∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

Karanlık düşürmüş ayını masmavi denizin üstüne...
Her yakamoz...
İçimde her geçen büyüyen inançlı sevdamın sevinçli ezgilerinde
sana dökülüyor kelimelerim...
 
Insanin içini dökmekten vazgeçmesi ayrilik!

Ipi kopmus boncuklar gibi yollara döktügü gözlerini,
birer damla düs kirikligi olarak toplamasi içine.
Ardinda dünyalar isiyan camlar dururken,
duvarlara dalip dalip gitmesi.
Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrilik.
Saçina rüzgar, sesine isik düsürememek kimsenin.
Çiçekçilerden uzaga düsmesi insanin yolunun.
Günesin bir ceza gibi dogmasi dünyaya.
Iki adimdan biri insanin, sevincin kundakçisi,
hüznün armasi ayrilik.

O küçük ölüm!

Usta dokunuslarla bizi büyük ölüme hazirlayan.

Ayrilik, o köpüklü öpüslerin ardindan gidip agzini yikadiginda baslamisti.
Ben bulutlari gösterirken,
“bulmacanin bes harfli yemek sorusuna” yanit aramanla halkalanmis,
“Askin sarabinin agzini açtim, yar yüzünden içti murt bende kaldi”
türküsü tenimde dügümlenirken, odadan çikisinla yolunu tutmus,
Daglarda öldürülen çocuklarin fotograflarini bir kenara itip,
“bu etegin üstüne bu bluz yakisti mi?”
diye sordugunda varacagi yere varmisti çoktan.

Simdi anliyormusun gidisinin neden ayrilik olmadigini,
bir yapragin düsmesi kadar ancak, acisi ve agirligi oldugunu.
Bir toplama isleminin sonucunu yazmak gibi bir deger tasidigini.
Bosluga bir bosluk katmadigini, kar yagdirmadigini yaz ortasinda....

Ne mi yapacagim bundan sonra?

Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yollari tersinden yürüyecegim önce.
Siir yazmayacagim bir süre,
Fotograflarini günese koyacagim, bir an önce sararsinlar diye.
Hediyelik esya satan dükkanlarin önünden geçmeyecegim.
Senin için biriktirdigim yagmur suyunu, bir gül agacinin dibine dökecegim.
Falci kadinlara inanmayacagim artik.
Trafik polislerine adres sormayacagim,
Gelecege isik düsüren bir gülüsle gülmeyecegim kimseye....

Ne yapacagimi saniyorsun ki?

Tenin tenime bu kadar sinmisken,
ömrüm azala azala önümden akarken,
gittigin gerçek bu kadar herkese benzerken..
Senin korkularini, benim inceligimi doldurup yüregime,
biraktigin boslugu yonta yonta binlerce heykelini yapacagim.
 
Bırakıp gitmek istiyorum her şeyi, herkesi… Yüreğim yanıyor, içim acıyor. Canım çok yanıyor Tanrım… Elimde bir oyuncak, çocukluğuma geri dönmek istiyorum. Sorumsuz, sorunsuz, mutlu… Okadar uzak ki umut ettiğim şeyler bana. Okadar zor ki bu yüreğin tamiri. Bir tanem, bebeğim, gözlerini, bana sarılmanı özledim. O kadar özledim ki seni, isyan edesim geliyor. Sen şimdi kaçıncı uykunda, sarılıyorsun yanındaki bedene. Mutlu musun? Ben aklına geliyor muyum? Düşünüyor musun beraber geçirdiğimiz saatleri? Ona da bana baktığın gibi sevgi dolu bakıyor musun? Ona da bana sarıldığın gibi sıkı sıkı sarılıyor musun? Ona bakarken de gözlerin parlıyor mu? Ben yalnız ben çaresiz, senin bana gelmeni bekliyorum. Karşılık beklemeden, sadece beni sarmanı beklerken, seni sevmeye, seni içimde büyütmeye devam ediyorum… Sen biriciğim, sevdiğim, meleğim… O kadar işledin ki içime, o kadar tanıdıksın ki, bırakamıyorum unutamıyorum seni!!! Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sadece bana gelmeni, bana sarılmanı bekliyorum, küçük bir çocuğun sevgi beklediği gibi… Geldiğinde, yüzümü gömeceğim göğsüne, doyasıya sarılacağım sana… Yine alacağım o sevgi dolu yüzünü ellerimin arasına. Bana sarıldığında nefes bile almayacağım, ürkütmemek için seni. Sen yeter ki gel, yeter ki sevgini esirgeme benden. Yine git sonunda ,istersen. Sesimi çıkartmayacağım…
 
Bir Adın Kalmalı
Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet bir adın kalmalı geriye
Birde o kahreden gurbet
Sen say ki ben hiç ağlamadım
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi
Geceleri koynuma almadım ihaneti
Hele nihavend hele buse hiç geçmedi aklımdan
Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden
Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet isyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam
Dağlar sonra oynadı yerinden
Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam
Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
Yine de
Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken
sevmek için çok geç
 
Yıllar gelip geçti zaman değişti
Bir sen değişmedin şu yüreğimde
Dağlara kar düştü duman değişti
Bir sen değişmedin sevdiğim bende

Ovalar nehirler düzler değişti
Baharlar rüzgarlar güzler değişti
İnsanlar nesiller yüzler değişti
Bir sen değişmedin şu yüreğimde

Sen hala içimde incecik sancı
Biricik sevdiğim başımın tacı
Sevenler eskidi herkes yabancı
Bir sen eskimedin şu yüreğimde

Mevsimler takvimler yıllar eskidi
Resimler kavimler kullar eskidi
Gelenler gidenler yollar eskidi
Bir sen eskimedin sevdiğim bende

Şaşsada yollarım kesilsede hız
Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız
Hala yavuklumsun o nazenin kız
Bir sen değişmedin şu yüreğimde

Kurallar töreler bazlar değişti
Sevdalar sevgiler hazlar değişti
Kadınlar gelinler kızlar değişti
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde

Eserken başımda kavak yelleri
Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri
Sen hala sevecen nazlı cilveli
Hiç mi değişmedin sevdiğim bende

Bakışlar işmarlar gözler değişti
Şarkılar duygular sözler değişti
Saçlara ak düştü yüzler değişti
Bir sen değişmedin sevdiğim bende

Şehirler sokaklar evler değişti
Bahçeler tarlalar köyler değişti
Ağalar köleler beyler değişti
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde

Yıllar ne çabuk geçti
Avurtlarım çöktü şeklim değişti
Doldu vadem ölüm çağım erışti
Bir sen değişmedin durursun öyle
 
Sen aslı ol, bende kerem
Sen tabip ol, bende verem
Sen avcı ol, bende ceren
Al kurbanın eyle Gülüm...

Gülüm gülüm akça gülüm
akça gülüm pakça gülüm

Ko narına yansın gönül
Aşk meyine kansın gönül
Uyurken uyansın gönül
Keman cümbüş neyle Gülüm

Gülüm gülüm hakça gülüm
duygu duygu aşkça gülüm

Gözün üstü kaş olayım
Kirpiğinde yaş olayım
Gidersen yoldaş olayım
Koma burda böyle Gülüm...

Gülüm gülüm akça gülüm
gonca gonca aşkça gülüm

Gönül açan güle benzer
Gül dalinda yele benzer
Aşk sazında tele benzer
Kabul etmez hiyle Gülüm

Gülüm gülüm akça gülüm
akça gülüm pakça gülüm

Nedir bunca işve nazın
Yazmış bir kez yazın yazın
Yaprak düşse bitmez hazın
Kime sevdan söyle Gülüm

Gülüm gülüm akça gülüm
duygu duygu aşkça gülüm
 
Hatirla, bir adam diyordun hatirla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
Iste o deli, iste o çilgin, iste o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aski ölümsüz bilenlerdenim.

Hasretin yerini müjdeler alsin
Birakta mutluluk kapimi çalsin
Bütün acilarim dünlerde kalsin
Unuttur maziyi unuttur gülüm

Hasretin bir yangin avuçlarimda
Ayrilip gittigin o günden beri
Ararim gölgeni bos duvarlarda
Ayrilip gittigin o günden beri

Hasret daglari sardi
Sen farkinda degilsin
Son umut sende kalsin
Sen farkinda degilsin

Hani bazi günler küsmüyor musun
Içimden dünyayi yikmak geliyor
Duvarlar misali susmuyor musun
Içimden dünyayi yakmak geliyor

Hangi masaya otursam
Senin sevdigin içkiyi koyuyorlar önüme
Vazomda hep senin sevdigin çiçekler
Ve dudaklarimda hep senin sevdigin sarkilar
Senin dogumgünlerini kutluyorum senden habersiz
Ve her sabah dualar ediyorum mutlulugun için
Ne yapsam, ne etsem, nereye gitsem
Ecel gibi pesimdesin..

Hangi mahkum çekmis böyle iskence
Asmali mi dersin bu kalbi sence
Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
Sensizlik kanima girdi girecek

Halâ tahta masalara yaziyorsam adini,
Ask kitaplarinda ariyorsam tarifini askin,
Kahir mektuplarinda yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam gözyaslarimi,
Eyvahlar çekiyorsam her biten askin ardindan,
Bana sor yalnizligi..

Haklisin, aramizda daglar, denizler var,
Haklisin, aramizda uçurumlar.
Senin sevdalarin, üç günlük masal,
Benim sevdalarim, Allah'ina kadar.

Güvendigin yüreklere karlar yagmissa
Buz tutmussa o simsicak bakislar
Sen yanginlar içinde üsüyorsan
Ve bir zavalliliksa artik o çok sevmek
Ölmek güzeldir...

Günlerim atese gebe
Gecelerim sancili
Varamadik sabaha
Ben bir yumak dügüm dügüm
Sen karmakarisik bir kördügüm
Kendini çözmeden daha
Beni anlayamazsin...

Günler sensiz geçmiyor mu
Iste beni çildirtan bu
Yüzün bensiz gülmüyor mu
Iste beni aglatan bu!

Günes dogmayi unutabilir
Sabah olmayi
Yagmur yagmayi
Çiçekler açmayi unutabilir
Kuslar uçmayi
Baharlar gelmeyi
Ama ben seni asla...
 
Her sey sagir içimde ne siir ne musiki
Dünyadan bezginligim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüs, öyle dagilmisim ki
Bu ne bitmez ayrilik bu ne özlem diyorum

Her sarki bir sevdadan dökülür misra misra
Her sarki yasanmis bir masali resmeder Düsün çamlar arasini, mehtapli geceleri, masmavi denizleri
Düsün simdi yollara serpilen ümitleri
Hadi bir sarki da sen
Söylesene! ..

Her seven sonunda düsüyor derde
Bu ask kitabinin yazani nerde
Bir asik inandi.. çok sevdi diye
Terketmek kanun mu ask kitabinda?

Her masal gibi bitti bugün
O kisacik mutlulugumuz
Belki yalandi
Belki yalan gibi bir sey
Seninle mesut olusumuz

Her köse basinda seni gözledim
Geceler koynunda umut gizledim
Hep seni bekledim seni özledim
Senden uzaklarda ah neler çektim
Sensizken seninle bir de söz kestim
Bilmedin sevdalim bilmedin gitti

Her gün yeni bir yanginda hayatim
Acilardan acilara sürgünüm
Sende baslar sende biter isyanim
Yalnizliktan yalnizliga sürgünüm

Her gün ona kosmak daglardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatli hayal, en büyük gerçek
Anlarsin tasan o, günlerden gecelerden

Her gece islanmamali yanaklarim
Sarkilarda bulmamaliyim kaderimi
Göz göz olmamali yüregim
Seni beklerken!

Her düsünce aska teget geçiyor
Tanigi çizgiler var oldugumuzun
Bir ask çizgisi var her seyden önce
Bütün yollar asktan geçiyor, görüyor musun?

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir isik mi yanar?
Bakislarinda beni dinlendiren bir sey var;
Kiyisindaymis gibi en sakin denizlerin...

Hep ayni hikaye hep ayni masal
Al yani basimdan gölgeni de al
Hadi daha çabuk daha acele
Git baska kollara git güle güle
Sen de unutursun adimi bile
Biz ne vefasizlar görmüs adamiz..

Hayatimda ne tat ne tuz
Sensiz odam buz kesti buz
Gecelerim hep uykusuz
Sol yanimi bos biraktin

Hayallerim pusu kurup aklimi tuzaga düsürse de
Bu hatira seni yasatip beni hergün bitirse de
Çok sikilabilirsin canin gitmek istese de
Bir kere daha kal yanimda son bir kere daha.
 
Dört bir yanim tas bir duvar
Ne merhamet ne vefa var
Üstelik de sen yoksun yar
Vursalar da akmaz kanim
Hasret dolu her bir yanim
Bu sensizlik yok mu canim
Iste beni öldüren bu!

Dönüsü olmayan yolda mi kaldin?
Daglarin ardinda çölde mi kaldin?
Yoksa yabanci bir kolda mi kaldin?
Ben ayni yerdeyim senden ne haber?
Agladigin günde mendilin oldum
Karanlik gecende kandilin oldum
Asigin esirin, sevgilin oldum
Ben ayni sevdali senden ne haber?

Dönebilmek o dönüsü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanis bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan

Döktügüm yaslara aldirmadiniz
Giden gençligime acimadiniz
Düstügüm yerlerden kaldirmadiniz
Beni iyi tanir bu kaldirimlar
Bu kuytu köseler bu tas sokaklar
Sizlerden bir ömür alacagim var

Denize dökülen bir irmak gibi
Öyle ak içime öylesine dol
Yarina açilan bir yaprak gibi
Unuttur mazimi gelecegim ol

demek o beni sevmiyor
demek o beni anlamiyor
bana içkimi verin
bana kadehimi verin
bir daha ölmek istiyorum

Demek ben suçluyum bir tek sen hakli
Ben zalim bir düsman sense zavalli
En güzeli alip beni asmali
Beni affetmedin affetmiyceksin

Degisen ben miyim öyle
Ben miyim eski sevdalara mendil sallayan
Su eller
Su gözler
Su kalp benim mi yoksa
Ya su gülen adam ben miyim? ..
Demek ki unutmusum

Dayanmak zor yalnizligina aksamlarin
Unutmak mümkün degil seni bir sarki gibi
Agir agir ilerleyen bu zaman içinde
Her an bir sarhosluktur sensizligin verdigi

Daha dün diyorsan geçen yillara
Gözlerinde anilar hala yesilse
Ve hala islaksa kirpiklerin
Birakip bütün mutluluklari
Birakip bütün güzellikleri bir yana
Bekledinse yollarimi
Bekle geliyorum...

Daglarda yol olsam seni beklerim
Ömrümü verseler sana eklerim
Seninle gül açti tüm dileklerim
Ne böyle sevildim ne böyle sevdim
Askin böylesini senden ögrendim
Adina yazili gönül senedim
Çünkü ben bu AŞKI sana borçluyum
 
Çirkin olan,fena olan ne varsa unut
Gözlerimin söyledigi sarkiyi dinle
Ellerimizde sevgi içimizde umut
Bütün iyilikleri paylasalim seninle

Çatlamis sabir tasim
Bir alev her gözyasim
Ah benim dertli basim
Bir o döner bir de ben
Bu askin tek gerçegi
Asla yok gelecegi
Yüregim kan çiçegi
Bir o kanar bir de ben.

Bütün yollar asktan geçiyor, görüyor musun?
Bir ask çizgisi var her seyden öte
O çizgiden baska bütün çizgiler
Aski tüketmede

Bütün sevgililer, dostlar gitti
Bir sen kaldin kadinim beni terketmeyen
Batan gemilerin kaptanlari gibi
Denizlerin ortasinda ölümü bekleyen.

Bütün kadehlerimi hep sana adiyorum
Hep senin için bu bir bir bosalan siseler
Umutsuzlugum, sarhoslugum senin eserin
Senin yüzünden bu delicesine içmeler

Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelligin
Yildizlarin en parlak oldugu zamansin
Denizlerim senin kiyilarinda sakin
Birak ellerini avuçlarimda kalsin

Bulut gibi gözlerin
Ha yagdi ha yagacak
Kursun gibi sözlerin
Ha vurdu ha vuracak
Öyle gelme üstüme
Daglar çökmüs içime
Baksana su kalbime
Ha durdu ha duracak

Bugün bütün iyi kalpliligim üzerimde
Cümle düsmanlarimi affettim
Yedigim meyvalardan
Kokladigim çiçeklerden af diliyorum

Bu sehrin bütün sokaklarina sinmis yalnizligim
Sensizligin köse basindayim
Avuçlarimda kirik dökük pismanliklar
Avuntusuz çikmazlara dogru yürüyorum
Bütün umutsuzluguma inat
Yine seni ariyorum...

Bu sehirde son gecem
Beni son kez sarsaydin
Gitmezdim bir meçhule
Yanimda sen olsaydin!

Bu son bulusmamiz
Bu son görüsmemiz
Kimbilir bir daha karsilasmayiz
Belkide bir daha görüsemeyiz
Ayrilmaliyiz ayrilmaliyiz..

Bu nasil ayrilik, bu nasil veda
Gözleri kal diyor dudaklari git
Bakisin anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudaklarin git

Bu gece dokunsalar aglayacagim
Bu gece bagrima tas basacagim
Bu gece sen konus ben susacagim
Bu gece gidiyorsun çildiracagim
 
Değişen ben değilim dönüşen savaş
Yaşlanmakla ıslanmak aynı sey:
Bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak
Şimdi ölüm bile yetmiyor acılarımızı tartmaya
Dostlar alıngan bir sahili pinekliyorlar
Bir merhaba'yı bıçaklar gibi artık selamlaşmalar
Değişen ben değilim dönüşen savaş
Artık zaman bile yetmiyor yaşadığımızı sanmaya
Yine de ışıklar bu kenti güzelmiş gibi gösteriyor geceleri...
Geceler...
Yani Ahmet Haşim'in kafiyeleri....
Seni aklıma düşüren yerçekimi değil yalancı yıldızlar
Öyle uzaksın ki üflesem soğuyacaksın
Sarılsam okyanus bir aşka yetecek kadar ve anımsatacak kadar
Sebepsiz bir ölümü, acılarımız ve kafiyelerimiz var...
İşte hepsi bu kadar
Hadi güne hazırlan
Yaşadıklarımızı unutmaya çalış
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü
Sırlarını cesaretini bilgeliğini
Ve o ilkel o yaban ağrısını geri alacak
Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek
Sonra geçecek
Hadi oyalanma birazdan yarın olacak
Aşkta yarın yoktur sevgili
Sakın Sorma nerdeydim Kaç Zamandır
Dur Sorma
Özledim Seni Yağmuru
Dinle Damla Damla Yüreğimde Sessizce Sarıl Boynuma..
Özlemin yanardı gecelerde
Çok Uzak Soğuk Şehirlerde Şarkılar SoylerDim Aşkımıza
AşıĞıM Sana Aşığım HaLa...!!!
Varlığımı korumak için bütün gün kendimle uğraşıyorum.
Çünkü varlığımı korumazsam dağılıp paramparça olacağımı sanıyorum.
Korkuyla ve sımsıkı kapanıyorum kendime.
Kendime sımsıkı kapansam da yine her gün bitiminde hep aynı eksikliği hep
aynı yetinmezliği yaşıyorum.
Hayatın bütün bu şekillenişi.Vitrinler,eşyalar,konuşmalar,yolla r,fi kirler
alışkanlıklar,beklentiler...
Bütün bu sistem her şey ama her şey beni kendime kapatıyor
Yoksa dağılıp parçalanmaktan korktum kapandığım kendi benliğimde değilde
kilitli bir kapının önünde mi bekliyorum ben
Burda bir gömüt yok çünkü kimse ölmemiş
Ölmüş ölmesine de
Ne bilmiş öldüğünü ne öldüğü bilinmiş
Burda bir insan yok çünkü kimse doğmamış
Doğmuş doğmasına da
Ne bilmiş doğduğunu ne doğduğu bilinmiş
Burda hiç yaşamadım ben
Çünkü ne doğdum ne de öldüm
Yaşadım yaşamasına da
Ne bildim yaşadığımı ne yaşadığım bilindi
 
Ekmegin tadi yok mavi gökyüzü kayip
Belki hiç umursamadin beni yanlis taniyip
Mesafeleri çigneyip de gururunu arkana alip
Bir kere daha konus benimle

Ecelim zamansiz gelirse bir gün
Ona bu sarkimi dinletiverin
Bu en son dilegim, en son sözümdür
Benden baskasina gitmis olsa da
O güzel askimiz bitmis olsa da
Üstünden mevsimler geçmis olsa da
Ona sevdigimi söyleyiverin

Dünyalar bir yanda askim bir yanda
Zaman kisaliyor senin yaninda
Geç kaldim gidelim dedigin anda
Içimden saati kirmak geliyor

Dünyada benzersiz bir keder gibi
Alnima yazilmis bir kader gibi
Daglarda uykusuz bir asker gibi
Gittigin yollarda baslar nöbetim

Dün kopan bir yaprakti,düsen bir kuru daldi
Bugünden güzel degil bulacagin yarinda
Aç ellerini bir bak yanan avuçlarinda
Dün gitmis yarin yok bize bir bugün kaldi

Dün gece uzun uzun
Seni andim agladim.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandim agladim.

Duymak nedir bilir misin?
Duymak, ama anlatamamak
Tam dilinin ucuna gelmisken söyleyememek
'Seviyorum' diyememek
Yani ölümü yasamak nedir bilir misin?

Duymadin gönlümün haykirisini
Kirdin su gönlümün sabir tasini
Görmekten usandim çatik kasini
Gülüsün ellere, nazin bana mi?

Duydum da inanmadim
Aska gülüp geçmissin
Benimkisi ask degil
Bir oyundu demissin
Zafer senin zaferin
Eser senin eserin
Sevin ey zalim sevin
Bak bir erkek agliyor..

Duydugun her yerde beni hatirla
Bu benim siirim bu benim sarkim
Dinle ki kanatsin o tas kalbini
Bu benim siirim bu benim sarkim

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabanci olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anilar kal diyor dudaklarin git

Dumansiz bir yangin baslar
Amansiz bir deprem kopar
Yikilir kalirsin bir dag olsan da
Hele bir sevdigin terketsin de gör
Bu koca dünyayi yakasin gelir
Eski resimleri yirtasin gelir
Bütün aynalari kirasin gelir
Sirtina bir hançer vurulsun da gör

Dudaklarimda yasayamadigim
Çocuklugumun, gençligimin siiri
Dört yanim hüsran
Dört yanim yalan
Dört yanim hüzün
Dört yanim isyan!
 
Dört bir yanim tas bir duvar
Ne merhamet ne vefa var
Üstelik de sen yoksun yar
Vursalar da akmaz kanim
Hasret dolu her bir yanim
Bu sensizlik yok mu canim
Iste beni öldüren bu!

Dönüsü olmayan yolda mi kaldin?
Daglarin ardinda çölde mi kaldin?
Yoksa yabanci bir kolda mi kaldin?
Ben ayni yerdeyim senden ne haber?
Agladigin günde mendilin oldum
Karanlik gecende kandilin oldum
Asigin esirin, sevgilin oldum
Ben ayni sevdali senden ne haber?

Dönebilmek o dönüsü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanis bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan

Döktügüm yaslara aldirmadiniz
Giden gençligime acimadiniz
Düstügüm yerlerden kaldirmadiniz
Beni iyi tanir bu kaldirimlar
Bu kuytu köseler bu tas sokaklar
Sizlerden bir ömür alacagim var

Denize dökülen bir irmak gibi
Öyle ak içime öylesine dol
Yarina açilan bir yaprak gibi
Unuttur mazimi gelecegim ol

demek o beni sevmiyor
demek o beni anlamiyor
bana içkimi verin
bana kadehimi verin
bir daha ölmek istiyorum

Demek ben suçluyum bir tek sen hakli
Ben zalim bir düsman sense zavalli
En güzeli alip beni asmali
Beni affetmedin affetmiyceksin

Degisen ben miyim öyle
Ben miyim eski sevdalara mendil sallayan
Su eller
Su gözler
Su kalp benim mi yoksa
Ya su gülen adam ben miyim? ..
Demek ki unutmusum

Dayanmak zor yalnizligina aksamlarin
Unutmak mümkün degil seni bir sarki gibi
Agir agir ilerleyen bu zaman içinde
Her an bir sarhosluktur sensizligin verdigi

Daha dün diyorsan geçen yillara
Gözlerinde anilar hala yesilse
Ve hala islaksa kirpiklerin
Birakip bütün mutluluklari
Birakip bütün güzellikleri bir yana
Bekledinse yollarimi
Bekle geliyorum...

Daglarda yol olsam seni beklerim
Ömrümü verseler sana eklerim
Seninle gül açti tüm dileklerim
Ne böyle sevildim ne böyle sevdim
Askin böylesini senden ögrendim
Adina yazili gönül senedim
Çünkü ben bu aski sana borçluyum

Dag gibi umutlar hayaller bitti
O çilgin arzular geceler bitti
O tatli heyecan o hasret bitti
Ne yazik sevdamiz ne çabuk bitti

Çok yalvardim gitme diye ben ona
Yillar sonra dönüyormus bana ne
Seviyordum gülüp geçti askima
Simdi beni seviyormus bana ne..
 
Bir şebnem sabahında buldum seni
Islak caddelerinde en güzel kokusu aşkın
Benden bana yakın yıldızlar
Gözlerimle kokladım sevda şiirini
Eyyüp’deki camide gördüm kendimi....
İstanbul!
Ahh! İstanbul!
Yâr İstanbul!
Ben sana aşık oldum...

Dudaklar anlatamaz senin gül cemâlini
Gül gönlünü yazarken ağlar, kırılır kalem
Bir şehir değildir bu, ayrı bir dünya sanki
İnsanı ki evrenin en mücella çehresi
Ey adına şarkılar söylenen, bırakma beni....
İstanbul!
Ahh! İstanbul
Yâr İstanbul!
Ben sana aşık oldum...

Kız Kulesine doğru doğan güneş izlemek
Lâcivert’i aşmış gece İstanbul Köprüsü’nde
Çamlıca Tepesi’nde güneşin batışı var...
Aşıklar sarılmışlar, birlikte ağlıyorlar...
Bense yanlız değilim, İstanbul gibi yâr var...
İstanbul!
Ahh İstanbul!
Yâr İstanbul!
Ben sana aşık oldum.
Marmara kıyısında balıklar dans ediyor
Mavi değil gökyüzü, bilinmez bir renk almış
İstanbul Boğazı’na dudağım veda diyor
Kalbim el sallamıyor; gitmiyor ki kalıyor
Benim sevdalı şehrim, senin olmam imkânsız...
 
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Saatlerce kaldırımlarda tur attığımı
Şehrin üzerime çöktüğünü
Koca şehrin yorganımda yattığını
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Sabahlar bitirmedi gecelerimi
Akşamlar getirmedi
Doğmayan güneşim sendin
Düşmeyen ateşim
Şakaklarıma yağarcasına
Güvendiğim dağlara kar yağdı

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Kalabalıklara attım kendimi
Kim, nereden bilecekmiş ki?!

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Gölgeye sığmadım
Gölgem sığmadı
Gün gelir söylerim sandım
Güneş doğmadı
Rüyalarıma girseydin keşke
Olmadı işte olmadı

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
İçin için ağladığımı görmediler
Yalnızlık yorgunuydum
Ne elimi tutan oldu
Ne halime yanan
Görmedim duymadım neler dediler
Hiç biri senin yerini tutmadılar
Senin gibi sevmediler

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Mevsimlere yıllara inat
Üstümden çığ gibi geçti zaman
Çiçekler açtı, yapraklar döktü
Göçmen kuşlar havalandı yüreğimde
Bana mısın demedim

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Dalıp gittim üçsüz bucaksız göklere
Sanki ufuktan gelecekmişsin gibi
Şişelere mektup koydum
Dalgalardan dilek tuttum
Bildin, bileceksin gibi

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Var mıydın yok muydun bilmiyorum
Bu ne biçim tutku Allah'ım
Hani bir yürek yansa bir gemi dolusu yürek
Yürek dayanmaz, dayansa
Hani sevenleri korur
Hani bir liman olurdun

Seni sevdiğimi sana söylemedim
Kimselere söylemedim seni sevdiğimi
Şehri baştan başa dolaştım
Yüreğimi baştan başa
Dere tepe düz gittim
Kendi kendime ağladım
Ağladığımı kimseye söylemedim
Kendimden sakladım seni sevdiğimi
Rüzgara, buluta söyledim
Yokluğunda yandım
Sigara gibi
Ateş kırkbir
Yanık üç
Duman oldum
Duman oldun
Benim oldun
Dumanını ciğerime üfledim
Seni sevdim işte
Daha ne olsun
Seni sevdim
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
 
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam.
Seni tarif edemeyeceğini biliyorum.
Ulaşılmaz oldun hep.
Dokunmak,
Hissetmek ve,
Dolu dolu yaşamak isterken seni.
Kocaman bir yanlızlıktı payımıza düşen.
Payıma düşen her şeyi erteledim,
Ama erteleyemediğim bir şey vardı,
Sana benziyordu...!
Su olsan,dokunduğumda bozuluyordun.
Bozulmayan bir şeydin.
Gidilecek bir yer olsa sonu olurdu.
Sonu olmayan bir şeydin.
Uykuda görülecek bir rüya olsa uyanırdım.
Beni rüyamdan uyandırmayacak bir şeydin.
Simsiyah saçların olsun istiyordum.
Ama baktım değil.
O gün seni gözlerinden .
Ana fatmadan...!
Üç ırmağın birleştirildiği yerinden,
Öpeyim desem,Aklıma ırmaklar gelir...!
Düşünki yılan dağından aşağıya iniyoruz ve,
Dünyada sadece iki kişilik türkü kalmış onu söylüyoruz.
Öyle bir şeysin sen...!
Seni düşünürken yoruluyorum desem.
Dünyanın en büyük yalanı olur.
Yalanım Yok..
Bu günden yarına ne kalır bilmem.
Ama sen kalırsın.
Tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi.
Yaşadıklarımız azdı.
Zamana sığmadık,yaşamak isterken herşeyi.
Bugün şarkı söylüyorsam,O gün şarkı değil,
Şarkı gibi seni yaşamak isterim.
Halkıma benziyordun,
Bir yanım göç,bir yanım toprak kokuyordu hep.
Gezmediğim yerin kalmadı,
Bazen yasaklandın bana,
Bazen bir suç gibi boynumda taşıdım seni...
Yedi telli sazımla bile anlatamadım,
Sen bir uçurum gülüydün.
Ellerimi her uzattığımda,bin kırıkla geri döndün.
Yasaların bile tanımlayamadığı bir şeydin.
Haritalara sığmazdın,
Her ülkede bir başka gülüyordun,
Uzundun,İnceydin,,,
Dokunduğumda,nereli olduğumu seninle hatırlardım.
Bana hep kendimi hatırlatan,birşeysin sen.
Uzaksın,yakınsın,Özlenensin,ama,
Bu gün değil,Yarın gibi bir şeysin sen.
Bu gün herşeyi değiştirmek için çabalarken,
Sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda,
Kabul ediyorum,dünyaya bu kalsın ama,sen,
bilmem...!
Dünyada kaç iklim,kaç zulüm,kaç ölüm var,
Bir seni bunların karşısına koymak,
Nasıldır bilemezsin...
Bu gün her ölümle biraz ölürken,
Seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden.
Gecenin en karanlık yerindeyim,
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan,
Yinede istiyorum seni.
Sadece benim seni anladığım,
Kimsenin unutmamak için defterde not düşmediği,
Ama hayatında hep bir dipnot olarak kalan,
Kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni.
Dağları delmiyorum,inmek istiyorum oralardan,
Herkes gibi sevmek istiyorum.
Adına aşk diyorlar,gelecek diyorlar,
Bana yetmiyor...!
Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum,
Bir başka dilden seviyorum seni,
Kırmızıdan daha uzundun.
Gelincikler gibi bir mevsim değil,
Dört iklim,köşe bucak,
Kim nederse desin geri dönecek yerim yok.
Bir kentin ortasında çığlık çığlığa bağırarak,
Tek başıma kalsamda,,,
Yinede seviyorum seni...
Bu bir suç duyurusudur,
Kendimi ihbar ediyorum...!
 
Bu gece siliyorum,
Tüm bakışlarını yüreğimden.
Gidiyorum.
Sensiz.
Uzaklara.

Biraz da sen,
yüreğinle konuş.

Geceler boyu,
Zehirli bir baykuş sesinde,
Uyumaya çalış.

Savrul gönülden gönüle yoğrul aç bedenlerde.
Duygusuz ve sahte bakışlarınla boğul.
Siliyorum dedim ya seni yüreğimden.

Artık acımıyor bak taşlaştı yüreğim.
Seni bırakıp bu gri şehirde,
Ardıma bile bakmadan,
Gidiyorum...

Yeşille mavinin karıştığı,
Sadece sevginin yarıştığı,
Bir yer biliyorum.

Gidiyorum..
 
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir seyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
 
Ilkokula basladigimiz gunu hatirladinmi?
Ayni sirayi kapmistik, kosarcasina
Nasilda sevmistik birbirimizi
Dost olmustuk taparcasina
Tanimadan, bilmeden kimligimizi.

Hangimiz simit alsak, bolerdik orta yerden
Yarisi senin, yarisi benimdi
Hastalansan, birgun okula gelmesen ya
Yarisi paketlenir, yarisi bogazima dugumlenirdi.
Herseyi boler, paylasirdik
Artik simidin iki yarisi olmustuk
Simidin iki yarisi...

Hatirladinmi ?

Cebimizden bozukluklari doker masanin uzerine sayardik
Farketmezdi sende fazla bende eksik
Oldumu iki bilet parasi, haydi sinemaya
Film de kafamiza gore degildi ya "gonul yarasi"
Olsun, biz yine giderdik
Maksat, birliktelik.

Hatirladinmi? Resim ogretmenimiz "mum boya" istemisti,
Kuru boyalar zaten harcligimizi bitirmisti
Bir kutu alip da bolusmustuk renkleri, ne farkederdi
Birlikte boyamayacakmiydik resimleri?
Sende saklarmisin hala , atmamisim kuculmusleri
Bende siyahi, sende sarisi, kalemler...
Kalemler bile simidin iki yarisi.

Hayallerimizi de paylasirdik, hatirladin mi?
Ben de evlenecektim ilerde sen de
Benim kizim, senin oglun olacakti
Coktan takilmisti isimleride
Kardesce dostca sevmeyi ogreneceklerdi, kenetlenmeyi
Daha dahasi bir simidi ortadan ikiye bolmeyi...
Kimbilir severlerdi askla birbirlerini, belki de evlenirlerdi
Ne guzel hayallerdi, benim kizim, senin oglunun karisi
Hayaller... Hayaller bile simidin iki yarisi.


Ne kadar oldu gorusmedik bilmiyorum. Kayboldun birden.
O gunden beri simidin yarisi elimde, yarisi bogazimda dugum.
Ben serefli bir gorev aldim orduda
Kizim buyumekte, ismide kararlastirdigimiz gibi
Ya sen? Hep seni merak edip durdum, evlendinmi?
Oglun varmi?
Ta ki... Kanimi donduran o gune kadar, o harekat gunune
Savas alanindaydik, senin elinde silah, benim elimde silah
Savasmak zorundaydik, bire bir birakmisti kader
Olmek , oldurmek degildi beni kahreden
bir can borcumuz vardi , ha bugun, ha yarin odenecekti zaten
Ne dusundugunu bilmemek ve ogrenememekti beni olduren
Kipirdamadan duruyordun, bir heykelden farksiz,
Bir olumden sessizdin
Davranmaman saskinlikmi, yoksa sevginin bedelimiydi?
Bir bilemilsem...
"Davran" diyordum, seni oldurmem icin yuce bir sebebim var
Olmek icinde; "Vatan Millet sagolsun"
Yinede istiyordum, kendime ait bir sebebim olsun


Tum savaslar sevgiyi kurtarmak icindir,
Ve su anda oldurmek istedigim de
Bir simidin bedeli, sevgiyle odenirmis
Bir sevginin bedeli, olup olup dirilmekle.
"Beni seviyorsan davran! Seni bu sekilde olduremem"
Sesim daglara carpip yankilaniyordu
Oldursemde olmustum, oldurmesem de
Ne vatanima ihanet edebilirdim , ne de sevgime
Belliki sen de keskin nisanciydin, bende
Yoksa gonderirler miydi bizi birbirimize?


Ayni anda karsilikli iki kursun ve iki beden
Dusen beyaz karlarin ustune
Sizan kanimiz degildi;
Hani lisenin kosesinde gittigimiz "kafe" vardi ya,
Ictigimiz tavsan kani caylarin demiydi.
Cebimizden cikan uc-bes kurusu gordunmu?
Sende eksik, bende fazla ne farkeder?
Tam iki bilet parasiydi
Bu filmde kafamiza gore degildi ya, "Gonul yarasi"
Olsun maksat birliktelik. Haydi sinamaya!
Hasretten acik kalan gozlerimizden son hayallerimizi gordum
Benim kizim, senin oglunun karisiydi
Beyaz karlardan bedenlerimize yansiyan isigi gordum
Gunesin sarisiydi...
Duyuyormusun simdi arkamizdan yalan yanlis zanlar.
"Ayni anda ikisi ha?"Yanlis yargilayanlar
Al eline kalemi, yazalim tasimizi
Bende siyahi sende sarisi, soylesin taslar
Soylesin yazgimizi...
Kimdi bizi bize boylesine dusman eden?
Suphesiz ki yasarlar bir simidi ikiye bolmeden.
Yarisi sende yazsin, yarisi bende, bizi kim anlar?
Ancak zamanlar, bir simidi ikiye bolen zamanlar
Zamanlar, zamanlar bile simidin iki yarisi...
Simidin iki yarisi...
 
Ne zaman karsidan bir gemi geçse
Kalbim durur, ölür gibi olurum.
Ayrilip gidisin gelir aklima
Mendiller sallanir ben kahrolurum

Ne zaman bir siir okunsa aklimdasin
Ne zaman bir telefon çalsa karsimdasin
Sen tanrimin en güzel armagani
Sen hayatimin en gerçek yalani
Sen bütün huylarimi ezbere bilen
Sen gözyaslarimi en iyi silen
Sen dünyanin en güzel kadini..

Ne zaman baksam resimlere
Bir genç kiz, bir delikanli görmek isterim
Varsin bir sahilde
Varsin bir ormanda
varsin bir odada çekilmis olsun
Fark etmez
Bakarim bakarim
Dudaklarimdasin!

Ne zaman baksam gazetelere
Ask dolu bir siir okumak isterim
Varsin Ümit'ten olsun
Varsin Nazim'dan
Fark etmez
Okurum okurum
Ellerimdesin! ...

Ne verdin sen bana hasretten baska
Yaninda çektigim gurbetten baska
Kim olsa yanardi böyle bir aska
Gölgeni dünyama yasaklasaydim
Keske bu sevgiyi hep saklasaydim
Kalbimi elimle biçaklasaydim
Inan böyle aci çekmeyecektim

ne varsa aradigim bil ki sende bulmusum
senden öncesi yoktu seninle var olmusum
sende bütün ümitler,sende bütün özlemler
beni bende arama artik ben sen olmusum

Ne sen degis artik ne söylenip dur
Bu tatsiz kavgalar bitsin ne olur
Bende bu mutsuzluk sende bu gurur
Inata, kaprise, naza gerek yok
Aci bir siteme söze gerek yok
Inan ki bu sona çok geç kaldik çok

Ne olurdu saadetlerin en büyügü
Iste ellerimde al, diyebilseydim
Anlardin ve hiç gitmezdin, degil mi
Bir gün oldugun gibi kal diyebilseydim.

Ne olur bu gece uykumu bölme
Var git düslerimden, var git bu aksam
Tam unuttum derken aklima düsme
Var git hayalimden, var git bu aksam

Ne olur bu gece uykumu bölme
Var git düslerimden, var git bu aksam
Tam unuttum derken aklima düsme
Var git hayalimden, var git bu aksam

Ne köleyim ne de bir kul
Vicdan bir borç, hayat okul
Alin sizin olsun akil
Ben bu köyün delisiyim

Ne güzel ellerin var incecik
Ne güzel saçlarin var sapsari
Anlasana o yalansiz gözleri
Düsündükçe bastanbasa özlem kesiliyorum

Ne gezer ki sende vefa
Ask nerede sen nerede
Merhametsiz gecelerde
Yalnizligi ne bilirsin
 
Geri
Üst