Gidenlerin ardından kalanlar

Sen hiç taparcasına sevdin mi arkadaş?
İncitmemek için her şeyi göze aldın mı?
Maziye bakıp kendini avuttun mu peki?
Gözlerin dolduğunda duman kaçtı diyerek geçiştirdiğin
Ellerin üşüdüğünde ısıtacak birini bulamadığın....

Özlemlehasretle beklediğin oldu mu?
Zamansız ayrılıklardan sonra ayakta kaldın mı?
Lamba gibi bir aydınlatıpbir kararttın mı etrafını?
Esiri oldun mu sende nice insanlar gibi aşkın?
Mahvetti mi seninde hayatını bu bitmeyen kabus....
 
Haykırmak istiyorum içimdeki aşkı
Dağlara çıkıp koşmak bağırmak istiyorum
Sana olan aşkım heryere yazmak
Herkese anlatmak istiyorum...
Ama bunlar bana çok uzak arzular
Hiçbir zaman yapamayacağım arzular
Çünkü sana olan aşkımdan kaybettiğim bedenim
Ömür boyu mahkum
O karanlık zindana
 
Bir gözyaşı gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. Madem ki gözyaşı bir kutlu demdirelbette bir erdemdir.
Bir gözyaşı bir cevherdir ateşten kaynayan ve alev gibi yanan. Özü sudur ama avuçta bir yalım gönülde bir yangın olur. Bir ateş düşünün dumanı âh ile çıkar da külleri göz yaşına karışır ya… Hayat bir mum alegorisidir hani mumun başındaki yanış gözde yaş olur da gözyaşı alevle barışır ya…Alev can ipliğini yakınca acıdır kibedenini eritir de mumun su ile alev birbiriyle yarışır ya… Aşıka göre cennet olur cinnet ve kendi gözyaşında boğulur akıbet…
 
Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler… Fazilettir diyettir… Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır.
 
Şaire unuttuğu mısrayı bir gözyaşı hatırlatır şehrazad üveyikler uçuran acıları bir gözyaşı anlatır. Sancılı damarlarda ölümcül çılgınlıkları gözyaşıdır okuyan satır satır. Toplasan gözyaşlarını âşıkın dalgalı bir deniz olur; süzülürken bağrından yakar geçer iz olur. Yalnız doğar gibi her insan yalnız akar her damla ve yağmur yağmur gözyaşıyla ıslanır nisan. Bir kere ölür de kahır yüklü savaşlarda nice aylar batar ve Filistin’de sapanlar çakıl taşları takaroflar kurşun yerine gözyaşı atar. Ceylanları âmâ düşürünce avcılar avcıları ceylanlar vurur ve hamuru sevdaların gözyaşıyla yoğrulur. En son yağmur kuşları konar kuşpalazı çocukların salıncaklarına gözyaşı şefkat olur.
 
Gözyaşı ki kişinin kendisiyle kavgasının sonunda akarsa tomur tomur mercandır; ve eğer pişmanlıklarla tartılırsa mübarek bir heyecandır.

Gül yüzlülerin kirini gülsuyu kokan gözyaşları alır…Ve damla damla gül dökülen ellerde gül kokusu kalır.

Tohumu eken bilir
Göz yaşın döken bilir
Gül kadrin diken değil
Çileyi çeken bilir

Ve ey gözyaşım
Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel ve kadim bir dostu uğurlar gibi git… Bir atımlık mesafede yalnızlığın kurşunlanan coşkusuyla gel geleceği savaşa mecbur annelerin korkusuyla git… Geceyi içine döken tomurcukların yeşiliyle gel; goncayı açılsın diye bekleyen bülbülün diliyle git…Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel ve derinlerde bendini yıkan bir ırmak gibi git. Yalınkalem savaşlara meftun acılarla gel pişmanlık dolu yüreklerden sancılarla git…

Ve ağlamaktan korkma gözüm!..
 
uzaklardasın
aramız soğuk karlı dağlarla dolu
ve bende ki sevgin
üşümeye başladı
gidilmeyecek en uzak yere doğru
ayrılığa doğru....
ve yalnız
sensiz ve yakında sevgisiz
hasret bu
inanılmayacak
en uzak sevgilere gebe
ama sen ;
`sevgi`
üzmek te istemem seni
ne olur bağışla beni
seni mısralarımda anacağım
sonsuzlukla bütünleşecek en son mısralarımda
 
sana uykular taşıyacağım deliksiz
süslü kahvaltılar gibi
kahvaltısız sabahlar
seni uyandırmanın en güzel yolunu bulup
kıyamayacağım uyandırmaya
kimse görmüş değil henüz
bir meleğin nasıl uyuduğunu ama
hala benzetiriz
bir meleği
bir güzelin uykusuna
ama sen melekler gibi uyuma
melekler gibi uyan
tam da çağla zamanında baharın
gözünün sürmesini yüreğime akıtma
bir uykunun en güzel yanı
seninle uyanmaktır
senden uzak bir uykuyla
kandıramıyorum hiçbir geceyi....
 
gozlerin her seyi anlatiyor
yitik sevda gizli derinlerinde.
henuz bir sevdayi masal kuslarina yem etmissin..
kan siziyor tebessümünden
arayis var dilinde
yagmur yagiyor ve sen eskiye dönüyorsun;
bana bakiyorsun onu hatirliyorsun.
iki dolu misra maceramiz oluyor..
balciga siviyorsun kalbini ben gormeyeyim diye
herkesce bilinen bir hikayeyi
nasilda ondan bundan gizliyor
tatli bir ask masalina ceviriyorsun

rollerimiz degisiyor
sensimdi bir baskasinin baskislarina sahip cikiyorsun
ucurumun kenarinda sen varsin..
terkediyorsun sakliyorsun.
fotograftaki saskin kadin sensin artik
paramparca oluyordagiliyorsun
buluyorum bakıslarini eski bir albümde
``Venus`` kadar ciplak``Mezarliktaki Kiz`` kadar saskinlar

gözlerin her seyi anlatiyor
sen istemesende yitik bir sevda gizli derinlerinde....
 
sabahın erken vakitleriydi
gunes henuz gulen yuzunu gostermisti..
yelkovan kusları havadaydı
belliki yarın fırtına kopacak
motor sesi duydum ılerde..
bizim balıkcı hasana aitt.
gozlerı parlardı
gülüsünde acıyı barındıran bi açıklık vardı..
balıkcının anası denizdi..
o hergun ona hesap verır onu koklar ona sıgınırdı
o verırdı ona ekmegınıo onu yaylatırdı kollarında
martılar ise henuz dogmamıs cocuklarının habercisi
her biri ona mutluluk getirir umut tasırdı gozlerıne
birde sevdiği kadın vardı..
uysaldı masallardaki deniz kızı oydu onun icin..
o ona balıkcılıgı ogretir
beraber hayaller kurupkenarlarını oylalarla suslerlerdı
bir kız ceyızı gibi

bir motor sesi duyuyorum ilerde.
belliki bizim hasan umutlarını toplamıs.
anasına tesekkur edıyor..
 
dun gece ellerımle gomdum senı anne
cok cırpınmadın
babamla aynı yerdesin simdi
belki daha mesutsundur ...
senin beni anlayamadıgın gibi
cırpınırken soyledıgın seyleri ben de anlamadım...
ellerımle kazıdım topragı
acele etmedim

dun gece ellerimle gomdum senı anne
senin hergun beni gomdugun gibi...
senınle beraber bende bı parcamı gomdum anne

dun gece nefretımle gomdum senı anne
dun gece ellerimle gomdum senı anne...
 
eriyorum ..
otobusteyım
uzun bır tuneldeyız .
sen erıyorsun sana değıyorum ben erıyorum..
yol sankı uzun bır anı bahcesi.
intikam alıyorlar..
ilkel heyecanlarım kabarıyor
ben seviyorumsana degiyorum sen ölüyorsun
siluetın de benım ismim
göruyorum eriyorum.

yol etrafı cevrelenmıs karanlıkta bır nokta
bir korku tuneli
ben bir hasta sen elınde neşteri olan doktor
koltugum soguk bır hasta yatagı
bana degiyorsun ben yanıyorum
icim dısım bır oluyor.
sana degiyorum ceviriyorsun yuzunu.
ben kan kırmızı sen karanlık

intikam alıyor ilkel duygularım..
bir korku telgrafı cekiliyor yuregıme
okuyorum eriyorum.....
 
Aşkları yoksul kimsesiz zamanlara saklama zamanı
bak kadının yüzü sadecılgın sözcüklerle kaplı
seviyor yaklasıyor
seviyor okşuyor
kah bir kuğu kah bir kuzgun
deli ediyor onu derindeki sözcük tartısmaları
süzülüyor soguk rüzgarlarla dolu gecmisine
koyu karlı bir denizde soyunupyıkıyor zihnini
buz kesiyor kibirliukala sevgisi
nefreti emiyor tüm sarkılarını
emiyor biriktirdigi gece yarıısı süvarilerini
kah bir kuğu kah bir kuzgun
seviyor uzaklasıyor
seviyor seviyorseviyor...
 
Canım sevgilim hayatım diyen
Bana sevgini esirgemeyen
Her zaman bitanen olan
Sevgiline ne oldu?

Biliyorum kalbin hep benden yana
Fakat seni bana bağlayan sevgiye
Ne oldu sevgilim?
Ne oldu?
 
Susmuş mu inliyor mu belli değil
Bir yaprak
Kısmışmı açılmışmı kendini
Toprak
Tutmuşmu bırakmışmı toprağı
Kök
Vurmuş mu sıyırmışmı yaprağı
Rüzgar
Tam bizim evin karşı bahçesinde
Ara ara
Sallanan bir yaprak var.
Ağaç yorgun
Susuz toprak
En kuru sıcakta bile
Ağlayan yaprak
Acı bir rüzgar eliyle
Düştü kuru soğuk yere
Parlak boyalı ayaklar
Üzerine bastılar
Ezildi.
Oysa o kendi yerinde
Ağaçtan bile güzeldi.
Ezildi.
Oysa o ağaçtaki herbir yerden
Yeşildi.
Ezildi.
Oysa o bütün yapraklardan güçlü
Bütün dallardan nazik
Bütün köklerden sağlam
Bütün kuşlardan özgür
Bütün evrenden özeldi
Ezildi
Her mükemmel şeye olduğu gibi.
 
Ne özlem bu bitanem
Susuz kalmış bir çiçek gibi
Yağmuru özleyen toprak misali
Gönüllerde yer edinmiş bir çarpıntı sanki...
 
uzun bir yolun yolcusuydu `o`
uzun bır askın oyuncusu..
sen yoksun
senden kalan `o` da yok artık..
calıyor yuregimin zilleri.
ötüyor guguk kusu
ve iste haberci!!
yolculuk bitti`o` bitti
masal artık
hayallerde kaldı
`o` cıplak hayallerde...


ara bir yol hatalı bir donemec.
yanlıs alınmıs nefes..
`O`belkide hic yoktu..
 
Kendimi uçsuz bucaksız bir çaresizliğin içinde hissettiğim zamanlar
Aslında sayılı olur..
Sevgisiz kaldığımı hissettiğim zamanlardır bunlar
Ve o “aynı melodi”yi duyduğum zamanlardır..

Hiç yok yere
Boğazıma birşeyler düğümlenir
Değişen şeyler aklıma gelir
Çalkalanan hayatım
Hiç rotası olmamış yaşamım..
Gelecek için umudumu hissetmekte zorlanırım
Geçmiş beni hiç etkilemediği kadar çok etkiler
Ve gene aynı melodi gene aynı nağmeler..
Kulaklarımda çınlar.
Kelimeler tükenir
O bitmek tükenmek bilmez.
Yitirmediğim bir tek o vardır.
Yarın için duyduğum heyecan
Sadece bir iki dakikada kolayca sönüvermiştir
Emellerim yok olmuş adeta çiğnenmiştir..

Aynı kısır döngüdür yaşanan
Süre aynı süredir
Bıktığımı beni mahvettiğini bildiğim halde ondan ayrılamam.
Geleceğimi çalmıştır gene de ondan kopamam.
Önce o benden ayrılmak istemez
Sonra da ben ondan...
 
Sevgim sanki bir deniz gibi..
Kimi zaman sakin kimi zaman deli.
Dalgalarındaki coşkuyu gözlemlemek zor olmaz
Saklamak da istemez zaten; gurur duyar utanmaz.
 
Ruhu senden; canı sendendir suyunun
Sendendir sendedir sebebi coşkusunun..
Varlığın yeter varlığına
Beslenir ruhu sen ruhuna aktıkça.
 
Geri
Üst