Temel Fıkraları

Amerika'da 50 katlı bir otelin en üst katından genç bir kız kendini
aşağıya atmış
o sırada üst katların birinde pencereden dışarı seyreden bir Fransız,
kızın yukarıdan geldiğini görünce hemen kollarını açmış ve kızı yakalamış.
- Hayatım bak ne kadar genç ve güzelsin, neden intihar ediyorsun,
bak hayat ne kadar güzel.
Şimdi seninle bir Fransız lokantasına gideriz, karnımızı doyurduktan sonra
bir diskoya gideriz,
dans edip içki içeriz ondan sonra da benim odaya gelir sevişiriz diyince
kız birden
- Yinemi seks, diye bağırıp adamın kollarından kurtulup kendini aşağıya
bırakmış.
Otelin orta katlarında bir İtalyan kızın geldiğini görünce kollarını açıp
yakalamış.
O da Fransız gibi,
- Neden intihar ediyorsun güzelim, şimdi seninle bir İtalyan lokantasına
gidip nefis bir spagetti yeriz,
sonra da diskoya gidip eğleniriz, oradan çıkıp benim odaya geliriz sana
İtalyan erkeklerinin gücünü gösteririm, diyince kız yine
- Yinemi seks, diye çığlık atarak onunda kollarından kurtulup kendini
aşağı atmış.
Bu sırada otelin 10.katında dışarıyı seyreden Temel, kızın geldiğini
görünce kollarını açıp yakalamış.
- Uyy ne kadar cüzel kızsın daa; neden ölmek isteysun.
Hacan şimdi bir lokantaya gidip karnımızı doyururuz ondan sonrada biraz
eğleniriz,
daha sonra gelip seni odana yatırırım, bende kendi odama yatarım,
dinleniriz,
diyince kız hayretler içinde
- Ya seks, diye sormuş.
Bu soruyu duyan Temel kollarını yanlara açıp
- Orospiii, diye bağırarak kızı aşağıya bırakmış.
 
Buz tutan göl
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer. Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur. Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
- Oğlum burada balık yok!
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
- Burada balık yok dedim sana...
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:
- Tanrım, sen misun yoksa?
Ses yeniden duyulur,
- Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim
 
Temel ve Fadime hayvanat bahcesinde dolasiyorlarmis.Aslan kafesinin önüne
geldiklerinde kafesin bos oldugunu ve aslan bakicisinin iceriyi
temizledigini görmüsler.Aslanlarin nerede oldugunu sorunca
bakici : "Simdi onlarin sex saatleri 5 saatten önce cikmazlar"
bunun üzerine Fadime Temel'i dürtmüs ve sitemle
- "Tuytun mu Temel?"
Temel yüzünü burusturmus "tuytum Fadime" demis.
Biraz daha ilerlemisler Ceylanlarin kafesinin önüne gelmisler ama orada da
bakicidan baska bir sey yokmus,sorduklarinda bakici ;
"simdi onlarin sex saati, 4 saatten önce çikmazlar" demis.
Fadime yine dönmüs daha sitemkar - "Tuytun mu Temel"
Temel iyice bozularak "tuytum tuytum!"
Ayni sey gorillerin kafesinin önünde daha siddetli bir sekilde
tekrarlandiktan sonra geyiklerin kafesinin önüne gelmisler, bakiciya
sorduklarinda,
bakici ; "Simdi onlarin sex saati ama bekleyin bir -iki dakikaya kadar
çikarlar" demis ve öyle olmus. Bunun üzerine Temel gururla dönmüs Fadime'ye
"TUYTUN MU FADIME" demis.
Fadime aninda cevabi yapistirmis: "Tuytum tuytum ama sen de su geyigin
kafasindaki boynuzlari gördün mü?!!"
 
Alican'in muziplikleri siniftaki butun kizlarin canina TAK etmistir.
Kizlar birgun kendi aralarinda sozlesir, Eger Alican birdaha olur olmaz
muziplik yaparsa sinifi terk etmeye karar verir. Ayni gun derste ogretmen
sorar:
-Soyleyin bakalim, Belediyeler sehirde nasil seyler insaa eder?.
-Yol
-Kopru
-Okul
-Hastahane
Alican heyecanla kalkar:
-Genel Evi Ogretmenim!.
Bunun uzerine kizlarin hepsi kalkip sinifi terketmeye baslar. Alican
bagirir:
-Heey Kizlar, Nereye bukadar acele ediyorsunuz,Daha temelini gecen hafta
attilar!.
 
FBI eleman alacaktır. Gazeteye ilan verilir, bir gun sonra uç kisi
basvuruda bulunur. ilk adam odaya alınarak "karını seviyor musun?" diye
sorulur. Adam "evet efendim" der. "Peki, ulkeni seviyor musun?" deyince
adam yine "evet" diye cevap verir. FBI gorevlisi "peki o zaman, sana bir
sürprizimiz var, karını buraya getirdik yan odada su anda kendisi. Al su
silahı karını oldur bakalım" deyince adam silahı alarak diger odaya girer.
Birkac saniye sonra geri doner, kravatı gevsemis ve terlemistir.
Yapamayacagını soyleyerek oradan ayrılır. Sıra ikinci adama gelir ona da
aynı seyleri soylerler o da yapamayacagını soyler ve oradan cıkar gider.
Son olarak sıra Temel'e gelir. Ona da aynı seyler söylenir ve Temel iceri
girer. Bir-iki saniye sonra bam bam bam bam bam diye silah sesleri ve hem
arkasından buyuk bir sangırtı ile cam kırılması sesi duyulur. Temel geri
doner biraz terlemistir. FBI gorevlisi sorar:



- Noldu?
- Bana verdiginiz tabanca kurusıkı cıktı. O yuzden Fadime'yi pencereden asağı atmak zorunda kaldım!..
 
Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"
 
Temel Amerikaya gelir ucaktan iner pasaport olayi filan falan, immigration office (Göçmen ofisi) alirlar bunu. Memur sorar :

- "What's your name Sir ?"
- "Temel"
- "Surname ?"
- "Kaya"
- "Sex ?"

Temel gayet sakin cevaplar...

- "3 times a week" ( haftada 3 kere )

Memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir.

- "Sir, you understood me wrong. I mean male? or female?" ( Beni yanlış anladınız, cinsiyet soruyorum; kadın mı erkek mi ? )


Temel yine hic beklemden cevaplar

- "Doesn't matter" (Farketmez)
 
Dunya Feministler Kongresinde konusmacilar gorus belirtiyor; Amerikali bir hanim soyle der:
- Ben iyi bir sirketin genel mudiresiyim. Artik alisveris yapmaktan biktim. Kocama "bundan sonra alis verisi sen yap" dedim. Baktim birinci gun orali olmadi, ikinci gun orali olmadi, ucuncu gun yapti..."
Alman konusmaci;
- Ben iyi bir sirkette ust duzey yoneticiyim. Bir gun kocama "Ben artik bulasikla ilgilenmekten biktim. Biraz da sen yap" dedim. Birinci gun yapmadi, ikinci gun yapmadi, baktim ucuncu gun yapmis...
Fadime kursuye cikmis;
- Ben kendimi bildim bileli temizlikciyim. Gecen gun Temel`e "ben artikcamasir yikamaktan mahvoldum. Biraz da sen yika" dedim. Birinci gun goremedim, ikinci gun goremedim, ucuncu gun gozum yavas yavas gormeye basladi..
 
Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar.

Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: -

"Tekrar deneyin."

Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur:

- "Tekrar deneyin." ... ... ...

En sonunda sinirlenen Temel:

- "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."
 
Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yapmak için ihale açar. İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan ve Türkiye'den de Temel'in firması olmak üzere birer firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz firması: - Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur. 30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz derler. Amerikan firması: - Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum 50 cm fark olur, der. Japon firması ise: - Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum fark 20 cm olocak, diye belirtir. Sıra bizim Temel'e gelir. Temel: - Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur der.
 
Amerikada zencinin biri pasaportunu kaybetmis, aksilik ya, o gun de Turkiye'ye ucacak.. kara kara dusunurken yolda bi pasaport bulmasin mi.. hemen almis yerden, bi bakmis ki leanardo di caprio'nun pasaportu.. "ne olursa olsun" demis ve sansini denemeye karar vermis, cikarmis leonardo'nun fotografini, kendi fotografini yapistirmis.. ucmus Turkiye'ye, Ataturk hava limaninda gorevli gumruk
memuru temel'in karsisina gecmis.. temel almis pasaportu, adamin ismine bakmis: "leonardo di caprio", fotografa bakmış, bi zenci, adama bakmis aynı zenci.. bi kac saskın bakistan sonra obur masaya seslenmis, " Ula Cemal, bu titanik batmis miydi, yanmis miydi????"
 
Temel le Dursun fıkra bu ya Amarikaya giderler..
İtfayeci olurlar..
İlk yangın ihbarına giderler..
Ana okulunda yangın var..
Dursun hemen merdivenle 3. kata çıkar başlar aşağıda duran Temel e çocukları birer birer atmaya..
Dursun atar Temel tutar..
Dursun zenci çocuk kurtarır Temele atar.
Temel birden ellerini çeker ve çocuk yare düşer..
Yukarı bağırır ulaa Dursun poş ver yanmişlari atma vakit kaybediyoruk...
 
Temel ormanda agac kesiyormus, o sirada da cevrecilerormanda yuruyuse
cikmislar, Temeli bu vaziyette gorunce bi guzel pataklamislar. Ustu
basi perisan
Temel aksam koye donerken Dursun'a raslamis, Dursun
'Ula Temel ha bu ne hal ..' diye sormus, Temel de anlatmis: 'Ormanda
agac keseydum, birden kalabaluk pir grup Dogan'in yengesini bozmisum
diye dovduler peni,halbusam ne Dogan'i taniyruuum, ne de yengesuni....


/* Temeldir naapsa yeridir */...
 
Uy sevgili usagum!

Allah'in selami tabiidur. Mektubu cok yavas yazayrum, cunkim bilirum ki, cabuk okuyamazsun.. Benden yana sual edersen, Allahuma pin sukur iyiyum, yeni pir is puldum.. Emrimde yuze yakin adam var, hepsi de sessuz sedasuz, kendi
hallerinde. Ne is puldugumu soraysan soyleyecegum patlama, mezarluk
pekcisi oldum..

Bacin Emine bir usak doguracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli
degil. Hacan o yuzden saga dayi mi oldin, teyze mi oldin soyleyemeyrum..
Temel emicen de tukkan actu, o da otuza aldigini yirmipese verir, surumden kazaniyormus oyle dedi..

Bizim koye findukcularin Temel'i muhtar sectuk, akillu usak da. Gecen
gun hepimizu zelzeleye karsi asi etturdu. Temel akilludur, hemde durusttur.. Gecenlerde bir taksinin soforu koye varmis, muhtari arayu, meger yolda pir tavuk ezmus sahibini soraymus.. Muhtar Temel tavuga pakmis, hapu bizden degildur, pizum koyde yassu tavuk yoktur, demis..

Senin kucugun Memet cok akullu bir usak cikti. Gecen gun tepeye varmis,
elinde bir ip sallayup duriy.. Anan, uy usagim ne edeysun orada demis.. O da heva turumuna bakayrum demis. Cektum oni aksam karsuma, anlat bakayum su hava turumu isinu dedim. Anlatti, meger ip sallanunca havanin ruzgarli oldugunu, ip islaninca da yagmur yagdigunu anlaymis..

Cok akillu usak vesselam. Sen o yasta boyle akillu degildun!
Yaa iste boyle usagum.. Memlecetten saga pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazayrum.. Baki Hudaya emanet ol.

Baban
Not: Mektupa para koyacaktum, ama gec akluma geldu, zarfu kapatmisum
 
Temel'le Dursun, promosyonlu meşrubat almış, şişeyi açmışlar kapağında bir yazı:

- Tekrar deneyin.

Temel, kapağı kapatıp tekrar bakmış, yine 'tekrar deneyin' yazıyor. Temel kapağı kapatıp tekrar açmış, yine 'tekrar deneyin' yazısı var. Sinirlenip Dursun'a 'ula' demiş:

- Bunlar bizi kandırıyor. İki saattir deniyorum, hala bir şey çıkmadı!..
 
Temel e mahkemede soruyor hakim :
-"adin ne?"
Temel diyor:
- "Temel. ama R'si yok"
Hakim diyorki
-"Eee, Temelde zaten R yok ki!"
Temelde diyorki :
- "e biz ne dedik!!!"
 
Adamın biri eczaneye uğrar ve siyah prezervatif ister. Bunu duyan eczacı
şaşkınlık içinde sorar:
- Afedersiniz ama neden siyah?
Adam cevap verir:
- Arkadaşım öldü de, karısına baş sağlığı dilemeye gidiyorum!..
 
Temel'in canı bir gün fotoğraf çekilmek istemiş. Ama vesikalıklarda
gerçek güzelliğinin fark edilmediğini bildiğinden, fotoğrafçıya gitmiş
konuşmuş:
-"Fotoğrafimu çekeceksun daa, yalniz vesikaluk olmayacak!"
-"Tabi efenim, 24 çarpı 32'ye ne dersiniz peki?"
-"768 derim de, punin konimuzla ne alakasi var idur?"
 
Temel Istanbul a ilk kez gelmis ve Bebek koyunda methedilen sinek bari arayip
durmus. En sonunda sinek bari bulmus ve içeri girmis. Içkisini içerken kendi
kendine düsünmüs "Ya bu sinekli barin ne özelligi var herkes methetti hiç bir
özelligi yok". Ihtiyaçtan tuvalete gittiginde bir de ne görsün pisuvar
altindanmis ve piril piril parliyormus; "Demek buranin özelligi buymus..." demis.
Geri dönüp içkisini içmis. Ertesi aksam yine gelmis. Içkisini bitirince tuvalete
gitmis ki altin pisuvar orada yokmus. Kizgin bir sekilde geri dönmüs. Barmene
çatmis : "Hani buranin altin pisuvari kardesim bir özelliginiz vardi o da yok
simdi". Barmen kenarda duran iri yari adama seslenmis : "Sadullah abi gel dün
aksam senin saksafona iseyen adami buldum".
 
Geri
Üst