6
EXE RANK
kanuLt0
Fexe Kullanıcısı
ÖZET
Maraş Savunması Mondros Mütareke’sinden sonra Maraş’ı önce İngilizler sonra Fransızlar işgal etti. Fransız işgali karşısında şehri savunma tedbirlerini almak amacıyla Maraş Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Elbistan’da kuruldu. Şehirde ulusal teşkilâtı genişletmek için Merkez Heyeti oluşturuldu ve başkanlığına Aslan Bey getirildi. Ayrıca şehir de Merkez Heyeti’ne bağlı olarak on bölgeye ayrıldı ve her bölgenin başkanları belirlendi. Bölge başkanları kendi aralarında işgalcilere karşı direnme konusunda ortak karar aldılar.
Fransız işgalinin ikinci günü 30 Ekim 1919 Perşembe günü Müslüman hanımlarını taciz etmeye başladılar. Bu sebeple Sütçü İmam olayı meydana geldi. Kumandan Andre’nin talimatıyla 30 Kasım 1919 Cuma günü Maraş Kalesi’nden Türk bayrağı indirilince halk harekete geçerek bayrağı tekrar Kalenin burcuna dikti. Elbistan ve Pazarcık teşkilâtlarının baskısı ile tutuklu bulunan bir kısım Türkler serbest bırakıldı. Fransız ve Ermeni askerlerinin zulmü karşısında daha fazla dayanamayan Maraş’ta 20 Ocak 1920’de savunma savaşını başlattı.
22 gün süren savaşta Fransızlar, 11 Şubatta Maraş’tan çekilmeye mecbur oldular. İşgalcilere yardımcı olan Ermenilerin bir kısmı Fransızlarla birlikte şehirden ayrıldı. Bundan sonra Elbistan’da bulunan Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Maraş’a gelerek çalışmalara devam etti ve Antep’in savunmasına yardım için buraya milis kuvvetleri gönderdi. Maraş savunmasında 4000 Müslüman şehit oldu. Fransızlar ve Ermeniler toplam 16.000 kayıp verdiler.
Anahtar Kelimeler
Maraş, Elbistan, Pazarcık, Türkoğlu, İngiliz, Fransız, Ermeniler, İşgal, Harp, Bayrak, Sütçü İmam, Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti.
MARAŞ’S DEFENCE
ABSTRACT
After The Mondros Truce, before The French occupation of the city British troops occupied Maraş. After the French occupation, the local Turks formed The Commitee for the Defence of Laws to defend the city. The Commitee expanded its activities. For the defense of the city the commitee divided its organisation sectors into ten district areas. Each leader of the district consulted each other to defend the city.
In October 30 1919, The French troops started to harras Muslim women in the second day of the occupation which caused The Sütçü İmam event. The Turkish flag hoisted over the city citadel was brought down, but after this The Turks succeeded to hoist the flag in its place. After the flag incident, some Turks were arrested but later were released due to presures from the resistance groups from Elbistan and Pazarcık. In January 21, 1920 the city branch of the commitee launched defensive fight to curb French and Armenian agression.
At the end of the battle which lastedfor 22 days, French were forced to leave the city accompained by insurgent Armenians. Moved its headquarter from Elbistan to Maraş and the commitee joined the defense of Antep. At the end of the fight in Maraş the Turks had some 4.000 casualties and French and Armenian alliance lost some 16.000 lives.
Key Words
Maraş, Elbistan, Pazarcık, Türkoğlu, The English, The French, The Armenians, Ocupation, Battle, Flag, The Sütçü İmam, The Commitee For The Defense Of Laws.
1. İşgalcilerin Amaçları
I. Dünya Savaşı sonunda galip olan İtilâf Devletleri mağlup olan devletleri parçalamak amacıyla projeler hazırladılar. Onların hazırladığı parçalama projelerine uygun olarak 30 Ekim 1918’de İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Mondros Mütarekesi imzalandı. Bu mütareke gereğince Adana işgal edildi. Adana bölgesinin kuzeyinde asayişi sağlamak bahanesiyle İngilizler önce 4000 mevcutlu Hint süvarileri ile Şubat 1919’da Maraş’ı işgal ettiler. Aynı yılın Ağustos ayında 41. Fransız alayının 3 taburu ve bir milis Ermeni taburuyla Fransızlar, İngiliz işgal kuvvetiyle yer değiştirdiler.
İtilâf Devletleri’nin askerleri işgal sırasında Türklerin elinde ve depolarında bulunan silâh malzeme ve mühimmatı toplayarak imha ettiler. Bu uygulama ile milli kuvvetin işgalcilerin şiddeti altında ezilmesini sağlamak istediler.
İktisadî ve ziraî yönden çok verimli bir bölge olan Adana ve havalisinin işgalcilere göre, Anadolu içlerinden gelecek Kuva-yı Milliye tehdidine karşı korunması gerekiyordu. Bu gerekçe ile daha kuzeyden muhafaza edilmesi ve güney Anadolu ile Adana ve çevresinin koruma altına alınması hedeflendi. Gerçekte İtilâf Devletleri’nin amacı, işgal edilen Adana ve çevresinde himayeleri altında bir Ermeni devleti kurmaktı.
2. İşgal Edilen Yerler ve Süresi
Maraş İli, 22 Şubat 1919 – 1 Kasım 1919 tarihleri arasında İngilizlerin ve 1 Kasım 1919-11 Şubat 1920 tarihleri arasında Fransızların işgali altında kaldı.1
Fransızlar, daha önce İngilizlerin işgal etmiş olduğu kışla ve Amerikan Koleji’ni2 ele geçirdiler. Daha sonra halkın muhtemel karşı koymasını önlemek amacıyla şehrin ortasında bulunan ve hakim yerlerden biri olan Abarabaşı ve Ermeni Katolik Kilisesi’ne yerleştiler. Şehrin doğusunda bulunan Alman Eytam Hanesi’ni (yetimhanesi), biraz dışında olan Alman Çiftliğini, batısında bulunan Tekke Kilisesi’ni, güneyinde yer alan çarşıdaki hanları ve sonunda kaleyi işgal ettiler.3
3. İşgale Karşı Alınan Tedbirler
Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurmuş oldukları Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti Nizamnamesi, İrade-i Milliye adıyla çıkan gazetede yayınlanmıştı. Bu nizamname ile işgal hareketleri karşısında ne yapılacağı konusunda bilgi verilmişti. İşte bu nedenle Maraş’ta Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti Nizamnamesi, İrade-i Milliye gazetesinden alınarak gereğince hareket edilmesine karar verildi.4
Aslında Kuva-yı Milliye’nin kurulması fikri Dr. Mustafa tarafından teklif edilmişti. Fransızlar Maraş’a gelmeden iki gün önce Dr. Mustafa Ulu Cami’de ikindi namazında düşmanın bugün yarın geleceğini, Adana’da olduğu gibi Maraş’ta da halka işkence yapacağını buna karşı durmak için halkın silahlanmasını ve teşkilatlanmasını önerdi.5 Bu öneri üzerine Maraş’ın kuzeyinde işe başlamak ve yavaş yavaş güneye doğru teşkilatı genişletmek amacıyla; şehrin ileri gelenlerinden Dr. Mustafa, Kadılardan Ziya, Eczacı Lütfi, Katipzade Mehmet, Emir Mahmut zade Habib, Kocabaş Ömer Elbistan’a gittiler. Burada teşkilatı kurmak için Sivas’tan Binbaşı Sudi gelmiş ve geri Sivas’a dönmüştü. Bu sırada Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kılıç Ali Bey ve Yörük Selim teşkilât kurmak amacıyla Elbistan’a gönderildi. Gerek bu öncüler ile gerekse Binbaşı Sudi’nin yerine gelen Binbaşı Sivaslı Ali ile konuşularak Maraş Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Elbistan’da kuruldu. Merkez idare heyetine Maraşlı üyeler seçilerek çalışmalarına başladı. Binbaşı Ali ile merkez heyeti üyeleri, Elbistan ve Maraş’ın kuzeyindeki köyleri silahlandırdılar ve Maraş’ın içine yine bu şehirden gelen beşer onar kişilik kafileler ile silah ve cephane gönderdiler.
Maraş’ın içinde ulusal bir teşkilâta ihtiyaç vardı. Bu teşkilâtı kurmak için önce müteşebbis heyet oluşturuldu. Refet Efendi’nin başkanlığında kurulan bu heyette, Belediye Başkanı Bekir Sıtkı, Kocabaşzade Arif, Hacı Naci ve Hacı Ahmet, Şişmanzade Arif, Dedezade Mehmet, Beşen Beyzade Hacı Nuri, Hancızade Hafız Ali ve Mühendis Abdullatif üye oldu. Bu heyet daha sonra merkez heyeti adını aldı. Merkez Heyeti başkanlığına Aslan Bey atandı. Aslan Bey başkanlığında kurulan Merkez Heyeti’nde tapu memuru Faik ve evkaf memuru Evliya Efendi görev aldılar. Merkez heyetin kurulmasından sonra Maraş on bölgeye ayrıldı. Her bölgede birer yönetim kurulu oluşturuldu. Merkeze bağlı köyler de grup grup bu bölgelerin emrine verildi. Yalnız Yenicekale ve Bertiz köyleri doğrudan doğruya merkez heyete bağlı bağımsız idare heyeti tarafından yönetiliyordu. Kaza merkezlerinde de birer yönetim kurulu vardı. Maraş’ta kurulan on idare heyetinin isimleri ve başkanları şöyle idi:
1. Çavuşlu mahallesi: Başkanı; Çukadar zade Hacı Mehmet Efendi
2. Bektutiye ,, ,, ,, ,, Ser Müsevvid Ahmet Efendi
3. Restebaiye ,, ,, ,, ,, Baba Halil Zade Ahmet Efendi
4. Acemili ,, ,, ,, ,, Evkaf memuru Evliya Efendi
5. Kayabaşı ,, ,, ,, ,, Tapu memuru Faik Efendi
6. Divanlı ,, ,, ,, ,, Hasan Bey
7. Ekmekçi ,, ,, ,, ,, Sapsız Hacı Efendi
8. Cığcığı ,, ,, ,, ,, Muhacir memur Nasrulah Efendi
9. Alemli ,, ,, ,, ,, Zülkadir oğlu Süleyman Bey
10. Hatuniye ,, ,, ,, ,, Şeyh Ali Sezai Efendi
Merkez Heyeti ile İdare Heyeti kurulduktan sonra para toplanmaya ve erzak biriktirilmeye, silah ve cephane temin edilmeye başlandı. Tüccarlardadan Beşen Beyzade Hacı Nuri Bey, Merkez Heyeti’nin veznedarlığını yaptı. Toplanan zahire gizli depolarda biriktirildi. Herkes kendine düşen yiyecek ve para yardımını gönüllü olarak yaptı. Bu arada Çukadarzade Hacı Mehmet Efendi 500 altın vererek vatan ve milleti adına yaptığı fedakarlığı cömertçe ortaya koydu.6
Müslümanlar arasında prensip kararı alındı ve bu karar merkezlere gönderildi. Divanlı, Kayabaşı, Alemli, Kumarlı, Çomaklı, İsadivanlı, Şekerli, Hatuniye ve Duraklı mahalleleri Heyet-i Milliyesi aralarında şu ortak kararları aldılar:
1. Hiç kimse düşmandan kesinlikle kaçmayacak ve evlerini bekleyecek. Evlerini terk ederek uzaklaşılırsa bu durumdan mücahitler olumsuz yönde etkilenecek. Ayrıca boş bırakılan Müslüman evlerine düşman yerleşecek ve önemli noktaları ele geçirmiş olacak. Kesinlikle hiç kimse kendi bulunduğu yer ve evinden başka yere gitmeyecek.
2. Halkın belirlenen kurallara uymalarını sağlamak için görevliler tayin edilecek. Aralıklarla gezen devriye yakaladıkları insanları bulundukları noktalara dönmeye ve burada kalmaya mecbur edecek. Alınan kararlara uymayanlar en sert şekilde cezalandırılacak.
3. Mahallelerde bulunan ve karakollara katılmayan silahsız başı bozuklar tutuklanarak bölge dışına çıkarılacak. Herkes kesinlikle karakol emrine uyacak. Evlerine çete alan veya bunları misafir edenlerin evleri yakılacak ve ev sahibine gerekli ceza verilecek. Bu talimata uymanın mecburi ve gerekli olduğu, Müslümanlara kesin bir dille anlatılacak. Müslümanların düşman işgalinden kurtulmaları için, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarının önemi idrak ettirilecek.
4. Yağma kesinlikle yasaktır. Alınan eşya veya iaşe merkeze gönderilecek. Eşyaları yağmalayıp saklayanlar ağır cezaya çarptırılacak.
5. Mahallelerde bulunun ve karakollarda görev yapamayacak durumda bulunan mazeretli şahıslar, ellerinde bulunan özel veya devlete ait silahları en yakın ihtiyar heyetine teslim edecek. Bu silahlar ihtiyar heyetinin belirlediği şahıslara verilecek.7
Kılıç Ali Bey Pazarcık’a Yörük Selim Bey Göksun’a giderek milis teşkilatını kurmaya çalıştılar. Onların bir ay yoğun çalışmaları sonunda Elbistan-Göksun ve Pazarcık’ta milis teşkilatı kuruldu. Bu arada bir de Bertiz’de Zafer ve Muharrem Beylerle Sütçü İmam tarafından Bertiz müfrezesi kuruldu. Bertiz müfrezesiyle birlikte Göksun, Pazarcık milis teşkilâtlarını, Fransızların ilerlemesini ve işgalini engellemede çok büyük hizmetleri oldu. Maraş halkından yukarda isimleri geçen ileri gelenlerle beraber, müfreze kumandanlığı yapabilecek ihtiyat zabiti ve emekliye ayrılmış şahıslar çeşitli kollarda ve Bertiz müfrezesinde görev aldılar.8
Maraş’ta jandarmanın gizli deposunda 850 adet muhtelif silah ile 1000 sandık Rus cephanesi bulunmaktaydı. Fakat bunlardan Fransızların haberi yoktu. Tabur Kumandanı İsmail Hakkı Beyin korkak hareket etmesinden dolayı bu silah ve mühimmatlardan gereği gibi yararlanılamıyordu. Merkez Bölük Kumandanı Çerkez Mahmut Beyin çabaları sonunda bu silahlar gerekli yerlere dağıtıldı. Harp sırasında bu cephanenin 300 sandığı kullanıldı ve geri kalan 700 sandık cephane savaştan sonra orduya teslim edildi. Kışla yanında bulunan depodaki silah ve cephaneye İngilizler el koydu. Daha sonra İngilizler, kullanılmasını önlemek amacıyla buradaki silahların bir kısmının mekanizma ve kapaklarını söktürdü ve bir kısmını Halep’e gönderdi. Ayrıca İngiliz birlikleri Maraş’tan çekilirken depolarda bulunan silah ve cephaneyi Fransız birliklerine teslim ettiler.9
4. Şehir Dışında Çarpışma
Yapılan çalışma ve alınan kararlar sonunda Maraş’ta teşkilatlanma tamamlandı. Kılıç Ali Bey tarafından kurulan Pazarcık teşkilatı, Antep-Maraş, Maraş-İslahiye güzergahında içeri doğru ilerleyen Fransız nakliyatını rahatsız etmeye başladı. Pazarcık teşkilatına mensup olan matematik öğretmeni Muallim Hayrullah Bey ve ihtiyat zabiti Maraşlı Hayri Bey kumandasında bir müfreze 5 ocak 1920’de Eloğlu (Türkoğlu) istikametine gönderildi.10 Bu esnada Bertiz kuvvetlerinden bir müfreze de Beyazıtlılardan ihtiyat zabiti Muharrem Bey ve Meclis-i Umumî Başkatibi Zafer Bey kumandasında Ceyhan nehrini takiben yine Türkoğlu istikametine geldi. O gün İslahiye’den hareket eden ve Maraş’taki kuvvetlerini takviye maksadıyla Maraş’a gelen bir Fransız müfrezesiyle uzun bir cephane kolu Türkoğlu köyünün kuzeyinde çok dar olan yol civarında istirahat ediyordu. Fransız müfrezesini gören Muallim Hayrullah ve Muharrem Bey kumandasındaki kuvvetler doğudan ve batıdan ateş açarak Fransız kuvvetlerini Tanıştepe ve Bababurnu mevkiinde 7 Ocakta iki ateş arasında bıraktı.11 Bu çarpışmada Fransız birliklerinden 40 asker öldürüldü ve 100 asker de yaralandı. Türklerin Bertiz kolundan beş, Pazarcık kolundan ise birkaç asker yaralandı.
Bu çatışmada Pazarcık kolu kumandanı Muallim Hayrullah Bey ayağından yaralandı ve daha sonra bu yaranın tesiriyle savaştan sonra şehit oldu.12 Yine bu günlerde Pazarcık teşkilatından Batumlu Ali Bey kumandasında bir müfreze Maraş-Antep yolu üzerinde bulunan Karabıyıklı mevkiinde düşman Fransız nakliye koluna hücum etti. Kol muhafızları tamamen öldürülerek bütün silah, mühimmat, eşya ve erzakı ganimet olarak alındı. Elbistan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin emirleri doğrultusunda hareket eden Pazarcık ve Bertiz müfrezelerinin başarılı saldırıları karşısında birlikleri zarar gören Fransızlar çok şaşırdı.
5. Şehir İçinde Gelişmeler
Antep’te bulunan İngiliz işgal kuvvetleri Max Andriyo komutasında, 22 Şubat 1919’da Maraş’a gelirken burada bulunan Hıristiyan gençleri tarafından coşkulu bir sevinçle karşılandı. Onların bu taşkınlıkları karşısında Müslüman halk ağır başlılığını ve sükunetini korudu. Maraş’a gelen Max Andriyo, özel bir davet mektubu yazarak Tekerek zade Hacı Mehmet, hocalardan Dayı zade Hacı Mehmet ve Hüsnü Refet, Keskin Hacı Mehmet, Osman, Hafız Ali ve Ali Sezai Efendilerin alafranga saat 5’te Amerikan Koleji’ne gelmelerini istedi. Davet edilen Türklerle beraber Ermeni ve Katolik temsilcileri, papazlar da Amerikan Koleji’ne geldiler. Davetli topluluk huzurunda daha önce Miralay Max Andriyo tarafından hazırlatılmış olan bildirinin tercümesi okundu. Bildiri karşısında tereddütleri bulunan Ali Sezai Bey sorular sordu ve bunlara cevaplar verildi. Sorulara verdiği cevapta Andriyo, Ermenilerin yaptıkları yanlışlıkları kabul etti. Ayrıca Ermenilerin hayali davranışlar içinde olduğunu bildirdi. 13
Hıristiyanların Türkler hakkındaki ısrarlı şikayetleri karşısında İngilizler fazla dayanamadı. Bunun üzerine Maraş mutasarrıfı iken Sivas Valisi İskilifli İsmail Kemal Beyi celp ederek yargıladılar ve sonra da Halep’e gönderdiler. Bu sırada Çavuş Emin zade Ali Efendi de yargılanarak Halep’e gönderildi ve burada hapis cezasına çarptırılarak tutuklandı. Ayrıca birkaç davacı ve şahitler gerekçe göstererek Müslümanların mallarına ve hayvanlarına el konuldu. Ancak Ali Sezai Efendi’nin İngiliz kumandanının düşüncesini olumlu yönde etkilemesi nedeniyle bunların işgali döneminde Müslümanlar fazla zarar görmedi.14
Hıristiyanlar, Müslümanlardan şikayetçi olmak amacıyla Beyrut’a papazlarını gönderdiler. Onların bu şikayetlerine ve Müslümanlara zulmeden Ermenilere karşı Mısır İngiliz Orduları Kumandanı Allenby, Adana’da bulunan Fransız kuvvetleriyle Maraş’taki İngiliz kuvvetlerinin değişmesi emrini verdi.15 Bu sırada Ali Sezai Efendi Ulu Cami’de toplanan esnafın ileri gelenlerine işgalcilerin Adana’da yapmış olduğu cinayetleri anlatarak vatanı, milleti ve bağımsızlığı el birliği ile korumanın gereğini çok etkili bir şekilde anlattı. Konuşmanın arkasından Elbistanlı Doktor Mustafa, şehrin ileri gelenleri tarafından imzalanmış olan yazıyı halka okudu. Sonra bu yazı Osmanlı hükûmetine gönderildi. Fakat Hükümet, gönderilen bu yazıyı dikkate almadı.
Yüzbaşı Joli ve Fontanine kumandasında bulunan Fransız işgal kuvvetleri 29 Ekim 1919 Çarşamba günü silah ve cephanelerle Maraş’a geldiler. İngiliz kumandanıyla görüştükten sonra güvenliği sağlayacaklarına ve hükümet işlerini serbest bırakacaklarına dair bir bildiri yayınladılar.
İşgalin ikinci günü olan 30 Ekim 1919 Perşembe günü Fransız askerleri arasında bulunan birkaç Ermeni lejyonu (askerleri) Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan Müslüman hanımlarını taciz etmek için çarşaf ve peçelerini açarak mukaddes değerlerine dil uzatmaya başladılar. Kadınların yardım feryadına Tüfekçi Bayazıt Usta’nın oğlu Sait, Darulmuallimin öğrencilerinden Taha ve Siğap Kapalıoğlu Osman koştu. Bunlar Ermeni askerlerle uğraşırken Sütçü İmam derhal yetişerek tabancasını Ermeni lejyonun kafasına ateşledi. Kafasına kurşun isabet eden Ermeni lejyonu yere yıkıldı. Bu arada Uzunoluk’ta devriye gezen İngiliz süvarileri, Fransız askerlerini hemen oradan uzaklaştırdı.16
Sütçü İmam olayı üzerine Belediye Başkanı Bekir Sıtkı Bey’in yanında toplanan on bir kişinin imzaladığı bir telgraf Antep’te bulunan Fransız işgal kumandanına çekildi. Telgrafla Fransız ve Ermeni askerlerinin Maraş’ta işledikleri cinayetler anlatıldı. Bunu üzerine yerinde inceleme yapmak amacıyla Osmaniye Guvarnörü Andre Maraş’a gönderildi. Yapılan inceleme sonunda 120 Ermeni askeri geldikleri yere sevk edildi.17
Maraş’ta olayların bir biri ardınca devam etmesi üzerine 17 Kasım’da çekilen telgrafla, Osmaniye Valisi Yüzbaşı Andre’nin buraya tayin edilmesi istendi.18 25 Kasım 1919’da Fransız Adana bölge valisi Albay Bremond’un imzasıyla gönderilen telgrafla Andre’nin Maraş valiliğine atandığı bildirildi. Telgraf özelikle Maraş Mutasarrıfı Nevşehirli Ata Bey, Bayazıt zade Abdulkadir Paşa, Bayazıt zade Şükrü Bey, Kadı zade Hacı Hasan Efendi ve Hırlakyan Agop Ağa’ya gönderilmişti.19 26 Kasım Çarşamba günü Andre yanında bulunan Osmaniye Mutasarrıfı Hüsnü, Jandarma Kumandanı Sıtkı, Dörtyol Müftüsü Mustafa Remzi Efendi ve Osmaniye zenginlerinden bir kısmı ile Maraş’a geldi. Yüzbaşı Andre’nin yanında 125’i Müslüman ve 25’i Ermeni’den oluşan 150 kişilik jandarma kuvveti vardı.20
Andre’yi karşılama merasiminde Maraş’ın ileri gelenlerinden bir çoğu bulundu. Bu merasimde Andre’nin gelişini Ermeniler bayraklarla ve aşırı tezahüratlarla karşıladılar. “Yaşasın Fransızlar Ermeniler, kahrolsun Türkler!” diyen Ermeni gençleri aşırı derecede şımardılar. Andre, onların bu tutumunun yanlış olduğunu tercümanı Vahan vasıtasıyla uyardı ise de Ermeniler aldırış etmediler. 21
6. Bayrak Olayı
Maraş’taki gelişmeler karşısında çaresiz kalan Osmaniye valisi Andre, Kuva-yı Milliye Cemiyeti mensuplarını uyarmak amacıyla 27 Kasım 1919 Perşembe günü şehrin ileri gelenlerini Abdulkadir Paşanın konağında toplantıya çağırdı.22 Davet mektubunu Bayazıt zade Kenan Bey aracılığıyla imza karşılığı tebliğ ettirdi. Fakat şehrin ileri gelenleri toplantıya katılmanın tehlikeli olacağı gerekçesiyle bu davete gitmek istemedi. Ayrıca esnafa da konu hakkında bilgi verildi. Ayrıca davete katılmama konusunda uyarıda bulunuldu. Davete katılmak için gidenler, Evliya zade Halil Efendi ve Belediye Başkanı Sıtkı Beyin sözlü uyarılarıyla Boğazkesen caddesinden geri çevrildi. Bu arada Türklere 29 Kasım Cumartesi günü Belediye Başkanlığında toplanılacağı bildirildi.23
Yüzbaşı Andre ise maiyetinde bulunan Jandarma Kumandanı Sıtkı, Yüzbaşı Mithat, tercüman Vahan, Agop Hırlakyan ve oğulları Hovsep, Setrek ve 25 süvariyle birlikte Kadir Paşanın konağına gitti. Toplantıya belli şahısların dışında kimse katılmadı. Davetlilerin toplantıya katılmamasına Andre çok kızdı. Fakat durum kendisine uygun bir lisan ile anlatıldı.24
Guvernör Andre ise Ermenilerin ileri gelenlerinden ve zenginlerinden eski Meclis-i Mebusan üyelerinden Katolik Hırlakyan Agob’un evine misafir edildi. Daha önceden düzenlenen baloda Guvernör Andre, Hırlakyan’ın iki çekici torunu Hovsep’in kızları Helena ve Setrek’in kızı Victor ile tanıştı. Akşam yemeğinden sonra Hovsep’in kızı Helana’ya dans yapma teklifinde bulundu. Bu teklif karşısında Ermeni kızı Türk bayrağının dalgalandığı yerde dans etmemeye yemin ettiğini söyledi. Bunun üzerine Fransız kumandanı da yarından itibaren resmi dairelere ve kaleye Türk bayrağı çekilmemesi konusunda emir verdi. Bunun üzerine Helena da dans teklifini kabul etti.25
Andre’nin Türk bayrağının çekilmemesi emri gereği ertesi gün, yani 30 Kasım 1919 Cuma günü resmi dairelere ve kale burcuna bayrak çekilmedi. Kaleye Türk bayağı yerine Fransız bayrağı çekildi. Durumu gören Ali Sezai Bey, Mutasarrıf Ata Beyin oturduğu eve gitti. Yanında Belediye Başkanı Bekir Sıtkı Bey de vardı. Neden Kaleye Türk bayrağının çekilmediği ve Fransız bayrağının çekildiği sorusu karşısında Mutasarrıf Ata Bey, Andre’nin “ Kuvvetimizin iskan ve ikame edildiği yerde başka devletin bandırası bulunamaz.” dediğini söyledi.26 Ayrıca Andre’nin sadece hükümet binasında bayrak bulundurulabileceği talimatını bildirdi.27
Kısaküreklerden Halil’in oğlu Mehmet Ali Bey, kaleye bakan evinin penceresinden kale burcunda Fransız bayrağının dalgalandığını ve Türk bayrağının indirilmiş olduğunu görünce çok üzüldü. Cuma namazına bir buçuk saat kala yazmış olduğu bildiriyi zarf içinde gizlice Ulu Cami, Çarşıbaşı, Sarayaltı ve Arasa camilerinin suffa çardağının kenarlarına (son cemaat mahalline) veya uygun yerlerine oğlu Şehabettin vasıtasıyla bıraktırdı. 30 Kasım 1919 tarihinde dağıtılan bu bildiride, Türk bayrağının indirilip yerine Fransız bayrağının çekilmesini protesto eden çok sert bir uyarı ve cesaret verici ifadeler vardı. Halk çok ciddi bir şekilde Fransızların yaptıkları yanlışlıklara karşı kıyama davet edildi
O gün halk Cuma namazını kılmak amacıyla Ulu Cami’ye geldi. Namaza gelen halk bildiriden çok etkilenmişti. Kale burcunda şanlı Türk bayrağının yerine Fransız bayrağının çekildiğini gören Maraşlılar kendi içinde bütünleşti. Camide toplanan halk aşırı bir heyecanla Türk bayrağını kaleye yeniden çekmeye karar verdi. Ulu Cami minberinde bulunan ve üzerinde fetih ve zafer yazılmış olan sancağı alıp camiden çıkardı. Halk, yüksek sesle
diyerek çok hızlı bir şekilde kaleye hücum etti. Kale burcuna çekilmiş bulunan Fransız bayrağını indirdi. Hükûmet binasında getirilen ay yıldızlı Türk bayrağını, yeri ve göğü inleten yüksek sesle getirilen tekbirler eşliğinde kale burcundaki direğe astı.28 Bundan sonra sakin bir şekilde doğruca hükümete gitti. Hükümet önünde halkı dağıtmak isteyen Tercüman Vahan’a cemaat tarafından iyi bir dayak atıldı. Telgrafhane Fransızların sansürü altında bulunuyordu. Haberleşmeyi sağlamak amacıyla Maraş’ın kuzeyinde ve şehre üç saat mesafede bulunan Maksudlu köyüne Muhabere Memuru Celâl Efendi gönderildi. Buradaki bir telgraf makinesi ile Elbistan ve Sivas’la haberleşme sağlandı.
Fransızlar, kaleden ve resmi dairelerden Türk bayrağının indirilmesi yüzünden halkın ayaklanmasına neden olanların bir kısmını tutukladılar. Şehir içinde yapılan bu uygulamalar derhal Elbistan ve Pazarcık’a bildirildi. Maraş Kuvay-ı Milliye Cemiyeti, Fransızların bu kasıtlı uygulamasını protesto ettiği gibi tutukluların derhal serbest bırakılmasını istedi. Ayrıca tutuklananların serbest bırakılmadığı takdirde Elbistan ve Pazarcık kuvvetlerinin Maraş üzerine hareket edeceği bildirildi. Bu ciddi uyarılar üzerine, Maraş halkından tutuklu bulunanlar, Fransızlar tarafından serbest bırakıldı.29
Mutasarrıf Ata Bey, 29 Kasım 1919 Cumartesi günü şehrin ileri gelenlerini Belediye Başkanlığında toplanmalarını istedi. Toplantıya, Belediye Başkanı Sıtkı Bey, Yüzbaşı Andre, Osmaniye Jandarma Kumandanı Sıtkı Bey, Dörtyol Müftüsü Mustafa Remzi, Osmaniyeli Hacı Hüseyin ve Çaloğlu Hacı Ahmet, Topal Hacı Ahmet, zabıta memurluğundan emekli Kürt Ali Ağa, Maraş Jandarma Kumandanı İsmail Hakkı, Komiser Cemil, Mühendis Abdüllatif, Abdülkadir Paşa, mahkeme kadısı Elbistanlı Mehmet Fevzi, Müftü Hacı Mehmet Tevfik, Eytam Müdürü Hüsnü Refet, Müderrisler, Dedezadeler, Kocabaşzadeler, Bayazıtzadeler, Çukadarzadeler ve daha birçok Maraşlı katıldı. Ata Bey ile Andre toplantı salonundan çıkarken, kaleye çekilen Fransız bayrağına karşı kıyamda bulunduklarını, kendisinin ise sükunetle hareket ettiğini, eğer buna karşı mitralyöz ateşi emri verseydi yüzlerce Maraşlının ölmüş olacağını söyledi. Sol kolunu göstererek bunun kuvvet, sağ kolunu göstererek bunun ise lütuf olduğunu söyledi. Ayrıca hangi koluna sarılmak istediklerini sordu.
Bu sırada Ali Sezai Bey tercüman Vahan’a yönelerek söylediklerini aynen Andre’ye iletmesini istedi.
Ali Sezai Bey konuşmasında; kendilerinden önce işgale gelen İngilizlerin emniyeti sağladıklarını, Fansızların ise yerli Ermenileri şımartarak çeşitli cinayetlerin işlenmesine sebep olduklarını, bu olaylara sebebin kendisi olduğunu, Müslümanların Cuma namazı kılmak için camiye toplandığını, bayrağı göremeyince bunu tekrar yerine koyduklarını, bu amacı gerçekleştirdikten sonra Hıristiyanlara dokunulmadan sessizce camiye dönüldüğünü söyledi. Bu söz karşısında Andre, kendisinin amacını halka anlatamayan ve bayrak olayına sebep olan Ata Beyi gösterdi. Sözlerine devamla Fransız hükûmeti ile Osmanlı hükûmeti arasında anlaşma sağlanıncaya kadar burada kuvvetin kalacağını, halka eşit olarak muamele edeceğini, yollar yaptırarak halka hizmet edeceğini, memurların maaşlarını artıracağını, Osmaniye’den getirdiği Hacı Hüseyin ve Topal Hacı Ahmet Efendileri ve Müftü Mustafa Beyi şahit göstererek Osmaniye’de barış ve adaleti sağladığı gibi burada da barış ve adaleti sağlayacağını ifade etti.30
Karşılıklı yapılan konuşmada Ali Sezai Bey çok açık bir şekilde, Maraş halkının Adana ve Osmaniye ile bir tutulmamasını belirtti. Sözlerine devam ederek, buradaki halkın dindar, cesur ve şereflerine düşkün olduğunu, namusu ve vatanı karşısında hepsinin hayatını ortaya koyabileceğini, Adana ve çevresinde Ermenilerin Türklere yaptıkları zulümleri duymak istemediklerini, kendisinin şahit olarak Osmaniye’den getirdiği insanlara güvenmediklerini, telgraf memurlarından Muharrem Efendi’nin görev almak için İstanbul’a giderken Toprakkale’de demir yolunda trenle giderken Ermenilerin saldırısına uğradığını ve süngü ile yaraladıklarını, süngünün acısı ile kendini vagondan dışarı attığını, dışarı düşünce ayaklarını trenin çiğnediğini, bu kayıtların Toprak Kale Jandarma Karakolu’nda bulunduğunu, bu yaradan dolayı çok acı çekerek şehit olduğunu, Odun getirmeye giden iki genç Türk’ün Ermeniler tarafından parçalandığını, Duraklı mahallesinde Abdulkadir’in çıplak olarak göz, kulak, dil, dudak gibi organlarının kesilerek boğazlandığını bildirdi. Ayrıca Andre’ye güvenliği sağlayarak Ermenilerin cinayetlerine izin vermezse burada sıkıntı çekmeyeceğini ifade etti.
Konuşma esnasında Fransız askerleri sokağın iki tarafını tutmuştu. Her an Türkleri tutuklayabilirdi. Fakat Andre’nin emriyle askerler karargaha döndü. 31 Ali Sezai Efendi’nin bu şekilde açık uyarıcı konuşmasından Andre çok etkilenmiş olacak ki müdahale etmekten vazgeçti. Böylece Müslümanlar bir sıkıntıya düşmekten korunmuş oldu.32
Bu görüşmeden sonra Maraş’ın düşmana karşı savunulması için bir teşkilat kurmak amacıyla Belediye Başkanı Arifbey zade Bekir Sıtkı ve Beşen zade Hacı Nuri Beyler, Ali Sezai Eendi’nin yanına vardılar. Bu toplantıya Ulemadan Hüsnü Refet, Şişman zade Arif, Çukadar zade Hacı Mustafa, kardeşi Hacı Mehmet, Dede zade Mehmet Hilmi, Karaküçük zade Hacı Mustafa, Leblebici Kavas zade Hafız Ali, Kocabaş zade Hacı Ahmet Bey, Hacı Naci, Hüdayi zade Tahsin, Kısakürak zade Mehmet Ali ve Ahmet Mümtaz Efendiler de katıldı.33
Bayrak olayı hakkında Türklerin fikrini almak amacıyla Fransız Guvenörü General Querette halk içine girdi. Karşılaştığı Aşıklıoğlu Memili ile konuştu. Karşılıklı konuşma esnasında Querette “Bir çaput parçası olan bayrak için bu kadar gürültü yapıyorsunuz. Yarın kullanacağım top ve tüfekten çoluk ve çocuğunuza acımıyor musunuz?” dedi. Bu söz karşısında Aşıklıoğlu Memili, “Bayrağımız bizim hayatımızdır. Sabah erkenden kalktığımızda ufak çocuklarımıza varıncaya kadar bütün ailece ilk defa kaleye bakarız. Bayrağı görür seviniriz, görmezsek o gün ölürüz. Top tüfek dediğin şeyden Türkler korkmazlar. Sen top getirip buraya çıkaracak olursan biz çoluk çocuğumuza zaten senin topunun sesini işittirmeyiz. Senin topundan evvel o çoluk çocuk denilenleri evvel emirde (önce) biz keseriz. Damları (evleri) yıkarız, yakarız. Ondan sonra serbest serbest seninle harb ederiz. İsterseniz o vakit bütün dünyanın toplarını buraya getiriniz.” diyerek cevap verdi.34 Bu ağır ve çok açık cevabı veren Aşıklıoğlu Memili karşısında Generel Querette çok etkilendi ve morali bozuk bir şekilde karargaha gitti. Karargahta süngüleri takılı Fransız ve Ermenilerden oluşan hazır kıta askerleri gözden geçirdi. Querette, halkın tepkisinden ve konuşmalarından çok etkilenmiş olacak ki tutuklamış olduğu insanların çoğunu serbest bıraktı. Fakat mutasarrıf vekili Cevdet Bey, Jandarma Kumandanı İsmail Abdüllatif, Şube Başkanı, Belediye Başkanı, Kocabaş zade Hacı Naci, Nafıa Mühendisi Abdüllatif’, Bayazıt zade Mehmet, Müftü Hacı Mehmet, Tevfik, Eytam Müdürü Refet’i karargahta tutuklu olarak bıraktı. Evkaf Müdürü Evliya Efendi, Querette’nin ne yapmak istediğini anlamış olacak ki toplantıya katılmadığından serbest kalmıştı.35
Maraş Savunması Mondros Mütareke’sinden sonra Maraş’ı önce İngilizler sonra Fransızlar işgal etti. Fransız işgali karşısında şehri savunma tedbirlerini almak amacıyla Maraş Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Elbistan’da kuruldu. Şehirde ulusal teşkilâtı genişletmek için Merkez Heyeti oluşturuldu ve başkanlığına Aslan Bey getirildi. Ayrıca şehir de Merkez Heyeti’ne bağlı olarak on bölgeye ayrıldı ve her bölgenin başkanları belirlendi. Bölge başkanları kendi aralarında işgalcilere karşı direnme konusunda ortak karar aldılar.
Fransız işgalinin ikinci günü 30 Ekim 1919 Perşembe günü Müslüman hanımlarını taciz etmeye başladılar. Bu sebeple Sütçü İmam olayı meydana geldi. Kumandan Andre’nin talimatıyla 30 Kasım 1919 Cuma günü Maraş Kalesi’nden Türk bayrağı indirilince halk harekete geçerek bayrağı tekrar Kalenin burcuna dikti. Elbistan ve Pazarcık teşkilâtlarının baskısı ile tutuklu bulunan bir kısım Türkler serbest bırakıldı. Fransız ve Ermeni askerlerinin zulmü karşısında daha fazla dayanamayan Maraş’ta 20 Ocak 1920’de savunma savaşını başlattı.
22 gün süren savaşta Fransızlar, 11 Şubatta Maraş’tan çekilmeye mecbur oldular. İşgalcilere yardımcı olan Ermenilerin bir kısmı Fransızlarla birlikte şehirden ayrıldı. Bundan sonra Elbistan’da bulunan Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Maraş’a gelerek çalışmalara devam etti ve Antep’in savunmasına yardım için buraya milis kuvvetleri gönderdi. Maraş savunmasında 4000 Müslüman şehit oldu. Fransızlar ve Ermeniler toplam 16.000 kayıp verdiler.
Anahtar Kelimeler
Maraş, Elbistan, Pazarcık, Türkoğlu, İngiliz, Fransız, Ermeniler, İşgal, Harp, Bayrak, Sütçü İmam, Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti.
MARAŞ’S DEFENCE
ABSTRACT
After The Mondros Truce, before The French occupation of the city British troops occupied Maraş. After the French occupation, the local Turks formed The Commitee for the Defence of Laws to defend the city. The Commitee expanded its activities. For the defense of the city the commitee divided its organisation sectors into ten district areas. Each leader of the district consulted each other to defend the city.
In October 30 1919, The French troops started to harras Muslim women in the second day of the occupation which caused The Sütçü İmam event. The Turkish flag hoisted over the city citadel was brought down, but after this The Turks succeeded to hoist the flag in its place. After the flag incident, some Turks were arrested but later were released due to presures from the resistance groups from Elbistan and Pazarcık. In January 21, 1920 the city branch of the commitee launched defensive fight to curb French and Armenian agression.
At the end of the battle which lastedfor 22 days, French were forced to leave the city accompained by insurgent Armenians. Moved its headquarter from Elbistan to Maraş and the commitee joined the defense of Antep. At the end of the fight in Maraş the Turks had some 4.000 casualties and French and Armenian alliance lost some 16.000 lives.
Key Words
Maraş, Elbistan, Pazarcık, Türkoğlu, The English, The French, The Armenians, Ocupation, Battle, Flag, The Sütçü İmam, The Commitee For The Defense Of Laws.
1. İşgalcilerin Amaçları
I. Dünya Savaşı sonunda galip olan İtilâf Devletleri mağlup olan devletleri parçalamak amacıyla projeler hazırladılar. Onların hazırladığı parçalama projelerine uygun olarak 30 Ekim 1918’de İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Mondros Mütarekesi imzalandı. Bu mütareke gereğince Adana işgal edildi. Adana bölgesinin kuzeyinde asayişi sağlamak bahanesiyle İngilizler önce 4000 mevcutlu Hint süvarileri ile Şubat 1919’da Maraş’ı işgal ettiler. Aynı yılın Ağustos ayında 41. Fransız alayının 3 taburu ve bir milis Ermeni taburuyla Fransızlar, İngiliz işgal kuvvetiyle yer değiştirdiler.
İtilâf Devletleri’nin askerleri işgal sırasında Türklerin elinde ve depolarında bulunan silâh malzeme ve mühimmatı toplayarak imha ettiler. Bu uygulama ile milli kuvvetin işgalcilerin şiddeti altında ezilmesini sağlamak istediler.
İktisadî ve ziraî yönden çok verimli bir bölge olan Adana ve havalisinin işgalcilere göre, Anadolu içlerinden gelecek Kuva-yı Milliye tehdidine karşı korunması gerekiyordu. Bu gerekçe ile daha kuzeyden muhafaza edilmesi ve güney Anadolu ile Adana ve çevresinin koruma altına alınması hedeflendi. Gerçekte İtilâf Devletleri’nin amacı, işgal edilen Adana ve çevresinde himayeleri altında bir Ermeni devleti kurmaktı.
2. İşgal Edilen Yerler ve Süresi
Maraş İli, 22 Şubat 1919 – 1 Kasım 1919 tarihleri arasında İngilizlerin ve 1 Kasım 1919-11 Şubat 1920 tarihleri arasında Fransızların işgali altında kaldı.1
Fransızlar, daha önce İngilizlerin işgal etmiş olduğu kışla ve Amerikan Koleji’ni2 ele geçirdiler. Daha sonra halkın muhtemel karşı koymasını önlemek amacıyla şehrin ortasında bulunan ve hakim yerlerden biri olan Abarabaşı ve Ermeni Katolik Kilisesi’ne yerleştiler. Şehrin doğusunda bulunan Alman Eytam Hanesi’ni (yetimhanesi), biraz dışında olan Alman Çiftliğini, batısında bulunan Tekke Kilisesi’ni, güneyinde yer alan çarşıdaki hanları ve sonunda kaleyi işgal ettiler.3
3. İşgale Karşı Alınan Tedbirler
Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurmuş oldukları Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti Nizamnamesi, İrade-i Milliye adıyla çıkan gazetede yayınlanmıştı. Bu nizamname ile işgal hareketleri karşısında ne yapılacağı konusunda bilgi verilmişti. İşte bu nedenle Maraş’ta Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti Nizamnamesi, İrade-i Milliye gazetesinden alınarak gereğince hareket edilmesine karar verildi.4
Aslında Kuva-yı Milliye’nin kurulması fikri Dr. Mustafa tarafından teklif edilmişti. Fransızlar Maraş’a gelmeden iki gün önce Dr. Mustafa Ulu Cami’de ikindi namazında düşmanın bugün yarın geleceğini, Adana’da olduğu gibi Maraş’ta da halka işkence yapacağını buna karşı durmak için halkın silahlanmasını ve teşkilatlanmasını önerdi.5 Bu öneri üzerine Maraş’ın kuzeyinde işe başlamak ve yavaş yavaş güneye doğru teşkilatı genişletmek amacıyla; şehrin ileri gelenlerinden Dr. Mustafa, Kadılardan Ziya, Eczacı Lütfi, Katipzade Mehmet, Emir Mahmut zade Habib, Kocabaş Ömer Elbistan’a gittiler. Burada teşkilatı kurmak için Sivas’tan Binbaşı Sudi gelmiş ve geri Sivas’a dönmüştü. Bu sırada Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kılıç Ali Bey ve Yörük Selim teşkilât kurmak amacıyla Elbistan’a gönderildi. Gerek bu öncüler ile gerekse Binbaşı Sudi’nin yerine gelen Binbaşı Sivaslı Ali ile konuşularak Maraş Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti Elbistan’da kuruldu. Merkez idare heyetine Maraşlı üyeler seçilerek çalışmalarına başladı. Binbaşı Ali ile merkez heyeti üyeleri, Elbistan ve Maraş’ın kuzeyindeki köyleri silahlandırdılar ve Maraş’ın içine yine bu şehirden gelen beşer onar kişilik kafileler ile silah ve cephane gönderdiler.
Maraş’ın içinde ulusal bir teşkilâta ihtiyaç vardı. Bu teşkilâtı kurmak için önce müteşebbis heyet oluşturuldu. Refet Efendi’nin başkanlığında kurulan bu heyette, Belediye Başkanı Bekir Sıtkı, Kocabaşzade Arif, Hacı Naci ve Hacı Ahmet, Şişmanzade Arif, Dedezade Mehmet, Beşen Beyzade Hacı Nuri, Hancızade Hafız Ali ve Mühendis Abdullatif üye oldu. Bu heyet daha sonra merkez heyeti adını aldı. Merkez Heyeti başkanlığına Aslan Bey atandı. Aslan Bey başkanlığında kurulan Merkez Heyeti’nde tapu memuru Faik ve evkaf memuru Evliya Efendi görev aldılar. Merkez heyetin kurulmasından sonra Maraş on bölgeye ayrıldı. Her bölgede birer yönetim kurulu oluşturuldu. Merkeze bağlı köyler de grup grup bu bölgelerin emrine verildi. Yalnız Yenicekale ve Bertiz köyleri doğrudan doğruya merkez heyete bağlı bağımsız idare heyeti tarafından yönetiliyordu. Kaza merkezlerinde de birer yönetim kurulu vardı. Maraş’ta kurulan on idare heyetinin isimleri ve başkanları şöyle idi:
1. Çavuşlu mahallesi: Başkanı; Çukadar zade Hacı Mehmet Efendi
2. Bektutiye ,, ,, ,, ,, Ser Müsevvid Ahmet Efendi
3. Restebaiye ,, ,, ,, ,, Baba Halil Zade Ahmet Efendi
4. Acemili ,, ,, ,, ,, Evkaf memuru Evliya Efendi
5. Kayabaşı ,, ,, ,, ,, Tapu memuru Faik Efendi
6. Divanlı ,, ,, ,, ,, Hasan Bey
7. Ekmekçi ,, ,, ,, ,, Sapsız Hacı Efendi
8. Cığcığı ,, ,, ,, ,, Muhacir memur Nasrulah Efendi
9. Alemli ,, ,, ,, ,, Zülkadir oğlu Süleyman Bey
10. Hatuniye ,, ,, ,, ,, Şeyh Ali Sezai Efendi
Merkez Heyeti ile İdare Heyeti kurulduktan sonra para toplanmaya ve erzak biriktirilmeye, silah ve cephane temin edilmeye başlandı. Tüccarlardadan Beşen Beyzade Hacı Nuri Bey, Merkez Heyeti’nin veznedarlığını yaptı. Toplanan zahire gizli depolarda biriktirildi. Herkes kendine düşen yiyecek ve para yardımını gönüllü olarak yaptı. Bu arada Çukadarzade Hacı Mehmet Efendi 500 altın vererek vatan ve milleti adına yaptığı fedakarlığı cömertçe ortaya koydu.6
Müslümanlar arasında prensip kararı alındı ve bu karar merkezlere gönderildi. Divanlı, Kayabaşı, Alemli, Kumarlı, Çomaklı, İsadivanlı, Şekerli, Hatuniye ve Duraklı mahalleleri Heyet-i Milliyesi aralarında şu ortak kararları aldılar:
1. Hiç kimse düşmandan kesinlikle kaçmayacak ve evlerini bekleyecek. Evlerini terk ederek uzaklaşılırsa bu durumdan mücahitler olumsuz yönde etkilenecek. Ayrıca boş bırakılan Müslüman evlerine düşman yerleşecek ve önemli noktaları ele geçirmiş olacak. Kesinlikle hiç kimse kendi bulunduğu yer ve evinden başka yere gitmeyecek.
2. Halkın belirlenen kurallara uymalarını sağlamak için görevliler tayin edilecek. Aralıklarla gezen devriye yakaladıkları insanları bulundukları noktalara dönmeye ve burada kalmaya mecbur edecek. Alınan kararlara uymayanlar en sert şekilde cezalandırılacak.
3. Mahallelerde bulunan ve karakollara katılmayan silahsız başı bozuklar tutuklanarak bölge dışına çıkarılacak. Herkes kesinlikle karakol emrine uyacak. Evlerine çete alan veya bunları misafir edenlerin evleri yakılacak ve ev sahibine gerekli ceza verilecek. Bu talimata uymanın mecburi ve gerekli olduğu, Müslümanlara kesin bir dille anlatılacak. Müslümanların düşman işgalinden kurtulmaları için, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarının önemi idrak ettirilecek.
4. Yağma kesinlikle yasaktır. Alınan eşya veya iaşe merkeze gönderilecek. Eşyaları yağmalayıp saklayanlar ağır cezaya çarptırılacak.
5. Mahallelerde bulunun ve karakollarda görev yapamayacak durumda bulunan mazeretli şahıslar, ellerinde bulunan özel veya devlete ait silahları en yakın ihtiyar heyetine teslim edecek. Bu silahlar ihtiyar heyetinin belirlediği şahıslara verilecek.7
Kılıç Ali Bey Pazarcık’a Yörük Selim Bey Göksun’a giderek milis teşkilatını kurmaya çalıştılar. Onların bir ay yoğun çalışmaları sonunda Elbistan-Göksun ve Pazarcık’ta milis teşkilatı kuruldu. Bu arada bir de Bertiz’de Zafer ve Muharrem Beylerle Sütçü İmam tarafından Bertiz müfrezesi kuruldu. Bertiz müfrezesiyle birlikte Göksun, Pazarcık milis teşkilâtlarını, Fransızların ilerlemesini ve işgalini engellemede çok büyük hizmetleri oldu. Maraş halkından yukarda isimleri geçen ileri gelenlerle beraber, müfreze kumandanlığı yapabilecek ihtiyat zabiti ve emekliye ayrılmış şahıslar çeşitli kollarda ve Bertiz müfrezesinde görev aldılar.8
Maraş’ta jandarmanın gizli deposunda 850 adet muhtelif silah ile 1000 sandık Rus cephanesi bulunmaktaydı. Fakat bunlardan Fransızların haberi yoktu. Tabur Kumandanı İsmail Hakkı Beyin korkak hareket etmesinden dolayı bu silah ve mühimmatlardan gereği gibi yararlanılamıyordu. Merkez Bölük Kumandanı Çerkez Mahmut Beyin çabaları sonunda bu silahlar gerekli yerlere dağıtıldı. Harp sırasında bu cephanenin 300 sandığı kullanıldı ve geri kalan 700 sandık cephane savaştan sonra orduya teslim edildi. Kışla yanında bulunan depodaki silah ve cephaneye İngilizler el koydu. Daha sonra İngilizler, kullanılmasını önlemek amacıyla buradaki silahların bir kısmının mekanizma ve kapaklarını söktürdü ve bir kısmını Halep’e gönderdi. Ayrıca İngiliz birlikleri Maraş’tan çekilirken depolarda bulunan silah ve cephaneyi Fransız birliklerine teslim ettiler.9
4. Şehir Dışında Çarpışma
Yapılan çalışma ve alınan kararlar sonunda Maraş’ta teşkilatlanma tamamlandı. Kılıç Ali Bey tarafından kurulan Pazarcık teşkilatı, Antep-Maraş, Maraş-İslahiye güzergahında içeri doğru ilerleyen Fransız nakliyatını rahatsız etmeye başladı. Pazarcık teşkilatına mensup olan matematik öğretmeni Muallim Hayrullah Bey ve ihtiyat zabiti Maraşlı Hayri Bey kumandasında bir müfreze 5 ocak 1920’de Eloğlu (Türkoğlu) istikametine gönderildi.10 Bu esnada Bertiz kuvvetlerinden bir müfreze de Beyazıtlılardan ihtiyat zabiti Muharrem Bey ve Meclis-i Umumî Başkatibi Zafer Bey kumandasında Ceyhan nehrini takiben yine Türkoğlu istikametine geldi. O gün İslahiye’den hareket eden ve Maraş’taki kuvvetlerini takviye maksadıyla Maraş’a gelen bir Fransız müfrezesiyle uzun bir cephane kolu Türkoğlu köyünün kuzeyinde çok dar olan yol civarında istirahat ediyordu. Fransız müfrezesini gören Muallim Hayrullah ve Muharrem Bey kumandasındaki kuvvetler doğudan ve batıdan ateş açarak Fransız kuvvetlerini Tanıştepe ve Bababurnu mevkiinde 7 Ocakta iki ateş arasında bıraktı.11 Bu çarpışmada Fransız birliklerinden 40 asker öldürüldü ve 100 asker de yaralandı. Türklerin Bertiz kolundan beş, Pazarcık kolundan ise birkaç asker yaralandı.
Bu çatışmada Pazarcık kolu kumandanı Muallim Hayrullah Bey ayağından yaralandı ve daha sonra bu yaranın tesiriyle savaştan sonra şehit oldu.12 Yine bu günlerde Pazarcık teşkilatından Batumlu Ali Bey kumandasında bir müfreze Maraş-Antep yolu üzerinde bulunan Karabıyıklı mevkiinde düşman Fransız nakliye koluna hücum etti. Kol muhafızları tamamen öldürülerek bütün silah, mühimmat, eşya ve erzakı ganimet olarak alındı. Elbistan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin emirleri doğrultusunda hareket eden Pazarcık ve Bertiz müfrezelerinin başarılı saldırıları karşısında birlikleri zarar gören Fransızlar çok şaşırdı.
5. Şehir İçinde Gelişmeler
Antep’te bulunan İngiliz işgal kuvvetleri Max Andriyo komutasında, 22 Şubat 1919’da Maraş’a gelirken burada bulunan Hıristiyan gençleri tarafından coşkulu bir sevinçle karşılandı. Onların bu taşkınlıkları karşısında Müslüman halk ağır başlılığını ve sükunetini korudu. Maraş’a gelen Max Andriyo, özel bir davet mektubu yazarak Tekerek zade Hacı Mehmet, hocalardan Dayı zade Hacı Mehmet ve Hüsnü Refet, Keskin Hacı Mehmet, Osman, Hafız Ali ve Ali Sezai Efendilerin alafranga saat 5’te Amerikan Koleji’ne gelmelerini istedi. Davet edilen Türklerle beraber Ermeni ve Katolik temsilcileri, papazlar da Amerikan Koleji’ne geldiler. Davetli topluluk huzurunda daha önce Miralay Max Andriyo tarafından hazırlatılmış olan bildirinin tercümesi okundu. Bildiri karşısında tereddütleri bulunan Ali Sezai Bey sorular sordu ve bunlara cevaplar verildi. Sorulara verdiği cevapta Andriyo, Ermenilerin yaptıkları yanlışlıkları kabul etti. Ayrıca Ermenilerin hayali davranışlar içinde olduğunu bildirdi. 13
Hıristiyanların Türkler hakkındaki ısrarlı şikayetleri karşısında İngilizler fazla dayanamadı. Bunun üzerine Maraş mutasarrıfı iken Sivas Valisi İskilifli İsmail Kemal Beyi celp ederek yargıladılar ve sonra da Halep’e gönderdiler. Bu sırada Çavuş Emin zade Ali Efendi de yargılanarak Halep’e gönderildi ve burada hapis cezasına çarptırılarak tutuklandı. Ayrıca birkaç davacı ve şahitler gerekçe göstererek Müslümanların mallarına ve hayvanlarına el konuldu. Ancak Ali Sezai Efendi’nin İngiliz kumandanının düşüncesini olumlu yönde etkilemesi nedeniyle bunların işgali döneminde Müslümanlar fazla zarar görmedi.14
Hıristiyanlar, Müslümanlardan şikayetçi olmak amacıyla Beyrut’a papazlarını gönderdiler. Onların bu şikayetlerine ve Müslümanlara zulmeden Ermenilere karşı Mısır İngiliz Orduları Kumandanı Allenby, Adana’da bulunan Fransız kuvvetleriyle Maraş’taki İngiliz kuvvetlerinin değişmesi emrini verdi.15 Bu sırada Ali Sezai Efendi Ulu Cami’de toplanan esnafın ileri gelenlerine işgalcilerin Adana’da yapmış olduğu cinayetleri anlatarak vatanı, milleti ve bağımsızlığı el birliği ile korumanın gereğini çok etkili bir şekilde anlattı. Konuşmanın arkasından Elbistanlı Doktor Mustafa, şehrin ileri gelenleri tarafından imzalanmış olan yazıyı halka okudu. Sonra bu yazı Osmanlı hükûmetine gönderildi. Fakat Hükümet, gönderilen bu yazıyı dikkate almadı.
Yüzbaşı Joli ve Fontanine kumandasında bulunan Fransız işgal kuvvetleri 29 Ekim 1919 Çarşamba günü silah ve cephanelerle Maraş’a geldiler. İngiliz kumandanıyla görüştükten sonra güvenliği sağlayacaklarına ve hükümet işlerini serbest bırakacaklarına dair bir bildiri yayınladılar.
İşgalin ikinci günü olan 30 Ekim 1919 Perşembe günü Fransız askerleri arasında bulunan birkaç Ermeni lejyonu (askerleri) Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan Müslüman hanımlarını taciz etmek için çarşaf ve peçelerini açarak mukaddes değerlerine dil uzatmaya başladılar. Kadınların yardım feryadına Tüfekçi Bayazıt Usta’nın oğlu Sait, Darulmuallimin öğrencilerinden Taha ve Siğap Kapalıoğlu Osman koştu. Bunlar Ermeni askerlerle uğraşırken Sütçü İmam derhal yetişerek tabancasını Ermeni lejyonun kafasına ateşledi. Kafasına kurşun isabet eden Ermeni lejyonu yere yıkıldı. Bu arada Uzunoluk’ta devriye gezen İngiliz süvarileri, Fransız askerlerini hemen oradan uzaklaştırdı.16
Sütçü İmam olayı üzerine Belediye Başkanı Bekir Sıtkı Bey’in yanında toplanan on bir kişinin imzaladığı bir telgraf Antep’te bulunan Fransız işgal kumandanına çekildi. Telgrafla Fransız ve Ermeni askerlerinin Maraş’ta işledikleri cinayetler anlatıldı. Bunu üzerine yerinde inceleme yapmak amacıyla Osmaniye Guvarnörü Andre Maraş’a gönderildi. Yapılan inceleme sonunda 120 Ermeni askeri geldikleri yere sevk edildi.17
Maraş’ta olayların bir biri ardınca devam etmesi üzerine 17 Kasım’da çekilen telgrafla, Osmaniye Valisi Yüzbaşı Andre’nin buraya tayin edilmesi istendi.18 25 Kasım 1919’da Fransız Adana bölge valisi Albay Bremond’un imzasıyla gönderilen telgrafla Andre’nin Maraş valiliğine atandığı bildirildi. Telgraf özelikle Maraş Mutasarrıfı Nevşehirli Ata Bey, Bayazıt zade Abdulkadir Paşa, Bayazıt zade Şükrü Bey, Kadı zade Hacı Hasan Efendi ve Hırlakyan Agop Ağa’ya gönderilmişti.19 26 Kasım Çarşamba günü Andre yanında bulunan Osmaniye Mutasarrıfı Hüsnü, Jandarma Kumandanı Sıtkı, Dörtyol Müftüsü Mustafa Remzi Efendi ve Osmaniye zenginlerinden bir kısmı ile Maraş’a geldi. Yüzbaşı Andre’nin yanında 125’i Müslüman ve 25’i Ermeni’den oluşan 150 kişilik jandarma kuvveti vardı.20
Andre’yi karşılama merasiminde Maraş’ın ileri gelenlerinden bir çoğu bulundu. Bu merasimde Andre’nin gelişini Ermeniler bayraklarla ve aşırı tezahüratlarla karşıladılar. “Yaşasın Fransızlar Ermeniler, kahrolsun Türkler!” diyen Ermeni gençleri aşırı derecede şımardılar. Andre, onların bu tutumunun yanlış olduğunu tercümanı Vahan vasıtasıyla uyardı ise de Ermeniler aldırış etmediler. 21
6. Bayrak Olayı
Maraş’taki gelişmeler karşısında çaresiz kalan Osmaniye valisi Andre, Kuva-yı Milliye Cemiyeti mensuplarını uyarmak amacıyla 27 Kasım 1919 Perşembe günü şehrin ileri gelenlerini Abdulkadir Paşanın konağında toplantıya çağırdı.22 Davet mektubunu Bayazıt zade Kenan Bey aracılığıyla imza karşılığı tebliğ ettirdi. Fakat şehrin ileri gelenleri toplantıya katılmanın tehlikeli olacağı gerekçesiyle bu davete gitmek istemedi. Ayrıca esnafa da konu hakkında bilgi verildi. Ayrıca davete katılmama konusunda uyarıda bulunuldu. Davete katılmak için gidenler, Evliya zade Halil Efendi ve Belediye Başkanı Sıtkı Beyin sözlü uyarılarıyla Boğazkesen caddesinden geri çevrildi. Bu arada Türklere 29 Kasım Cumartesi günü Belediye Başkanlığında toplanılacağı bildirildi.23
Yüzbaşı Andre ise maiyetinde bulunan Jandarma Kumandanı Sıtkı, Yüzbaşı Mithat, tercüman Vahan, Agop Hırlakyan ve oğulları Hovsep, Setrek ve 25 süvariyle birlikte Kadir Paşanın konağına gitti. Toplantıya belli şahısların dışında kimse katılmadı. Davetlilerin toplantıya katılmamasına Andre çok kızdı. Fakat durum kendisine uygun bir lisan ile anlatıldı.24
Guvernör Andre ise Ermenilerin ileri gelenlerinden ve zenginlerinden eski Meclis-i Mebusan üyelerinden Katolik Hırlakyan Agob’un evine misafir edildi. Daha önceden düzenlenen baloda Guvernör Andre, Hırlakyan’ın iki çekici torunu Hovsep’in kızları Helena ve Setrek’in kızı Victor ile tanıştı. Akşam yemeğinden sonra Hovsep’in kızı Helana’ya dans yapma teklifinde bulundu. Bu teklif karşısında Ermeni kızı Türk bayrağının dalgalandığı yerde dans etmemeye yemin ettiğini söyledi. Bunun üzerine Fransız kumandanı da yarından itibaren resmi dairelere ve kaleye Türk bayrağı çekilmemesi konusunda emir verdi. Bunun üzerine Helena da dans teklifini kabul etti.25
Andre’nin Türk bayrağının çekilmemesi emri gereği ertesi gün, yani 30 Kasım 1919 Cuma günü resmi dairelere ve kale burcuna bayrak çekilmedi. Kaleye Türk bayağı yerine Fransız bayrağı çekildi. Durumu gören Ali Sezai Bey, Mutasarrıf Ata Beyin oturduğu eve gitti. Yanında Belediye Başkanı Bekir Sıtkı Bey de vardı. Neden Kaleye Türk bayrağının çekilmediği ve Fransız bayrağının çekildiği sorusu karşısında Mutasarrıf Ata Bey, Andre’nin “ Kuvvetimizin iskan ve ikame edildiği yerde başka devletin bandırası bulunamaz.” dediğini söyledi.26 Ayrıca Andre’nin sadece hükümet binasında bayrak bulundurulabileceği talimatını bildirdi.27
Kısaküreklerden Halil’in oğlu Mehmet Ali Bey, kaleye bakan evinin penceresinden kale burcunda Fransız bayrağının dalgalandığını ve Türk bayrağının indirilmiş olduğunu görünce çok üzüldü. Cuma namazına bir buçuk saat kala yazmış olduğu bildiriyi zarf içinde gizlice Ulu Cami, Çarşıbaşı, Sarayaltı ve Arasa camilerinin suffa çardağının kenarlarına (son cemaat mahalline) veya uygun yerlerine oğlu Şehabettin vasıtasıyla bıraktırdı. 30 Kasım 1919 tarihinde dağıtılan bu bildiride, Türk bayrağının indirilip yerine Fransız bayrağının çekilmesini protesto eden çok sert bir uyarı ve cesaret verici ifadeler vardı. Halk çok ciddi bir şekilde Fransızların yaptıkları yanlışlıklara karşı kıyama davet edildi
O gün halk Cuma namazını kılmak amacıyla Ulu Cami’ye geldi. Namaza gelen halk bildiriden çok etkilenmişti. Kale burcunda şanlı Türk bayrağının yerine Fransız bayrağının çekildiğini gören Maraşlılar kendi içinde bütünleşti. Camide toplanan halk aşırı bir heyecanla Türk bayrağını kaleye yeniden çekmeye karar verdi. Ulu Cami minberinde bulunan ve üzerinde fetih ve zafer yazılmış olan sancağı alıp camiden çıkardı. Halk, yüksek sesle


Fransızlar, kaleden ve resmi dairelerden Türk bayrağının indirilmesi yüzünden halkın ayaklanmasına neden olanların bir kısmını tutukladılar. Şehir içinde yapılan bu uygulamalar derhal Elbistan ve Pazarcık’a bildirildi. Maraş Kuvay-ı Milliye Cemiyeti, Fransızların bu kasıtlı uygulamasını protesto ettiği gibi tutukluların derhal serbest bırakılmasını istedi. Ayrıca tutuklananların serbest bırakılmadığı takdirde Elbistan ve Pazarcık kuvvetlerinin Maraş üzerine hareket edeceği bildirildi. Bu ciddi uyarılar üzerine, Maraş halkından tutuklu bulunanlar, Fransızlar tarafından serbest bırakıldı.29
Mutasarrıf Ata Bey, 29 Kasım 1919 Cumartesi günü şehrin ileri gelenlerini Belediye Başkanlığında toplanmalarını istedi. Toplantıya, Belediye Başkanı Sıtkı Bey, Yüzbaşı Andre, Osmaniye Jandarma Kumandanı Sıtkı Bey, Dörtyol Müftüsü Mustafa Remzi, Osmaniyeli Hacı Hüseyin ve Çaloğlu Hacı Ahmet, Topal Hacı Ahmet, zabıta memurluğundan emekli Kürt Ali Ağa, Maraş Jandarma Kumandanı İsmail Hakkı, Komiser Cemil, Mühendis Abdüllatif, Abdülkadir Paşa, mahkeme kadısı Elbistanlı Mehmet Fevzi, Müftü Hacı Mehmet Tevfik, Eytam Müdürü Hüsnü Refet, Müderrisler, Dedezadeler, Kocabaşzadeler, Bayazıtzadeler, Çukadarzadeler ve daha birçok Maraşlı katıldı. Ata Bey ile Andre toplantı salonundan çıkarken, kaleye çekilen Fransız bayrağına karşı kıyamda bulunduklarını, kendisinin ise sükunetle hareket ettiğini, eğer buna karşı mitralyöz ateşi emri verseydi yüzlerce Maraşlının ölmüş olacağını söyledi. Sol kolunu göstererek bunun kuvvet, sağ kolunu göstererek bunun ise lütuf olduğunu söyledi. Ayrıca hangi koluna sarılmak istediklerini sordu.
Bu sırada Ali Sezai Bey tercüman Vahan’a yönelerek söylediklerini aynen Andre’ye iletmesini istedi.
Ali Sezai Bey konuşmasında; kendilerinden önce işgale gelen İngilizlerin emniyeti sağladıklarını, Fansızların ise yerli Ermenileri şımartarak çeşitli cinayetlerin işlenmesine sebep olduklarını, bu olaylara sebebin kendisi olduğunu, Müslümanların Cuma namazı kılmak için camiye toplandığını, bayrağı göremeyince bunu tekrar yerine koyduklarını, bu amacı gerçekleştirdikten sonra Hıristiyanlara dokunulmadan sessizce camiye dönüldüğünü söyledi. Bu söz karşısında Andre, kendisinin amacını halka anlatamayan ve bayrak olayına sebep olan Ata Beyi gösterdi. Sözlerine devamla Fransız hükûmeti ile Osmanlı hükûmeti arasında anlaşma sağlanıncaya kadar burada kuvvetin kalacağını, halka eşit olarak muamele edeceğini, yollar yaptırarak halka hizmet edeceğini, memurların maaşlarını artıracağını, Osmaniye’den getirdiği Hacı Hüseyin ve Topal Hacı Ahmet Efendileri ve Müftü Mustafa Beyi şahit göstererek Osmaniye’de barış ve adaleti sağladığı gibi burada da barış ve adaleti sağlayacağını ifade etti.30
Karşılıklı yapılan konuşmada Ali Sezai Bey çok açık bir şekilde, Maraş halkının Adana ve Osmaniye ile bir tutulmamasını belirtti. Sözlerine devam ederek, buradaki halkın dindar, cesur ve şereflerine düşkün olduğunu, namusu ve vatanı karşısında hepsinin hayatını ortaya koyabileceğini, Adana ve çevresinde Ermenilerin Türklere yaptıkları zulümleri duymak istemediklerini, kendisinin şahit olarak Osmaniye’den getirdiği insanlara güvenmediklerini, telgraf memurlarından Muharrem Efendi’nin görev almak için İstanbul’a giderken Toprakkale’de demir yolunda trenle giderken Ermenilerin saldırısına uğradığını ve süngü ile yaraladıklarını, süngünün acısı ile kendini vagondan dışarı attığını, dışarı düşünce ayaklarını trenin çiğnediğini, bu kayıtların Toprak Kale Jandarma Karakolu’nda bulunduğunu, bu yaradan dolayı çok acı çekerek şehit olduğunu, Odun getirmeye giden iki genç Türk’ün Ermeniler tarafından parçalandığını, Duraklı mahallesinde Abdulkadir’in çıplak olarak göz, kulak, dil, dudak gibi organlarının kesilerek boğazlandığını bildirdi. Ayrıca Andre’ye güvenliği sağlayarak Ermenilerin cinayetlerine izin vermezse burada sıkıntı çekmeyeceğini ifade etti.
Konuşma esnasında Fransız askerleri sokağın iki tarafını tutmuştu. Her an Türkleri tutuklayabilirdi. Fakat Andre’nin emriyle askerler karargaha döndü. 31 Ali Sezai Efendi’nin bu şekilde açık uyarıcı konuşmasından Andre çok etkilenmiş olacak ki müdahale etmekten vazgeçti. Böylece Müslümanlar bir sıkıntıya düşmekten korunmuş oldu.32
Bu görüşmeden sonra Maraş’ın düşmana karşı savunulması için bir teşkilat kurmak amacıyla Belediye Başkanı Arifbey zade Bekir Sıtkı ve Beşen zade Hacı Nuri Beyler, Ali Sezai Eendi’nin yanına vardılar. Bu toplantıya Ulemadan Hüsnü Refet, Şişman zade Arif, Çukadar zade Hacı Mustafa, kardeşi Hacı Mehmet, Dede zade Mehmet Hilmi, Karaküçük zade Hacı Mustafa, Leblebici Kavas zade Hafız Ali, Kocabaş zade Hacı Ahmet Bey, Hacı Naci, Hüdayi zade Tahsin, Kısakürak zade Mehmet Ali ve Ahmet Mümtaz Efendiler de katıldı.33
Bayrak olayı hakkında Türklerin fikrini almak amacıyla Fransız Guvenörü General Querette halk içine girdi. Karşılaştığı Aşıklıoğlu Memili ile konuştu. Karşılıklı konuşma esnasında Querette “Bir çaput parçası olan bayrak için bu kadar gürültü yapıyorsunuz. Yarın kullanacağım top ve tüfekten çoluk ve çocuğunuza acımıyor musunuz?” dedi. Bu söz karşısında Aşıklıoğlu Memili, “Bayrağımız bizim hayatımızdır. Sabah erkenden kalktığımızda ufak çocuklarımıza varıncaya kadar bütün ailece ilk defa kaleye bakarız. Bayrağı görür seviniriz, görmezsek o gün ölürüz. Top tüfek dediğin şeyden Türkler korkmazlar. Sen top getirip buraya çıkaracak olursan biz çoluk çocuğumuza zaten senin topunun sesini işittirmeyiz. Senin topundan evvel o çoluk çocuk denilenleri evvel emirde (önce) biz keseriz. Damları (evleri) yıkarız, yakarız. Ondan sonra serbest serbest seninle harb ederiz. İsterseniz o vakit bütün dünyanın toplarını buraya getiriniz.” diyerek cevap verdi.34 Bu ağır ve çok açık cevabı veren Aşıklıoğlu Memili karşısında Generel Querette çok etkilendi ve morali bozuk bir şekilde karargaha gitti. Karargahta süngüleri takılı Fransız ve Ermenilerden oluşan hazır kıta askerleri gözden geçirdi. Querette, halkın tepkisinden ve konuşmalarından çok etkilenmiş olacak ki tutuklamış olduğu insanların çoğunu serbest bıraktı. Fakat mutasarrıf vekili Cevdet Bey, Jandarma Kumandanı İsmail Abdüllatif, Şube Başkanı, Belediye Başkanı, Kocabaş zade Hacı Naci, Nafıa Mühendisi Abdüllatif’, Bayazıt zade Mehmet, Müftü Hacı Mehmet, Tevfik, Eytam Müdürü Refet’i karargahta tutuklu olarak bıraktı. Evkaf Müdürü Evliya Efendi, Querette’nin ne yapmak istediğini anlamış olacak ki toplantıya katılmadığından serbest kalmıştı.35