Motİvasyon

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan jockeя
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
1
EXE RANK

jockeя

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
12 Tem 2008
Mesajlar
1,503
Tepkime puanı
0
Puanları
0
jockeя
MOTİVASYON KAVRAMI


Motivasyon, işgörenleri işletme amaçlarına yaklaştırıcı, inandırıcı ve
özendirici nitelikte yapılan tüm eylem ve uğraşlara denir.1 Motivasyon
çalışmaları kültürel farklılıkları anlama ve bunların sonuçlarını belirlemede
efektif araçlar sağlar. İş çevresinde motivasyon süreci organizasyonel etkinlikle
eş değerdedir. Çalışanların organizasyonel hedefleri gerçekleştirmelerini
sağlamak yöneticinin görevidir. Klasik teori içinde yer alan Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı, çalışanların sadece ekonomik araçlarla motive edilebileceklerini
varsaymaktadır. Bireylerin daha çok para kazanma dürtüsü ile harekete
geçtikleri kabul edilmektedir. Neoklasik teori ise, çalışanların sosyal bir varlık
olarak ekonomik araçların yanında işteki sosyal ortam tarafından motive
olduklarını kabul etmektedir. Çalışanların iş tatmini arttıkça çalışma
performanslarının da artacağı varsayılmaktadır.
Motivasyonla ilgili iki tür ödülden söz edilebilir. Bunlar; yaradılıştan içsel
(intrinsic reward) ödüller (bir işi başarmanın oluşturduğu tatmin duygusu) ve bir
başka kişinin verdiği dışsal ödüllerdir (extrinsic rewards). İçsel ödüllerde
örneğin karmaşık bir işin tamamlanması başarı duygusunu oluşturacaktır yada
diğerlerinin işine yarayacak bir problemi çözmek kişisel misyonu gerçekleştirme anlamı taşıyacaktır. Dışsal ödüller ise, promosyonlar ve ücret artışlarını kapsar
ve genellikle yöneticiler tarafından verilir. Bu ödüller, diğer insanları memnun
etme temeline dayanır.
 
GÜDÜLER VE GEREKSİNMELER


Motivasyon kavramının özünü güdü oluşturur. Güdü “bireyi bir harekette
bulunmaya ya da bir hareket yolunu diğerine tercih etmeye itecek şekilde
etkileyen sürücü kuvvet ve faktöre” denir. Güdüler insan davranışlarında çok
etkili bir role sahiptir çünkü davranışlarımız bunlar tarafından yönetilirler.
Nedeni ister fizyolojik ister psikolojik olsun güdülerin varlığı kişileri çeşitli
yönde davranışlara iter. Bu davranışlar belirli amaçlar yönünde gelişir ve doyum
noktasına varıldığında yani güdünün gereği yerine getirildiğinde ortadan kalkar.
Ancak yeni doğacak gereksinmeler güdüleri yeniden uyarabilir. Bu durum
güdülerin dinamik bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Ayrıca güdülerle
gereksinmeler arasında çok sıkı bir ilişki olduğunu da göstermektedir.
Gereksinme “giderildiğinde insanın yaşamını veya varlığını sürdürmesini
sağlayan; giderilmediğinde yaşamı tehlike içine atan olgu” şeklinde
tanımlanabilir. İşgören gereksinmeleri iki ana bölümde incelenebilir:

- İşgörenin insan olarak gereksinimleri,
- İşgörenin örgüt üyesi olarak gereksinimleri

Fiziksel gereksinimler; insanın canlılığını ve gelişmesini sürdürmesi için
gerekli olan gereksinimlerdir. Ruhsal gereksinimler; bireyin düşünsel veya
duygusal yapısından kaynaklanan gereksinimlerdir.
Örgüt üyesi olarak insanın gereksinimleri ise üç bölümde incelenebilir:
Bireyin geçimini sağlamak için bir işletmede çalışması onun örgütsel
gereksinmesini belirtir.
Yönetim basamaklarında yer alan insanın ast üst olarak görevlerini yerine
getirme isteği onun yönetsel gereksinmesini ortaya koyar.
Bireyin doğrudan doğruya kendi işini başarmada duyduğu istek ve özlemler
onun işlevsel gereksinimlerini açıklar.
 
İçgüdüler:

Bireyleri doğal nitelik taşıyan gereksinmelere yönelten bilinçsiz
davranışlardır. Herhangi bir davranışın içgüdüsel olarak nitelendirilmesi için şu
koşulları taşıması gerekir:
Kesin bir fizyolojik neden bulunmalıdır.
İçgüdüsel olarak adlandırılan davranışın hayvanlar aleminde evrensel niteliği
olmalıdır.
İçgüdüye dayalı olduğu kabul edilen davranış öğrenme süreci sonunda
değişmemelidir.
İçgüdüler bilinçsiz olmakla birlikte evrensel bir düzeni yansıtırlar. Ancak
insanların bilinçli davranışlarını açıklamada içgüdülerin yeri yoktu.


Fizyolojik Güdüler: Bu tür güdüler insan yaşamını sürdürebilmesi için
gerekli olan temel ya da birincil gereksinmelerin elde edilmesine yönelmiş
güdülerdir. Yarı bilinçli veya yarı bilinçsiz niteliktedir; Beslenmek, giyinmek,
ısınmak …


Sosyal Güdüler: Birey toplumun bir parçasıdır ve ondan soyutlanamaz. Her
toplumun kendine özgü kural, gelenek ve baskıları vardır. Birey toplumsal
düzen içerisinde bu değerlere saygılı olmak zorundadır. Fakat aynı zamanda
birey toplumun iyi, güzel ve ideal olarak kabul ettiği düzeye erişmek ister; bir
gruba üye olmak, iyi bir görevde çalışmak, tanınmak, özgürce düşünmek,
sevmek sevilmek… Birey bu amaçlara ulaştığı sürece kendisini mutlu hisseder.


Psikolojik Güdüler: Sosyal güdülerin dışında bireylerin davranışlarını
biçimlendiren ya da yönlendiren psikolojik nitelikli güdüler de vardır. Psikolojik
güdüler bireyin doğuştan gelen ya da sonradan kazanılan güdüleridir. Bu
güdülerin yapısı bireylerin kişilik ve davranış modellerini oluşturur. Psikolojik
güdülerin analizini yapmak, fizyolojik ve sosyal güdülerin analizini yapmaktan
daha zordur. Çeşitli aşamalardan geçerek gelişen kişilik yapısı psikolojik
güdülerin oluşma biçimini belirler ve yönünü sağlar. Psikolojik güdü bazen
kendini gösterme isteği, bazen de bağımsız olma isteğidir. Ama bunları
birleştiren bağ iktidar olma arzusudur.
 
MOTİVASYON VE KÜLTÜR


Toplu iletişim teknolojisindeki gelişmeler, özellikle televizyon, insanların
beklentilerini arttırmıştır. Bugün İngiltere, Fransa, Arjantin, Çin ve dünyadaki
diğer birçok ülkede çalışanları motive edebilmenin yeni yolları araştırılmaktadır.
Çalışanların Amerikan gelirine sahip olma, İtalyan villalarında yaşama, pahalı
Alman arabalarını kullanma ve Avrupa’daki son moda kıyafetleri giyme
istekleri karşılanmaya çalışılmaktadır.




KÜLTÜR KAVRAMI

Gerek karar alma, iletişim yada başarının ödüllendirilmesi,
kendine özgü bir düşünen toplum yarattığı söylenebilir.
varsayılırken, tam tersine yenilerini gündeme getirdiği de bir gerçektir.
Schein örgütsel kültürü ayrıntılı olarak şu şekilde açıklamıştır;

Örgüt kültürü, bir grubun dış adaptasyon ve iç entegrasyon ile ilgili belirli
sorunlarla başa çıkmayı öğrenirken bulduğu, keşfettiği veya geliştirdiği bir
takım temel varsayımlardır. Bu varsayımlar, değerli kabul edilebilecek kadar işe
yarar olmuşlardır ve bunun için yeni katılan elemanlara, aynı problemlerle
karşılaştıkları zaman doğru şekilde düşünmek,
öğretilirler."
 
Geri
Üst