komik fıkralar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juani-
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Çocuk okuldan bir gözü şiş olarak
dönünce annesi telaşlandı:
- Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?
- Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan' la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya çalıştı :
- Sakın ha! Dövüşmek iyi bir şey değil. Ben sana yarın pasta çörek yereyim. Arkadaşına da ver barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?
- Olur anneciğim barışırım
Ertesi gün çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu:
- Yine ne oldu?
- Arkadaşım yaptı; daha çok pasta çörek istiyor!
 
Dünya Genetik Projeler Yarışması yapılıyormuş. Bütün ülkelerden genetik profesörleri yarışmaya çalışmalarıyla katılmışlar. İlk Fransız profesörün çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu sormuş. Fransız profesör başlamış anlatmaya:
- Ben inek genleriyle tavuk genlerini birleştirdim ortaya çıkan mahlukun eti kırmızı et kadar lezzetli beyaz et kadar sağlıklı oldu!" demiş.
Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra gelmiş Türkiye'den bizim Laz profesöre... Jüri başkanı sormuş:
- Sizin çalışmanız nedir?
Laz profesör anlatmış:
- Ben karpuz genleriyle hamamböceği genlerini birleştirdim!
Birden bütün jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan Laz profesöre sormuş:
- Bu çalışma ne işe yarar?
Laz profesör cevap vermiş:
- Acayip işe yarıyor; karpuzu kesiyorsun çekirdekleri kaçışıyor!
 
Bir toplantıda hayatın hızla geçip gittiğini anlatan konuşmacıya sormuşlar:
- Ama efendim hayat kırkından sonra başlar?
Cevap enteresan. olmuş:
- Otuzbeşinde ölmezsen eğer!
 
Almanya'da yaşayan Sırplı bir işçi Kayserili işçimizi kızdırmak ister:
- Birşey söyleyeceğim. Kayserililer eşek etinden pastırma ve sucuk yaparlarmış doğru mu?
Kayserili Sırplı'yı şöyle bir süzdükten soma lafı gediğine kor:
- Kayseriye gitmek istiyorsan hiç merak etme... Sana dokunmazlar!
 
Timur'un defterdarı hesapta bir yanlışlık yapar. Bunun üzerine Timur defterdara kağıtları yedirir ve işten kovar. Yerine Nasreddin Hoca'yı alır.
Nasreddin Hoca hesapları yufka üzerine yapmaya başlar. Timur bunu görür ve hesapları niçin yufka üzerine yaptığını Hoca'ya sorduğunda ondan şu hazır cevabı alır:
-Yemesi kolay olsun diye?
 
Laz kola otomatiğine gitmiş para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış. Bir para daha atmış yine düğmeye basmış ve yine kolasını almış. Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanına gitmiş ve şöyle demiş:
- Çabuk bütün bozuk paralarınızı verin bugün şansım çok iyi!
 
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen!
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayır Fadime'yle penum için!
 
Temel'le Dursun Sultanahmed' de gezinirken bir turist gelip kendilerine adres sorar.Turist İngilizce Almanca ve Fransızca sorar ama bizim Lazlar anlamaz.
- Ula Dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti!
- Ula neye yarayacak ki? Bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyor.
 
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında:
- Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi? demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve:
- Buyurun beyler yiyin! demişler. Delilerden biri hemen zeytinlere saldırmış ötekisi araya girmiş:
- Önce kaçanları yiyelim öbürleri nasıl olsa duruyor!
 
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış.
Herkes güverteye toplanınca:
- Size bir kötü bir de iyi haberim var! demiş. Hangisiyle başlayayım?
- İyi olanla! demiş yolcular...
- 11 dalda Oscar kazanacağız...
 
Gardiyan mahkuma sormuş:
- Hangi gözümün takma olduğunu bilir
sen seni hücre cezasından kurtarabilirim.
Mahkum:
- Sağ gözünüz takmadır.
- Nereden bildin?
- Daha insanca bakıyor da!
 
Cezaevindeki mahkum bir arkadaşına:
- Gardiyanlar konuşurken duydum.
Yarın buraya adalet bakanı geliyormuş! Beriki heyecanla atılmış:
-Vay canına suçu neymiş?
 
Acemi er levazım başçavuşuna yakınır:
- Başçavuşum bize yemekte ördek böreği verdiler. Yemin ederim ki içinde bir gram bile ördek eti yoktu.
- O halde sen hiç asker bisküvisi yedin mi?
- Şey... Yani evet başçavuşum!
- İçinden hiç asker çıktı mı ulan!
 
Temel hastalanmış doktora gitmiş. Doktor Temel'in kalbini dinledikten sonra:
- Efendim sizin kalbiniz çok hızlı atıyor. Atmaması lazım! demiş.
- Peki ne yapacağız?
- Vereceğim ilaçları kullanın haftaya bir daha muayeneye gelirsiniz.
- Peki! demiş Temel ve gitmiş. .
Tabii bir hafta hemen geçmiş Temel yeniden muayeneye gitmiş. Doktor tekrar Temel'in kalbini dinlemiş. Bu sefer de:
- Maalesef kalbinizin atışı neredeyse bitecek kadara azalmış. Bitmemesi lazım!
Temel kızmış:
- 000 doktor bey siz de çok masraflı oluyorsunuz. Hadi AT MAMASINI buldum BIT MEMESİNİ nereden bulacağım şimdi?
 
Genç çocuk son model BMW' siyle yolda ilerlerken kırmızı ışıkta durur. Tam o sırada arkadan gelen bir kamyon büyük gürültüyle arabaya çarpar. İkisi de inip bakarlar ki arabanın arkası haşat. Kamyonun şoförü gencin ayaklarına kapanır:
- Abicim sen beni affet. Ben 30 yıl çalışsam bunu ödeyemem. Sen şu kardeşini affet!
Çocuk bakar ki adamın hakikaten hali vakti pek yerinde değil. Adamı affeder ve arabasına binip yoluna devam eder. Çocuk 2-3 ışık sonra tekrar durur. Derken yine büyük bir gürültüyle arabasına arkadan çarparlar. Çocuk arabadan iner; bir de bakar ki yine aynı kamyon şoförü arabasına vurmuştur. Ancak bu sefer şoför kamyondan dışarı çıkmadan sadece kafasını pencereden uzatır ve der ki:
- Abi benim ben... Devam et!
 
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş arabasını tamire ***ürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- Size bir şey soracağım: Neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itinayla kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım kapakçıkları temizleyeceğim gerekirse kabloları motor yağını değiştireceğim hatta çok gerekliyse motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım! Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- Bunların hepsini motor çalışırken yapmayı denesenize!
 
Öğretmen çocuğa sordu:
- Söyle bakalım dün okula geleceğin yerde hangi eşekle sokaklarda dolaştın?
Çocuk cevap verdi:
- Oğlunuzla efendim!
 
Öğretmen Ali 'ye sordu:
- Evci! hayvanların başlıcalarını say bakalım!
Ali biraz düşündükten sonra cevap verdi:
- Fare tahtakurusu pire sinek!
 
Ayşe ağacın altına oturnuş resim yapıyordu. Babası yanına gelerek sordu: - Ne resmi yapıyorsun bakayım?
- Çimenlikte bir keçi resmi.
- Çimenler nerede?
- Keçi hepsini yedi.
- Ya keçi?
- Yiyecek bir şey kalmayınca o da gitti.
 
Adamın biri yabancı bir şehirde bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur:
- Pek susadım buralarda su bulamadım lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk adamın yüzüne bakarak kısa bir tereddütten sonra
- İstersen ayran getireyim!" der.
Adam bu teklifi teşekkürle kabul edince çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı İçtikten sonra çocuk - İstersen daha getireyim!" der.
- Zahmet olur yavrum!" der öteki... Çocuk cevap verir:
- Hayır! Zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!
Bunun üzerine adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca çocuk feryadı koparır:
- Anneeel Kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!
 
Geri
Üst