Allah Sevigisi Şiirleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Gerisi boş

Sayılıdır her nefes,
Dünyadan meylini kes!
Bir gün göçecek herkes,
Allah bes, baki heves.

Her ten biter bir dertle,
İş yapılmaz namertle,
Uğraşma hiç bir fertle!
Allah bes, baki heves.

Gider bir gün âfiyet,
Her yeri kaplar zulmet,
Tevbe büyük bir nimet,
Allah bes, baki heves.

Adı onun Gafur’dur,
Kapısı açık durur,
Af dileyen af bulur,
Allah bes baki heves.

Hoca el aç Allah’a!
Hiç yanaşma günaha!
İşleme hiç bir daha!
Allah bes, baki heves.
 
Zikret Mevla’yı!

Günahını bil!
İzlerini sil!
Kurumasın dil!
Zikret Mevlâ’yı!

Kimseyi üzme!
Günahta yüzme!
Abdestsiz gezme!
Zikret Mevlâ’yı!

Devadır derde,
Evde, seferde,
Her an, her yerde,
Zikret Mevlâ’yı!

Kitap seçerken,
Ölçüp biçerken,
Konup göçerken,
Zikret Mevlâ’yı!

Ağrın dinerken,
Çıkıp inerken,
Dilin dönerken,
Zikret Mevlâ’yı!

Çile çekerken,
Şimşek çakarken,
Sesin çıkarken,
Zikret Mevlâ’yı!

Biter ömrümüz,
Gidelim dümdüz,
Gece ve gündüz,
Zikret Mevlâ’yı!

Cahile sorma!
Yanına varma!
Ele duyurma!
Zikret Mevlâ’yı!

Yolda yürürken,
Bakıp görürken,
Eve girerken,
Zikret Mevlâ’yı!

Kimseyi yerme!
Hor hakir görme!
Hiç mola verme!
Zikret Mevlâ’yı!

Hakikati duy!
Âlimlere uy!
Hoca, edip huy,
Zikret Mevlâ’yı!
 
Hangisine şükredelim

Kulağımız, burnumuz var,
Hangisine şükredelim?
Midemiz var, karnımız var,
Hangisine şükredelim?

Ağzımıza, dilimize,
Sırtımıza, belimize,
Tutan iki elimize,
Hangisine şükredelim?

Yazımıza kışımıza,
Göz üstünde kaşımıza,
Saçımıza, başımıza,
Hangisine şükredelim?

Sağımız var, solumuz var,
Bacağımız, kolumuz var,
Hakk’a giden yolumuz var,
Hangisine şükredelim?

Ağrımayan dizimize,
Gülümseyen yüzümüze,
Gören iki gözümüze,
Hangisine şükredelim?

Ehl-i sünnet imanımız,
Kıymetlidir zamanımız,
Yansak çıkmaz, dumanımız
Hangisine şükredelim?

Duyar iki kulağımız,
Gezer iki ayağımız,
Çalışıyor dalağımız,
Hangisine şükredelim?

Nimetlere şükrümüze,
Aklımıza, fikrimize,
Rabbimizi zikrimize,
Hangisine şükredelim?

On tanedir parmağımız,
Her parmakta tırnağımız,
Yüzde iki yanağımız,
Hangisine şükredelim?

Güneşimiz, ayımız var,
Kahvaltıda çayımız var,
Her gün artan sayımız var,
Hangisine şükredelim?

Sesimize, sedamıza,
Türlü çeşit gıdamıza,
İçtiğimiz sodamıza,
Hangisine şükredelim?

Eskimize, yenimize,
Düşmanlara kinimize,
İmanımız, dinimize,
Hangisine şükredelim?

Akımız var, karamız var,
Kocamız var, karımız var,
Ballar yapan arımız var,
Hangisine şükredelim?

Kurumuza, yaşımıza,
Kesilmeyen aşımıza,
Kimse düşmez peşimize,
Hangisine şükredelim?

Oğlumuz var, kızımız var,
Hindimiz var, kazımız var,
Benzinimiz gazımız var,
Hangisine şükredelim?

Kesilmeyen suyumuza,
Çalışan beş duyumuza,
Güzel ise huyumuza,
Hangisine şükredelim?

İnci gibi dişimize,
Salih olan eşimize,
Uygun olan işimize,
Hangisine şükredelim?

Mevla’mızı anıyoruz,
Nimetlere konuyoruz,
Büyükleri tanıyoruz,
Hangisine şükredelim?

Etmeyiz bâtıla minnet!
Salihlere hazır Cennet,
Yolumuz var Ehl-i sünnet,
Hangisine şükredelim?

Işığımız kararmıyor,
Gözlerimiz morarmıyor,
Şu benzimiz sararmıyor,
Hangisine şükredelim?

Saklı gizli işimiz yok,
Korkulu bir düşümüz yok,
Hırkamız var karnımız tok,
Hangisine şükredelim?

Kırılmıyor hevesimiz,
Rahat çıkar nefesimiz,
Kesilmiyor hiç sesimiz,
Hangisine şükredelim?

İyi haber alıyoruz,
Neşe ile doluyoruz,
Namazları kılıyoruz,
Hangisine şükredelim?

Aç ve açık kalmıyoruz,
Hiç perişan olmuyoruz,
Zorluklardan yılmıyoruz,
Hangisine şükredelim?

Rabbim çoktur hikmetlerin,
Durmaz yağar rahmetlerin,
Hoca der, bu nimetlerin,
Hangisine şükredelim?
 
Bâkî olan

Hakkı zikret yana yana!
Kavuşursun çok ihsana,
Açılır her kapı sana,
Âyân olur Cemâlullah.

Şems-i Tebriz bunu bilir,
Âlem kalmaz, fenâ bulur,
Cümle mahlûk hep yok olur,
Ancak bâkî kalır Allah.

Salâtullah selâmullah,
Aleyke yâ Resûlallah.
 
Çok şükür Rabbimize

Çalışır böbreğimiz,
Çok şükür Rabbimize.
Atıyor yüreğimiz,
Çok şükür Rabbimize.

Giyilen abamız var,
Anamız, babamız var,
Din için çabamız var,
Çok şükür Rabbimize.

Rabbe el açıyoruz,
Haramdan kaçıyoruz,
Sevinçten uçuyoruz,
Çok şükür Rabbimize.

Borçları ödüyoruz,
Hedefe gidiyoruz,
Çok rahat ediyoruz,
Çok şükür Rabbimize.

Müslümanız, uluyuz,
Rabbin seçkin kuluyuz,
İman ile doluyuz,
Çok şükür Rabbimize.

Hakka bağlı özümüz,
Görür iki gözümüz,
Doğru ise sözümüz,
Çok şükür Rabbimize.

Kuzuyu meleten var,
Hoca’yı söyleten var,
Sözünü ileten var,
Çok şükür Rabbimize.
 
Zikretmek

Dilimizi pak eder,
Zikredelim Mevla’yı!
Yüzümüzü ak eder,
Zikredelim Mevla’yı!

Elbet büyük nimettir,
Tükenmeyen servettir,
Ahirette devlettir,
Zikredelim Mevla’yı!

İşimizi bitirir,
Çok bereket getirir,
Cennetine ***ürür,
Zikredelim Mevla’yı!

Yoludur ermişlerin,
Güzelidir işlerin,
Huyudur dervişlerin,
Zikredelim Mevla’yı!

Mevla’nın has kuludur,
Feyizlerle doludur,
Evliyanın yoludur,
Zikredelim Mevla’yı!

Hoca’yı etmez heder,
Kalbde bırakmaz keder
Her işte yardım eder,
Zikredelim Mevla’yı!
 
Zikretmek

Dilimizi pak eder,
Zikredelim Mevla’yı!
Yüzümüzü ak eder,
Zikredelim Mevla’yı!

Elbet büyük nimettir,
Tükenmeyen servettir,
Ahirette devlettir,
Zikredelim Mevla’yı!

İşimizi bitirir,
Çok bereket getirir,
Cennetine ***ürür,
Zikredelim Mevla’yı!

Yoludur ermişlerin,
Güzelidir işlerin,
Huyudur dervişlerin,
Zikredelim Mevla’yı!

Mevla’nın has kuludur,
Feyizlerle doludur,
Evliyanın yoludur,
Zikredelim Mevla’yı!

Hoca’yı etmez heder,
Kalbde bırakmaz keder
Her işte yardım eder,
Zikredelim Mevla’yı!
 
Yolunu göster

Yüce Rabbim, ihsan et!
Hak yolu göster bize!
Senden olur inayet,
Hak yolu göster bize!

Güzümüzden akıt yaş!
Yoluna koyalım baş!
Kırklar olsun arkadaş!
Hak yolu göster bize!

Muhtaç etme bir kele!
Sevab ver kile kile!
Dostuna eyle köle!
Hak yolu göster bize!

Kış, bahar ve yazın var,
Portakalın muzun var,
İsteyene sözün var,
Hak yolu göster bize!

Hoca bilsin hayatı!
Yüreğimiz çok katı,
Tanıt büyük bir zatı!
Hak yolu göster bize!
 
Ey Rabbim

Seni matlup edinen,
Gözü, gayra bakmazmış.
Seni maksut edinen,
Dünya ahret anmazmış.

Sana gönül verenin,
İlmi sana erenin,
Gözü seni görenin,
Talihleri sönmezmiş.

Ölmezmiş âşık canı,
Çürümezmiş bedeni,
Aşk kimi kıldı fani,
Ona zeval ermezmiş.

Emrine baş eğenin,
Vuslatına erenin,
Bülbül gibi ötenin,
Kimse dilin bilmezmiş.

Aşkın ile tanışan
Senin için buluşan,
Rızan için çalışan
Ölümden hiç korkmazmış.

Helal lokma yutmayan,
Kibri söküp atmayan,
Yunus aşkı tatmayan,
Kalbi temiz olmazmış.
 
Aşk ateşi

Aşk ateşi ciğerimi,
Yaka geldi, yaka gider.
Garip başım bu sevdayı,
Çeke geldi, çeke gider.

Tak etti firak canıma,
Âşık oldum cananıma,
Aşk zincirin dost boynuma,
Taka geldi, taka gider.

Sadıklar durur sözüne,
Görünmez bir şey gözüne,
Bu gözlerim dost yüzüne,
Baka geldi, baka gider.

Bülbül eder ah-ü figan,
Ortalığı kaplar duman,
Hasret ile yanan bu can,
Hakk’tan geldi Hakk’a gider.

Bitmez ayrılık savaşı,
Koymalısın yola başı,
Gözlerimin kanlı yaşı,
Aka geldi, aka gider.

Bu Yunus’un şu dilleri,
Coşturuyor bülbülleri,
Dost bahçesinin gülleri,
Koka geldi, koka gider.
 
Açık hakikat

Allah vardır, birdir, açık hakikat,
Bunu ispat ediyor bütün kâinat,
Taş, toprak, su, hava, hayvan ve nebat,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?

Gökte yıldızların kandil yakışı,
Gecenin ardından, günün çıkışı,
Ay’ın ve Güneş’in, bize bakışı,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?

Kelebeğin kanadının nakışı,
Arının altıgen petek yapışı,
Köstebeğin yerde tünel açışı,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?

Hoca bak, güneşten hep ışık yanar,
Denizin içinde balıklar oynar,
Yeraltında soğuk, sıcak su kaynar,
Hakkın varlığını göstermiyor mu?
 
Aşk neymiş

Varı yoğu atmakmış aşk.
Canı cana satmakmış aşk.

Her şeyi atıp bağrına,
Taşlar basıp yatmakmış aşk.

İsteyene balı verip,
Zehri kendi yutmakmış aşk.

Belâ yağmuru yağarken,
Yine şükür etmekmiş aşk.

Aşktan mahrum olan bilmez,
Malı, mülkü batmakmış aşk.

Herkes yangından kaçarken,
Kor ateşe atmakmış aşk.

Hasretiyle ağlayarak,
Göz şükrünü yapmakmış aşk.

Hoca, yüz göz için değil,
Hak emrini tutmakmış aşk.
 
Gönül ziyareti

Aşksız insan derbeder,
Hayatı karışıktır.
Herkes bir şeyi sever,
Kimi Hakka âşıktır.

Yüz bin türlü sevgi var,
Kimi yâr, kimi ağyar,
Bilemez bu insanlar,
Kendine ne layıktır.

Yanar âşık yüreği,
Resulünün isteği,
Yaratanın dileği,
Ümmetine azıktır.

Bak işin gerçeğine!
Kulak ver dediğine!
Allah’tan gayrisine,
Dönüp bakma, yazıktır.

Yunus kazan, ye yedir!
Bir muhtacı sevindir!
Bir gönül tamir etmek,
Yüz Kâbe’den iyidir.
 
Medet senden Allah’ım

Günahım haddi aştı,
Medet senden Allah’ım.
Bu zavallı çok şaştı,
Medet senden Allah’ım.

Namazım kılınınca,
Mezara konulunca,
Melek sual sorunca,
Medet senden Allah’ım.

Ayıplara Settar sensin,
Zalimlere Kahhar sensin,
Affeden Gaffar sensin,
Medet senden Allah’ım.

Defterim dürülünce,
Mahşere sürülünce,
Cehennem görülünce,
Medet senden Allah’ım.

Hoca, kurtar imanı!
Gelir Rabbin fermanı,
Bir gün verirken canı,
Medet senden Allah’ım.
 
Seni ararız

Evde, gurbet ilinde,
Seni ararız seni.
Böceklerin dilinde,
Seni ararız seni.

Ovada, dağda, taşta,
Seherde uçan kuşta,
Şu inişte yokuşta,
Seni ararız seni.

Toplulukta, kenarda,
Ormanlıkta, pınarda,
Asırlık şu çınarda,
Seni ararız seni.

Yaşlar akıtan gözde,
Seni zikreden sözde,
Rızana dönük yüzde,
Seni ararız seni.

Hoca der ki, güzelde,
Ebedde ve ezelde,
Yeşilde ve gazelde,
Seni ararız seni.
 
Allah desin!

Hizmete gel, etme naz!
Aksatılmasın namaz!
Hak için olsun avaz,
Çıkan ses Allah desin!

Rab, kış verdi, yaz verdi,
Neşe verdi, haz verdi,
Konuşan ağız verdi,
Dönen dil Allah desin!

Allah de, şeytan kaçsın,
Güneş nurunu saçsın,
Ot bitsin çiçek açsın,
Biten gül Allah desin!

Kış gitsin, gelsin bahar,
Yağmurla başlar buhar,
Hoca, çıksın bir rüzgâr,
Esen yel, Allah desin!
 
Gider

Aşkın oku, saplanır,
Bir yara açıp gider.
Yürek dertle kaplanır,
Kaynayıp taşıp gider.

Söz tutan, öğüt alan,
Namazı doğru kılan,
Günahtan uzak kalan,
Sıratı geçip gider.

Haram elbise giyen,
Yetim hakkını yiyen,
En büyük benim diyen,
Gayyaya düşüp gider.

Gayyaya düşen kişi,
Felaket olur işi,
Yuvarlanıp gidişi,
Ateşte pişip gider.

Günahlarına yanmaz,
Bela gelir, uslanmaz,
Gaflettedir uyanmaz,
Yuvası göçüp gider.

Bu ne hayal ne düştür,
Şansım bana gülmüştür,
Yunus, garip bir kuştur,
Sonsuza uçup gider.
 
Ya Rabbi

Cefa ver yahut vefa,
Kahrın da hoş lütfun da...
İster dert, ister deva!
Kahrın da hoş lütfun da...

Hoştur zatından gelen,
İster gül, ister diken,
Hırka ver yahut kefen,
Kahrın da hoş lütfun da...

Hem ebedsin hem ezel,
Lütfun ve kahrın güzel,
Bütün işlerin özel,
Kahrın da hoş lütfun da...

Bağ veya bostan eyle!
Visal ya hicran eyle!
İstersen zindan eyle!
Kahrın da hoş lütfun da...

Çektirsen de çok cefa,
Cefasız versen vefa,
Hepsi de cana safa,
Kahrın da hoş lütfun da...

Ağlatsan zârî zârî,
Versen cennette hûrî,
Lâyık görsen de nârı,
Kahrın da hoş, lütfun da…

Sevdir şu ihtiyarı!
Olsun aşk bahtiyarı!
Layık görürsen nârı,
Nârın da hoş, nurun da…

Bu âşık sadık kuldur,
Ya ağlat yahut güldür!
Ya yaşat yahut öldür!
Kahrın da hoş, nurun da…

Bu bir garip derviştir,
Çok acayip bir iştir,
Ya gülzar ya ateştir,
Kahrın da hoş lütfun da...
 
Sılaya doğru

Gönül kuşu artık yuvadan uçtu,
Yolumuz gidiyor sılaya doğru.
Yükümüz bağlandı kafile göçtü,
Yolumuz gidiyor sılaya doğru.

Salih olan, mala gönül bağlamaz,
Üzülmeyen, dertsiz olan, ağlamaz,
Gurbet elde kimse bizi eğlemez,
Yolumuz gidiyor sılaya doğru.

Büyük sözü tutan, elbet yanılmaz,
Gariplerin adı sanı anılmaz,
Yaraları öyle kolay sarılmaz,
Yolumuz gidiyor sılaya doğru.

Akıtmalı gözden kan ile yaşı,
Hak yoluna koymalı can ile başı,
Süratle geçelim dağ ile taşı!
Yolumuz gidiyor sılaya doğru.

Zorluk çeker mi hiç Hakkı görenler,
Mahrum olmaz ona gönül verenler,
Bize yoldaş olur nice erenler,
Yolumuz gidiyor sılaya doğru.
 
Rabbim

Yolda seferde,
Düştüğüm derde,
Her an her yerde,
Derman sendedir.

Düşünce kaldır!
Ağlarsam güldür!
Gerçeği buldur!
Derman sendedir.

Açtım elimi,
Düzelt dilimi!
Doğrult belimi!
Derman sendedir.

Şu derviş Himmet,
İstemez zimmet,
Bekliyor himmet,
Derman sendedir.
 
Geri
Üst