20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Yazarın : John W. GARDNER
Yayınevi : İlgi
Baskı : İstanbul / 1990 / 155 shf.
“Toplumumuz ve toplumdaki her şey kokuşmuş”. Bütün bu değişiklikler karşısında insanlar yalnızca hareketsiz gözlemciler olmayıp aynı zamanda değişikliklerin üretiminde yardımcı öğelerdir. Bu kokuşmuşluk değil, dinamizmdir. Toplumlarda gelişmenin ve gerilemenin öğelerini anlamaya başlıyoruz. Fakat toplumsal yenilenme tümüyle bireylere bağlıdır ve bireylerin günümüzde çeşitli sorunları vardır.
Toplum yenilenmeyi başarmak isterse, kabiliyetli insanlar için uygun bir atmosfer oluşturmalıdır. Aynı zamanda toplum yenilenme yeteneğine sahip insanları yetiştirmek zorundadır. Genç kalmanın esnekliği ile öğrenme ve gelişme yeteneğini koruduğumuz sürece kendini yenileme devam edecektir.
19. yüzyılın ünlü aktörlerinden E.A. Sothern, küçük bir çocuğun kendisinden daha büyük çocukların arasında oynamak için katılmak isteyişine tanık olur. Çocuk, aralarına kendisini kabul etmezler diye endişelidir. Diğer çocuklar evlerine dönmeye başladıklarında, Sothern neşeyle, “ Haydi perdenin arkasına saklanalım, bizi görmesinler!” deyince arkadaşı kederli bir şekilde, “ Ya görüpte hiç aldırmazlarsa ?” der. Her sosyal kurumun dikkate alması gereken bir ilke vardır. Toplumların ve örgütlerin yenilenmesi kimselerin bu işi ciddiye almasına bağlıdır.
Modern toplum bireyi frenleyen unsurlarıyla mücadele ettiğimiz sürece, toplumları ve bireyleri yenileten yaratıcı kıvılcımı kaybederiz. Üretken, yenilikçi ve kendini yenileyebilen bireyleri teşvik etmedikçe, dünyadaki en iyi sosyal önlemleri de alsak bize yararlı olmayacaktır. Sonuç olarak, bir takım değerlere gereken önemi vermediğimiz sürece ne kendimizi, ne toplumu ve nede sorunlarla dolu bir dünyayı yenileyebiliriz.
Yayınevi : İlgi
Baskı : İstanbul / 1990 / 155 shf.
“Toplumumuz ve toplumdaki her şey kokuşmuş”. Bütün bu değişiklikler karşısında insanlar yalnızca hareketsiz gözlemciler olmayıp aynı zamanda değişikliklerin üretiminde yardımcı öğelerdir. Bu kokuşmuşluk değil, dinamizmdir. Toplumlarda gelişmenin ve gerilemenin öğelerini anlamaya başlıyoruz. Fakat toplumsal yenilenme tümüyle bireylere bağlıdır ve bireylerin günümüzde çeşitli sorunları vardır.
Toplum yenilenmeyi başarmak isterse, kabiliyetli insanlar için uygun bir atmosfer oluşturmalıdır. Aynı zamanda toplum yenilenme yeteneğine sahip insanları yetiştirmek zorundadır. Genç kalmanın esnekliği ile öğrenme ve gelişme yeteneğini koruduğumuz sürece kendini yenileme devam edecektir.
19. yüzyılın ünlü aktörlerinden E.A. Sothern, küçük bir çocuğun kendisinden daha büyük çocukların arasında oynamak için katılmak isteyişine tanık olur. Çocuk, aralarına kendisini kabul etmezler diye endişelidir. Diğer çocuklar evlerine dönmeye başladıklarında, Sothern neşeyle, “ Haydi perdenin arkasına saklanalım, bizi görmesinler!” deyince arkadaşı kederli bir şekilde, “ Ya görüpte hiç aldırmazlarsa ?” der. Her sosyal kurumun dikkate alması gereken bir ilke vardır. Toplumların ve örgütlerin yenilenmesi kimselerin bu işi ciddiye almasına bağlıdır.
Modern toplum bireyi frenleyen unsurlarıyla mücadele ettiğimiz sürece, toplumları ve bireyleri yenileten yaratıcı kıvılcımı kaybederiz. Üretken, yenilikçi ve kendini yenileyebilen bireyleri teşvik etmedikçe, dünyadaki en iyi sosyal önlemleri de alsak bize yararlı olmayacaktır. Sonuç olarak, bir takım değerlere gereken önemi vermediğimiz sürece ne kendimizi, ne toplumu ve nede sorunlarla dolu bir dünyayı yenileyebiliriz.