Deyimler'in Açıklaması -B-

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan kanuLt0
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Başını boş bırakmak: Bir şeyi ya da kimseyi kendi haline bırakmak; denetim altına tutmamak.
 
Başını dinlemek : Kalabalıktan, gürültüden uzak, sessiz sakin bir yer­de dinlenmek; kafasını dinlemek.
 
Başını döndürmek : -1 .(Korku, içki, tütün vb) Baygınlık vermek, bayıla­cak duruma getirmek. -2. Çok beğenmek, büyük bir ilgi duymak.
 
Başını ezmek: Birisini bir daha kötülük yapamayacak duruma getir­mek, yok etmek; kafasını ezmek.
 
Başını gözünü yarmak : Bir işi istenildiği gibi yapmamak; o işi kusur­lu, eksik bir biçimde yapmak; kafasını gözünü yarmak
 
Başını (bir şeyden) kaldırmamak (kaldıramamak) : -1. Bir işi yapar­ken hiç ara vermemek, o işin gidişini bozacak başka bir iş yapma­mak; kafasını kaldırmamak. -2. Hasta bir türlü iyileşip ayağa kalka-mamak; kafasını kaldırmamak.
 
Başını kaşımaya vakti olmamak (başını kaşıyacak durumda olma­mak) : İşleri çok ve sıkışık durumda* olmak; kafasını kaşımaya vakti olmamamak.
 
Başının artından çıkmak (bir şey, birinin): Kötü bir şey birinin, kur­nazca hazırladığı bir plana göre yapılmak; kafasının altından çık­mak.
 
Başının çaresine bakmak: İçinde bulunduğu güç durumdan kendi olanaklarıyla kurtuluş yolu aramak.
 
Başının derdi: (özellikle çocuklar için sitem yollu söylenir) Çok rahat­sızlık veren, eziyet eden; baş belası.
 
Başının etini yemek : Birisinden ısrarla, bıkkınlık verecek ölçüde bir şeyler istemek; kafasının etini yemek.
 
Başını şişirmek : Çok konuşmak ya da gürültü vb ederek başının ağrı­masına yol açmak; kafasını şişirmek
 
Başını taşa (taştan taşa) vurmak : Bir fırsatı kaçırınca ya da başarısız­lığa uğrayınca çok üzülmek, kafasının taştan taşa vurmak
 
Başını yakmak (birinin) : Onu tehlikeli bir duruma sokmak, zarar sokmak
 
Başını yemek (birinin): -1. Bir kimsenin tehlikeli, güç bir duruma düş­mesine yol açmak. -2. Öldürmek, ölümüne yol açmak. -3. bk. Başı­nın etini yemek.
 
Başın (başınız) sağ olsun: Bir yakını ölmüş kimseye söylenen teseli sözü
 
Başı önünde: -1. Terbiyeli, uslu (kimse). -2. Utangaç, mahcup (kim­se).
Başı sıkışmak (sıkılmak) : Herhangi bir güçlükle karşılaşmak. Başı sonu belli değil: Çok düzensiz, karmakarışık. Başı (başı beyni) şişmek: Gürültü, yorgunluk vb’den çok rahatsız ol­mak; kafası şişmek.
 
Başı tutmak: Gürültü, fazla konuşma, üzüntü ya da başka bir nedenle başı ağrımaya başlamak; kafası tutmak.
 
Başı yerine gelmek : Kafası dinlenmiş, yorgunluğu gitmiş olmak; ka­fasın yerine gelmek.
 
Başı yukarda : Onurlu, kibirli, kendini beğenmiş (kimse). (Kars. Burnu havada)
 
Geri
Üst