29- Stres, İnsanın Dünyaya Bakış Açısından Kaynaklanır
Stres, bedensel ve ruhsal olarak bizi zorlayan tehditler karşısında yeni bir uyum yapma çabasına girmemizdir. Kişiye stres duyuran şeyler dış koşullardan kaynaklandığı gibi, insanın olaylara bakış açısından da kaynaklanabilir. Stres, yaşamın ve insanın yapısında olan bir şeydir. Yaşantıyı üzücü olaylardan soyutlayarak, hep mutlu, neşeli, olumlu olaylarla dolu düşünmek mümkün değildir. Yaşadığımız sürece stres yaratan olaylar hep varolacaktır.
Konu başlıkları:
“Önemli olan, sizin hayattan bekledikleriniz değil, hayatın sizden bekledikleridir.”: Yazar bu bölümde 1972 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından İngiltere ye gönderildiğinde vizesinin bitimine yakın başından geçen anısını anlatıyor. Sonu şöyle. Polonya‘lı arkadaşı anlatıyor. Toplama kamplarında ağabeyim ölüme mahkum edilmişti.15 gün içinde infaz edilecekti. Ümitsiz bir şekilde her şeyden elini çektiği bir sırada arkadaşı ona ısrarla şöyle der: “ Hayatta her şeyini kaybetmişsin, başka neyi kaybedecek olabilirsin. Beklediğin her şey kaybolabilir. Ama önemli olan senin hayattan beklediklerin değildir ki. Hayatın senden bekledikleridir”. “ Ben ölüyorum, hayat benden ne bekleyebilir. “ diye sormuş ağabeyim. Arkadaşı ısrar etmiş. Her şeyi kaybettiğin zaman bile geride iyi bir iş bırakabilirsin. Sen potansiyeli, yaratıcılığı olan zeki bir kişisin. Şanssızlığın seni her şeyini kaybetme noktasına getirmiş olabilir. Ama kaybetmediğin yeteneklerinle bir şeyler bırakabilirsin yakınlarına.”
Ağabeyi bu sözlerden sonra bu kadar kısa bir süre içinde daha önce başlayıp da yarım bıraktığı kitabı yazmış ve ölümünden sonra kardeşi “Yağa’ya verilmek üzere, kitabı şu ithaf cümlesiyle bırakmış.” Önemli olan, sizin hayattan bekledikleriniz değildir. Hayatın sizden bekledikleridir. Ben hayatın benden beklediklerini bu kitabımla verebildim mi acaba?”
Belli bir düzeyde stres başarının itici gücüdür.: Belli bir oranda stres yaşamın tek düzenliğinden kurtarabilmek için gereklidir. Aşırı çalışmak, aşırı stres ortamı içinde olmak kadar, amaçsız olmak ve stres yaratan hiçbir uyarıcının bulunmaması da insanı bir boşluk duygusuna iter. Bu nedenle stresten uzak kalmayı değil, onunla birlikte, ancak daha az etkilenerek yaşamayı öğrenmek gerekir. Her insanın kendi kapasitesine göre fazla yüklenmeden taşıyabileceği bir stres değeri vardır.
Kimler strese dayanıklı ?
Stresle başa çıkanların kişilik özellikleri
Stresle başa çıkma yöntemleri
Sorunlarınıza büyüteçle bakın
Kendinize acımayın
Sorunu önemsizleştirmeye çalışın
Sorunu parçalara bölün
Sevilen ve seven kişi olmaya çabalayın
İlgilerinizi genişletin
Kendinize vakit ayırın
Başkalarına danışmaktan ve yardım istemekten kaçınmayın
Kendinize bir meşguliyet bulun
Olayları kabullenin
Yaşamda kayıplar: Her yaşamda yanlış şeylerle karşılaşılır.
Eleştirilere açık olun
Küçük, unutabileceğiniz şeylerin sizi rahatsız etmesine izin vermeyin
Kin gütmeyin
Birileriyle konuşun
Yalnızlık: Mümkün olduğu kadar yalnızlıktan uzak kalın.
Sinirliliğinizi yenin
Kederleriniz geçecektir.
Uykusuzlukla mücadele
Kaygı kişilik özelliği midir.?
Rekabetçi kaygı: Başkası kadar başarılı olamama korkusu
Kaygı, gelişme karşılığı yapılan ufak ödemelerdir
Kaygı ruhsal sağlığınızı bozarsa başarınızı sürdüremezsiniz: Bu bölümde ruhsal sağlığın bozulmaya başlayıp başlamadığını kontrol edebilen fiziksel ve psikolojik işaretlerden oluşan test yayınlanmış.
Korkularla iyi geçinin
Kendimizi ele vermekten neden korkarız.: İnsanlar neden maskeye başvururlar? Çünkü yaşadığımız çevrede beğenilmek, sosyal itibarımızı kaybetmemek için olduğumuz gibi değil, olmamız gerektiği gibi görünerek başkalarının bizi kabul edeceği bir kalıba girmeye çalışırız.
“Temel kaygı” nasıl gelişir?
Belirsizlik kaygısı:Test sonuçları başarılı öğrencilerdeki kaygı düzeyinin, başarısız öğrencilerden daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Gelecek kaygısı: Yani öğrenciler aile yaşamlarındaki aksaklıkları, gelecekte de yaşayacakları korkular olarak görmektedirler.
Kaygı zeka ilişkisi: Zeka düzeyleriyle dün, bugün ve geleceğe ait kaygılar arasındaki ilişki incelendiğinde, yüksek zeka düzeyinde olan öğrencilerin yaşamlarında kaygı duyuran olayların çokluğu ve aile iletişimi yetersizliği görülse bile, bu olumsuzluklar zekayla yenilmekte, geçmişte yaşanan korkular geleceğe pek yönelememektedir. Ancak ortalama zeka özellikleriyle düşük zeka özellikleri, geçmişte yaşanan kaygıları, daha büyük bir yoğunlukla geleceğe yöneltmektedir.
Başarının yolu kaygının yok edildiği duyarsız bir dünyadan geçmez.