1
EXE RANK
ѕту[ℓ`]α
Fexe Kullanıcısı
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, reform çabalarına tepki göstererek yargı bağımsızlığının geriye gideceğini savundu. Gerçeker “Yapılmak istenilen düzenlemelerle yürütme, yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir” dedi.
[SIZE=+0][/SIZE]TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun son anda “hastalandığı” mazeretiyle gelmediği panelde, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, hükümetin yargı reformunu sert bir dille eleştirdiler. Gerçeker, “Yapılmak istenilen düzenlemelerle yürütme, yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir. Kurumsal görüşlerimizden geri adım atmamız mümkün değil” dedi. “Bağımsız Yargı ve Anayasal Düzenlemeler” konulu panelin açılışında Gerçeker, şunları söyledi:
- Demokratik sisteme yapılacak en büyük kötülük yargı bağımsızlığının geri ***ürülmesidir. Gerekçe olarak ileri sürülen demokratik meşruiyette geçerli değildir. Yargının demokratik meşruiyeti, halk oyuyla kabul edilen Anayasa ile zaten sağlanmış bulunmaktadır. Yargı yetkisini, Türk milleti adına kullanmaktadır. Demokratik meşruiyet diye bir sorun söz konusu değildir. AB’nin böyle bir dayatması da bulunmamaktadır.
- Yargı bağımsızlığını daha da geriye ***ürecek düzenlemelerin ilerde yaratacağı kargaşa ve sorunlar bunun getireceği sorumluluk çok iyi düşünülmelidir. Yargının altyapı sorunları çözümlenmeden yargı reformu yapmanın anlamı olmayacaktır.
- Yüksek yargı kurumlarına yargı dışından yürütme ve yasama tarafından üye atanması, yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayacağı gibi, bugün için gerekliliği ve önceliği bulunmamaktadır. Yapılmak istenilen düzenlemeler, yargı bağımsızlığını daha da geriye ***ürecek, özellikle HSYK’nin çalışamaz duruma gelmesine neden olacaktır. Bunun örnekleri, RTÜK ve Rekabet Kurulu gibi üst kurullarda çok açık biçimde görülmektedir.
- HSYK’ye parlamento tarafından üye seçilmesi, bu kurumun siyasallaşmasına neden olacak, istikrarsızlığı daha da artıracaktır.
- Jüristik, oligarşik sistemden, kast sisteminden bahsedilmesi yargının onur ve saygınlığıyla bağdaşmayan ‘al gülüm, ver gülüm’ gibi tabirlerin kullanılması üzüntü vericidir. Adaletin temel unsurunun tarafsızlıktır. Tarafsızlığın olmazsa olmaz koşulu bağımsızlıktır. Bağımsız olmayan bir yargının tarafsız olması düşünülemez.
[SIZE=+0][/SIZE]TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun son anda “hastalandığı” mazeretiyle gelmediği panelde, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, hükümetin yargı reformunu sert bir dille eleştirdiler. Gerçeker, “Yapılmak istenilen düzenlemelerle yürütme, yargıyı daha da kuşatma altına almak istemektedir. Kurumsal görüşlerimizden geri adım atmamız mümkün değil” dedi. “Bağımsız Yargı ve Anayasal Düzenlemeler” konulu panelin açılışında Gerçeker, şunları söyledi:
- Demokratik sisteme yapılacak en büyük kötülük yargı bağımsızlığının geri ***ürülmesidir. Gerekçe olarak ileri sürülen demokratik meşruiyette geçerli değildir. Yargının demokratik meşruiyeti, halk oyuyla kabul edilen Anayasa ile zaten sağlanmış bulunmaktadır. Yargı yetkisini, Türk milleti adına kullanmaktadır. Demokratik meşruiyet diye bir sorun söz konusu değildir. AB’nin böyle bir dayatması da bulunmamaktadır.
- Yargı bağımsızlığını daha da geriye ***ürecek düzenlemelerin ilerde yaratacağı kargaşa ve sorunlar bunun getireceği sorumluluk çok iyi düşünülmelidir. Yargının altyapı sorunları çözümlenmeden yargı reformu yapmanın anlamı olmayacaktır.
- Yüksek yargı kurumlarına yargı dışından yürütme ve yasama tarafından üye atanması, yargı bağımsızlığıyla bağdaşmayacağı gibi, bugün için gerekliliği ve önceliği bulunmamaktadır. Yapılmak istenilen düzenlemeler, yargı bağımsızlığını daha da geriye ***ürecek, özellikle HSYK’nin çalışamaz duruma gelmesine neden olacaktır. Bunun örnekleri, RTÜK ve Rekabet Kurulu gibi üst kurullarda çok açık biçimde görülmektedir.
- HSYK’ye parlamento tarafından üye seçilmesi, bu kurumun siyasallaşmasına neden olacak, istikrarsızlığı daha da artıracaktır.
- Jüristik, oligarşik sistemden, kast sisteminden bahsedilmesi yargının onur ve saygınlığıyla bağdaşmayan ‘al gülüm, ver gülüm’ gibi tabirlerin kullanılması üzüntü vericidir. Adaletin temel unsurunun tarafsızlıktır. Tarafsızlığın olmazsa olmaz koşulu bağımsızlıktır. Bağımsız olmayan bir yargının tarafsız olması düşünülemez.