Tümüyle Deyimler ;)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan By.BuRkay
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Başını yemek: Bir kimsenin büyük zarar görmesine ya da ölmesine yol açmak."Ruhsuz herifler adamın başını yemek için yarışa giriştiler."
 
Başı sıkışmak (sıkılmak): Herhangi bir güçlük karşısında kalmak, bunalmak."Onun görevi, başı sıkışan insanlara yardım etmektir."
 
Başı tutmak: 1. Önde olmak. 2. Gürültüden, üzüntüden ve çok konuşmadan başı ağrımak."Kesin artık şu dedikoduyu, yoksa başım tutacak!"
 
Baş koymak: Bir şey uğruna ölümü göze almak."Çekil önümden ben bu yola baş koydum."
 
Baş köşe: Saygı duyulan, önder sayılan büyüklerin oturması için ayrılan yer."Baş köşeye oturmak onun her zaman hakkıdır."
 
Baş sallamak: 1. Anlasa da anlamasa da karşısındakinin her sözünü uygun bulur görünmek."Her şeye baş sallayan insanlardan hiç hoşlanmam."
 
Baş tacı etmek: Değer vermek, çok üstün tutmak, çok sevmek."Babalarını baş tacı ettiler, toz kondurmuyorlar adama."
 
Baştan aşağı: Tamamiyle, hepsi, bütünüyle."Evi baştan aşağı boyadılar
 
Baştan kara gitmek: Sonunu düşünmeyerek, hatta sonucun kötü olduğunu bildiği hâlde hesapsız, batarcasına bir yol tutmak; felâkete doğru gitmek."Bu baştan kara gittiğin hayata artık bir son vermelisin."
 
Baştan savma: Üstün körü, özen gösterilmeden, gelişi güzel."Yaptığın işin tamamen baştan savma olduğu ne kadar açık."
 
Baş üstünde yeri var: "Sevgi, ilgi ve saygı ile karşılanıp ağırlanır." anlamında kullanılır."Durmasın gelsin, baş üstünde yeri var
 
Baş vermek: 1. İnandığı bir şey uğrunda ölmek, canını vermek. 2. Belirmek, kimi bitkilerin başak tutmaya başlaması."Ektiğimiz buğdaylar baş vermeye başladı."
 
Baş vurmak: 1. Müracaat etmek, bir işin yapılmasını bir kimse veya kuruluştan istemek. 2. Bilgi edinmek üzere bir kaynağa bakmak, bir kimseye danışmak."Vakit geçirmeden ansiklopediye bakalım da öğrenelim
 
Baş yemek: 1. Sofrada en önemli yemek. 2. Birinin ölümüne sebep olmak. 3. Birinin herhangi bir işte güç durumda kalmasına yol açmak."Adamın başını sebepsiz yere yediler, şimdi çoluk çocuk aç kalacak."
 
Battı balık yan gider: "İşlerin kötü gittiğine, düzelmeyeceğine, bu konuda da umut kalmadığına göre artık istenildiği gibi davranılabilir, ne olursa olsun" anlamında kullanılır."Aldırma, üzülme artık, battı balık yan gider
 
Bayrak açmak: 1. Bir dava yolunda toplanmaya çağırmak. 2. Gönüllü asker toplamaya girişmek."Düşmana karşı yurdun dört bir yanında bayrak açan yurtseverler sonunda amaçlarına ulaştılar."
 
Bayram etmek: Çok sevinmek."Oyuncakları görünce çocuklar bayram etti."
 
Belâ aramak: Kavga çıkararak, önüne gelene çatarak ya da başka sebeplerle kendisi için tehlikeli bir durum oluşmasına yol açmak."Bırak sövmeyi, belâ mı arıyorsun başına?"
 
Belâsını bulmak: Kendi yol açtığı tehlikeli bir durumun içine düşmek, hak ettiği cezayı görmek."Adam nihayet belâsını buldu."
 
Belâyı satın almak: Kendi davranışları yüzünden tehlikeyi üstüne çekmek."Köylülerle biraz daha uğraşırsak belâyı satın alacağız, haydi gidelim buradan."
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst