Mevlanadan En Güzel Sözler

Mevl****** Harika Sözleri



· Din evinde haset faresi bir delik açar ama kedinin bir miyavlaması ile ürker kaçar.

· Kadınlar, aklı olanlara, gönül sahiplerine pek üstün olurlar. Cahillere gelince, onlar, kadına üstündür. Çünkü tabiatlarında hayvanlık vardır. Sevgi ve acımak, insanlık vasıflarıdır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasıfları.

· Mümin bir kopuza benzer. Madem ki inanan kişi feryat edip ağlamada kopuzdur, kopuz kendisine mızrap vuran olmadıkça feryat etmez.

· Madem ki, akıl babandır beden de anan, oğulsan babanın yüzüne bak.

· Yeryüzü ile dağda aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi.

· Kuş, kafeste kaldıkça başkasının buyruğu altındadır. Kafes kırıldı da kuş uçtu mu, nerede ona geçecek buyruklar?

· Bal çanağının ağzı kapalı. Sen ise, üstünü, yanını yalayıp duruyorsun. Çanağı yere çal,

· İnsana bütün korku içinden gelir fakat insanın aklı daima dışarıdadır.

· Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz?

· O kadar çok koşmayın, o kadar yorulmayın, şu yerin altında çırak ne olmuşsa usta da o olmuştur.

· Bir lağımın pis kokusunu koklamak, ruhu kokuşmuş zenginlerle sohbetten yüz misli iyidir.

· Sen, yeni bir çocuk doğurmadıkça, kan tatlı süt haline gelmez.
 
Bakır, altın olmadıkça bakırlığını; gönül padişah olmadıkça müflisliğini bilmez. Bakır gibi sen de iksire hizmet et. Gönül, dildarın cevrini çek. Dildar kimdir? İyice bil. Dildar ehl-i dildir. Çünkü elh-i dil olan, gece ve gündüz gibi cihandan kaçıp durmakta, âlemde eğleşmemektedir. Allah kulunun ayıbını az söyle, padişahı hırsızlıkla az kına.
(2/267/3475-3477)

Ticarette kamil değilsen yalnız başına dükkan açma; yoğrulup kemale gelinceye dek birisinin hükmü altına gir!
"Susun, dinleyin!" emrini işit, sükût et. Madem ki Hak dili olamadın, kulak kesil.
Söylersen bile sual tarzında söz söyle. Padişahlar padişahıyla edepli konuş!
Kibir ve kinin başlangıcı şehvettendir. Şehvetinin yerleşip kuvvetlenmesi de "itiyat" yüzündendir.
Kötü huy, adet edindiğinden dolayı sağlamlaşır, yerle-şir .. seni, ondan vazgeçirmek isteyene kızarsın.
Toprak yemeye alışırsan kim seni bundan menetmeye kalkışırsa onu düşman sayarsın.
Puta tapanlar, bu tapmayı huy edindiklerinden men edenlere düşman olmuşlardır.
(2/265-266/3455-3462)

Ey müslüman, edep nedir?" diye sorarsan bil ki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektedir.
Kimi, "falan adamın huyu kötü, tabiatı fena" diye şikayet eder, görürsen,
Bil ki, bu şikayetçinin huyu kötüdür; kötüdür ki o kötü huylunun kötülüğünü söylüyor!
Çünkü iyi huylu, kötü huylulara, fena tabiatlılara tahammül eden, onların kötülüğünü söylemeyen kişidir.
(4/63-64/771-774)

Söz söylemek için önce dinlemek gerekir. Söze kulak verme yolundan gir.
(1/131/1627).

Cebrail'le canların kıblesi Sidre'dir, karnına kul olanların kıblesi sofra. Arif' in kıblesi vuslat nurudur, filozoflaşan aklın kıblesi hayâl. Zahid'in kıblesi ihsan sahibi Allah'tır, tamahkârın kıblesi altınla dolu torba. Manâ gözetenlerin kıblesi sabırdır, sûrete tapanların kıblesi taştan yapılan sûret. Batın âleminde oturanların kıblesi lütuf ve ihsan sahibi Allah'tır, Zahire tapanların kıblesi kadın yüzü.
(6/152/1896-1900)

Sevgiliye kavuşma devletine eren kişinin gözünde bu dünya, murdar bir şeyden ibarettir. (2/45/582)

Gönül ehlinin ilimleri, kendilerini taşır. Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür. Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insanın malı olmayan ilim yükten ibarettir. (1/275/3446-3447)


Dost nasıl dosttur? Rey ve tedbir bakımından merdivene benzeyen, seni aklıyla her an irşat edip yücelten dost.
(6/ 43/510)

İyilik, hoşluk zamanında hepsi dosttur, eştir. Fakat dert ve gam zamanı Allah'tan başka kim sana dost?
(5/262/3206)


Seni dostundan ayıran sözü dinleme. O sözde ziyan vardır, ziyan!
(3/33/419)
 
MEVLANA NIN ALTIN SÖZLERİ



· Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi
ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.


· Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.

. Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş..

. Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..

. Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..


· Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.

. Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki..

· Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?

· İsanın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.

· Dert, insanı yokluğa ***üren rahvan attır.



· Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.


· Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir,helvadır.

· Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?

· Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.

· Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.

· Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?

· Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar

· Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
 
Başka Yarınlar




Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
bugün dudağında başka bir tad var,
boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.



Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
dünyada bir başka gidiş



Biz senin gözlerinden gördük
arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün
iki cihandan da dışarı



Seven insanın ayağı mı yok,
işte ona ölümsüzlük kapandı.
Yukarlarda onunla uçar gider.

Gözlerinin denizinde onu arama.
Oinci bir başka denizde.

Bakarsın bugün sever bu yürek,
yarın sevilir bakarsın.

Yüreğimin özünde başka yarınlar var.


Mevlana Celaleddin Rumi
 
Divan-kebir'den Seçme Rubailer




Ömür tükendi ise Allah başka bir ömür verdi.
Geçici ömür kalmadıysa, işte şuracıkta tükenmeyen,ölümsüz ömür...
Aşk, hayat suyudur, bu suya dal!
Bu denizin her damlasında başka bir hayat, başka bir ömür var.



Mevlana Celaleddin Rumi
 
Divan-kebir'den Seçme Rubailer 2



Gönlümü, belanın geçtiği yola koydum.
Yalnız senin arkandan koşsun diye, gönlün ayak bağını çözdüm...
Bugün rüzgar, bana senin güzel kokunu getirdi,
Ben de teşekkür için ona gönlümü verdim.



Mevlana Celaleddin Rumi
 
Divan-kebir'den Seçme Rubailer 3



Benim aşktan başka bir arkadaşım yoktu ve olmadı.
Ne dünyaya gelmeden önce, ne de daha sonra aşksız yaşadım.
Canım içimden bana şöyle sesleniyor:
Ey aşk yolunun olgun yolcusu, bana kapıyı aç!


Mevlana Celaleddin Rumi
 
Duy Şikayet Etmede Her An Bu Ney



Duy şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.

Ayrılıktan parçalanmış bir yürek
İsterim ben, derdimi dökmem gerek.

Kim ki aslından ayırmış canını,
Öyle bekler, öyle vuslat anını.

Ağladım her yerde hep ah eyledim,
Gördüğüm her kul için dostum dedim.

Herkesin zannında dost oldum ama,
Kimse talip olmadı esrarıma.

Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
Nerde bir göz, nerde bir candan kulak?

Aynadır ten can için, can ten için,
Lakin olmaz can gözü her kimsenin.

Ney sesi tekmil hava oldu ateş,
Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!

Aşk ateş olmuş dökülmüştür ney'e,
Cezbesi aşkın karışmıştır mey'e.



Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

Kanlı yoldan ney sunar hep arz-ı hal,
Hem verir Mecnunun aşkından misal.

Ney zehir, hem panzehir, ah nerde var,
Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?

Sırrı bu aklın bilinmez akl-ile,
Tek kulaktır müşteri, ancak dile.

Gam dolu günler zaman hep aynı hal,
Gün tamam oldu, yalan, yanlış, hayal.

Gün geçer yok korkumuz, her şey masal,
Ey temizlik örneği sen gitme, kal!

Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,
Gün uzar, rızkın eğer bulmazsa can.

Olgunun halinden ah, anlar mı ham?
Söz uzar, kesmek gerektir vesselam.



Mevlana Celaleddin Rumi
 
Paranı ver, gönlünü ver, canını ver
Ama SIRRINI VERME! ...
Günlerini say, kazancını say, büyüklerini say
Ama YERİNDE SAYMA! ...
İşini beğen, aşını beğen, eşini beğen
Ama KENDİNİ BEĞENME! ...
Emek ver, kulak ver, bilgi ver
Ama SAKIN BOŞ VERME! ...
Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle
Ama KİN BESLEME! ...
Davet et, hayret et, ülfet et, affet
Ama İHANET ETME! ...
Kitap oku, meslek oku, dünyayı oku
Ama LANET OKUMA! ...
Sınıfını geç, hayatını seç, rakibini geç
Ama GÜLÜP GEÇME! ...
Gönül al, dost al, yoldaş al
Ama BEDDUA ALMA! ...
Yaklaş, tanış, konuş, uzaklaş
Ama UŞAKLAŞMA! ...
Doğrul, sayrıl, evril, devril
Ama EĞRİLME! ...
Hislen, tasalan, seslen, uslan
Ama PASLANMA! ...
İtil, ütül, atıl, katıl
Ama SATILMA! ...
 
Mevlanadan Nasihat Sözleri




Önce farenin şerrini defet, sonra bugday biriktirmeye çalış.

Insan yüzlü pek çok seytan var, her ele el vermemek gerek.

Herkes herkese bir lokma birşey verebilir ama bogaz bagişlamak, ancak Allah’ın işidir.

Çok insan gördüm, üzerinde elbisesi yok; çok elbise gördüm, içinde insan yok.

Tatli suyun bası kalabalık olur.

Putlarin anasi, nefsinizin putudur.

Ecel verileni almadan önce, verilmesi gereken herşeyi vermek gerekir.

Nefis üç köseli dikendir, ne türlü koysan batar.

Kusursuz dost arayan, dostsuz kalir.

Bir kimseyi tanimak istiyorsan düşüp kalktıgı arkadaşlarına bak.

Bir şeyi bulunmadigi yerde aramak, Onu aramamak demektir.

Hiç bir el, gönülden gizli bir iş yapamaz.

Bir mum diger bir mumu tutusturmakla işigindan birsey kaybetmez.

Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde sasilacak bir sey yok. Sasilacak olan odur ki, bu kuzu, kurda gönül baglamis, asik olmustur.

Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karsindakinin anlayabildigi kadardir.

Dogrudan nasihat, kisiyi yaralar.

Hayatta muvaffak olmak için üç sey lazimdir: Dikkat, intizam, çalisma.

Her seye dogru demek ahmakliktir, fakat her seye yanlis demek de zorbaliktir.

Akil, ask ve can! Bu üçü üçgendir. Her derde çare, her yaraya merhemdir.

Dertli adamin kararsizliklarla, dumanlarla dolu bir evi vardir. Derdini dinlersen o eve bir pencere açmis olursun.

*"Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez."

Düşüncen gül ise sen gül bahçesisin, diken ise dikenliksin.

Komşularından av kapmak aslanlara ayıptır, köpeklere değil.

dünya alimin kıymetsiz oyuncağı, delinin de değerli salıncağıdır.

Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susarak, davaya benzer, cefa çekmek te şahide, şahidin yoksa davayı kazanamazsın.

Aşksız olma ki, ölü olmayasın Aşk ile öl ki, diri kalasın...

eğer dostun yoksa niçin aramıyorsun. eğer dost buldunsa niçin sevinmiyorsun.

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır.
 
Mevlana'nın Cesareti-Hikaye


Sultan İzzettin Mevlana'yı ziyarete geliyor kapıyı açmıyor,içeri almıyor.

Başka bir zaman bir miktar para göndermiş,almamış hendeğe attırmış.

Bir zamanlar aynı sultan yanına gelmiş. Yanına almış ama hiç hal-hatır sorup iltifat etmemiş.

Padişah biraz durmuş. Zamanın âdeti böyle, diyor ki: "Efendimiz, bana bir nasihat etseniz. Bir öğütte bulunsanız."

Mevlana Cevap Vermiş ;

"Ne diyeyim sana? Çoban ol demişler, kurt oluyorsun. Bekçilik et demişler, hırsızlık yapıyorsun. Seni Rahman, padişah yapmış, sen tutuyorsun şeytana uyuyorsun."

Padişah başlamış hüngür hüngür ağlamağa. Yanından ağlayarak çıkmış.


Böyle cesur insan, böyle bir kimse Mevlânâ Hazretleri.
 
BEN BENDE DEĞİL



Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,
Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen benmisin, bilmiyorum, ben mi senim.



Mevlâna
 
Mevl****** Şems se yazdığı şiir


BERİ GEL



Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.

Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?

Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikiside,
Peki, kutlu ne, kutsuz ne?

Topumuz bir tek inciyiz, bir tek.
Başımız da tek, aklımız da tek.
Ne diye iki görür olup kalmışız
İki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?

Sen habire gevele dur bakalım,
Habire 'Usul boylu birlik çam ağacı' de,
Sonu nereye varır bunun, nereye?

Şu beş duyudan, altı yönden
Varını yoğunu birliğe çek, birliğe.
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
İnsanlara katıl, insanlara,
İnsanlarla bir ol.
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz.
Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane.

Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini.
Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini.
Tertemiz can canlığını işler, canlığını.
Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini.

Ama sen canı da bir bil, bedeni de,
Yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine,
Hani bademler gibi, bademler gibi.
Ama hepsindeki yağ bir.

Dünyada nice diller var, nice diller,
Ama hepsin de anlam bir.
Sen kapları, testileri hele bir kır,
Sular nasıl bir yol tutar, gider.
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.



Mevlana Celaleddin Rumi
 
Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi:
Onunla sarmaşdolaş, dudak dudağa,
talih kapısı ardına kadar açık,
güneş kucağımızda.

Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi:
Şarap tasını her sunuşunda
diyordu aklına başına al.
Hani dün gece aklın da tam sırasıydı ya!
 
GİTTİN




Buradan bir nice acıyla, özlemle gittin,
sonra yalvardın yakardın amma
eline düşmüştün bir kere kaderin,
ne fayda sevgili, ne fayda.

Her yanda çareler aradın kendine,
olmadık şeyler yaptın her yanda.
Bulamadın bir çare, sonunda gittin,
ne fayda sevgili, ne fayda.

Kucağın güllerle doluydu senin,
ayın öndördü bir yüzün vardı .
Kopup halkasından dostlar meclisinin,
o aşağılık, o bayağı yere sen,
o karıncaların, yılanların yanına
ne oldu, nasıl oldu da gittin?

Nerde hani o cânım sözlerin şimdi?
Nerde hani o sırları çözen akıl?
Nerde hani gül bahçesine giden ayak?
Elimizi tutan el nerde hani?

Hoştun, güzeldin, eşin yoktu senin,
insanları hemen elde ederdin.
Ama kalktın çıktın bir uzun yolculuğa,
insanları yiyen toprağa gittin.

Ağlaya inleye sen gittin ama,
gökler de arkandan durmadı ağladı.
Parça parça etti yüzünü ay.
Gönlüm arkandan kan bağladı.

Şimdi ne edeyim, kime sorayım seni?
İyi insanlar arasında mısın orda?
Yani dostlar meclisinde mi?
Yoksa bir kenarda boynun bükük mü kaldın?

Öyle bir yere gittin ki bu sefer,
izinin tozu bile belli değil.
Ne kadar da kanlıymış gittiğin yol!
 
HEP O



Aşk geldi, kan gibi
Damarlarıma derime doldu.
Beni benden aldı,
Varlığımı sevgiliye doldurdu.
Kısaca;
Bana benden kalan bir ad;
Ancak ötesi hep o...
 
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülüstan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.
 
- Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir
Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır...

- Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...

- Sevgide güneş gibi ol,
dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
hataları örtmede gece gibi
ol, tevazuda toprak gibi ol,
öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol,
ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

-Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..

- Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini
Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...

- Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..
 
Şefkat ve Merhamette Güneş Gibi Ol

Şefkat ve merhamet, insanlara karşı sevgi beslemekten geçer, sevgi ise Mevlana düşüncesinin merkezidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Mevlana’ nın sevgisi evrenseldir, ırk, din, dil ayrımı yapmadan tüm insanları kapsar. Mevlana’nın sevgisi, O’ndan yüzyıllar sonra Dr. Masumi Toyotome’de ifadesini bulan “Her Şeye Rağmen” rağmen sevgisidir.

Mevlana’nın düşüncesinin hala güncelliğini koruyor olmasının bir sebebi de, boyutları gezegenler ötesine ulaşan bir insanlık sevgisi ortaya koymuş olmasıdır.26

Toplumda sevgi tek başına yeterli değildir. Sevginin yanında insanlar birbirine saygı da göstermelidir. İnsanlar birbirlerini severse her zaman diğerlerine yardım etmek ister. Bu sayede birinin bir sıkıntısı olduğu zaman bütün toplum o kişiye yardım eder. O kişinin acısını paylaşır ve sıkıntısını azaltır.

Saygı ve sevginin bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa içine düşmez. O toplumda saygı ve sevgi ne zaman kaybolur ise o zaman o toplum çöker.

Saygıyı ve sevgiyi insanlar çocuk yaşta öğrenir. Büyüdükçe de geliştirir bu yüzden çocukların eğitimi ailede başlar. Ailede bir çocuğa insanlara karşı sevgi duyması öğretildiyse bu çocuk hayatı boyunca insanlara sevgiyle ve saygılı davranır. Fakat ailede çocuğa iyi bir eğitim verilmediyse bu çocuk hiçbir zaman insanlara sevgi duyamaz. Ayrıca çocuk annesinden, babasından yakın ve uzak çevresinden ilgi ve sevgi bekler. Beklentisine karşılık bulursa onlara duyduğu güven artar, bulamazsa azalır.

Gerek günümüz psikologları gerekse Mevlana insanın mutlu olabilmesi için sevgi dolu mutlu bir ortamda yetişmesini öngörmektedir. Nitekim aile içinde sevgi gören bir çocuk topluma da sevgi verir. Toplumda sevgi insanlar arasında barışı sağlar. İnsanlar birbirlerine sevgi ve saygı duyarsa birbirlerinin hakkını da gözetir. Bu da insanların birbirleriyle uyum içinde yaşamasını sağlar. O toplum gelişir ve ilerler. Diğer toplumlarda daha üstün bir durum kazanır.
 
Ahlakla ilgili Mevlana sözleri
Hz. Mevl****** ahlakla ilgili güzel sözleri

"Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir
Yüz defa tövbeni bozmuş olsun da yine gel."

Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevazuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol,
Her ne olursan ol,
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi ol



Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin.
Ama ne yapayım ki kendi değerini blmiyorsun.
Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir.
 
Geri
Üst