor adam. 2 hafta sonra tekrar geliyor.

-"Tesekkür ederim Dr. bey diyor.Tavsiyeniz üzetine at mamasi aldim yedim.İyi geldi bütün sikayetlerim bitti."

Dr. iyice sasirir:

-"Allah Allah, bitmemesi! lazim"
 
Salamon

Roma'da dunyaca unlu San Pietro Kilisesi'nde buyuk
bir pazar ayini...
Gorkemli bir dinsel toren.. Papa bile katiliyor.
Koskoca meydan mahşer
yeri gibi.. Kilisenin ici de, disi da tiklim tiklim..
Bu arada kilise
kapisinda iki adam ozellikle dikkati
cekiyor...Ikisinin de boynunda
kocaman birer levha asili.. birinde "ben koyu bir
Hristiyan'im ,lutfen
bana yardim ediniz " yazili. Otekinde ise sadece "
ben koyu bir
Yahudi'yim
" yaziyor. Tabii ki kiliseden cikanlar Hristiyan
oldugunu ifade eden
adama yanasiyorlar ve ellerini ceplerine atip
comertçe bir seyler
veriyorlar. Yahudi oldugunu ifade eden adamda ise
siftah yok. Bu arada
kiliseden cikan iyi niyetli biri "Yahudi'yim "
yazisi tasiyana
sokuluyor.
- " Bana bak kardes " diyor , "..dürüstlük iyi bir
sey, ama binlerce
Hristiyan kiliseden cikarken , senin Yahudi
oldugunu boyle aleni olarak
ifade etmen kanimca hic de akillica bir hareket
degil. Bak kimse sana
para
da vermiyor zaten.. bence cikar o yaziyi boynundan ,
sen de su
Hristiyan
gibi..." deyince , boynunda "Yahudi'yim" yazili adam
"Hristiyanim"
yazili
olana donüp sesleniyor:
- Heey !.. Salamon !.. Herife bak be !.. Gelmis bize
ticaret ogretiyor..!!!
 
Mantar Zehirlenmesi

Heey dostum iyi haberlerini aldım, evlenmissin!!" "Evet bu 4. oldu" "Önceki üçüne ne oldu peki?" "Üçü de öldü.." "Yapma ya.. çok üzüldüm.. Nasıl oldu peki?" "İlk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü" "Bu korkunç birşey.. peki ya ikincisi?" "O da mantar zehirlenmesinden öldü" "Tanrım ne kaderin varmış senin... Ya üçüncüsü? yoksa o da mı..." "Hayır hayır.. o boynu kırılarak öldü" "Anlıyorum.. kazaydı yani.." "Hayır... Mantarları yemedi...."
 
İki Sarhoş

İki sarhoş mezarlıkta içiyorlarmış, o sırada bir cenaze alayı
gelmiş. Sarhoşlardan biri , ben bir bakayım kimmiş diye cenazenin
yanına sokulmuş...
Hayrola arkadaş neden öldü acaba demiş... Cenaze sahibi, meftamız
çok içerdi alkol yüzünden oldü demiş...
Buna canı sıkılan sarhoş arkadaşının yanına gelmiş ve artık
içmeyelim adam , alkolden ölmüş der... 5 dakika sonra bir cenaze
daha gelir... bizim sarhoş merakla, bu da mı alkolden öldü diye
sorar... Cenaze sahibi hayır, rahmetli sağlığında hiç içmezdi,
alkolden nefret ederdi der,
sarhoş koşa koşa, arkadaşının yanına gelir ve, hadi içelim
arkadaşım der, içenle içmeyen arasında 5 dakika var...
 
Geri
Üst