A'dan Z'ye Tüm Sözleri

(HAKİKAT) GERÇEK

« Meseleleri hâdiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lâzımdır. »

(1924)

« Hakikati konuşmaktan korkmayınız »

(1926)
« Vaziyeti muhakeme ederken ve tedbir düşünürken acı olsa da, hakikati görmekten bir an geri kalmamak lâzımdır. Kendimizi ve birbirimizi aldatmak için lüzum ve mecburiyet yoktur. »

(1927)

« … Çok söz, uzun söz bir şey için söylenir: Hakikati anlamayanları hakikate getirmek için… »

9/10. 08. 1928, İstanbul Sarayburnu Parkı, TürkYazı İnkılâbı Hakkında Konuşma.
 
HAKİMİYET


« … Korku üzerine hâkimiyet kurulamaz. Toplara dayanan hâkimiyet sürekli olmaz. Böyle bir hâkimiyet ve hatta diktatörlük, ancak ihtilal ortamında geçici bir zaman için lazım olur… »

30. 11. 1929, Vossische Zeitung Muhabirine Demeç.
 
HALİFE

«İstanbul’da saltanat ve zevklerinin, çıkarlarının devam ettirilmesini düşmanların anavatanımızı istila etmek emellerine uydurmakta, onlarla işbirliği yapmakta, düşman devletlerin her isteğine boyun eğmekte asla tereddüt göstermeyen, vicdanları sızlamayan, milletimizin hür ve müstakil yaşama azmini kırma için hainane teşebbüslerden çekinmeyen sultan ve halifelerin artık bu vatanda asla yeri yoktur ve olamaz. »

26. 08. 1925, İnebolu’da Bir Konuşma.
 
HALK

HALKÇILIK


« Bizim görüşümüz-ki halkçılıktır – kuvvetin, kudretin, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır. »
17. 07. 1920, T.B.M.M.

« … Zannederim bugün ki varlığımızın asıl niteliği, milletin genel eğilimlerini ispat etmiştir, o da halkçılıktır ve halk hükûmetidir. Hükümetlerin halkın eline geçmesidir… »

17 .07. 1920, T.B.M.M.


« … Halkçılık, toplumsal düzenin çalışmasına, hukukuna dayandırmak isteyen bir sosyal sistemdir. Efendiler biz bu hakkımızı korumak, istiklâlimizi emin bulundurabilmek için genel kurulumuzca, milli kurulumuzca bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletçe savaşmayı gerekli gören bir yolu takip eden insanlarız. »

(1921)


« İç siyasetimiz de ilkemiz olan halkçılık, yani milletin bizzat kendi geleceğine sahip olması esası anayasamız ile tesbit edilmiştir. »
1921
 
IRK


« Efendiler, bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat, kendi ırkından büyük tanıdığı ve başlarında taşıdığı insanlardan vefasızlık, felaket görmesi ondan daha acıdır. Bu kalp ve vicdanlar için unutulmaz bir yaradır. »

11.09.1924, Bursalılarla Konuşma.



« Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. »

04.10.1932, Dolmabahçe Sarayı, « Diyarıbekir »
Gazetesinin Sahibine Demeç.
 
İKTİSAT

« Ekonomisi zayıf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz; toplumsal ve siyasi felâketlerden yakasını kurtaramaz. »
(1924)
 
İLERLEME

« Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki, fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. »
(1923)
 
İLİM VE FEN

« … İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur. »

27.10.1922, Bursa Öğretmenlerine.
« … Memleketimizin en ileri, en hoş, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı mağlup eden zaferin sırrı nerededir bilir misiniz ? Orduların sevk ve idaresinde ilim ve fen esaslarını rehber almaktır. Milletimizi yetiştirmek için asıl olan mekteplerimizin, üniversitelerimizin kuruluşunda aynı yolu takip edeceğiz. Evet, milletimizin, siyasi, sosyal hayatında, milletimizin fikri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır… »

27.10.1922, Bursa Öğretmenlerine.

« … Bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat bu süngü zaferi değil, iktisat ve ilim ve kültür zaferleri olacaktır… »

25/26.01.1923, Alaşehir’de Halka Konuşma.

« Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en ha mürşit bilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.… »
22.09.1924, Samsun Ögretmenleriyle Konuşma.


« Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif ilimdir. »

29.10.1933, Onuncu Yıl Nutku.
 
İLK TAHSİL

« … İlk tahsilin yayılması için, sade ve pratik tedbirler almak yolundayız. İlk tahsilde hedefimiz, bunun umumi olmasını bir an evvel tahakkuk ettirmektir. Bu neticeye varmak, ancak, sürekli tedbir almakla ve onu metodik olarak uygulamakla mümkün olabilir. Milletin başlıca bir işi olarak, bu konuda ısrar etmeyi gerekli görüyorum… »

01.11.1936, T.B.M.M., 5.Dönem, 2.Toplanma Yılını Açarken.

İNSAN

« … İnsanlar; âdetlerini, ahlâklarını, hislerini, eğilimlerini, hattâ fikirlerini geliştirme ve terbiyede, içinde yetiştiği toplumun genel eğiliminden kurtulamazlar… »

18.06.1922, Claude Farrere’in Mustafa Kemal’i Ziyaret
Etmek Üzere İzmit’e Gelişinde.
 
İRTİCA

« … Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalı ve her yeni şeye karşı mutlaka bir kuvvet çıkar. Buna bizim dilimizde (İrtica) derler. İşte bu irticanın imhası için gerekli tedbirleri evvelden almış olmak lazımdır… »

18.01.1923, İzmit’te Halk İle Konuşma.



« Unutmamalıdır ki, milletin hakimiyetini bir şahısta yahut belirli şahısların elinde bulundurmakta menfaat bekleyen cahil ve gafil insanlar vardır. Hükümdarlar, kendilerini aslı olmayan bir kuvvetin temsilcisi tanırlar ve bundan zevk alırlar. Fakat onların etrafındaki menfaatperestler, bunu din kisvesine büründürerek milleti iğfâle, küçük görmeye çalışırlar. Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır. Nihayet milletin kulağı bu söylentilerle dolar ve o telkinleri dinin icabı ve gerçeklerin ifadesi olarak kabul ederler. Bu gibilere gerici ve hareketlerine irtica derler… »

31.01.1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.
 
İSTANBUL

« … İstanbul bizimdir. Bununla birlikte boğazlar ve Marmara denizi için başkentin emniyeti temin edilmek şartıyla bir hal tarzını kabul etmeye hazır bulunmaktayız… »

Ağustos 1921, Associated Press Muhabirine Demeç.
« … İstanbul şehri, milletimizin sonsuz çalışma ve fedakarlığının ürün verdiği yerdir. Gerçekten; milletimizin maddî ve manevî varlığını yücelten anıtlar, kurumlar ve medeniyet eserleri İstanbul’da yoğunlaştırılmıştır. »

01.03.1922, T.B.M.M., 3. Toplanma Yılını Açarken.



« İki büyük dünyanın buluşma noktasında, Türk vatanının süsü, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir… »

01.07.1927, İstanbul Halkı Temsilcileriyle Dolmabahçe
Sarayında Yapılan Bir Konuşma.
 
İSTİBDAT

« … Bir istibdadın varlığı ile ilgili işaretler’in izahı, bence mümkün değildir. Cumhuriyet Halk Partisi ve onun bütün liderleri ve mensupları Türkiye’de her türlü istibdadı kökünden yıkmak için ve memleket ve millete tam bir hürriyet kazandırmak için bugüne kadar milletle beraber hayatlarını ortaya koymaktan çekinmemiş ve hiçbir vakit çekinmeyecek insanlar olduğuna göre, işaret olunan istibdat herhalde mevcut değildir… »

11.12.1924,Times Muhabirine Demeç.



« Geleceğini, kendisini zincire vuran şahıslara terk eden milletler, o şahısların keyif ve isteklerine oyuncak olmaya karar vermiş, rıza göstermiş kabul edilirler. Bu türlü milletler, talihini ellerine teslim ettiği insanlar başarılı oldukça, o insanların daha kuvvetli baskısı altında kalırlar. Başarılı olmazlarsa felâket, yok olma yalnız o insanları değil, onlara bağlı olan bütün toplumu kapsar.… »

03.01.1922, General Frunse’nin Ziyafetinde.
İSTİKLÂL

« Ya İstiklâl, ya Ölüm !
(1919)


« … Türkiye halkı asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı hayatın bir gereği kabul etmiş ve bir milletin kahraman evlâtlarıdır. Bu millet bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır. Yaşayamaz ve yaşamayacaktır. »

18.06.1922, Claude Farrere Şerefine Verilen Çay Ziyafetinde.
 
İSTİKLÂL MAHKEMELERİ

« … Yüce Meclisin kurduğu İstiklâl Mahkemeleri sayesinde çabuk ve adaletli surette birçok fenalıklara son verilmiştir. Bugün memleket medenî kanunlar ve sürekli yargı dereceleri ile güvenliği sağlamaya yeterli bir hale getirilmiştir. »

01.03.1921, T.B.M.M., 2.Toplanma Yılını Açarken.
 
İSTİKLÂL-İ MALÎ
Malî Bağımsızlık

« … Bugünkü mücadelelerimizin gayesi, tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın tamamı ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati kuruluşlarında bağımsızlık felç olmuştur. Çünkü devletin her organı, ancak mali kuvvet ile yaşar… »

01.03.1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.
 
İŞ BANKASI

« İş Bankası kurumu, Cumhuriyet tarihinde ekonomi bakımından başlı başına yer alacaktır. Bu kurum kıymetsiz bir servetin bile ekonomik hayatta fert menfaatlerine kullanılmayıp ulus menfaatine kullanılmasından çıkabilecek olan büyük neticeleri, az bir zamanda ve özellikle yepyeni bir devlet kuruluşunun türlü inkılâp güçlükleri içinde evrensel bir surette fiilen göstermiştir. »

26.08.1936, İş Bankası’nın 10. Kuruluş Yıldömünde.
 
İZMİR


« İzmir her yönden Türk memleketidir, Anadolu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Yunanlılar İzmir’de hiçbir tarihî ve ırkî hakka sahip değillerdir… »

17.01.1921, United Telgraph Muhabirine Demeç.


« İzmir kırk asırlık bir ata yurdudur. İzmir bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafî konumu dolayısıyle ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir. İşte bundan dolayıdır ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların herşeyden evvel bakışları bu tarihî, bu mühim beldeye döner. Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler, ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir… »

31.01.1923, İzmir’de Halk İle Bir Konuşma.
 
JANDARMA OKULLARI


« … İç güvenliğin sağlanmasında en mühim ve maddî vasıta olan jandarma teşkilâtı, önemli birlikler ilâvesi ile güçlendirilmiş ve çeşitli jandarma okulları açılmıştır. »

01.03.1922, T.B.M.M., 3.Toplanma Yılını Açarken.
 
KABOTAJ

« Kabotajın, bu sene içinde, sadece ve tamamen Türk sancağına dönmesi fiilen gerçekleşmiştir. Bu olayı övünçle anmak isterim. »

1.11.1926, 2. Dönem 4. Toplanma Yılını Açarken.
 
KADIN

Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi, kadınlarımıza karşı
gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır. »

(1923)

« Kadınlarımız hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli ve daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. »

(1923)

« Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz herşey kadının eseridir. »

.................................................. .................................................. ............(1923)

« ... Bilinmektedir ki, her safhada olduğu gibi toplum hayatında dahi görev bölümü vardır. bu genel görev bölümü arasında kadınlar kendilerine ait olan görevleri yapacakları gibi aynı zamanda toplumun refahı, saadeti için gerekli olan genel konulara dahi dahil olacaklardır. »
..........................................31. 01. 1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.

« ... İnsanlar dünyaya mukadder oldukları kadar yaşamak için gelmişlerdir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken diğer uzvu atalette olursa, o toplum felç olmuştur. Bir toplumun hayatta çalışması ve muvaffak olması için çalışmanın ve mufavvak olabilmenin bağlı olduğu bütün sebep ve şartları kabul etmesi gerekir. Bundan dolayı bizim toplumumuz için ilim ve fen lâzım ise bunları aynı derecede hem erkek ve hemde kadınlarımızın kazanmaları lâzımdır.... »

.................................................. ........... 31. 01. 1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.

« ... Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insanlardan oluşmaktadır. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim. Diğerini gözardı edelim de, kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin ? Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin ? Şüphe yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve gelişme sahalarında ve yenilikle birlikte mesafe almak gereklidir.... »

.................................................. ......30. 08. 1925, Kastamonu’da İkinci Konuşma.
 
KANUN

« ... Kanun koyan insanlar birtakım seçkin özelliklere sahip olmak mecburiyetindedirler. O özelliklerden birincisi şudur efendiler: Kanun teklif eden, Kanun yapan, kanun koyan bir insan insanlığın bütün hislerini bütün ihtiraslarını herkesten daha çok sezer ve bilir. Fakat nefsini herkesten çok va tamamen bütünüyle bunlardan ayırt etmek kudret ve yeteneğine sahip olmalıdır. Bu seçkin özelliklere sahip olmayan, insanlar insan topluluğu için kanun yapmak hak ve yetkisinden men edilmiştir. Efendiler kanunlar hislere dayanarak ve uyularak yapılmaz. »

.................................................. ............................................1. 12. 1921, TBMM.

« Günün ihtiyaçlarına uygun kanun yapmak ve onu iyi uygulamak refah ve ilerleme vasıtalarının en mühimlerindendir. »
 
Geri
Üst