Politik Fıkralar ..

Bir köye konuşma yapmak üzere bir sosyal demokrat kişi gelir ve konuşmasini yapar ama vakit geç olmustur. Şehir'e geri dönemez ve geceyi koyde gecirmek zorunda kalir.kalmak icin kendine yer ararken yanliz yaşayan bir KADIN'in evine gelir. Bu gece burda kalabilirmiyim diye sorar ve ekler: Benden korkmaniza gerek yok Çünkü ben sosyal demokrat biriyim der ve o gece orada kalir; ama bu defa KADIN rahat durmaz adama sarkintilik yapar. Adam ben sosyal demokrat biriyim der ve KADIN'IN istegini geri cevirir. Sabah olur adam uyanip pencereden disari baktiginda sasirir. Bahcede 9 horoz, 1 tavuk var hemem KADINA sorar: Neden 9 horoz varda 1 tavuk var der. KADIN hemen cevap verir: Şu gördügün 8 horoz sosyal demokrat bu bir horoz normal.
 
Clinton oldukten sonra cehenemde zebaniler tarfindan karsilanir zebaniler:
- "Sen dunyanin en buyuk lideriydin sana bir kiyak yapacaz kendi cezani kendin seçeceksin" demişler. Üç tane oda göstermişler seçsin diye birincide Mesut Yilmaz ayaklarindan tavana asili şekilde duruyomuş... istememiş. İkincide Boris yeltsin'i orasina burasina kizgin şişler sokulurken görmüş ve istememiş.. Uçüncüde ise mike tyson i koltuga oturmuş ve de monica yi monicaligini yaparken görmüş ve ben burayi istiyorum demiş.... zebani de tamam diyerek monica diye seslenmiş:
- "Gel kizim senin cezan bitti sira Bill'de"
 
İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline bir gün onu okuyarak vakit geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım, hem bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hemde altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.
- İnbe başbakan, inbe başbakan ! Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip yaka paça ***ürdüler. Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.
- Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir.
Birden gözleri karardı ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı, ve haykırdı :
- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte !
Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;
- Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak yirmi sene.
 
Bir Afrika ülkesinin devlet başkanı Rusya'ya Yeltsin'e ziyarette bulunur. Resmi görüşmeler derken Rus ruletini öğrenir ve çok beğenir. Yeltsin'e de kendi ülkesine geldiği zaman Afrika ruleti öğreteceğine söz verir. Bir zaman sonra Yeltsin bu ülkeye gider. Resmi görüşmelerden sonra "Sayın Başkanım, bana Afrika Ruleti öğreteceğinizi söylemiştiniz" der.
başkan:
-Tabi sayın Yeltsin.
Yanlarına 6 tane birbirinden güzel ve çıplak kız getirilir.
Afrikalı başkan:
-İste Sayın Yeltsin bunlardan seçtiğiniz bir tanesi size oral seks yapacak.
Yeltsin:
-İyi ama heyecan bunun neresinde?
Afrikalı başkan:
-Sayın Yeltsin, bu kızlardan biri YAMYAM!...
 
Masal bu ya, Demirel ölmüş, öbür dünyaya gidince kendisine ceza olarak çok çok çirkin bir kadın vermişler ve bu dünyada hayatını bununla geçireceksin demişler.
O da kaderine boyun eğmiş. Ama birde gezerken ne görsün, karşıda Ecevit yanında Demi Moore'la beraber değil mi?.
Çok sinirlenmiş ve Şeytana çıkıp bunun bir haksızlık olduğunu söylemiş.
Şeytanda ' Eh ! ne yapalım senin cezan böyle, Ecevit'e gelince o da Demi Moore'ın cezası
(Bu sadece TV programlarında yapılan şakalar gibi gerçekte olmayan uydurma bir olaydır. Gerçekteki hiç bir şahısla ilgisi yoktur. dikkat çekilmesi için bilindik isimler kullanılmıştır..)
 
Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı adama ileride milyonlarca insanın ölümüne sebep olacağını söylemiş. Adam pişmanlıkla dışarı çıkmış ve insanlara acıyarak intihar etmeye karar vermiş. Tren rayının üstüne yatmış ama o da ne!! Küçük bir çocuk da kendini raya atmış, intihar edecek. Adam hemen gidip çocuğu kurtarıyor ve çocuğun ismini soruyor. Çocuk cevap veriyor : "Adolf efendim."
 
Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulastığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi: Küçük oğlan, akşam üstü okuldan gelmiş... Kapıdan girer girmez:
Anne! diye seslenmiş, ben Alman oldum!
Annesi:O nasil söz? Sakın bir daha tekrarlama...
Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. Ben Almanım artık...
Annesi sus bakayım diye perdeden bağırırken,babası da içerden duyup kosmuş. Bir tokat, bir tokat daha... Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
Şu dünyanin işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!...
 
Bakanlardan birinin ölmesiyle başka bir milletvekili onun süresini doldurmak üzere seçilmişti. Adam hemen karısına telefon ederek, bu haberi
vermek istedi :
-Bir bakan karısı olmak ister miydin? diye sordu.
Karısı biraz düşündü sonra:
-Hangisinin?
 
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor,
basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki,gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
-Pazar günü saat 10`da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10`da tüm basın mensupları toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!
 
Clinton bir gün Bağtada gider, Saddamın karşısına oturur. Bir bakar ki Saddamın koltuğunda 2 tane düğme var ve bunlar ne diye sorar;
SADDAM: Bak göstereyim birincisine basmış alttan bir el cıkmış clintonu gıdıklamaya baslamıs saddam güler ikinci dugmeye basmıs bir el cıkıp clintona vurmaya baslamıs saddam kahkahalara boğulmus. Peki demis clinton haftayada bizim oraya amerikaya bekleriz. Bu kez Saddam amerikaya gider. Clintonun masasında 2 dügme. Saddam sormuş bunlar ne ise yarar
Clinton: Kak göstereyim der düğmenin birine basar clinton baslar gülmeye saddam saskın ne oldu diye... Clinton ikinci düğmeyede basar clinton gülmekten ölecek durumdadır. Biraz sonra saddam musade ister derki:
Ben artık bağdata geri döneyim clinton: Bağdat ? ne Bağdatı ??
 
Bir otobus dolusu politikaci secim kampanyasi icin Teksasta dolasiyorlardi.Otobus buyuk bir ciftligin yanindan gecerken, otobus soforunun dalginligi yuzunden derin bir sarampole uctu.
Ciftci kosarak geldigece kurda kusa yem olmasinlar diye cesetleri gommeye basladi.
Ertesi sabah,serif sorusturma icin ciftlige geldi.Ciftciye Sordu:
-"Otobusdeki butun polikitacilari gomdun
demek...Hepside oluydu, eminsin degil mi?"

Ciftci cevap verdi:
-"Bazilari yasadiklarini iddia ettiler ama politikacilari bilirsiniz..Nasil yalan
soylerler."
 
Ulkenin basbakani kayikla gezmeyi severmis, o kurek cekerken, yagdanliklari arkadaki sandaldan onu takip ederlermis..Bir gun basbakan kurek cekerken, kayik birden karaya oturmus.Yagdanliklar telas icinde
-"Ne oldu efendim?" diye sorunca,
Basbakan gulmus:
-"Ne olacak oturduk!"
Yağdanlıklar bir agizdan karsilik vermisler:

-"Gule gule oturun efendim, gule gule oturun!"
 
Bir vali, yeni atandığı yeri gezip, bilgi alıyorlarmış. Köylülere "Burada size en çok hizmet eden vali kimdi?" diye sormuş. Köylüler:
-Sizden önceki valiydi efendim.
-Peki size ne gibi yardımlarda bulundu?
-En hayırlısı, buraya gelirken yolda kaza geçirip öldü...
 
Birgün bir amerikalı milletvekilini bir odaya almışlar ve sormuşlar:
-karınmı yoksa devletinmi.
amerikalı düşünmeden cevaplamış:
-devletim.
ordakiler:
-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.
adam sıkılmış terlemiş ve sonunda dayanamıyarak:
-yapamayacağım. demiş.
daha sonra bir türk milletvekilini
aynı odaya almışlar.aynı soruyu sormuşlar:
-karınmı yoksa milletinmi?.
millet vekili hiç düşünmeden:
-devletim demiş
-o zaman al şu tabancayı git yan odadaki karını vur.
odadan önce bir silah sesi sonra bir cam sesi gelmiş.çıkınca sormuşlar:
-ne oldu.
-sizin verdiğiniz silah kurusıkı çıktı bende karıyı camdan aşağı attım.
 
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmed ile boy ölçüşmek istercesine İstanbula elçi gönderir. Elçi, hükümdarı adına vergi verilmesini, Pontus kralını tehditten vazgeçmesini diler.
Fatih:
-Peki, hükümdarınızın dediklerini yapmazsam ne olur?
Elçi:
-Üzerinize yürüyüp isteklerini zorla yaptıracak.
Fatih:
-Buralara kadar zahmet etmesin, nasıl olsa ben, baharda oralara geleceğim. Hükümdarınız beni karşılasın.
Ertesi yıl Otlukbeli Savaşında Uzun Hasanın tacını başında parçalar...
 
Birgün A.Necdet Sezerle Ecevit avrupada bir konseye katılıyorlar bizimkiler tam yemeğe başlayacaklar ecevitin gözü sezere takılıyor sezer o anda vay be ne güzel kaşık bunu semraya ***ürsem iyi sükse yaparım deyip kaşığı cebine indiriyor bunu gören ecevit içinden ulan bunu rahşan semrada görürüse oda ister deyip bitane araklamaya karar veriyor tabi konseyde herkesin önünde bir çan var kaşığı buna vurunca konuşma sırası sana geçiyor ecevit tam kaşığı alacak kaşık çana çarpıyor bunu üzerine ecevit bizi davet ettiniz sağolun deyip olayı kapatıyor tam tekrar davranıyor yine çarpıyor yine yine derken ecevit sinirleniyor son bidefa daha alacakken yine çarpıyor bu sefer ecevit diyorki: Bakın size bir sihirbazlık yapacam şimdi şu kaşığı göüyorsunuz dikkatli bakın şimdi bunu alıyorum cebime indiriyorum bakın sezerin cebinden çıkıyor
 
Usame Bin Ladin Busha telefon etmis, kendini tanitip, konusmasina devam etmis.
-"Sayin Bush size iki haberim var,biri iyi bir kotu hangisini once soylememi istersiniz?"
Bush :
-"Once iyisini soyleyin "demis.
Ladin:
-"Teslim olmaya karar verdim",
Bush :
-"Pekii kotu haber ne?"
Ladin:

-"Ucakla geliyorum ...!!!"
 
ingilizler iki motorlu bir uçak icat etmişler. Birinci motor patladığında ikinci motor devreye girmektedir. Bunu denemek için İngilizler uçağa yolcuları bindirmişler ve uçak havalanmış. Uçağın birinci motoru patlamış ve o sırada tabelada "Korkmayın, bu bir İngiliz yapımıdır" yazmış. Aradan zaman geçmiş ve ikinci motor da patlamış. Yine aynı "Kırkmayın Bu İngiliz icadıdır" diye yazı geçmiş. Bunu duyan Araplar, kendi aralarında İngilizleri kıskanmışlar ve "İngilizler yapıyorsa biz de yaparız" demişler. Ve Araplar da iki motorlu bir uçak icat etmişler. Yolcuları içine yerleştirmişler. Yolculuk esnasında birinci motor patlamış. Yolcular çok korkmuşlar. O sırada "Korkmayın, bu bir Arap malıdır" diye yazı geçmiş. Aradan zaman geçmiş ve ikinci motor da patlamış. Yine bir yazı geçmiş: "Korkmayın, bu bir Arap malıdır. Şimdi bütün yolcular, dediklerimi tekrarlasın; Eşhedü Enla İlahe İllahlah ve Eşhedü Enla Muhammeden Abduhu ve Resuluh...
 
Bir İngiliz doktor diyor ki :
-"Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz."
Alman doktor diyor ki :
-"Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz."
Amerikalı doktor da diyor ki ;

-"Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor."
 
Taliban Busha telefon etmis..
-"Sayin Bush, sana iki güzel haberim var. Biri iyi digeri kötü.. Önce hangisini diyeyim?"
Bush cevap vermis:
-"Önce iyisini söyle.."
-"Teslim olmaya karar verdim Amerikaya geliyorum.."
-"Ya kötüsü?.."

-"Uçakla geliyorum.."
 
Geri
Üst