11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
Mustafa Kemal�e göre Sultan Vahdettin
antlaşmanın imzası öncesinde
22 Temmuz 1920�de toplanan Saltanat Şûrası�nda �Sevr muahedesini
. bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.� Dolayısıyla TBMM�nin
İngiliz süngüsü altındaki �esir padişah�ın onayına ihtiyacı yoktur.
Peki olay hakikaten Mustafa Kemal�in açıkladığı gibi mi cereyan etmiştir? Yani Saltanat Şûrası�nda �Sevr�i kabul edenler ayağa kalksın� denilmiştir de
Vahdettin de ayağa kalkmak suretiyle onu kabul mü etmiştir? Yoksa
.
İşin esası şu: Hadise Mustafa Kemal�e yanlış aksettirilmiş ve onun Vahdettin hakkındaki kanaati
iletişim hatlarındaki �bir kısım� parazitlerden olumsuz yönde etkilenmiştir. O halde nedir olayın iç yüzü?
Vahdettin�in Saray Başmabeyncisi
yani özel sekreteri Lütfi Simavi�nin �Osmanlı Sarayının Son Günleri� (Pegasus Yayınları
2006
s. 328) adlı hatıralarında anlattıkları gerçekten de şaşırtıcıdır. Simavi�ye göre Vahdettin
bırakın oylamada ayağa kalkmayı
açılış nutkunu okuduktan sonra salonda bile durmamış
çıkıp gitmiştir.
Siz gözlerinizi ovuşturmaya devam ederken ben Mustafa Kemal�in Kurtuluş Savaşı�ndaki silah arkadaşlarından ve aynı zamanda Vahdettin�in
damadı olan
yani iki tarafa da eşit mesafede duran birinin
İsmail Hakkı Okday�ın �Yanya�dan Ankara�ya� (Sebil Yayınları
1994
s. 385-386) adlı hatıralarını masama getirip okuyayım da dikkatle dinleyin:
�Nihayet �Sevr�i kabul edenler ayağa kalksın� denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah�ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı
yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâr�a bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki
bu ayağa kalkışın Sevr�in kabulü anlamına mı geldiği
yoksa Padişah�a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayan�dan Topçu Feriki Rıza Paşa
�Biz Padişah�a hürmeten ayağa kalktık
Sevr�i kabul ettiğimizden değil� diye haykırarak Damat Ferid�in oyununu açıkça protesto dahi etti.�
Şimdi o ayağa kalkma meselesi anlaşıldı mı acaba? Özetleyelim o halde:
1) Bir kere bu tür şûralarda padişahın oy hakkı yoktur ki! O
konuşulanları dinler
kararın kendisine bildirilmesini ister ve sonuçta onaylar veya onaylamaz.
2) Ayağa kalkarak oylama yapılması çağrısı yapılınca padişah
konumu gereği dışarı çıkmış ve o çıkarken şûra üyelerinin hepsi saygılarından
ayaklanmış
bu da Damat Ferid tarafından Sevr�in onaylandığı şeklinde yorumlanmış
yani oylama tam anlamıyla bir oldubittiye getirilmiştir.
3) Rıza Paşa ise oyuna geldiğini anlayınca oylamayı protesto maksadıyla yerine oturmuş ve bu yüzden de aleyhte çıkan tek oy onunki sayılmıştır.
Kuşkusuz 1921 Yazı gibi feslerin bir baştan öbürüne uçuştuğu bir ortamda meselenin içyüzünü bilebilecek durumda olmayan Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir gibi Milli Mücadele önderleri
ayağa kalkıp Sevr�in imzalanmasını onayladığı sonucunu çıkararak Vahdettin�in hainliğine hükmetmişler
bu da onun ihanetine yeterli delillerden biri sayılmıştır.
Fazla söze ne hacet! İşte tarihte yanlış anlamaların nereden kaynaklandığına yakıcı bir misal.
Milli Mücadele yıllarında Konya'da çıkan "Öğüt" gazetesinin 10 Ekim 1920 tarihli nüshasında şunları yazdığını öğrendikten sonra diyecek bir şey bulamıyorum doğrusu:
'Kuva-yı Milliye ve Büyük Millet Meclisi sevgili Padişahımızın (Vahdettin'in) gizli emirleriyle kurulmuştur.'
alıntıdır




Peki olay hakikaten Mustafa Kemal�in açıkladığı gibi mi cereyan etmiştir? Yani Saltanat Şûrası�nda �Sevr�i kabul edenler ayağa kalksın� denilmiştir de


İşin esası şu: Hadise Mustafa Kemal�e yanlış aksettirilmiş ve onun Vahdettin hakkındaki kanaati

Vahdettin�in Saray Başmabeyncisi






Siz gözlerinizi ovuşturmaya devam ederken ben Mustafa Kemal�in Kurtuluş Savaşı�ndaki silah arkadaşlarından ve aynı zamanda Vahdettin�in
damadı olan




�Nihayet �Sevr�i kabul edenler ayağa kalksın� denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah�ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı





Şimdi o ayağa kalkma meselesi anlaşıldı mı acaba? Özetleyelim o halde:
1) Bir kere bu tür şûralarda padişahın oy hakkı yoktur ki! O


2) Ayağa kalkarak oylama yapılması çağrısı yapılınca padişah

ayaklanmış


3) Rıza Paşa ise oyuna geldiğini anlayınca oylamayı protesto maksadıyla yerine oturmuş ve bu yüzden de aleyhte çıkan tek oy onunki sayılmıştır.
Kuşkusuz 1921 Yazı gibi feslerin bir baştan öbürüne uçuştuğu bir ortamda meselenin içyüzünü bilebilecek durumda olmayan Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir gibi Milli Mücadele önderleri


Fazla söze ne hacet! İşte tarihte yanlış anlamaların nereden kaynaklandığına yakıcı bir misal.
Milli Mücadele yıllarında Konya'da çıkan "Öğüt" gazetesinin 10 Ekim 1920 tarihli nüshasında şunları yazdığını öğrendikten sonra diyecek bir şey bulamıyorum doğrusu:
'Kuva-yı Milliye ve Büyük Millet Meclisi sevgili Padişahımızın (Vahdettin'in) gizli emirleriyle kurulmuştur.'
alıntıdır