Şimdi söyleyeceklerimi yuttum , Yüreğim konuşsun harf harf…

Artık zamansızlık vuruyor kapılarımı.
Saatler durdu, zaman seni tam sen geçerken.
Akrebi beni, yelkovanı seni öldürdü.

Tamda sen beni alıp gitmişken benden!!
Kendimi sende kaybettim,
yoluma çıkan her “ben” bu kadar
“sen” olmuşken.

Sen yoksun artık sevgili.
Sen yokluğa giden yol´sun artık.
Bense suskunum.

Çünkü
sendin benim en büyük cümlem.
Aşk´tı sırtımdaki ağır heybem.
Acıyla dolmuştu kara kaplı sırdaş güncem.
Yoksulduk sevdadan, yoksunduk mutluluktan.
Sevdadan yoksulluğumuzdu mutluluktan yoksunluğumuz.

Sen yoksun artık sevgili!
Dudaklarım sensiz kaldı, yani kelimesiz..

Sen vuslata varmayan çıkmaz yolsun artık.
Aranmayan bir kayıptın mutluluk kumsallarında.
Bir varmış bin yokmuştun tüm sevda masallarında.
Bense kaybettim kendimi aşkta. (ölümsüzdür)


ÖNüM Düş,
ARkAM Aşk,
SAĞıM ACı,
S0LuM SEVDA..
Bulsaydım kendimi, sobeliycektim bu defa!

A.yıldız
 
Bir küfür gibi kara kayış dilini ver
Binlerce kez açıklasam da dilini çözemediğim ihanet..

Gel bir daha bende dene kendini
Ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte
Ne ben yenebiliyorum seni

Yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden
Giden yolları, suçlarından arındır.
Arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler unutkan şiirler, kopmuş alıntılar..
Hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla kendine yazdığın yaşam öyküsü!
Ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır
gelme üstüme..
Boşalmış yeminlerin bileği;
ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir..

Ödünç hançer öldürmez beni!

Murathan Mungan
 
Senin asıl adın Kırılgan.
Alnında yazıyor..
Gözaltlarına işlenmiş hatta mors alfabesiyle hüznün..

Sen.
Ağlamaya bahane istemeyen, her daim insan gibi hıçkırabilen..
Profesyonel incinen.. Kırılgan.
Zor günler degil mi? Kaba saba günler..

Sen, sana söylenen cümlelerin her virgülünde bir nakış zarafeti ararken,
Sokaklar sana göre değil. Bu konuşmalar hatta bu Türkçe bile sana göre değil.
Hiçbir cadde düzenlemesi sana göre yapılmamış.
Sen hesapta yoksun Kırılgan! Bütün hesaplar ortalama insan üzerine yapılmış.

Yılmaz Erdoğan
 
Ağlamıyorum..
SADeCe.
GözümDeN yıldız kaydı (!)
GüN GeLDi
Gözlerimden KARADENİZ geçti
Çırpınışlarım KARAya vuran BALıKLAR gibi,
Gemilerimin hepsi battı,
ve hAyAt tümüyle ALABORA.
ARTIK İstemesem de
yürek cebimde, kefenlenmiş sözler taşıyorum..
Hadi geç karşıma otur, ağıt yakmak için bekliyor dudaklarım.
Ey hAyAt!
Vücudumu delik deşik eden gözyaşlarımın izini sürmek
delilik mi dersin?
NihAyetinde..
Elimde kirli bir kadeh, şerefin!(e) mi bu senin?

Alıntı
 
Gözlerinin Kıyısında Büyümek ÖyLeCe ..

Düşlerden bir bağ bozumu, günlerden özlem..

Kuyulardan bir sancı..Seni özlemek..Kemiklerinin inceliğine yaslanıp çocukluğuma köprüler kurmak...Avuçlarından iç denizlere göç etmek..En sonunda sende durmak..Saçlarının gölgesinde gökkuşağını tezahür etmek doyasıya..Sonra yaslanmak adının sığlığına..Sonra ellerimi göğsüme koyup gözlerinin sağnağında ıslanmak yıldız yıldız..Sonra arınmak harf harf..Sonra kıyılarında büyümek deniz saflığında..
Alıntı
 
Özlemlerden bir özlem, günlerden bir sen..
Uykulardan uyandırdım tüm harfleri..
Sana koşmakta tüm cümleler..
Bir yangına bürünmüş özlemlerimi nakışlıyorum bulutların eteklerine..
Sen gökyüzünden beni sağdıkça ben nefesine ilhak olacağım..
Sonra da sen de ölmek..
Bırakmak öylece kollarımı kollarına..
Gönül rahatlığıyla yığılmak ayak dibine..
Kollarında ölmek velhasıl..
Sonra da gözlerinde doğmak yeniden..
 
/... Ey Hayat
Bütün öfkem sana bilesin!
Bu damarı çatlayan ar senin
Günahını benim kanımda arama!.. /

Varlığına deliyken
Yokluğuna delir(e)memek
Susuzluktan dudakları çatlamış bir ağıt gibi yakıyor beynimi.
Tut ki, alev alsa senli bildiklerim
Sen mi kül olursun ben mi?
Alıntı
 
‘bana susacak kadar ben, konuşacak kadar sen lazım’ diyorum.

Suskunluğum tahrip olup harflere dönüşüyor. Ve ben sana dair kurduğum tüm cümleleri mahya yapıp yüreğime asıyorum. İçimdeki özneliğin devam ediyor. Hayatımda bu kadar önemliyken önemsiz bir edat’a dönüşmenden korkuyorum. Bu yürek mizanseni bir monologdan oluşuyor; diyaloğu hiç olmayacak biliyorum.

Sen olmuyorsun ben “sus” kalıyorum.


Alıntı
 
zaman beni unutuyor denizin mavisinde
kalbimin kızılı gözünün karasında
aylak bir saat işliyor
sana inat benden uzaktaa
hAyAta öfkem karışmış
biraz kırgın biraz bulanık rüyalarımm
artık kendi çocukluğumun büyüyen sokaklarındayım
içimde aşk derin
içimde hasret derin
içimde kavga derin
ben kimin
ben neden
hala seninim
eskisin istemediğim duygularım biraz yorgun
hangi iskelenin nöbetinde şimdi gemilerim
ben kaçak kaptanıyım senle başlanan seferimin
martılara dokunsam
martıları okşasam
kız kulesine yanaşıp
bir salacak sabahında
seni bana ayırsam
sormadan inanırmısın hAyAtıma
inanırmısın inanmadığın kadar
inanırmısn terketmediğin kadar
inanırmısın bin yıl tanıyormuş kadar
senden gitmediğim kadar gidiyor geceler deniz mili
sabahlar eksik
gözlerin gibi
ellerin gibi
şiirler gibi
gökyüzüne sakladım tek gamzeni
gideceksen gökyüzü gibi sessiz git
kalacaksan gökyüzü kadar mavi olsun yüreğin.

Alıntı
 
Suzinak bir şarkıdır, içimde kırık dökük vagonlarla yol alan yaşam..
Tren rayların uzun, ışıklı kimsesizliğinde geçiyor zaman..
Duvarların (k)arasında sancılı bir yaşam daha ekleniyor gözlerime…
(S)ağır bir zaman içindeyim…
Gece sedeften gölgeler dökülüyor avuçlarıma..
Alaca kanatlı atlılar, ellerinde simsiyah güllerle
geliyorlar yalnızlık merasimine..
Görecesiz, yasak ve bölücü bir yalnızlık bu..
Gözlerime hedef sevimsizliklerin yaylım ateşinde;
inadına göremediklerimi seviyorum..
Yasakların belimi büken faşizanlığında; ekmeğimi,
suyumu bölüyor asi iştahsızlığım…

(P)ustayım (s)is içinde…

Ne vakit bir uçurtma yapsam telli duvaklı,
tel örgülere takılıyor; kuyruk acısıyla çırpınarak..
Aynı labirenti dolaşıyorum uykusuz..
Koridor boyu üniformalar, kamuflajlar, yasaklar..
Ve demir parmaklıklar kanatıyor düşlerimi..
Kanıyorum…

hasan Karadeniz
 
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Yaşadığınız bir ömür değil mi?
Seçimi siz yapsanız, istediğiniz sahneyi seçseniz:
İster ilkincisi olsun ister sonuncusu fark etmez ki,
- Başarımızı arttıracaktır provalardaki performansınız -
Artanıyla yetinirim zaten ben, ilk gösteri için
siz önden buyrunuz lütfen!

Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki korkusuz ve kuşkusuz bir aşk,
Başdöndürücü ve anısız,
Fısıldaşmaları dalgınlıklara takılı.
Ya sizinki?

Hala anlamadınız mı?
Demiştim:
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Aşk'ı bana terk etmiştiniz zaten,
Üstü...kalabilir sizde...


Tuğrul Asi BALKAR
 
Bakmayın, yazılarıma sinmiş hüzne..
Şanslı biriyim ben!

Eski-yeni fark etmez; hem köklü, hem sınanmıştır dostluklarım!
Kolay yere gelmez sırtım; ne yaparsa yapsın, kolay vazgeçmem hAyAttan!

Kokladığım gülleri, teker teker solduracak biliyorum. Asla hazır olamayacağım acıya; ama, çekmeyi de öğrendim artık. Bütün duyularım açık, elimde suyum, yüreğimde umut, güllerimin yanındayım.

Az şey midir, biteceğini bildiğin bir hAyAtı son nefese kadar paylaşmaya hazır olmak.
Ve baş kaldırmak ölüme, sonsuza kadar, sevip hatırlayarak..

Zaman bir değirmen; keder girer, hüzün çıkar kapıdan..
Ben de toy girip, olgun çıktım için/den..
Bakmayın dertlenip içlenmeme; yağmur yağar, toprak kokarım; güneş açar, çiçek kokarım!

. . A v u ç l a r ı m d a n U M U D-A & U Ç A N K E L E B E K . .

Sadece,

G ü n e ş l i g ü n l e r d e k a l e m o y n a t m a z y ü r e k!

..yaşamla Ölüm Arasındaki O ince Çizgide Cambazlık Yapıyorum Bu Aralar..
. . . . Ayağım Kayınca Çığlıklar, Düzgün Yürüyünce Alkışlar kopuyor! . . . .

Alıntı
 
Mucize gerek bize
Gidecek bir başka düş
Bir düş ki korkmamış
Zamanın karşısında
Ve bir çağ gerek bize
Ve bir çağ bundan özgür
Öyle çok şey var ki bak
Sana dair..

Sonra kuşlar gitti
Anladım dünya yorgun
Sen yorgun, tortusu kalmış
Eski bir korkunun
Görmedin, duymadın
Demedin bunlar kötü

B İ Z V A R M I Y D I K ?
A Ş K ! V A R M I Y D I ?

.. B u n e s e n d e n i l k k a ç ı ş ı m
N e d e i l k d ü ş ü ş ü n y ü r e ğ i m e
N e b u s e r d e n s o n g e ç i ş i m
N e d e s o n k ü s ü ş ü m k a d e r i m e ..

Kumdan Kaleler - Sana Dair
 
aşkın en mavi zamanı
bu titreyen ben miyim
ne günlerden haberim var
ne saatlerimin ayarı
aşkın en mavi zamanı
anlamı yok uyanmanın
ne bir şeyin sahibiyim
ne de adresim belli
Aşkın en mavi zamanı
Bütün kuşlar yerdeler
Uçmayı unutmuşlar
bilinmez bir haldeler
Aşkın en mavi zamanı
bir savaş sonrası içim
için için yanmaktayım
artık çok zor işim
seni bir kez görmek için
çok uzaklardan geldim
sesini duymak için
neler vermezdim
aşkın en mavi zamanı
bu titreyen ben miyim
ne günlerden haberim var
ne saatlerimin ayarı.


Bülent Ortaçgil
..Zuhal Olcay..
 
hayatımın dağınıklığını toplamayı bıraktım
şimdilerde kırış kırış olan ruhumun buruşukluğunu ütülüyorum

iç acılarımın toplamı aşka ters bir açı
ki aşk bir (b)ölme işlemi
çok kalanlı acılarımı
kalansız mutluluklara bölüp
seni içimde ölüyorum

hiç olamadığın kadar gerçek
olduğun gibi yalan kal
aşkın vurduğu yürekte acı biter
gidiyorum..

Acısı olmayan
bir aşk tarifin var mı üstad?
Dilek Akın
 
anılarımın üzerinden sen geçti..
bilinenler unutuldu.
yenileriyse çoktan eskidi.

..
şarabımı yudumladığım tüm kuytular..
çoktan sende kaldı!

..
ve aşk,
zamansızca kabuklaştı!

(Paramparça Aşklar Köpekler-Alejandro González Iñárritu)
 
Nicedir derin bir 'Keder Devleti' kurma çabalarını sürdürüyor hAyAt, benim kuş uçmaz kervan geçmez göğsümde. Çıt deseler kırılacağım, hatta üstüme gelseler gerisin geriye kendimin üzerine yıkılacağım neredeyse. Kendi böbrek taşlarımdan imar ettiğim hastalığın enkazı altında kaldığımda can havliyle ilk kendim yardım çağırıp sonrasında büyük özverilerle kendimin yardımına koşup en son da umutsuzluk neticesinde kendimi p** gibi oracıkta bırakacağım, eminim.
Kendine el uzatamazsın ya bazen, tam da öyle..

s e n c e ?

Bozgunlarımız var hepimizin, suçluyuz da belki.

İşte sana "Bir Kaşık Suda Boğulma Dersleri"
ve..
Derin Bir Keder Devleti "S e v m e k S e n i"


Alıntı
 
Bir nehir ki ömrüm
Taşır bin yıllık kavgasını, yurtsuz aşklarını
Bir nehir ki ömrüm
Yüreğim başeğmez bir haylaz

Buzun ateşe değdiği zaman
Terin toprağa, gülün yaprağa,
Işığın suya değdiği zaman
Dudaklarım gözlerinde aşkı içeceğiz

Bir mavzer uykusunda,
Gözlerim kıyısında
Hazarın büyüsünde soğan kırıp
Zafere aşkı içeceğiz

Tuncay AKDOĞAN
 
Gecenin yarası vardır, inleyen sızlayan nağmeleri ve efkarı. Gecenin yarası bu gece düşmüş yüreğime yine. Uyumak istiyorum, olmuyor. Farklı şeyler düşünmek istiyorum, yine olmuyor. Eee efkar-ı fora olan gönül ne eylerki bu gece? Ne eyleyecek oturup içini dökecek kağıtlara. Ehh be güzel delim, işte bende onu yapıyorum. Oturdum geceyi yazıyorum sana şu gecenin en derin endamında. Başka türlü kendime gelecek bir dururmum yok. Yazıyorum ki, rahatlıyayım.

GeCenin Yarası Düşmüş Yüreğime

AMA..
Asıl yüreğime düşen
n e G e C e d i r n e YAR -A ,

Asıl yüreğime düşen ,
Yine sen-in Özlem&indir .

Alıntı
 
Ağır aksak,
Siler hAyAt,
Yüzümdeki, tenimdeki izlerini..
Ve en zorda,
Aklı evvel,
Yüreğime anlatırım,
CANIMDAN saydığımın,
İçimi eze eze,
El olup sessiz, gidişini..
Anlamaz ki..
Aşk öylece, hazırolda durup ne seni,
Ne beni beklemez ki..
Biraz yürek, biraz çaba
Ve gözün kara olmalı..
Bir büyük CAN pazarı Aşk..
Sapasağlam çıkmalı
Hiç korkaklık dinlemez ki dinlemez ki..
Ben büyük aşkların kadınıyım,
Kimler geçti ayaktayım, sen de mi duracaktım?
Boşver gitsin..
Artık kurşunlara diziyorum yalan aşk oyununu!
Duvarlara yazıyorum sonunu, bitsin!
Boşver zaten hAyAt beni hiç anlamadı ki..
Boşver zaten ne söylesem..

N e y s e

Alıntıdır
 
Geri
Üst