∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

Seni görsem rüyamın içinde,
Kaçsak beraberce uzak diyarlara,
Herp beraber olmak üzere.

Görsem seni koşsam yanına
Tutsam elini herkesin içinde
Yürüsek beraberce uzak yollara
Hep beraber olmak üzere

Sevgilin olsam dolaşsam yanında
Söylesen herkese büyük bir sevinçle
Aşkım diye dağlara taşlara
Hep beraber olmak üzere.

Evlensen benimle
Hep beraber olmak üzere
 
bir gül açtı avucumda
soldurdum,

bir yaprak yeşerdi yüreğimde
sararttım,

bir umut büyüttüm bahçemde
unuttum,

bir kadın sevdim,en güzel şiirimde
kurşun kalemle,sildim.
 
Gönlümün defterinden,
sildim artık ismini.
Görmek bile istemem,
hayal olan cismini.

Cehenneme çevirdin,
yaşadığım her günü.
Senin aşkın yüzünden,
güldüğümü gördün mü.?

Yırtıp attım albümden,
bende kalan resmini.
Bu dünyada tek kalsan,
anmam senin ismini.

Göz yaşıyla mutluluk,
bir arada yürür mü.?
Aldatılan bir kâlbin,
tesellisi mümkün mü.?
 
Başkasını seveceğim
Sildim seni defterimden
Ağlamayıp güleceğim
Sildim seni defterimden

Ettiklerin artık yeter
Aşkınla ettin bin beter
Çileli ömrümde biter
Sildim seni defterimden

Çekemem artık nazını
İstemem bahar yazını
Bitirdim gönül sızımı
Sildim seni defterimden

Sen umurumda değilsin
Cümle alem bunu bilsin
Latifinde bahtı gülsün
Sildim seni defterimden
 
Her şey boş şu dünyada
Bir sen varsın aklımda
Arada bir kızsan da
Söküp atma kalbinden

Kapıldım sözlerine
Vuruldum gözlerine
O sımsıcak tenine
Hasret bırakma beni

İçimi bir hoş eden
Baktıkça sarhoş eden
Bana güzellik veren
Silme beni gözlerinden

Kollarımla sarsam seni
Doyasıya öpsem seni
Okşasam tatlı tenini
Cennette olurum inan
 
Her gece oturup on bininci kez
düşüncesizliğimi düşündüysem eğer;
Sırf sen üzülme diye.

Her sabah kalkıp ilk iş olarak
geleceğimizi kurduysam eğer;
Sırf sen düşünme diye.

Her gün, her an içtiğim sigarayı
sonuna kadar bitirdiysem eğer;
Sırf bu sevgim bitmesin diye.

Ve her boş vaktimde kalemi elime alıp
bu temiz sayfaların ırzına geçtiysem eğer;
Sırf seni sevdim diye.
 
sen nasıl bir varlıksın
ne kadar gizemli olabilir aşkın
son kullanma tarihin yok mu
unutulamaz mı masum bakışın
seni silemiyorum yüreğimden
atamıyorum diğerleri gibi
söyle bana bebeğim neden
ne yaptın bu saf çocuğa
seni deliler gibi seven
ismini yazan yıldızlara
yanında olduğunda hep gülen
söyle bana hep kıyar mısın böyle masumlara
seni seviyorum deyip giden
arkasına bakmadan kaçan uzaklara
SENİN ANLADIĞIN BU MU SEVGİDEN
ağer buysa iftira atıyorsun sevdalara
ne sevdalar vardır bebeğim
uğruna girilir kara topraklara
sen bilemessin ki güzelim
istersen sor bir kere FERHATA
 
Biliyor musun sevgilim
Ben sırf senin için yaşadım
Sırf senin için ağladım
Mutlu olasın diye usanmadan gülümsedim
Su kalbimi sana sakladım.

Ama değerini bilmedin
Parçaladın ruhumu
Sunu bilesin sevgilim
Ben sensiz
Seni düşünerek
Senin için öldüm.
 
Hatırlar mısın elagözlü çocuk,
Bir zamanlar sana deliler gibi aşık
Deli bir kız vardı
Gözlerine büyülenmişti o sadece
Sonrada delice sevmişti seni

Sevgisi sabitti değişmezdi, değişemezdi
Sevgim gururumu yener derdi
Evet hala seviyor deliler gibi
Ama gururu sevgisinden üstte geldi

Sıra sende artık ela gözlü çocuk
Şimdi sen sev onu deliler gibi
Sevgin gururundan üstün gelsin
Onca zamandır ona çektirdiğin gibi
Şimdi sıra sende.
 
Sesimden arındım ve ufku
Bir harmani gibi giyindim
Kahraman bir korkaktım
Kavmimin kadim tarihinde
Ki onlar için umutsuzluk
Kendim için haramiydim

Böyle bilindiydi bu hikâye
Yarından bugüne kaldıydı

Tersine akan bir ırmaktım
Sözün şaşkın serinliğinde
Kendi deltasında boğulandım
Ve sizi sevmiyorum ey kavmim
Yakın beni rüzgârın ıslığa
Islığın hükme döndüğü yerde

Derim ki ey kavmim, zulmünüz
Payidar, yurdunuz çığlığımdı
Ki hükmümü kendim veriyorum
Yakın beni sesim sorulara dönmeden
Küllerimin altında kalacak
Mutluluk sandığınız ne varsa

Böyle yaşandıydı bir ömür ve söz
Giyotindi sözün belleğinde
 
Birbirimizi sevip özlerken
Söyle bu ayrılık nerden çıktı
Birgün ayrılığa dayanılmazken
Söyle bu ayrılık nerden çıktı

Ardım sıra bakıp dururken
Bana hayatım sevgilim derken
Senden ayrılsam ölürüm derken
Söyle bu ayrılık nerden çıktı

Dilin söylediğini gözlerinde söylerdi
Hayalin gecelerimi bölerdi
Kalplerimiz birbirimizi özlerdi
Söyle bu ayrılık nerden çıktı

Tatlım bir tanem canım derdin
Derdimin ortağı sensin derdin
Ömür boyu ayrılmam derdin
Söyle bu ayrılık nerden çıktı

Hani benden yakın yoktu sana
Neden gerek duydun buna
Dayanırmı seven Kartalın kalbi buna
Söyle bu ayrılık nerden çıktı
 
Sözcükler yetmiyor seni anlatmama
Sevgimi anlatmama
Öyle bir şey ki bu
Dünyadaki bütün okyanuslardan daha derin
Gökyüzünden daha sonsuz
Hiçbir şey yetmiyor onu ölçmeme
Sadece yaşanlar var
Daha ötesi duygular...
Hiçbir zaman bilemeyeceğim
Sıradan bir laf gibi gelse de
Anlamı çok büyük
Nefes almak ne kadar gerekliyse
Sen de benim için öylesin
Biliyorum bir gün sensiz kalacağım
İşte,o zaman başlayacak bilinmezlik
Ölümün sonsuz nefesi senin nefesinle eriyecek
Ve ruhlarımızı aşkımız besleyecek
Seninle yeni bir oluşa doğru yol alacağız
Orada ,ne olur beni unutma sevgilim
Kalbinde beni hisset
Bedenlerimiz yorgun düşüp ayağa kalksa da
Ruhlarımız kavuşacak
Ve ben seni ölene dek
Öldükten sonra da seveceğim SEVGİLİM.
 
Kalbim sıkıştı nefesim durdu,
Neler çektiğimi söyleyemedim,
Yanına yaklaştım dilim tutuldu,
Seni sevdiğimi söyleyemedim.

İnan ki istedim bin kere,
Ama yapamadım bir kere,
Cesaret yokmuş bir zerre,
Seni sevdiğimi söyleyemedim.

Kahroluyordum gördükçe,
Saklanıyordum ürkekçe,
Tutup kolundan erkekçe,
Seni sevdiğimi söyleyemedim.

Aşkınla mum gibi eriyip akıp,
Sakladım sevgimi kendimi yakıp.
Ellerini tutup, gözlerine bakıp,
Seni sevdiğimi söyleyemedim
 
Dilim dönmüyor söylemeye,
seni seviyorum kelimesine,
Aşkın şairi olsam bile,
Sözlerim dolaşsa dillerde,
neye yarar ki güzelim,
Sana söyleyemedikçe
 
Gönlüm vazgeçmez senden, bilmem niye?
Yetmez mi çektiğim bunca çile,
''Garipsin, sevmek senin neyine'' dersin diye,
Sana sevdiğimi söyleyemedim...
 
Bir güzele sevdalandım
Ben kalbimden yaralandım
Ona gönülden bağlandım
Gönlümü söyleyebilsem

Aşkımı söylersem ona
Acep darılırmı bana
Onu değişmem cihana
Yüzüne söyleyebilsem

Sevilmeye layık güzel
Benim kalbimde çok özel
Salınıp karşımda gezer
Gezerken söyleyebilsem

Gözleri var maral gibi
Kaşları olmuş yay gibi
Kiprikleri kalem gibi
Kalbime yaz diyebilsem

Ali kalbinin adayı
Gönlüme yaptın sarayı
İstemem malı sarayı
Seviyorum diyebilse
 
Sonbahar hüznü gibi seninle aşk
Bitti bitecek söndü sönecek gibi
Solgun yapraklar gibi tutar ellerimden
Sonbahar solgunu ellerin
Dudakların büsbütün hasret
Ağustos kızılı öpüşlere
Gözlerimde Eylül yağmurları
İçimi kasıp kavurur rüzgarın
Peşinde uçuşur gazel yapraklar
Sana giden yollar güz yorgunu
Ümitler bir bir buz tutuyor
Titriyor dalımda kalan son yaprak
Daha başlarken bitecek gibi
Sonbaharda sana başlamak
 
Bir Sonbahar mevsimindeyim
Dallarım kırılmış yapraklarım sararmış
Yaralı bir kuşa dönmüşüm
Ne tutunacak dal bulabildim nede yaralarımı
saracak el.
Kaldırımları yalnız yürüyorum yalnız şarkımı
söylüyorum
Gece olunca bir yıldızın hayaline dalıyorum
Yüreğim susuyor gözlerim konuşuyor
Konuşuyor ya beni gözyaşlarına boğuyor
Şimdi ise bir kış mevsimindeyim
İçim kutuplar kadar soğuk
Hayallerim ise gözü yaşlı ve buruk.
 
İstersem benimle gelecek miydin?
Maziyi yarından silecek miydin?
Bu aşka kol-kanat gerecek miydin?
İnanmam, aşkını gömüyorum ben.

Gözüne bakarken neredeydin sen?
Yolunu gözlerken kiminleydin sen?
Aşkınla yakıp ta kül eyledin sen
İnanmam sözüne, gidiyorum ben.

Sevdanın baharı hazana döndü
Bilesin, yaşamım o bir kaç gündü
Sanma ki içimde ateşin söndü
Dönemem geriye, gidiyorum ben.
 
Nereye dursam vuruluyorum düşlere,
Nereye koşsam içimdeki sarhoşluğuna kapılıyorum,
Taşlarla örülü her sokağın köşe başında,
Işıklara sorgulanıyorum,
Kelimeler var cebimde,
Yüreğimde cümleler güzelliğine,
İstermisin,
Pencereleri kuzeye bakan odamın duvarlarında,
Tuvallerden çaldığım yalnızlığı arıyorum,
Cilası yeni atılmış parkelere bırakıyorum gözlerimi,
Ve umuda yüklenişi suallerin utangaçlığında,
Yüzümü kimlerden kaçırıp,kimselerden saklıyorum,
Bilirmisin,
Yüreğimin kıyametlerinde suskunluklar dolaşıyor,
Ve çocukların elma şekeri haylazlığı,
Hani ekmek arası balık revaçta şimdi,
En çok gazetelerde ölüm haberleri okunuyor,
Kim ne oluyor da hayatında,kime ne anlatıyor,
Ne dursan duruyor zaman,
Ne koşsan koşuluyor,
Bilirmisin,
Sadece ayakkabı değil, yüreğim parçalanıyor,
Karşı kıyıdayım,
Numaralar var elimdeki kağıtta,
Ben yokluğuna bu kadar mı yaralıyım,
Hasretine bu kadar mı ayaktayım,
Bilmiyorum,
Gözlerime tüneyen akşamın renginde,
Kuşların ürkek bakışlarına saplanıyorum,
Hatırlıyorum da,
Neler söyletecekti bu dilsizlik,
Neler anlatacaktı belki de bir heveslik,
Ver elini Kıyıköy, Harbiye, Anadolu Kavağı,
Sarıyer, Ortaköy,
Ver elini bir kere de,
Ruhumu azad etsin bu belirsizlik,
Oysa ben barbunların renginde susuz bir rakı,
Ağlara takılan yosun rengi,
Kıyılarının karşısındayım,
Denizlerinin yalnızlığında,
Dalgaların tenimi okşayan,
Sabahlarımın puslu viran havasında,
Yanındayım,
Yokluğunda,

Sandığı açıyorum kilitlerin pasında,
Kalkıp eskimiş bir fotoğrafın yırtılan köşesinden,
Hesap tutuyorum,
Kafa tutuyorum zamana,
Soyut çırpıntısında yüreğimden sana,
Kelimeler yolluyorum,
Cümleler bırakıyorum uykularına,
Med cezire vururken kendini gece,
Yakamoz oluyorum,
Dokunamıyorum sana,
Dilimi mühürlerken kaybettiğim her hece,

Nereye dursam kayboluyorum aynalarda,
Nereye koşsam sensizlik,
Oysa tuttuğum notlar kayıp hayata,
Yaşlı bir martıyı öpüyor dudakların,
Ve Kent düşüyor kendi sahnesinde,
İpini ben çekiyorum,
Ben kesiyorum halatlarını gemilerin,
Sevdasına lacivert,
Sevdasına öpülen bütün gölgelerin,

Bir avuç çiviyle,
Mevsimin tahta merdivenlerine dayanıyorum,
Yasaklarımda suskunluğun,
Belkisi olmayan yokluğun,
Kırık ruhların çamurlaşan toprağında,
Robenson'un Cuması,
Huysuzluğun,
Yağmur'a münhasır,
Uykusuzluğun var cümlelerime zıpkın kesilen,
Bir avuç çiviyle,
Yalnızlığımı duvarlara terkeden,
Ya da,
Belkilerle çoğalan sonsuzluğun,

Bilirim,
El ayak çekilir zamanla,
Kentime eyvahlar karantinası,
Eski bir fotoğraf,
Ve bir köşesinde çaresizliğin sancısı,
Kırılmıştır artık uzaklığına yokluğunun aynası,
Bilirmisin,
Ben hala karşısındayım kıyılarının,
Sırtımda yaşamak ağrısı,
Bu cümleler,
Bu isimsiz nice kelimeler,
Dilsizliğime bıçaklanan geceler,
Ardından bana kalan,
Masumluğunun sessizlik takıntısı..
 
Geri
Üst