Gidenlerin ardından kalanlar

Bırak git bu yüreği..
Bu yürek seni çoktan terketti..
Şahidimdir sabahı iple çeken gecelerim..
Dudaklarımdan akan sözcükler şahidimdir..


Sensensizliği öğrettin bana..
Ben'se soğuk gecelerde yağan yağmurlarla
Şiirlerimle eşlik ettim sana..
Şimdi Yokluğun bağrımda yanan bir kor ateş..
Suskunluğun cehennem ateşi kadar sıcak ve yakıcı..
Korkuyorum artık sessizliğinden..
Ama terketmeli
ve
Unutmalıyım seni...
 
Bentüm benliğimle..
Gururumu hiçe sayarak..
Tüm yaşanmışlıkların anısına..
Senin yoluna aptalca düştüysem..
Herkesi karşıma birer birer aldıysam..
Ve buna rağmen sesin titremeden..
"Bitti" ile başlayan son cümleni kurduysan..
Ve bu son sözünün sonuna noktayı koyduysan..
Bırak git bu yüreği...
Sana artık bir faydası olmaz..
 
Artık kendime daha fazla acı çektirmeden..
Seni beklemeden ve düşünmeden..
Yüreğimden çık git istiyorum..
Son gözyaşlarımla seni ıslatarak..
Öylece çaresizce seni bırakarak..
Bir kere olsun yüzüne bakmayarak..
Çekip gidiyorum yok olan varlığından..




Şimdi;
Bırak git bu yüreği..
Bu yürek seni çoktan terk etti..
Artık mühürlü bu yürek..
Sensizliğe yemin etti...
 
Hadi Git



Hadi git iş işten geçmeden
Çok geç olmadan vakit
Günahıma girmeden katilim olmadan git
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar


Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştım
Oysaki hep yedekte elde var sanmıştın
Her darbene tahammül edecek bir bedenim
Gururum mani olur perişanıma benim


Hadi git...


Hadi git ne adres ne de hatıra bırak
Zannetme pişmanlık mutluluk kadar uzak
Git artık geçmeden çok geç olmadan vakit
Günaha girmeden katilim olmadan git


Sanmaki faslı bahar geldiği gibi gitmez
Sanmaki hüsranını görmeye ömrüm yetmez


Güllere aşk olsun gene sen kokacaksın
Fallara aşk olsun gene sen çıkacaksan
Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum
Sırf sana üzülüyor sırf sana acıyorum
 
Yine gece...
Yine uykusuzluğumda nöbetliyorum...
Ve yine sigara dumanına senin hayali karışıyor
Yine nefes diye seni içime çekiyorum.


Nasıl bir özlemektir bu?Kendimi bir bıçak üstünde ayaklarım kan içinde kalmış yürümeye devam eder bir halde buldum.Kaçtıkça nefesin daha da içine giriyor ayaklarım o bıçakların...Daha derine yürüyorum...


Herşeyi bir kenara bırakmış kendimle savaşıyorum...Hiçbir şey optimum değil biliyorum ben her şeye savaş veriyorum...Canım yandıkça kendimden kendime dönüyorum...
Yalnız...
Yal_nız...
Hep olduğu gibi!
 
Umutlarım yeşerdiler yeşerdiler...Yosun tuttular artık atıldıkları kuytu köşelerde.Mutlu anılara dalıp dalıp gülümsemeyi hatırlıyorum.Mutlu olmanın keyfini hayalimde anımsıyorum...Şimdi öyle uzağım varlığına...
 
Sevdimdelicesine...
Ellerim bir senin ellerinde üşümedi.Ve ben aşkı seninle tattım ilk defa ölürcesine huzurlu doğarcasına umutlu...
Özlemler düştüyse payımıza yaşarız diyordum...Şimdi sancılarımdan özlemenin tadını anımsayamıyorum...Huzursuzluğumuzu ben büyütüyorum belki benden çıkıyor ama hepsi bize dair...
 
Üşüyorum...
Artık üşüyorum uyuyamadığım geceler boyu düşüncenle ürperip sonbaharda sararan bir yaprak misali düşüyorum...Sana düşüp rüzgar beklemeksizin sana geliyorum...Düşlerimde...


O yollar...
Yollardan öyle nefret ediyorum...İlk defa bu kadar seviyorum otobüse binip bir şehirden diğerine gitme hayalini...Ve ilk defa bu kadar özlemini duyuyorum otobüsten inecek birini görmeyi...Oysa hepsi düşlerimde kalıyor...Yine içimde sol tarafından göğüs kafesimin kan sızdırıyorum...Acılanıyorum...



Olumsuz herşeyin içinde tüm kuşku ve gizeminde dünyanın sıcak bir nefes duyuyorum kilometrelerce ötemden...Ve o nefesi aslında ben alıyorum...Ve her solukta aslında sana geliyorum...


Bilmiyorsun!


Anlamıyorsun!


Çözemezsin de!



Bulamazsın da beni arama hiçbir yerde...Ben sende kaybolmuşken yokluğun benimle...Oysa ben sendeyim...Sense heryerde her hücremde...
 
Düşlerimi serbest bırakmıyorum artık bir bırakırsam boğulacaksın diye korkuyorum...Korkuları da hep sana dair...İçtiğim her yudum suda seni anımsıyorum çünkü hayat buluyorum...


Uykulara terkediyorum kendimi bir nebze olsun yokluğunu unutayım diye..
 
erk edilmiş bir sokaktayım..
Bütün duvarlar bana dargın..
Dargın bana bütün yollarSeni sevdiğim için..
Ardından ağladığım için...


Oysa..
Yıldızlı gecelerde gözlerini gölgeleyen bendim..
Şafağın ışıklarını birer birer ben söndürdüm..
Bulutları ben iteledim dağ başlarına..
Sevdalılarını sığ denizlerde boğan bendim...
Nehirleri ben kuruttum..
Ve Ask'ı ben yaktım..Sen gitmeyesin diye!...



Bir labirentin sonundayım şimdi..
Ya yasayacam ya da öleceğim..
İkiside benim elimde..
Bütün sokaklar dilsizbütün sokaklar sağır..
Teker teker geçtim karanlık odalardan..
Yüreğim paramparça aştım engelleri..
Takıldımdüştümçok beter hırpalandım..
Ama inan bana Ay Parçam..
Sevdandan bir nefesTek bir nefes olsun usanmadım...



Bütün sokakların gözü benim üzerimdeydi..
Aklımda sen varsın diye..
Beni en zayıf yerimden vurdular "......"
Çok uzaklardaydın nasıl bilecektin..


Geceydi...
Karanlıktı...
Sarhoştum...
Beterdim...


Neye yarardı ki sensiz Ask?
Bir kez daha gitmeyesin diye..Ask'ı ben yaktım!...



İnce yağmurlu bir gecedeKör bir bıçak gibi saplandın yüreğime..
Kan çıkmadı mı sanıyorsun gözlerimden..
Bir sırrımı daha öğrendi gökyüzü..
Ne ay anladı ne güneş ıslak yüreğimi..
Kara dumanlar yolladım sanaSarsın diye vefasız bedenini..
Soğuktukaranlıktı çiseliyordu..
Isıtmak için sensiz bedenimi..Ask'ı ben yaktım!



Sevapsız bir günahkarım şimdi..
İşte çırılçıplak karşındayım..
Dalgaları elinden alınmış bir gemi..
Yıldızları çalınmış bir gökyüzü..
Buzulları erimiş ılık bir kutup..
Ve karanlıkta çalınan bir ıslık gibiyim..


En mahrem sırrımı doluyorum boynuna..
Masum çocukların uçurtmalarını ben parçaladım..
Oyuncaklarını kıran bendim bebeklerin..
İçimdeki yangınlara sığdırıyorum Göz yaşlarımı..
Bir kıvılcım oldu ismin dudağımda..


Geceydi...
Karanlıktı...
Sarhoştum...
Beterdim...


Deli gibi yollara düştümBelki ölürüm diye...
Olmayınca..!!! Ask'ı yaktım...
 
Gel desem sana...
hiçbir şey sormahiçbir şey konuşmasadece gel..
gelirmisin? ?
hadi desem yada..
hiç birşey sormadan yine benimle yürür müsün sonu belirsiz...??
bakmasan görmesen duymasan beni günlerce..aylarca belki..
yine beni severmisin??
gözden ırak olan gönülden de uzak olurmuş derler ya...
yanımda olup uzak olanlardansanuzakta olup içimde olmayı becerebilirmisin..
aylar sonrayıllar belki..
''seni sevdim .. senden gelen iyi -kötü herşeyi sevdim .ve hep seveceğim '
diyebilirmisin??
yanımda otururken bile zaman zaman deli gibi özleyebilir misin??
her ayrılışımızda sabahabir daha görmeme korkusuyla deliril misin
her gelen telefonda'ben diye irkilir misin sebepsiz??
beni her dakikana taşıyıp yaşamayı becerebilir misin??
beniben gibi sevebilirmisin..?
delirsem bi gün..' CANIMMMM diye sarılabilir misin....?
kapris yapmak istesem ..yapsam hattaa şımarıpkalabalıklarda elimi tutabilir misin...?
hayat birgün bana oynarsamaskeleri yırtıp her yerimde yine beni görebilirmisin..??
ne şart ne konum olursa olsungözbebeklerimin hep aynı bakacağını bilebili rmisin..?
yada ben hayatla oynamaya kalkarsam birgün nefesimden sıkılıp
ölsem birgünyaşadığın her gün için benimle'bir saniye için bile pişman degilim '
diyebilirmisin...?
sevgilim ol diyosun bana.....
sen bu sevgiyi kaldırabilir misin.....?
 
Aşk Dedi Ki;
Ben Sevgiyim.
Hem Acıyım Hem Kederim.
Hep Kalplerde Gezinirim
Yerim Yurdum Yoktur Benim.

Sessizce Girerim Yüreklere.
Önce Coştururum Sevgiyle.
Bazen Mutluluk Olurum Taşarım Gönüllerden.
Sonra Şüphe Olur
Yavaş Yavaş Kırgınlığa Dönüşürüm.
Gözlerde Hüzün
Gönüllerde Çaresizlik Diye Bilinirim.
En Yakın Dostum Ayrılıktır
O Da Aşka Düşenlerden Gücünü Alır.
Yalnızlık Kardeşimdir
Benden Sonra Söz Sahibidir.
Sevgiyi Boynumda Kederi Sırtımda Taşırım.
Gezdiğim Yüreklerde Kederi Bırakır
Sevgiyi Büyütür Yanıma Alırım.

Gözyaşında Saklıyım.
Yanaklardan Süzülür Dudaklara Ulaşırım.
Yine Yolunu Bulur Kalplere Taşınırım.
Davetsiz Misafirim
Ne Buyur Gel Derler Ne De Defol Git...
Hem Cesaretim Hem De Korku.
Anlayacağınız
Yüreklerin Dermansız Yarasıyım
Durmadan Kanayan.
 
Ve gittin ..
Hersey bitti !
Yalan artık sahte akşamlar
Bir sana defalarca gitme dedim
Sızladım görmedin mi ?


Hadi unut unutabilirsen
Yüreğim sende kaldı
Hadi unut unutabilirsen
Terim teninde kaldı...


Dur gitme ne olursun
Bu şehir acın olur
Karanlık adın olur
E hani kızımız olucaktı
Hani adı Eylüldü
Sen Eylülde gittin !


Ve gittin ..
Yarım kaldı nefesim !
Ağladı kızımız görmedin mi ?
Bu ağlayışlar sana
Yakarışlar sana
O yeminleri sen etmedin mi ?


Hadi unut unutabilirsen
Yüreğim sende kaldı
Hadi unut unutabilirsen
Terim teninde kaldı


Dur gitme ne olursun
Bu şehir acın olur
Karanlık adın olur
E hani kızımız olucaktı
Hani adı Eylüldü
Sen Eylülde gittin !
Eylülden korkardim ben ..
.. Eylülden korkardim !
Ama
Sana
Hiç
Söylemedim !!!
 
Ey sevgilim nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın yine bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp benigenç ve tatlı sevgilim
Ömrü pek azdır gençliğin.
 
Sana şiirler okuyacağım gitme
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
Sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan

Sana bir dolu umut getireceğim
Küçük ellerine sığmayacak
Sana Afrika gecelerini getireceğim
Sımsıcak...

Sana çiçekler getireceğim
Bozulmuş güz bahçelerinden
Sana bir serinlik getireceğim
Yağmur tanelerinden

Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
Köpük köpük dalga dalga

Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan tepelerden
GİTME sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden
 
seni sevdim ben
yanarakyıkılarak aklıma her geldiğinde ağlayarak...
Gözyaşlarıma engel olamadı şu bomboş arazi...
Ne yıldızlar doldurabildi boşluğunu
Nede şu sensiz kaldırımlar...

Sen vardın ya yetiyordun nefes almama...
her iç çekişimde doluyordun içime...

Seni hep sendim ben....
Her zaman kalbimde tam şuramda yaşayacak...
İstemeden yine benimle ağlayacak...
Yine benimle kahrolacaksın...
Seni sevdim ben...

Yanarak...

Yıkılarak...

Aklıma her geldiğinde ağlayarak...
 
Daha az seviyordum seni giderek daha az
Unutur gibi seviyordum azala azala

Aramızdaki uzaklığın karanlığında
Geceler kısalıp gündüzler uzuyordu

Öyle olunca daha az seviyordum seni
Kendini iyileştiren bir yara gibiydi
Daha az ve zamanla ..

Sen geceyi tutuyordun ben nöbeti
Uzak dağ kışlalarında
Görmüyorduk birbirimizi

Ben Cansu diye ararken seni
Siyah Göl sanki canıma kast suyumu kesti
Usul usul sis iniyordu kopmuş yollara

Işığı hafif.. uykusu ağır gecelerde
Üzerini örtüyordum senin ..

Bir çığ gibi büyüyordun rüyalarımda sevgilim
Yıldızları daha büyüktü bazı gecelerin
Nöbet kadar yalnızken öğrenecektin bunu da

Yeniden ödetiyordum sanki kendime
Onca aşkın öğretemediğini yıllarca
Kolay değildi...

Kaç acı birden imtihan etmişti beni
Her şey karanlıktan daha çok siyahtı

Bir tek gece vardı insanın hayatında
Ömür boyu sürecek gibiydi nöbeti

İyi ol
Sağ ol
Uzak ol ..

Ama bir daha görme beni diyordu bir ses...

Kulaklarımı tıkamaya çalıştım
bir daha işitmiyim diye

Ağzımı var gücümle kapattım belki de ben söylüyorum diye
Çok korktum sevgilim belki de bir daha hiç uyanamam diye ..

Ben renklerin en siyahını hak ettim mi
O kadar beyaz severken seni ..
 
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin.
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma
Bu sürgünün bir süreği.
Bütün törenlerin şölenlerin
Ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim;
Af dilemeye geldim affa lâyık olmasam da…
Uzatma dünya sürgünümü benim!

Güneşi bahardan koparıp
Aşkın en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime…
Ah uzatma dünya sürgünümü benim!
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil;
Ayaklarımdan belli.
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği…
Zaman çarpılmış atın son hayali…
Ev miras değil mirasın hayaleti.
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim!

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leylâ dedimse sensin.
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome’ nin Belkis’ in
Boşunaydı saklamaya çalışmam
öylesine âşikârsın bellisin.
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini.
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim!

Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta.
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında.
Gölgelendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba.
Hep Kanlıca’da Emirgan’ da
Kandilli’ nin kurşunî şafaklarında
Seninle söyleşip durdum
bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birden bire gelen sonbaharında.
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da.
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi!
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim!

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında.
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında.
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında.
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında.
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim!

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır.
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.
Aşk cellâdından ne çıkar mademki yâr vardır.
Yoktan da vardanda ötede bir VAR vardır
Hep suç bende değil
Beni yakıp yıkan bir nazar vardır.
O şarkı sözleri sözleriyı özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrını ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem
Kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim!
 
Yorgunum….
Bedenim yorgunbeynim yorgunruhum yorgun ve kalbim yorgun…
Arkadaştık…
Dost olduk
Bi zaman sonra baktık can ile canan olmuşuz…
Hayaller…..
Beklentiler…….
An geldi…
Sustu her şey….
Telefonlar…
Mesajlar….
Mektuplar…
Mailler….
Diller….
Ve..şarkı sözleri sözlerilar susmuştu…
Konuşan tek şey kalbimdi….
Gel-gitlerdeydi yüreğim…
Yaşamak ya da ölmek
Yaşamak O nsuz….
Ölmek…..Kainatın gülü ölümü istemeyin ama hatırlayın demişti….
Can canansız….cananda “can”sız kalmıştı…..
O sevmişti…ama Ben aşık olmuştum….
Sevilmek güzeldi…ama sevmek daha güzeldi acısı vardı…
gülün dikeni olduğu gibi….
“dönülmez akşamın ufkundayım..
Vakit çoookkk geç”
Ve şu anda
İstanbul’da sabah ezanları okundu….
Sabah namazları eda edildi…
Çok şükür …..
Sevgili….
Sevenlerim var….
Üzerime bombalar atılmıyor…
Üzgünüm sevgili….
Gitmeliyim..
Ve ben yine
Maskemi takmalıyım
Benim bir rolüm var biliyor musun?
Polyanna…….
 
Sen 'gönlümün' yüküsün omzumun değil! ..

Sen canıma yarasın tenime değil! ..

Yürekte taşınan sırta ağır gelir mi? ..
Sen; çeşmibülbül duruşlum ışık yüzlüm…
Sen; nefesimin rüzgarı…
Sen; akarsuyum durugölüm! ..
Sen;
Ceylan kaçışlım…

Harman sıcaklarımda terlemiş bir cam bardak gibi gülsene bana…
Saklandığın fidanların ardından çıkıp yine gelsene bana…

Ve yapışıp en susuz yerime susuzluğunu kandırsana;
zaten kandırılmayı umduğun sanki hayalî bir çeşme başında! ..

Avuçlarıma konsana yine ürkütmekten ürktüğüm bir mavi kuş gibi…
Derin bir soluk alsana sonra;

kaşlarının ve kirpiklerinin üstünde dolaşırken parmağım…

Kelebeğim;
Sarsana kanatlarının hepsini üstümüze!

Veya ikisini ödünç verip kanatlarından; uçursana beni de peşin sıra gözlerinin derinlerinde!..

Sen gönlümün yüküsün sırtımın değil…

Yani tenimde görünmeyen bir yarasın;

İçimde büyüyen!..

Yani bir "bülbül gözü" gibi güzel ama bir kristal gibi kesici;
Bakışlarımdan aldığın her ışığı binbir renge çeviriyorsun sanki bir renk skalası gibi… Sonra da incecik ve uzuun ipek iplikleri gibi başında savuruyorsun "saçlarım" diye!..

Yani sana değen her ışık bin renge dönüp yansıyor bana!..
Yani içimde savruluyorsun.
Ve savruldukça saçların içimde rengârenk kanıyor; canımın ke***leri!..

Sırtımın değil; canımın yüküsün benim…

Vaktimiz ne zaman gelecek?..
 
Geri
Üst