Deyimler'in Açıklaması -B-

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan kanuLt0
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Başına çalmak (bir şeyi) : -1. Bir şeyle vurmak. -2. Bir şeyi öfkeyle geri vermek ; kafasına çalmak.
 
Başına çıkarmak (birinin) : Onu çok şımartmak; tepesine çıkarmak.
 
Başına çıkmak: Birinin hoşgörüsünü, yakınlığını fırsat bilip şımarıkça davranmak; tepesine çıkmak.
 
Başına çorap örmek : Birini kötü duruma düşürmek için gizli plan ha­zırlamak; çorap örmek.
 
Başına dikilmek : Başucunda durmak, rahatsız etmek; tepesine dikil­mek.
 
Başına iş açmak : Zor, zorunlu bir işe kendi İsteğiyle girişmek. Başına kakmak : Yaptığı iyiliği, iyilik yaptığı kimsenin yüzüne karşı
söyleyerek onu incitmek; kafasına kakmak. Başına kalmak : Bir işin yapılması, bir kimsenin bakımı, ağırlanması
onun görevi olmak.
 
Başına vur, ağzından lokmasını al: Uysal, boyun eğen (kimse). (Kars. Yumuşak baştı.)
 
Başından aşağı kaynar sular dökülmek : bk. Başından kaynar su dökülmek.
 
Başından atmak (defetmek) (birini) (bir şeyi) : -1. Rahatsızlık veren, artık sıkıa olan bir kimseyle olan ilişkiye son vermek. -2. Yapılması güç olan ya da çok zaman alacak olan bir işi bırakmak
 
Başından büyük işlere girişmek (kalkışmak) : Bilgi, beceri ve yetkisi­ni aşan işleri yapmak istemek, bunlara yeltenmek.
 
Başından geçmek: Söz konusu olayı (olayları) yaşamış olmak; söz konusu durumla daha önce karşılaşmış olmak.
 
Başından (aşağı) kaynar su (sular) dökülmek : Üzücü, utandırıcı bir olay, durum karşısında büyük bir sıkıntı duymak; vücudunu sıcak bir ter basmak; kafasından kaynar su dökülmek.
 
Başından savmak (bir şeyi, bir kimseyi) : Onu herhangi bir bahane ile uzaklaştırmak
 
Başında olmak (bir durum birinin) : Aynı sıkıntılı durumu yaşamakta olmak.
 
Başında paralansın (parçalansın) : Yapılan bir iyilik çok söylendiğin­de ya da pek bir işe yaramadığında, o iyiliğin artık istenmediğini be­lirten iîenç sözü; kafasında paralansın.
 
Başını ağrıtmak : -1. Gereksiz, yersiz sözlerle bunaltmak. -2. Tedirgin etmek, uğraştırmak, can sıkmak; kafasını ağırtmak.
 
Başını (baş) alamamak (bir şeyden): O şeyden kendisini bir türlü kurtaramam ak
 
Başını alıp gitmek (kaçmak, savuşmak): -1. Hiç kimseye danışma­dan, haber de vermeden bulunduğu yerden uzaklaşmak. -2. (Fiyat, ücret, faiz vb) Gittikçe artmak, yükselmek.
 
Başını (başında) beklemek: Bir kimseyi, şeyi korumak, gözetlemek
 
Başını belaya (derde) sokmak (salmak) : Hiç gereği yokken bir kim­seyi sorumlu kılan, başını ağrıtan bir duruma itmek..
 
Geri
Üst