Cezmi Ersöz Şiirleri

YALNIZLIK KURDU

'Şimdi sen gideceksin, git'
güzelliğini, ulaşılmazlığını al ve git.
Bırak beni eski kısımda
yarınımı ***ür.
Gençliğin o yara almaz bencilliğine git.
İçinde git gide büyüyen o yalnızlık kurdunu
güzelliğine dadanan o hastalıklı hüznünü
bırak ve git...
Kibirli arzularına, altın gölgedeki kusursuz yüzüne...
Yıllar sonra yaşayacağın
unutuluşları, o acımasız kışları
bana bırak ve git ...
 
YETİM SEVİNÇLİ AŞKIMIZ

Nasıl da unuttuk,
kimsesiz odalarda
işte vaktidir kendimizden kopmanın,
dediğimiz o sonsuzluk anlarının
bizi herkesten ayırdığını...

Nasıl da unuttuk,
mutluluktan,hazdan,sevinçten
daha çok bizi hayata bağlayan
o ıstırap dolu hayaletin,
o kara hülyanın
bizi herkesten ayırdığını...

Şimdi yetim sevinçli aşkımız
büyülenmiş,hayran kendine,
şimdi vakitsiz, belki çok geç, kayıtsız
kendine...
Atıyor tenini, tenindeki ruhu
atıyor,
kör ve iradesiz bir şehvetin ateşine...
 
YOK KARŞILIĞI YÜZÜNÜN

Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor
Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
Yok karşılığı yüzünün

Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Yaklaştıkça imkansız uçurumlar
Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
Yok karşılığı yüzünün
 
YOLUNU ŞAŞIRMIŞ KELEBEK

Masum ojeli
fakir kız bebeklerine
benzeyen ellerinle
yolunu şaşırmış bir kelebeğin önlüğünde
nasılsa herşey aşka varır der gibisin

Parçalanmış çiçeklerin
sevinç çığlıklarındaki mutluluğu
görüp görüp yitirir gibisin

Güllere ayrılık taşır gibisin
 
YÜZÜMÜN AYNADAKİ BOŞLUĞU

Uçurum dibinde nasıl göründügümü
Merak edreim hep.
Yüzümün aynadaki boşluguna hep bakmak isterdim.
İnançlarımın kırık döküldügü yeri anlamak için
kalabalıklar içindeki yalnızlıgıma dokunmak isterdim...
Aşktı adın uçurumda, yanı başımda
aynadaki suretimdi yüzüm,
aykırı kanardı bana.
İnançlarımın çogu yalanmış
alay ederdi benimle.
Çok geç anladım, kalabalıklar arasındaki
senmişsin dokunamadıgım...
Yalnızlıgım diye küçümsedigim senin sevginmiş,
Geceleri ansızın uyanıp
incitilp durdugum senin yoklugunmuş...
Onca sevişmeden sonra degişememişsem,
sihirli bir aydınlıkta,
içimde bir yer sonsuz hasret kaldıgı içinmiş...
İşte onca yalan geçen hayatımda
buymuş tek gerçegim...
 
YÜZÜN

Benim kaderim bu,
öylece karşına oturup seyrediyorum
yüzünden geçen zamanları...

Küçük bir çocuk olan yüzün
annesinin kalbinin kapılarında kalmış...
Kırgın düşlerinde sakladıgın...
İlk gençlik oluyor sonra yüzün
öyle eksik, öyle yarım kalmış büyümelerden durgun...

Sevdayla ışıyan,
çaresiz aşkların şiirlerinde mısra mısra yaşlanan yüzün...

Benim kaderim bu
öylece karşına oturup
seyrediyorum zamanın içinden geçen yüzlerini...

Bana sevdalı bir yüzün vardı eskiden
o şimdi yalnız içimde saklı...
 
YÜZÜNÜ ARARDIN SEN HEP

Yüzünü aradın sen hep
en çok sevmek isterken bile...
Bir bulsan yüzünü
bir bulsan insanlara dağıtılmış hasretini
İstediğin gibi sevecektin

Oysa utandın, utandın kendin oldukça
en çok severken bile
Sevdiğinin kişiliğine girdin bu yüzden
Ne söylesen hep eksik kaldı
Sahipsiz utancın gibi eksik kaldı

Delice sevmeyi istedin aslında sen hep
ama ne zaman böyle sevsen
deli sevgini senden çaldılar
Ne zaman söylesen sevgini, seni seninle böyle
yüzünü ararken bıraktılar...

kıstın ateşini, küçülttün kanatlarını
çekildin en arka odana
Gölgelerini bıraktın pencerelere
Ah bu hayattan sana kalan
sadece deli sevgini özlemekti...
Sana kalan,
bu hayatta kendini delice özlemekti...
 
ZEHİRLİ ÇİÇEK

Aşk, ölümün dudaklarından öptüğü zaman
yüreğimdeki zehirli çiçeği
usulca bıraktım dünyanın dışına...

Aşk, ölümün dudaklarından öptüğü zaman
son kez ayaklanır düşevlerimde bastırılmış yangınlarım
mahcup ve sinsi bir konuk gibi yaşlandığım düşevlerim...

Aşk, ölümün dudaklarından öptüğü zaman
cesedim sahile vurur
insanların kıskanarak topladığı cesedim...

Aşk, ölümün dudaklarından öptüğü zaman
kelimelerin hatırasını sokaklara fırlatırım...
 
Geri
Üst