15
EXE RANK
-AUXERRE. `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Ara 2009
- Mesajlar
- 15,286
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Bir müminin kendi kitabından uzak durması, O'nu okumaması ve anlamaması; bir çocuğun kendi dilini konuşamaması ve bilmemesine benzer.
Hacegan Yayınları'ndan çıkan "Temel Din Eğitimi" kitabının yazarı Eyyüp BEYHAN siz değerli okurlarımız için yazdı...
Kur'an'ı öğrenmek ve onun hükümleri ile gereği gibi amel etmek bir müminin öncelikleri arasında sayılır. Allah'ın kelamından mahrum olmak, onu bilmemek, öğrenmeye çalışmamak veya bildiği halde okumamak bir müslüman için düşünülemez bir durumdur. Allah Rasûlü (s.a.v), 'Kalbinde Kur'an'dan bir miktar bulunmayan kimseyi terk edilmiş, değer verilmeyen harap bir eve' benzeterek Kur'an'ın insan hayatındaki önemine dikkat çekmiştir.
Bir müminin kendi kitabından uzak durması, O'nu okumaması ve anlamaması; bir çocuğun kendi dilini konuşamaması ve bilmemesine benzer. Dilin en önemli bir iletişim aracı olduğu düşünüldüğünde, kendi dilini konuşamayan bir kimsenin çevresi ile iletişim kurması zordur elbette. Dolayısı ile Kur'an'ı okumayan kişinin de Allah ile olan iletişim bağını zayıflattığını söylemek yerinde olur. Hatta Kur'an yoksunu olan kişi, dinin en önemli rüknü olan namazın farzlarından biri olan kıratı yerine getiremeyeceğinden Rabbine gerçek manada yönelmesi de mümkün olmaz.
Kur'ân, insana dünya ve ahirette pek çok güzellikleri kazandırmaktadır. Kur'ân'la olan ilgi ve alakası ölçüsünde insan, bu yüce kitabın kendisine sunduğu zenginlikleri elde edebilir. Kur'ân'dan ve hadislerden yola çıkarak Kur'ân'a dost olan insanın kazandıklarını şöyle özetleyebiliriz.
Kur'ân'ı Öğreten ve Öğrenen İnsanların En Hayırlısı Olur
Kur'ân'ı okuyan ve gereğince amel eden kimselerin, insanların en güzel sözlüsü ve en hayırlısı olması da bu gerçeğin tabi bir sonucudur elbet. Okunan Kur'ân'la insan, Rabbi ile muhatap olma ve O'nunla konuşma gibi büyük bir şerefe nail olur. Efendimiz (s.a.v); "Sizin en hayırlılarınız, Kur'ân'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir" buyurmaktadır.
Kur'an'ın Her Harfi İçin Okuyana On İyilik Sevabı Verilir
İbadetler içerisinde fazilet bakımından üstün bir yere sahip olan Kur'ân tilaveti, hayır ve sevap bakımından kazancı en fazla olan ibadetlerden biridir hiç şüphesiz. Allah Rasûlü'nün (s.a.v): "Kim Kur'ân-ı Kerîm'den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır." müjdesi yüce kelamın insan için eşsiz bir hayır kapısı olduğunu ortaya koyuyor.
Kur'ân Günahları Siler
Kur'ân, ibadetlerin ve salih amellerin en faziletlileri arasındadır. Rabbimizin bir rahmet tecellisi olarak Kur'ân okuyan ve hükümleri ile amel eden kimselerin günahları iyiliğe çevrilir. Günde on sayfa Kur'ân okuyanın alacağı sevabı ve o gönlün ilâhi nurla geleceği kıvamı düşünmek bile insanı ferahlatmaya kafi. Kur'ân'ın bir harfine verilen sevap bu kadar çok olunca, Kur'ân hatminin kazandıracağı ecrin büyüklüğünü hesaplamak hiçte zor değil.
Kur'ân Okunan Yere Rahmet ve Sekîne İner
Allah'ın Habîbi'nin (s.a.v) en büyük mucizesi olan Kur'ân'ı okunmak ve dinlemek, kalplere nur, gönüllere huzur ve ruhlara sekînet verir. Onun okunduğu mekan, meleklerin dahi dinlemek için koştukları, rahmet, huzur ve sekînetin dolduğu bir yer haline gelir.
Kur'ân, Okunduğu Yere Şeref Verir
Kalplerin hayırlısı Kur'ân'ı ezberleyen; dillerin hayırlısı O'nu okuyan; evlerin hayırlısı içinde Kur'ân okunandır hiç şüphesiz. Zulmetten ve günahtan bunalan sinelere nur olup, her türlü üzüntüyü, gam ve kederi dağıtır Kur'ân. Tüm kötülüklere karşı kalkan olur. Zararları def edip vesveseleri yok eder. Cin, şeytan ve kötü nazarlara karşı mucize bir iksirdir. Onun için Allah Rasûlü (s.a.v), kendisine gelebilecek tüm zararlı şeylerden Allah'ın en mükemmel kelimeleri olan Kur'ân'a sığınmıştır her dem.
Kur'an Okunan Evin Hayrı Bol Olur
İçinde Kur'an okunan ev, melekler tarafından kuşatılır. Bereketi ve hayrı bol olur. Şeytanlar ilâhi kelamın okunduğu yerlerden kaçtığı için bu evlere yaklaşamazlar. Kur'ân okunmayan hane ise terkedilmiş, harabe bir eve benzetilir. Böyle evler sakinlerini sıkar. Kötülüklerin ve şeytanların üşüştükleri, meleklerin ise kaçtıkları bir yer haline gelir.
Kur'ân, Dostunu Yüceltir
Ahirette, Kur'ân dostu olup cennete girenlerin derecesinin, diğer cennetliklerin derecelerinin üstünde olacağı haber verilmiştir. Hal böyleyken şan ve şerefi başka yerde aramaya ne hacet.
Kur'ân, Kıyamette Şefaat Eder ve Şefaat Hakkı Verir
Kur'ân, mümini kendisine sahip çıktığı ölçüde korur. Hayatı Kur'ân'la yoğrulmuş olan iki cihan Serveri (s.a.v) bu hususu, "Kur'ân okuyun! Zira Kur'ân, kıyamet günü okuyana şefaatçi olarak gelir" sözleri ile dile getirmişlerdir.
Kur'ân Ahlâkı İle Eğitilen Çocuk Gözaydınlığı olur
Kur'ân ahlâkı ile yetiştirilen çocuklar, dünyada ebeveynlerin gurur kaynağı olduğu gibi, ahiret hayatında da onlara bahtiyarlıkların en güzelini yaşatır. Hz. Peygamber (s.a.v) Kur'ân tacını takmak isteyen anne-babalara şöyle seslenmektedir; "Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü ana-babasına bir tâç giydirilir.
Kur'ân, Asla Zarar Etmeyecek Sermaye Kazandırır
Kur'ân'la devamlı meşgul olup onunla alış-veriş yapan kimseler, bitmez tükenmez bir sermayenin sahibi olurlar. Bu bitmez tükenmez kazanca sahip olmak için fırsat elimizde. Kur'ân önümüzde işte. Sadece okumak kalıyor bize, ve amel etmek. Öyleyse gün bugündür deyip başlayalım bu hayırlı ticarete.
Allah dostları, Kur'an'a sırtını dönen kişiyi evine giren güneş ışığını perde çekerek engelleyen hasta bir kimsenin durumuna benzetir. Büyük veliler müminlerin her gün Kur'an okumalarını tavsiye ediyorlar.
Hülasa, burada dünya ve ahirette Kur'an'ın insana kazandırdığı bazı güzellikleri sayabildik. O yüce Kelâm'ın sayılamayacak eşsiz güzelliklerinin olduğunu biliyoruz. Öyleyse gün bugündür deyip Kur'an okumayı bilmiyorsak bir an önce öğrenmeli, biliyorsak her gün okunan bir vird haline getirmeli, anlamaya çalışıp, hükümleri ile de gereği gibi amel etmeye çalışmayı en önemli görevimiz bilmeliyiz.
Hacegan Yayınları'ndan çıkan "Temel Din Eğitimi" kitabının yazarı Eyyüp BEYHAN siz değerli okurlarımız için yazdı...
Kur'an'ı öğrenmek ve onun hükümleri ile gereği gibi amel etmek bir müminin öncelikleri arasında sayılır. Allah'ın kelamından mahrum olmak, onu bilmemek, öğrenmeye çalışmamak veya bildiği halde okumamak bir müslüman için düşünülemez bir durumdur. Allah Rasûlü (s.a.v), 'Kalbinde Kur'an'dan bir miktar bulunmayan kimseyi terk edilmiş, değer verilmeyen harap bir eve' benzeterek Kur'an'ın insan hayatındaki önemine dikkat çekmiştir.
Bir müminin kendi kitabından uzak durması, O'nu okumaması ve anlamaması; bir çocuğun kendi dilini konuşamaması ve bilmemesine benzer. Dilin en önemli bir iletişim aracı olduğu düşünüldüğünde, kendi dilini konuşamayan bir kimsenin çevresi ile iletişim kurması zordur elbette. Dolayısı ile Kur'an'ı okumayan kişinin de Allah ile olan iletişim bağını zayıflattığını söylemek yerinde olur. Hatta Kur'an yoksunu olan kişi, dinin en önemli rüknü olan namazın farzlarından biri olan kıratı yerine getiremeyeceğinden Rabbine gerçek manada yönelmesi de mümkün olmaz.
Kur'ân, insana dünya ve ahirette pek çok güzellikleri kazandırmaktadır. Kur'ân'la olan ilgi ve alakası ölçüsünde insan, bu yüce kitabın kendisine sunduğu zenginlikleri elde edebilir. Kur'ân'dan ve hadislerden yola çıkarak Kur'ân'a dost olan insanın kazandıklarını şöyle özetleyebiliriz.
Kur'ân'ı Öğreten ve Öğrenen İnsanların En Hayırlısı Olur
Kur'ân'ı okuyan ve gereğince amel eden kimselerin, insanların en güzel sözlüsü ve en hayırlısı olması da bu gerçeğin tabi bir sonucudur elbet. Okunan Kur'ân'la insan, Rabbi ile muhatap olma ve O'nunla konuşma gibi büyük bir şerefe nail olur. Efendimiz (s.a.v); "Sizin en hayırlılarınız, Kur'ân'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir" buyurmaktadır.
Kur'an'ın Her Harfi İçin Okuyana On İyilik Sevabı Verilir
İbadetler içerisinde fazilet bakımından üstün bir yere sahip olan Kur'ân tilaveti, hayır ve sevap bakımından kazancı en fazla olan ibadetlerden biridir hiç şüphesiz. Allah Rasûlü'nün (s.a.v): "Kim Kur'ân-ı Kerîm'den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır." müjdesi yüce kelamın insan için eşsiz bir hayır kapısı olduğunu ortaya koyuyor.
Kur'ân Günahları Siler
Kur'ân, ibadetlerin ve salih amellerin en faziletlileri arasındadır. Rabbimizin bir rahmet tecellisi olarak Kur'ân okuyan ve hükümleri ile amel eden kimselerin günahları iyiliğe çevrilir. Günde on sayfa Kur'ân okuyanın alacağı sevabı ve o gönlün ilâhi nurla geleceği kıvamı düşünmek bile insanı ferahlatmaya kafi. Kur'ân'ın bir harfine verilen sevap bu kadar çok olunca, Kur'ân hatminin kazandıracağı ecrin büyüklüğünü hesaplamak hiçte zor değil.
Kur'ân Okunan Yere Rahmet ve Sekîne İner
Allah'ın Habîbi'nin (s.a.v) en büyük mucizesi olan Kur'ân'ı okunmak ve dinlemek, kalplere nur, gönüllere huzur ve ruhlara sekînet verir. Onun okunduğu mekan, meleklerin dahi dinlemek için koştukları, rahmet, huzur ve sekînetin dolduğu bir yer haline gelir.
Kur'ân, Okunduğu Yere Şeref Verir
Kalplerin hayırlısı Kur'ân'ı ezberleyen; dillerin hayırlısı O'nu okuyan; evlerin hayırlısı içinde Kur'ân okunandır hiç şüphesiz. Zulmetten ve günahtan bunalan sinelere nur olup, her türlü üzüntüyü, gam ve kederi dağıtır Kur'ân. Tüm kötülüklere karşı kalkan olur. Zararları def edip vesveseleri yok eder. Cin, şeytan ve kötü nazarlara karşı mucize bir iksirdir. Onun için Allah Rasûlü (s.a.v), kendisine gelebilecek tüm zararlı şeylerden Allah'ın en mükemmel kelimeleri olan Kur'ân'a sığınmıştır her dem.
Kur'an Okunan Evin Hayrı Bol Olur
İçinde Kur'an okunan ev, melekler tarafından kuşatılır. Bereketi ve hayrı bol olur. Şeytanlar ilâhi kelamın okunduğu yerlerden kaçtığı için bu evlere yaklaşamazlar. Kur'ân okunmayan hane ise terkedilmiş, harabe bir eve benzetilir. Böyle evler sakinlerini sıkar. Kötülüklerin ve şeytanların üşüştükleri, meleklerin ise kaçtıkları bir yer haline gelir.
Kur'ân, Dostunu Yüceltir
Ahirette, Kur'ân dostu olup cennete girenlerin derecesinin, diğer cennetliklerin derecelerinin üstünde olacağı haber verilmiştir. Hal böyleyken şan ve şerefi başka yerde aramaya ne hacet.
Kur'ân, Kıyamette Şefaat Eder ve Şefaat Hakkı Verir
Kur'ân, mümini kendisine sahip çıktığı ölçüde korur. Hayatı Kur'ân'la yoğrulmuş olan iki cihan Serveri (s.a.v) bu hususu, "Kur'ân okuyun! Zira Kur'ân, kıyamet günü okuyana şefaatçi olarak gelir" sözleri ile dile getirmişlerdir.
Kur'ân Ahlâkı İle Eğitilen Çocuk Gözaydınlığı olur
Kur'ân ahlâkı ile yetiştirilen çocuklar, dünyada ebeveynlerin gurur kaynağı olduğu gibi, ahiret hayatında da onlara bahtiyarlıkların en güzelini yaşatır. Hz. Peygamber (s.a.v) Kur'ân tacını takmak isteyen anne-babalara şöyle seslenmektedir; "Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü ana-babasına bir tâç giydirilir.
Kur'ân, Asla Zarar Etmeyecek Sermaye Kazandırır
Kur'ân'la devamlı meşgul olup onunla alış-veriş yapan kimseler, bitmez tükenmez bir sermayenin sahibi olurlar. Bu bitmez tükenmez kazanca sahip olmak için fırsat elimizde. Kur'ân önümüzde işte. Sadece okumak kalıyor bize, ve amel etmek. Öyleyse gün bugündür deyip başlayalım bu hayırlı ticarete.
Allah dostları, Kur'an'a sırtını dönen kişiyi evine giren güneş ışığını perde çekerek engelleyen hasta bir kimsenin durumuna benzetir. Büyük veliler müminlerin her gün Kur'an okumalarını tavsiye ediyorlar.
Hülasa, burada dünya ve ahirette Kur'an'ın insana kazandırdığı bazı güzellikleri sayabildik. O yüce Kelâm'ın sayılamayacak eşsiz güzelliklerinin olduğunu biliyoruz. Öyleyse gün bugündür deyip Kur'an okumayı bilmiyorsak bir an önce öğrenmeli, biliyorsak her gün okunan bir vird haline getirmeli, anlamaya çalışıp, hükümleri ile de gereği gibi amel etmeye çalışmayı en önemli görevimiz bilmeliyiz.