komik fıkralar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juani-
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Supermarkete bir eleman aranmaktadır. Elemanın süper tezgahtarlık bilgisine sahip olması on koşuldan biridir. Bunun için her gelen adaya bir de uygulama yaptırılarak performansına bakılmaktadır. Bir gün içeri bir aday daha girer ve işe talip olduğunu söyler. Bunun üzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sınamak için
- "Evlat şimdi beni iyi izle" der. İlk gelen müsteri "Bir paket çim tohumu istiyorum" der. Bunun üzerine tezgahtar yeşil sarı uzun kısa çabukbüyüyen kalın ince bir sürü çesit çim tohumunu ballandıra ballandır anlatır ve adam sonunda "Bana yeşil ve ince olanından bir paket lütfen" der ve tam parayı ödeyip çikacak bizim kurt tezgahtar
- "Beyefendi bir dakika. Size bir de çim biçme makinesi verelim" diyerek söze girer ve onlarca çesit çim biçme makinesini avantajlarını ödeme kolaylıklarını bir daha böyle bir fırsat bulamayacağını adama gene ballandıra ballandıra anlatır ve sonunda adam çim biçme makinesini de alarak mağazadan ayrılır. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni görelim" der ve evlat tezgaha geçer.
Yeni gelen bay müşteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayağı ateşli bir şekilde orkid çesitlerini renklerini kalınlıklarını vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hiçte aşağı kalmayacak biçimde anlatır. Müşteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir düzine kadar alır. Parayı ödeyip çikacakken bizim aday
- "Beyefendi size bir de çim biçme makinesi satalım" der. Adam
- "Hoppalaaa niye ki?" diye sorunca bizimki
- "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz bari çimleri biçin !"
 
Nasıl yağmur nasıl fırtına adam bir taksiye el kaldırır taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki dün geceki taksici evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça ***ürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça ***ürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça ***ürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii
 
İki bayan manava sessiz bir şekilde fısıldar. "Lütfen iki muz verir misiniz
?" Manav muzları tartar ve 3 tane vereyim bir kilo olsun der. Bayanlardan
biri heyecanla atılır. "Olsun napalım birini de yeriz.!!!"
 
siirt'li bir gay ile bursa'li bir gay e-5te musteri beklerken sohbete baslarlar. bursali
siirtliye "sizin orda ****lik zor olmali herhalde" der..


siirtli de "valla geliiler once dayagi atiiler sonrada alip daga ***urup yapacaklarini yapiiler; tekrar dayak atip orda birakiiler."


bursali "bu dehset verici bir sey canim" der. "peki bursa'da nasil bu is?" diye sorar siirtli.


bursali da anlatir once telefon acarlar kabul edersek gelip arabayla alirlar once hamama guzel kokular surunup ordanda restorant sonra bara ordan da otele isimiz bittikten sonra da evimize birakirlar".


siirtli dayanamaz artik "ulan.." der
"bu sosyal imkanlar siirt'te olsa siirt'in alayi i*ne olur!"
 
Temel bel ağrısı çekiyormuş. Bir gün bu ağrıya dayanamayıp doktora


Gitmeye karar vermiş. Doktor bel ağrıları için temele fitil vermiş ve bunu her gün anal yoldan al demiş.


Temel tamam diyerek evine dönmüş. Evde karısı Fadime sormuş;


"Doktor ne dedi Temel?"


-"Valla böyle bir şey verdi."


-"Eee ne yapacakmışsın bunu?"


-"Her gün anal yoldan alacakmışım."


-"O ne demek ki? "


-"Bilmiyorum"


-"Ben de bilmiyorum doktoru arayıp öğrensene."


Temel doktoru aramış.


-"Doktor bey kusura bakmayın ben bunu ne yapacağımı anlayamadım"


Doktor: -"Anüsten alacaksınız beyefendi."


Temel tamam diyerekten telefonu kapatmış ve karısına dönüp;


-"Anüsten alacakmışım"


Fadime: -"O ne demek?"


-"Bilmiyorum"


-"E ben de bilmiyorum şunu adam gibi yarın doktora gidip öğrenelim."


Ertesi gün Temel doktorun odasına girer.


-"Doktor bey ben bunu ne yapacağımı gene anlamadım."


Doktor: -"Makattan alacaksınız."


Temel dışarı çıkıp tekrar anlamadığını Fadime’ye söyler.


Fadime sinirli bir şekilde:


-"Niye şunu adam gibi öğrenmiyorsun" der.


Temel cesaretini toplar doktorun odasına tekrar girer ve sorar:


-"Doktor bey cehaletime verin ben bunu gene anlayamadım."


Doktor:


-"Beyefendi kıçınıza sokun"


Temel dışarı çıkar Fadime sorar:


-"Ne oldu Temel?"


-"Valla bilmiyorum ama doktor çok kızdı."
 
Çekici bir genç kadın çok zayıf bir bebeği doktora kontrole ***ürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor" der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz" diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey" der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."
 
Doktor muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin sonraki muayenelerde 30 bin lira aliyordu. Bunu öğrenen Kayserili muayeneye ilk gidişinde:
- İşte yine geldim doktor bey dedi.
Doktor soyunmasıni söyledi. Muayene etti ücretini aldı:
- Sağlığınız düzeliyor. Aynı ilaçları kullanmaya devam edin!
 
Anestezi sırasında hasta doktora dönerek sorar:
- Yalnız gidiş için mi yoksa gidiş-dönüş mü doktor?
 
Fevkalade sosyetik bir kokteyl. Dr. Bey smokinleri içinde iki kat yakışıklı. Ağzından da bal akıyor ya. Etrafı her zamanki gibi genç ve güzel hanımlarla çevrili. Bunlardan biri:
- Ah doktor dişim öyle ağrıyor ki günlerdir demiş.
Sonra yakalamış doktorun elini. Ağzına doğru çekmiş. Çekmekle de kalmamış. Sokmuş doktorun parmağını ağzına. Sol tarafa kaydırmış. İşaret parmağını azı dişine doğru zorla uzatıyor.
- İşte burası... Tam burası... Öyle ağrıyor ki?" Doktor parmağını kadının ağzından kurtarmaya çalışırken söyleniyor:
- Hanımefendi iyi ki jinekolog değilim
 
Temel birgün yolda yürüyormuş dursuna rastlamış
t:ula dursun nasılsın
d:niye sordun doktormusun
t:hayır veterinerim
 
Temel ve Dursun trenle yolculuk yaparkenbir sığır çiftliğinin önünden hızla geçiyormuş.Temel tahmin etmiş
-Dursun burada tam 397 sığır var..
-Ula Temelnasıl saydın?Vızz diye geçtuk daa..
-Kolaydur..Ayaklarını sayıp dörde bölüyorum.
 
Bir Amerikalı bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çay
içiyorlarmis. Amerikali çayını bitirince bardagi havaya firlatmis
silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis "Bizde bardaklar o kadar
ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis.


Ingiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates
ederek bardagi parçalamis "bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam
için o kadar çok kumsal vardir ki ayni bardakla iki kere çay içmeyiz"
demis.


Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde çayını
bitirmis bardagi havaya firlatmis silahini çekip Amerikali ve Ingilizi
vurup öldürmüs Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki
biz ayni adamlarla iki kere çay içmeyiz" demis.
 
Komutan kışlada bir yazı astı
-sigara öldürür..
ertesi gün komutanın yazısının altında bir yazı
-ASKER ÖLÜMDEN KORKMAZ
 
Temel ! Askerlik yaptigi bölük`de hic anlasamadigi cavus la basi oldukca dert decavusu Temele ..Sunu yap bunu yap ama makbule gecmezmis!..


Sonra birgün cavusu;Temele demiski.. Git nizamiyenin kapisina bugün karakol komutani gelecek gelir gelmez mutlaka haberim olsun der!..


Ve Temel gider 1-2`saat bekler ! Kapidan iceriye makam araci girer! Temel sorar askerlere bu kim!.. Derlerki karakol komutani...


Hemen makam arabasinin yanina varir ve cami tiklar!... Komutan; Otomatik cami indirir ve sorar!.. Buyur asker!.
Temel sorar siz komutan misiniz!..
Evet der komutan...
Temel derki vallahi boku yedin Cavus seni bekliyor..
 
Acemi er levazım başçavuşuna yakınır :
-Başçavuşum bize yemekte ördek böreği verdiler.Yemin ederim ki içinde bir gram bile ördek eti yoktu.
-O halde? diye yanıtlar başçavuş.Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?
-Şey…yani evet başçavuşum.
-İçinden hiç asker çıktı mı ulan!
 
Zorunlu askerliğini yapmakta olan genç babaannesine koli içerisinde bir el bombası yollar pimine yapıştırdığı kağıtta;
-Babaanneciğim benim acilen izine gelmemi istiyorsan lütfen bu halkayı yerinden çekip çıkar!...
 
İkinci Dünya Savaşı sırasında bir İngiliz
Almanya üzerinde düşürülür. Almanlar bunu esir alırlar fakat İngiliz'in bir bacağı ve iki kolu kangren olmuştur. Almanlar ilk önce bacağı keserler ve İngiliz Almanlardan bu bacağı ana
vatanı olan İngiltere'ye atmalarını ister.
Almanlar da İngiliz’in isteğini yerine getirir.
Sonra İngiliz'in kolu kesilir İngiliz yine aynı dilekte bulunur ve Almanlar da yerine getirir. Bu sefer de Almanlar öteki kolu keserler. İngiliz her zamanki gibi Almanlardan kolu anavatanına atmalarını ister fakat Almanlar " olmaz!" derler
İngiliz nedenini sorunca şöyle cevaplarlar:
"Sen Galiba Kaçmaya Çalışıyorsun!"
 
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi hem söğdi.
-Anladım git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım Mehmet onbaşı benim anama da laf etti babama da laf etti.Anam da yohtur babam da yohtur.Anam da sensin babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.
 
İki acemi er paraşüt eğitimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayışları için havalanırlar. Makul seviyeye geldiklerinde komutanları son kontrolleri yapıp:
- "Atladıktan bir süre sonra paraşütün sağ tarafındaki ipi çekin paraşütleriniz açılacaktır. Şayet açılmazsa hiç telaşa kapılmayın sol tarafta yedek bir ip var onu çekin sorun kalmaz. İndiğinizde sizi bir jip bekliyor olacak;sizi karargaha geri ***ürecek."
Askerler korkarak da olsa atlamışlar. Heyecanla sağ taraftaki iplerine asılmışlar.. Tık yok. Biraz da korkuyla sol taraftaki iplere asılmışlar paraşütler yine açılmamış... Çok sinirlenen asker:
- "Bu komutanın hiçbir dediği çıkmıyor; dur bakalım aşağıda jip de yoksa o zaman görüşürüz onla!"
 
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet`e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet`e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:


- "Sen Ali ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"


- "Evet."


- "Sen Osman benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"


- "Otlanmayacağım."


- "Sen Hasan çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"


- "Yıkattırmayacağım."


Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:


-İyi ben de bundan sonra karavanaların içine hacet göremiceğim
 
Geri
Üst